Hafa sonu Metropoll araştırma şirketi tarafından yapılan anketin sonuçları çok konuşuldu. AKP kuruluşundan bu yana ilk defa yüzde 30’ların altını gördü.
Metropoll Araştırma’nın Nisan anketi hafta sonu gündeme damgasını vururken, kapanma sürecinde AKP’nin neden açık kaldığı ve genel merkezde çalışmalar yürütüldüğünü de ortaya koydu. AKP kuruluşundan bu yana ilk defa yüzde 30’ların altını görürken vatandaşların iktidardan ve sorunlara çözüm yaratamamasından rahatsız olduğu ortaya çıktı.
Metropoll’ün Türkiye’nin Nabzı Nisan 2021 anketinden yansıyan sonuçlara göre, halkın yüzde 26.6’sı şu anki gelirleri ile temel ihtiyaçlarını bile karşılayamıyor. Araştırma sonuçlarına göre aylık geliri ile sadece gıda barınma gibi temel ihtiyaçlarını karşılayabildiğini açıklayanların oranı yüzde 53.6’da kaldı.
Araştırmaya göre sadece yüzde 17,7’lik kesim pandemi şartları altında rahatça tüm ihtiyaçlarını karşılayıp geçinebiliyor.
Ankete verilen yanıtlarda AKP’nin oylarının bir önceki aya göre yüzde 33.1’den yüzde 27.1’e düştüğü de görüldü.
MetroPOLL Araştırma’nın sahibi Özer Sencar, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, AKP’den kaçan seçmenin oy tercihlerine dikkat çekti:
“Tabloyu okuma klavuzu: 24 Haziran 2018’de AK Partiye oy verenlerin %67’si bu pazar seçim olsa yine AK Partiye, %3’ü CHP’ye, %3.8’i İYİ Parti’ye, %2.7’si MHP’ye, vs, oy vereceğini söylüyor. %17.6’sı ise kararsızlara gidecek.”
Nisan 2021 itibariyle partiler arası oy hareketleri.
Tabloyu okuma klavuzu: 24 Haziran 2018’de AK Partiye oy verenlerin %67’si bu pazar seçim olsa yine AK Partiye, %3’ü CHP’ye, %3.8’i İYİ Parti’ye, %2.7’si MHP’ye, vs, oy vereceğini söylüyor. %17.6’sı ise kararsızlara gidecek pic.twitter.com/68uImsdCms
— Ozer Sencar (@ozersencar1) May 3, 2021
2018’deki milletvekili seçimlerinde yaşı tutmadığı için oy kullanmayanların ilk tercihi yüzde 33 ile CHP olurken, ikinci tercihi yüzde 24 ile AKP oldu.
Avrasya Araştırma’nın Nisan ayındaki ikinci anketine göre ise “‘Hükümete ve Cumhurbaşkanına güveniyorum, pandemi bittiğinde ekonomik krizi bitireceklerdir’ ifadesine katılıyor musunuz” sorusuna yüzde 58.7 katılmıyorum, yüzde 25.5 katılıyorum, yüzde 15.8 ise fikrim yok cevabını verdi.
Katılımcıların 87.2’si ülkede bir ekonomik kriz olduğunu, yüzde 11.5’i olmadığını düşünürken fikrini açıklamayanlar yüzde 1.3.
Birgün’ün kulis haberine göre, son iki aydır AKP’nin yaptırdığı anketler erimeyi gözler önüne seriyor. Partinin içine girdiği manzara uzun süre Saray’a tam olarak yansıtılmamış. Hem parti içinden bazı isimler hem de Albayrak bu konuda aktif bir çaba sarf etmiş. Ta ki üstü örtülemeyecek boyuta ulaşıncaya kadar. Haftalık ve ayık olarak yapılan tüm kamuoyu yoklamaları yılbaşından bu yana dikkatle inceliyor ve pozisyon belirliyor.
Erdoğan’ın AKP’li gençlerin skandallarından, 128 milyar dolar sorusundan rahatsız olup kurmayları ile görüştüğü öne sürüldü. Erdoğan’ın kendi oy oranı hala partiden 10 puan fazla olduğu için Mayıs ayında hükümete neşter vurması bekleniyor.
Özellikle Milli Eğitim ve Sağlık bakanları topun ağzında görünen isimler. Ancak bu durum sadece onların suçu değil. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile TBMM ve bakanlıklar başta olmak üzere bütün kurumlar birer birer işlevini yitirdi. Ülke genelge ve kararnameler ile yürütüldüğü için kimse elini taşın altına koyamıyor.
İktidar genelgede yer almamasına rağmen içki satışını valilikler eliyle yasaklamaya çalıştı. Markette ceza kesen bir polisin “tebligat yok televizyonda söylediler” cümlesi durumu özetliyor.
MetroPOLL’ün anketine göre AKP’ye destek ilk kez yüzde 27’ye düştü. MHP ise tüm anketlerde baraj altında. Son yayımlanan Türkiye Raporu haftalık bültenine göre halkın yüzde 78’i salgının ekonomi boyutundaki yönetiminin, yüzde 75’i ise eğitim boyutundaki yönetiminin çok kötü olduğunu düşünüyor.
Sabancı Üniversitesi Öğretim Görevlisi Berk Esen, son genelgelerin yansımalarını şöyle ifade ediyor:
“Birincisi, başkanlık sistemi söylendiği gibi etkin, başarılı, hızlı karar alan bir sistem değil. Hızlı ama yanlış kararlar alan, aynı hızla da bu kararları değiştiren bir sistem. Bunun yanında bürokrasiyi de hallaç pamuğu gibi atan, bürokrasinin işlemesine de engel olan bir sistem. Normalde bürokrasinin, bakanlıkların yapacağı politikalar sonucu karar alınması gerekirken tam tersi oluyor. Aşılanma nasıl işleyecek, kimler kapanma kapsamı dışında kalacak, bunların hepsi ilgili bakanlıkların rahatça politika üretip düzenleyebileceği alanlarken sistem gereği böyle olmuyor. Herhangi bir politika ortaya konmadan hızla karar alınıyor, karar alındıktan çok sonra genelge çıkarılıyor.
Bürokratik açıdan bu içinden geçtiğimiz dönemin absürtlüğünün bir sebebi de kimsenin sorumluluk almak istememesi. Çünkü tek karar mercii var ve onun dışında hükümet içerisinden de hiç kimse hiçbir kurum bu kararlar ve yasaklar konusunda sorumluluğun altına girmek istemiyor. Sadece İçişleri Bakanlığı yasaklar, kapanma konusunda öne çıkıyor, o da kendine göre süreci işletiyor. Tabii bakanların da yetkileri sınırlanmış durumda bu hükümet sisteminde. Artık bakanlıklar yok, kabine var, bakanlar zaten sorumluluk alabilecek durumda değil. Yani bu sistem sadece parlamentoyu değil bakanlıkları da devre dışı bırakıyor ve etkisiz bir kabineye dönüştürüyor. İkincisi, kapanmayı bahane olarak kullanarak kendi gündemlerini hayata geçiriyorlar. Bu son içki yasağından da gördüğümüz kapanma bahanesiyle kendi İslamcı gerici politikalarına kapanmayı da bahane etmiş oldular genelge yoluyla. Bunun yanında turistlere sağlanan ayrıcalıklar da yurttaşlara sağlanmıyor, bunun da yolu açıldı.”