DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, CHP lideri Özgür Özel’i ziyaret etti. Görüşme sonrası konuşan Özel, Ali Yerlika’ya seslendi. Özel, “Bu bina il başkanlığı değilse, bizim çalışma ofisimizse bu binada sizin ne işiniz var? Bana sormadan evime nasıl giriyorsunuz? Evime nasıl zorunlu ikamet veriyorsunuz birileri için?” diye sordu.
A+
Yazı Boyutunu Büyüt
A–
Yazı Boyutunu Küçült
DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan CHP lideri Özgür Özel’in İstanbul’daki çalışma ofisini ziyaret etti.
Tuncer Bakırhan’ın açıklamaları şu şekilde:
“Bu sadece bir nezaket ziyareti değil. Hukuksuz, anti demokratik uygulamalara karşı aslında ortak bir irade göstermenin de ziyaretidir. İktidar bu tür uygulamalardan vazgeçmelidir. Seçilmiş iradeyle, delegelerle uğraşmaktan vazgeçmelidir” diyen Bakırhan, diye konuştu. “Seçme ve seçilme hakkına saygı gösterilmelidir. Olmazsa olmaz, en önemli koşullardan birisi budur. Bu ülke hepimizindir. Bu ülkeyi demokrasiye, düzlüğe çıkarma mücadelesine devam ettireceğiz.”
Özel ziyaret sonrası açıklamalarda bulunuyor.
“Büyük bir hukuksuzluğun, büyük bir saldırının karşısındayız. Suçumuz ne diye bakarsak, kaybetmeyi kabullenmiyoruz. Bu bina, kazanan bir binaya dönüştü. Bu bina, İstanbul’da Adalet ve Kalkınma Partisi karşısında en büyük zaferi kazandı. İstanbul’u kazananın Türkiye’yi kazanacağı gerçeğiyle birlikte bu bina hedef haline geldi.
Sokaklarımı karıştıracaksınız! Erdoğan diyor ki ‘Kimseye sokağı karıştırmasına izin vermeyiz.’ Bizim niyetimiz sokağa karıştırmak falan değil, haneye tecavüze mani olmak! Buradaki direnişin hukuktaki ve vicdandaki adı meşru müdafaadır.
Binanın tapusu bizde, Genel Merkez’de… Burası Genel Merkez Çalışma Ofisi’dir, İl Başkanlığı iki katlı bir binanın boş ikinci katıdır. Elbette burasını kayyuma vermeyeceğiz. Bugün de çalışmamızı yaptık, yarın geldiğimizde de çalışmamızı yapacağız. Buna karşı İstanbul Valisi 3 gün sonunda Ankara’ya yazdı. İçişleri Bakanı’nın talimatıyla adres değişikliğini sisteme girmiyorlar. Girseler, burada Genel Merkezin olmasını istemediği kimse olmaz.
Dimdik ayaktayız, buradayız, bundan sonra bu süreçleri en büyük kararlılıkla, titizlikle takip etmeye devam edeceğiz. Bizi majestelerinin muhalefet partisi yapamazlar. Bizi süreçte kendileri için tehdit olan bir siyasi parti olmaktan çıkarıp iktidar umudu olmayan bir siyasi partiye dönüştüremezler. Partinin aldığı tarihsel tutarlılık içinde doğru kararlarla ortaya koyduğu iradeyi böyle yaparak sakatlayıp kendilerince CHP’yi süreçlerin dışına atmayı çalıştıklarının farkındayız. CHP olması gereken yerde duracak, konuşması gereken yerde konuşacak, mücadele etmesi gereken yerde mücadele edecek.
Bu vakitten sonra İçişleri Bakanı akıl almaz bir adam. İstanbul Valiliğinden biliyoruz. Civa yerinde durmaz, döner durur. Gitti İçişleri Bakanlığı yapıyor. İçişleri Bakanı olduğu günden beri makama yönelik olarak son derece saygın bir ilişki yürütmeye çalışıyoruz. Her kriz döneminde savruluyor. Bana saldırıldığında ilk telefonu o açar. İstanbul Valisi açar. Bütün Türkiye soruyor. Bu saldırı neden oldu? Bu saldırı neden oldu? Çıktım dedim ki İçişleri Bakanı aradı. Vali aradı. Cumhurbaşkanı aradı. Ben bu saldırıyı hiçbir siyasi partiyle, bir siyasetçiyle ilişkilendirmiyorum. Tahkikat yapılıyor. O tahkikatın sonucunu bekleyeceğiz. Manisa’da kardeşim vefat ediyor. İlk telefonu o açıyor. Paylaşım yapıyorlar. Ferdi Zeyrek için taziye bildirdi. Özgür Özel’in işte saldırı için şunu yaptı. Ailesinden şu tehdit edildi bunu yaptı. Ama gün kötülük yapmaya gelince kapıyı duvar yapıyor arkadaşlar. Bizim hakkımızı teslim etmeye gelince dut yemiş bülbüle dönüyor arkadaşlar. Bu mu yiğitlik? Bu mu devlet adamlığı? Böyle mi görev yapacaksınız? Evimi taşıdım diyorum. Taşıyamazsın. Kiracıyı çıkardım ben oturacağım diyorum. Oturamazsın. Ya sen işlemi yap. İtirazı olan varsa gidecek mahkemeye. Anayasa Mahkemesi kararını tanımıyorum, saymayalım diyen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uymayanlar üst mahkemeleri 1. kademe mahkemesine ezdirenler çıkmış bana diyor ki “Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kararına saygılı ol.” 9 tanesine sen saygı duymayıp 10.dan bu işi yapıyorsun da ben de saygılı olacağım Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kararına. Bütün meslektaşları, Mevkidaşları, karar yazan diğer mahkemeler millet parmağını ısırıyor. Bu dava İstanbul’da görülür mü? Bu davaya tedbir verilir mi? Yüksek yargıda bir tane bu davaya tedbiri hukuki gören varsa çıksın açıklasın saygı duyacağım. Herkes aynı şeyi söylüyor. O yüzden bu olmayacak işi oldurmaya çalıştılar. Dimdik ayaktayız.
