Nordic Monitor’dan Abdullah Bozkurt imzalı haber, Türkiye’nin Hollanda Lahey’deki büyükelçiliğinde kurulan bir istihbarat biriminin Avrupa genelinde Erdoğan karşıtı gazetecileri, muhalifleri ve sürgündekileri fişlediğini ortaya koydu.
Bozkurt’un elde ettiği gizli belgelere ve yazışmalarda, 4 Türk vatandaşının fişlendiği ve bilgilerinin büyükelçilikteki birim tarafından raporlanarak İçişleri Bakanlığı Dış İlişkiler Dairesi’ne gönderildiği görülüyor. Söz konusu bilgi notu, oradan da Jandarma ve Emniyet’e “acil işlem” talimatıyla ulaştırılmış. Belgeler, yurtdışından toplanan istihbaratın Türkiye’de doğrudan operasyonel olarak kullanıldığını gösteriyor. Yazışmalarda adı geçen kişilerin diaspora içinde Erdoğan karşıtı olarak işaretlendiği ifade ediliyor.
Türkiye’nin Lahey Büyükelçiliği’ndeki bu birimin kurulması eski MİT ve Dışişleri istihbarat kökenli Fatma Ceren Yazgan’ın Büyükelçi olarak atanmasının ardından gerçekleşti. Birimin yönetimini ise 4 Ekim 2024’te atanan Albay Ahmet Murat Karaçam ve 30 Eylül 2024’te atanan Emniyet Müdürü Tuncay Kızıltuğ yapıyor.
İçişleri ve Emniyet’in 30 Eylül 2025 tarihli gizli yazılarında, yurtdışından gelen istihbaratın “kesinlikle paylaşılmaması”, sadece ilgili il emniyetine ve yerel istihbarat birimlerine iletilmesi talimatı veriliyor. Bu, operasyonun diplomatik skandal riskinin bilindiğini ortaya koyuyor.
Abdullah Bozkurt’un haberine göre aynı yapı Berlin, Viyena, Brüksel, Ottawa ve Washington büyükelçiliklerinde de faaliyet gösteriyor. Diplomatik dokunulmazlık casusluk için kullanılıyor. Hedefte Gülen hareketi mensupları, Kürt aktivistler, sol muhalifler, sürgündeki gazeteciler ve Erdoğan politikalarına direnen Müslüman cemaat liderleri var.
Nordic Monitor’un elde ettiği gizli belgeler, Türkiye’nin sınır ötesi baskı ağının işleyişine nadir görülen bir içgörü sunuyor. Bir NATO ülkesinin sınırları içinde bulunan büyükelçilikte gizli bir istihbarat hücresinin kurulması ve toplanan istihbaratın Türkiye’deki polis birimlerine doğrudan uygulanmak üzere gönderilmesi, Ankara’nın yurtdışındaki gizli faaliyetlerinde ciddi bir tırmanış anlamına geliyor.
Ankara, diplomatik misyonları güvenlik ve istihbarat aygıtının uzantısı haline getirme pratiğini derinleştirdikçe, Avrupa devletleri egemenliklerini ve sınırlarına sığınan sürgünleri korumak için daha kararlı adımlar atmak zorunda kalabilir: diplomatik sınır dışı, yaptırımlar ya da hukuki işlem.
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***








































