Gezi davası tutuklusu iş insanı Osman Kavala, PKK’nın silah bırakması ve Meclis’te komisyon kurulmasıyla devam eden çözüm sürecini değerlendirdi. Kavala, Türkiye’de hukukun hakim olmadığını vurgulayarak; “Rejim kendi yazdığı kanun maddelerini uygulamıyor. Gerek benim hakkımda gerekse başka dosyalarda verilen ihlal kararlarını uygulamayan iktidar, bunlar yetmezmiş gibi İmamoğlu ve arkadaşlarını da buraya gönderdi. Şimdi halk bu rejime nasıl güvensin ve bu sürece nasıl destek versin?” dedi. Süreci değerlendirirken bölgesel dengelerin de gözetilmesi gerektiğini altını çizen Kavala, “PYD’nin, Türkiye’den beslendiğini düşünüyorlar. Ben o bölgeden gelen bir hükümlüyle cezaevinde sohbet ettim. ‘PYD’nin üçte ikisi Suriye Kürt’ü’ diyor” ifadelerini kullandı.
İş İnsanı Osman Kavala, Gezi Parkı eylemleri nedeniyle 19 Eylül 2025 itibariyle 2 bin 880 gündür tutuklu. 12punto’nun haberine göre; Kavala’yı Avukat Afşin Hatipoğlu ziyaret etti.
İmralı Süreci hakkındaki görüşlerini paylaşan Kavala, AKP iktidarının kendi yazdığı kanunları bile uygulamadığını belirterek şunları söyledi:
“Türkiye’ye hukuk hâkim değil. Rejim kendi yazdığı kanun maddelerini uygulamıyor. Gerek benim hakkımda gerekse başka dosyalarda verilen ihlal kararlarını uygulamayan iktidar, bunlar yetmezmiş gibi İmamoğlu ve arkadaşlarını da buraya gönderdi. Şimdi halk bu rejime nasıl güvensin ve bu sürece nasıl destek versin?
PKK, silahlı mücadeleyi devam ettiremediğini zaten görmüştü. Bölgesel dengeler düşünülmeden bu süreç takip edilemez. PYD’nin, Türkiye’den beslendiğini düşünüyorlar. Ben o bölgeden gelen bir hükümlüyle cezaevinde sohbet ettim. ‘PYD’nin üçte ikisi Suriye Kürt’ü’ diyor.
Biz Suriye’de ayrı bir Kürdistan olduğunu kabul etmiyoruz ama var. Lübnanlaşma konusu var mesela. Türkiye Lübnan olmaz, tarihimiz farklı. Ayrıca Kuzey Irak özerkliğini örnek verenler oluyor. Barzani Kürdistan’ı özerklik tanımının çok ötesinde, dünyada öyle bir özerklik uygulaması yok. Bu sorunları anayasaya Kürt yazarak çözemezsiniz. Bunu ben de desteklemiyorum. Kültürel haklar elbette tartışılmaz ama konuşulan başlıklar için komisyon kurmaya da gerek yoktu. İktidar meclisten belli yasaları geçirebilirdi. CHP’nin komisyon konusundaki şartsız desteğini iktidar fırsata çevirebilir. Bu konudan bağımsız şunu da belirteyim ki CHP yönetimine ‘Sosyalist Enternasyonal üstünden Gazze konusunda iki devletli bir çözüm çağrısı yaptırın.’ dedim. CHP’den önce Fransızlar yaptı bile.”
“Magazinleşmiş bir hadise”
Kavala, hakkındaki ‘Sorosçu’ iddialarına da şöyle yanıt verdi:
“Ben, 99 depreminde bizzat çalıştım. O deprem benim hayatımdaki kırılma noktasıdır. Depremden sonra iş hayatından daha çok sivil topluma yöneldim. En önemli hamlem ise Açık Toplum Vakfı değil, Anadolu Kültür hareketidir. Diyarbakır’da ve Kars’ta sanat merkezleri açtık, birçok toplumsal çalışma yürüttük. Açık Toplum Vakfı, Can Paker’in başkanlığında ilerleyen bir işti ve ben oradaki yönetim kurulu üyelerinden sadece birisiydim. Soros konusu ise magazinleşmiş bir hadisedir. Benim Soros’la hiçbir yakınlığım yoktur.”
Referandum oyunu açıkladı
Kavala’nın 2010’daki referandum hakkındaki tutumu da soruldu. Hatipoğlu, “Siz de yetmez ama Evet’çi miydiniz?” sorusunu yöneltti. Kavala şöyle yanıt verdi:
“Ben 2010 Referandumu’nda oy kullanmadım ama adı geçen birçok arkadaşla ‘Temas ve Diyalog’ grubunu kurduk. Kürt sorununun çözümü için aktif çalıştık”