Buradayız. Bundan sonra da bu süreçleri en büyük titizlikle, en büyük kararlılıkla takip etmeye devam edeceğiz. Bizi yaptıkları bu zulümlerle duruşumuzu değiştiremezler. Mücadelemizi durduramazlar. Bizi majestelerinin muhalefet partisi yapamazlar.
Bizi süreçte kendileri için tehdit olan bir siyasi parti olmaktan çıkarıp iktidar umudu olmayan bir siyasi partiye dönüştüremezler. Ayrıca partinin aldığı tarihsel tutarlılık içinde doğru kararlarla ortaya koyduğu iradeyi böyle yaparak sakatlayıp birtakım kararlar, değişikliklerine yönlendirip kendilerince Cumhuriyet Halk Partisi’ni süreçlerin dışına atmaya çalıştıklarının farkındayız.
Cumhuriyet Halk Partisi olması gereken yerde duracak, konuşması gereken yerde konuşacak. Mücadele etmesi gereken yerde mücadele edecek. Tayyip Erdoğan’ın ve onun saraydaki tasarımcılarının bize çizdiği çerçevenin içinde değil, kendi belirlediğimiz sınırlar içinde siyasi mücadele yapacağız. Onların bize çizdiği yere mahkum ve onların bariyerlerine mahkum kalmayız.
Milletvekillerinin önüne bariyer çekebilirsiniz. Cumhuriyet Halk Partisi’nin muhalefet çizgisi bariyerlenemez. Bu partinin iktidara yürüyüşü, Türkiye’de muhalefetin iktidarı değiştirme noktasındaki azim ve kararlılığı araçsallaştırılmış mahkemeler ve hakimler tarafından engellenemez. Mücadelemiz sürecek. Sizlerin hepinize bu bütün bu süreçte emekleriniz için, gayretleriniz için teşekkür ediyoruz. Bundan sonra da İl Başkanımız Özgür Çelik’le birlikte, il yöneticilerimizden birlikte hem İl başkanlığımızda hem buradaki ofisimizde görevimizi yapmaya devam edeceğiz.
‘BANA SORMADAN EVİME NASIL GİRİYORSUN’
Bu bina, İstanbul İl Başkanlığı ise bu binaya niye vatandaş üye olmak için kayda gelemiyor? Ya da bir üye niye aidat ödemek için içeri giremiyor? Burayı il başkanlığı tutuyoruz diyorlar. Siyasi partilerin faaliyetlerinin bu şekilde kısıtlanması mümkün değil. Buraya gelecek aidat ödeyecek. Buraya gelecek yeni üye kaydı yapacak.
Bu bina il başkanlığı değilse, bizim çalışma ofisimizse bu binada sizin ne işiniz var? Bana sormadan evime nasıl giriyorsunuz? Evime nasıl zorunlu ikamet veriyorsunuz birileri için? Bu burada duracak diyorsunuz. O yüzden İçişleri Bakanlığı bu soruya yanıt veremez. Bu çelişkiyi sürdüremez. Tarihe bu utançla geçemez.
Bu bina il başkanlığıysa isteyen her üye buraya girer. Her vatandaş gelir. Ben üye kaydedeceğim sana karşı. Örgütleniyorum. Benim en önemli görevim bu. Yok burası il başkanlığı değil diyorsam il başkanlığının adresini göster oraya gitsinler. Evimden de çık. Şu an için seni istemiyorum. Randevu istersen çay içmeye gelebilirsin. Ali Yerlikaya’ya söylüyorum”
AYRINTILAR GELİYOR…
Kaynak: Haber Merkezi
Özgür Özel
DEM Parti
Rozetlerini Cumhurbaşkanı Erdoğan Taktı
Yaş Beklemeden Emeklilik Geliyor
AKP Sözcüsü Ömer Çelik’ten Kritik Açıklamalar
Ayak Mantarını Bitiriyor, Kötü Kokuyu Bıçak Gibi Kesiyor! Yalnızca 2 Malzeme Yetiyor
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***