İSTANBUL – Haberlerinden dolayı aldıkları telif ücreti nedeniyle “örgüte yardı etmek” suçlamasıyla yargılanan gazetecilerin ilk duruşması görüldü. Duruşma, eksik hususların giderilmesi nedeniyle ertelendi.
Gazeteciler Erdoğan Alayumat, Tuğçe Yılmaz, Suzan Demir, Gülcan Dereli, Kemal Taylan Abatan ile çevirmen Serap Güneş ve sosyolog Berfin Atlı’nın haberlerinden aldıkları telif ücreti nedeniyle “örgüte bilerek isteyerek yardım etmek” iddiasıyla yargılandığı davanın ilk duruşması görüldü. İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya gazeteciler ve avukatları katıldı. Duruşmayı gazeteci meslek örgütlerinin yanı sıra çok sayıda gazeteci izledi.
Duruşmada savunma yapan gazeteci Berfin Atlı’nın telif ücreti nedeniyle yargılandığını, serbest gazeteci olarak birçok basın kuruluşuna telifli yazılar yazdığını ifade etti. Berfin Atlı, “777 Euro telif aldığım için yargılanıyorum. Bu, İstanbul’da tek bir kadının kirasını bile karşılamayan bir meblağ” diyerek, üzerine atılı suçlamayı reddederek, beraatini istedi.
‘İŞİMİ BEDAVA MI YAPAYIM’
Gazetecilik mesleğinin kriminalize edildiğini ifade eden Erdoğan Alayumat, yaptığı bir haber karşılığında aldığı telif nedeniyle yargılandığını belirterek, suçlamaları reddetti. Sanal medya paylaşımlarının da suçlama konusu yapıldığını ifade eden Alayumat, “Burada aslında gazeteciliğin sınırlarının kim tarafından belirlendiği yargılanıyor. Eğer yapılan haberler ve alınan telifler suç olarak görülüyorsa kimse gazetecilik yapamaz. Ben işimi bedava mı yapayım?” diye sordu.
GAZETECİLER SUÇLAMALARI KABUL ETMEDİ
Serbest gazetecilik yaptığını savunmasında dile getiren Gülcan Dereli ise birçok yere telifli haber yaptığını vurgulayarak, “Haber yapmak, telif almak suç değildir” dedi.
Kemal Taylan Abatan, yaptığı haberler ve yazılar karşılığında telif aldığını, geçimini bu şekilde sağladığını söyleyerek, beraatini istedi. Serap Güneş ise telif karşılığında çeviri yaptığını ifade ederek, suçlamaları kabul etmediğini ve beraatini talep ettiğini vurguladı. Suzan Demir de 2008 yılından bu yana sinema eleştirileri yazdığını, gazeteci olduğunu dile getirerek, beraatini istedi.
“Bizim geçinebilmemiz için telifli haber yapmamız gerekiyor” diyen Tuğçe Yılmaz, gazetecilerin birçok hak ihlaliyle karşı karşıya kaldıklarını söyledi. Kültür, sanat haberleri yaptığı için yargılandığının altını çizen Tuğçe Yılmaz, “Kendini feshetmiş bir örgüte üye olmakla yargılanıyorum, bu ironiyi de belirtmek isterim” ifadelerini kullandı.
‘MÜVEKKİLİM YAPTIĞI İŞİN KARŞILIĞINI ALMIŞTIR’
Erdoğan Alayumat’ın avukatı, MLSA Hukuk Birimi’nden Hazal Sümeli, müvekkilinin ulusal ve uluslararası ajanslara haber yapan, ödüllü bir gazeteci olduğunu söyledi. Hazal Sümeli, “Müvekkilimizin aldığı telif ücretleri delil sayılıyor. Ancak bu ödemeler, dönemin asgari ücretine denk geliyor. 15 ay boyunca telif alan müvekkilim, bu gelirle hayatını sürdürmüştür. Müvekkilim yalnızca gazetecilik yapmış, yaptığı haberler karşılığında telif almıştır. Bu durumda ‘örgüte yardım’ yoktur. Çünkü ‘örgüte yardım’ gönüllü olmalıdır. Müvekkilim yalnızca yaptığı işin karşılığını almıştır. Ayrıca söz konusu örgüt kendini feshetmiştir” şeklinde konuştu.
Savunmaların ardından mahkeme heyeti, imza verme adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasına, el konulan dijital materyallerin iadesine, yurtdışı çıkış yasağının adli kontrol tedbirinin devamına karar verdi. Mahkeme, dosyadaki eksik hususların giderilmesi için duruşmayı 17 Şubat 2026’ya erteledi.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***








































