ENSAR NUR | TR724 STRAZBURG
Avrupa Konseyi üye devletlerinin Adalet Bakanları, göç konusunda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi etrafında alevlenen tartışmaları görüşmek üzere Genel Sekreter Alain Berset’nin daveti üzerine Strazburg’da toplandı. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un da katıldığı konferansta düzensiz göç ve ağır suçlu yabancıların durumu karşısında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) nasıl yorumlanacağı sorusuna yanıt arandı.
Konferans, başta İngiltere olmak üzere pek çok üye ülkenin Sözleşme’ye ve AİHM’e sert göç politikalarına engel olduğu gerekçesiyle tepki göstermesi üzerine başlayan tartışmaların ardından gerçekleştirildi. Açılış konuşmasını yapan Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Alain Berset, 9 ülkenin Mayıs 2025’te yayımladığı açık mektuba işaret ederek “Diyalog hemfikir olduğumuzda önemli, hemfikir olmadığımızda vazgeçilmezdir” dedi. Sözleşme’nin 1950’lerde yazılmış olsa da “canlı bir belge” olduğunu vurgulayan Berset, “Amacımız Sözleşme’yi zayıflatmak değil, 21. yüzyılın zorluklarına uygun, güçlü ve geçerli kılmaktır” mesajını verdi.
Berset, 2014’teki Aylan Kurdi trajedisine atıfla göçün insani yüzünü hatırlattı, “Göç, politikaların ötesinde insanlık meselesidir; kaçakçılık ve araçsallaştırma gibi suçlar ise devletleri zorluyor.” dedi.
Öte yandan, Berset basın mensuplarının Sözleşme metninde değişiklik yapılıp yapılamayacağı sorusuna net bir cevap vermedi. Berset, sözleşmenin canlı bir belge olduğunu söyledi; ancak Sözleşme’nin yazıldığı 1950 yılıyla günümüz dünyasının çok farklı olduğunu dile getirdi. Bazı üye devletler Sözleşme’de değişiklik yapılarak işkence yasağı, özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı gibi kuralları içeren maddelerin daha dar çerçevede yorumlanmasını istiyor.
Yaklaşık 3 saat süren basına kapalı tartışmaların ardından kabul edilen sonuç bildirgesi, Sözleşme’ye ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) bağlılığın tartışmasız olduğunu teyit etse de devletlerin ulusal güvenlik, kamu düzeni ve sınır koruma sorumluluklarını açıkça öne çıkardı. Açıklamada, bir yandan AİHM’in bağımsızlığı ve kararlarının bağlayıcılığı hatırlatılırken, bir diğer yandan da Mahkemenin “ikincillik ilkesi” çerçevesinde görev yaptığı ve ulusal devletlerin “takdir marjı” olduğu vurgulandı.
Sonuç bildirgesine göre, Bakanlar Komitesi 2026 mayıs ayında Moldova’da yapılacak yeni konferansa kadar yeni bir siyasi deklarasyon hazırlanacak. Bu deklarasyon özellikle düzensiz göç ve ağır suç işlemiş yabancıların iadesi konularında ulusal güvenlik ve kamu güvenliğini koruma hakkını merkeze alacak. İnsan kaçakçılığıyla mücadele için yeni bir tavsiye kararı çıkarılacak. Göç politikalarına yönelik yeni bir hükümetler arası bir komite kurulması değerlendirilecek.
Starmer ve Frederiksen’den ortak çağrı: “Sınırları korumak demokrasiyi savunmaktır”
Zirveden önceki gece İngiltere Başbakanı Keir Starmer ve Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen, The Guardian’da yayımlanan ortak makalelerinde zirveye güçlü bir destek verdi. “Sınırlarımızı korumak demokrasilerimizi savunmaktır” başlığıyla kaleme alınan yazıda, liderler düzensiz göçün hükümetlere olan güveni sarstığını ve popülist sağın yükselişini tetiklediğini savundu.
“Avrupa daha önce büyük sınavları birlikte aşmayı başardı, şimdi yine aynı şeyi yapmalıyız. Aksi takdirde bizi bölmek isteyen güçler daha da güçlenecek” diye yazan ikili, mevcut iltica sisteminin “başka bir çağ için tasarlandığını” belirtti. İkili “Kitle hareketliliğinin hüküm sürdüğü bir dünyada, dün işe yarayan çözümler artık yetersiz. Savaş ve terörden kaçanları her zaman koruyacağız ama dünya değişti, iltica sistemleri de değişmeli.” ifadelerini kullandı.
Starmer ve Frederiksen, AİHS’nin yorumunun modernize edilmesini “21. yüzyıl zorluklarını yansıtmak” için şart gördü. “Ana akım, ilerici siyasetin bu sorunu çözebileceğini göstermek, nefret ve bölünme güçlerine karşı en iyi silahtır” diyerek, insan kaçakçılığına karşı daha sert önlemler, “iade merkezleri” ve Sözleşme’nin 3’üncü maddesi (insanlık dışı muamele yasağı) ile 8’inci maddesi (aile hayatı hakkı) gibi maddelerin orantılı yorumunu talep etti.
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***








































