WAN – Eğitim Sen Wan Şubesi, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’ndeki uygulamalara ilişkin yaptığı açıklamada, “Üniversiteler hiçbir kişinin veya grubun arka bahçesi olamaz” dedi.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Wan Şube Yürütme Kurulu, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde yaşanan sendikal ayrımcılık ve liyakatsiz uygulamalara dair yazılı açıklama yaptı.
Son yıllarda uygulanan yönetim anlayışının kurumsal kültürü zedelediği belirtilen açıklamada, “Çalışanlarda aidiyet, adalet, liyakat ve verimlilik duygusunu ciddi biçimde aşındırmaktadır. Üniversiteler, bilimsel özerklik, demokratik katılım ve liyakat ilkeleri üzerine inşa edilmediği sürece nitelikli eğitim üretimi ve topluma karşı sorumluluklarını yerine getiremez. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde yaşanan uygulamalar, hem çalışanların motivasyonunu hem de kurumun bilimsel ve toplumsal itibarını olumsuz etkilemektedir” denildi.
Açıklamada Sayıştay raporlarında yer alan ve yasaya aykırı olmasına rağmen beş genel sekreter yardımcılığı ataması yapıldığı kaydedilerek, “Kamu kurumlarında liyakatsizlik, kayırmacılık ve sendikal ayrımcılık, hem Anayasa’ya hem de kamu yönetimi etiğine aykırıdır. Üniversiteler hiçbir kişinin veya grubun arka bahçesi olamaz; kamusal sorumluluk bilinciyle yönetilmelidir. Üniversite rektörlüğü etrafında oluşturduğu dar bir grup dışında neredeyse hiçbir akademik birimle iletişim kurmuyor. Bölüm başkanları ve dekanlar aylarca randevu alamamaktadır. Bu durum, katılımcı ve şeffaf yönetim anlayışının ortadan kalktığını göstermektedir. Uzun yıllar hizmet etmiş akademisyenlerin görevde yükselme süreçleri engellenmekte, buna karşılık liyakat açısından yetersiz veya yakın ilişkilere dayalı atamalar yapılmaktadır” denildi.
‘LİYAKAT İHLALİ SORUNU YAŞANIYOR’
Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi: “Henüz doktora tez jürisine girmemiş kişiler için kadro ilanları açılırken, yıllar önce doktora tezini tamamlamış, akademik yayın üretmiş öğretim elemanlarının talepleri karşılanmamaktadır. Hiçbir çalışan, sendikal kimliği veya eleştirel tutumu nedeniyle dışlanamaz. Ayrımcılık, kurumsal güveni ve çalışma barışını bozar, çalışma ortamını rekabet ve güvensizlik temelli hale getirir. Üniversite yönetimi, tüm çalışanlara eşit mesafede durmalı, örgütlenme özgürlüğünü, demokratik katılımı ve çoğulculuğu güvence altına almalıdır. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde yaşanan tablo, yalnızca bir yönetim krizi değil, aynı zamanda kurumsal sorumluluk ve liyakat ihlali sorunudur.”
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***