Aralarında kız öğrencilerin de bulunduğu 41 kişinin, Gülen Hareketi’ne üye olmak suçlamasıyla yargılandığı “Kız Çocukları Davası”nda; karaciğer nakli olmuş ve Parkinson hastası olan, çocuklarıyla birlikte yargılanan bir anneyle birlikte toplam 19 kişiye hukuksuz gerekçelerle ceza verildi. İddianamede, öğrencilerin oyun oynaması, ders çalışması ve sinemaya gitmesi bile suç olarak gösterilmişti.
Bold Medya’nın haberine göre, 7 Mayıs 2024 sabahı, aralarında kız çocukları ve öğrencilerinde bulunduğu 41 kişinin evleri uzun namlulu silahlarla polisler tarafından en azılı suçlular gibi basıldı. Üsküdar Çocuk Şube’de bir gün boyunca avukatsız sorgulanan çocukların, yakınlarına haber dahi verilmeden ifadeleri alındı. Polislerin “Sizlere kan kustururuz” tehditlerine maruz kalan çocuklar, aileleri aleyhine ifade vermeye zorlandı. Bu süreçte psikolojik işkenceye maruz bırakıldılar.
Hukukun hiçe sayıldığı ve hemen hemen her türlü hukuki normun ihlal edildiği cadı avının ardından, yine hukuk dışı skandal kararlar geldi.
Kamuoyunda “Kız Çocukları Davası” olarak bilinen aralarında 13–17 yaş arası kız çocuklarının ve üniversite öğrencilerinin de bulunduğu 41 kişinin Gülen Hareketi mensubu olmak suçlamasıyla yargılandığı duruşmada mahkeme kararını açıkladı.
Başkanlığını Şenol Kartal’ın yaptığı İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi hukuksuz gerekçelerle masum 19 kişiye ceza verdi, 19 kişi beraat aldı. 11 kişiye sözde ‘örgüt üyeliğinden’ 6 yıl 3’dan, 7 yıl 6 aya kadar hapis cezası verildi. 8 kişi ise ‘yardım’ iddiasıyla 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı. Duruşmaya katılmayan 2 kişi hakkında tutuklama kararının çıktığı davada, iftiracı olan 1 kişiye ise ceza verilmedi.
Dava sürecinde dikkat çeken isimlerden biri Aysu Bayram oldu. Üç kızıyla birlikte gözaltına alınan anne Bayram’a 6 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Aynı dosyada yargılanan kızı, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi 2. sınıf öğrencisi 19 yaşındaki Ayişe Züleyha Bayram ise beraat etti.
Aysu Bayram’ın sağlık durumu, dava boyunca gündemdeydi. Kendisine kısa süre önce parkinson teşhisi konuldu, üç yıl önce de oğlundan alınan karaciğer nakliyle hayata tutunmuştu. Hastalıklarına rağmen hapis cezası alması, tepki gördü.
Polis Herkesi Götürdü, 9 Yaşındaki Kızım ve Kedi Kaldı
Anne Bayram, yaşadığı süreci duruşma çıkışı KHK TV ile paylaştı. Karaciğer nakli hastası ve Parkinson rahatsızlığı bulunan Bayram, cezaevinde geçirdiği 9 ay boyunca sağlık hizmetlerine erişemediğini ve ailesiyle birlikte büyük mağduriyet yaşadığını anlattı.
Gözaltı sabahı evde yalnızca 9 yaşındaki kızı ve kedisinin kaldığını belirten Aysu Bayram, “Beni ve küçük kızlarımı sanık gibi aldılar. Lisedeki çocuklarımı da götürdüler. Hatta onları görmeme bile izin vermediler,” diyerek yaşadığı travmayı dile getirdi.
Cezaevinde Hastalığımla İlgili Desteğe Ulaşamadım
Tutukluluk sürecinde ciddi sağlık sorunlarıyla mücadele ettiğini vurgulayan Bayram, “Karaciğer nakli hastasıyım, Parkinson’um var. Cezaevindeyken bu hastalıklarla ilgili hiçbir desteğe ulaşamadım,” dedi.
Biz Masumuz Dosya Bomboş
Mahkeme sürecinin sonunda verilen kararın özellikle gençler açısından çok üzücü olduğunu ifade eden Bayram, “Biz masumuz. 529 sayfalık dosyada bomboş şeyler var. Gittin, geldin, yedin, içtin… Bunlarla dolu. 117 eylem yazmışlar, birinci eylem diye başlamışlar. Çocukların yaptığı etkinlikleri terör örgütü yapılanması diye yazmışlar,” diyerek dosyanın içeriğine tepki gösterdi.
Gençler Üzerinde Yıkım
Yargı sürecinin ardından serbest kalmasına rağmen verilen cezaların gençler üzerinde büyük bir yıkım yarattığını belirten Bayram, “Üniversite öğrencisi çocuklar merdivenlerden gözyaşlarıyla iniyor. Yazık oldu çocuklara,” sözleriyle yaşananların etkisini özetledi.
“İnşallah bozulur, inşallah çocukların yüzü güler” diyerek sözlerini tamamlayan Aysu Bayram, hukuki sürecin yeniden değerlendirilmesini umut ettiğini belirtti.
Beraat Ettim, Ama Çok Üzgünüm”
“Kız Çocukları Davası” tutuklanan ve daha sonra serbest bırakılan hukuk fakültesi öğrencisi Ayişe Züleyha Bayram da, yaşadığı süreci ve duygularını kamuoyuyla paylaştı. Bayram, annesi Aysu Bayram’a ve bazı arkadaşlarına verilen cezaların ardından yaşadığı çelişkili duyguları dile getirdi.
“Rahat ettiğim için çok mutluyum,” diyen Bayram, hemen ardından ekliyor: “Ama anneme ceza verdiler, arkadaşlarımın bazılarına ceza verdiler. Bu yüzden de çok üzgünüm.”
Bayram, tamamen yasal ve suç içermeyen faaliyetler nedeniyle yargılanmasına anlam veremediğini belirtiyor. Aynı zamanda hukuk fakültesi öğrencisi olan Bayram, süreci şöyle değerlendiriyor:
“Bir hukuk adamı olarak anlam veremiyorum. Biraz kızgınım, biraz üzgünüm ama neyin içinde olduğumu hâlâ tam olarak anlamış değilim. Neden böyle suçlamalara maruz kaldığımı, ailemden dolayı suçlandığımı düşünüyorum. Yine de mantıklı gelmiyor. Bilmiyorum.”
Bayram’ın ifadeleri, yargı sürecinin genç bireyler üzerindeki etkisini ve hukuki sistemin sorgulanma biçimini gözler önüne serdi. Beraat etmiş olmasına rağmen ailesine ve çevresine verilen cezaların yarattığı adaletsizlik hissi, davanın toplumsal boyutunu daha da görünür kıldı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***