Göbeklitepe’de yapılan kazılarda, Neolitik Çağ’ın inanç dünyasına ışık tutacak yeni bir keşif yapıldı. B ile D yapıları arasındaki bir odanın duvarı içinde, sırtüstü yatırılmış insan heykeli bulundu. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, keşfin dönemin ritüellerine dair önemli bilgiler sunduğunu belirterek eseri duyurdu.
Taş Tepeler Projesi Koordinatörü ve Göbeklitepe Kazı Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul, heykelin bir eli göğsünde, diğer eli karnında olacak şekilde tasarlandığını ve oldukça gerçekçi bir üsluba sahip olduğunu söyledi. Karul, “Heykel, bir yapı taşı olmaktan ziyade bir ritüelin parçası olarak duvarın içine bilinçli şekilde yerleştirilmiş olmalı” dedi.
Heykelle ilgili Hürriyet’ten Umut Erdem’e dikkat çeken açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Karul, “Bir eli karnının üzerinde diğeri ise göğsünde olacak şekilde şekillendirilmiş. Bu duruş daha önce Göbeklitepe’de bulunan başka heykellerle de örtüşüyor. Çağdaş yerleşmelerden de benzerlerini biliyoruz.” dedi.
‘BİLİNÇLİ ŞEKİLDE YERLEŞTİRİLMİŞ’
Heykelin duvarın içerisinde, bir yapı malzemesi görünümünde olmasının dikkat çekici olduğunu söyleyen Prof. Dr. Karul, Göbeklitepe ve çağdaşlarında bu uygulamaya sıkça rastlandığını belirtti. Karul, “Özellikle Nevali Çori’de duvar ve sekilerin içinde bulunmuş heykel parçaları var. Ayrıca bu dönemde yapıların işlevi sona erdikten sonra içlerinin bilinçli bir şekilde doldurularak terk edildiklerini ve bu işlem sırasında kırık ya da tüm halde heykellerin yapıların içine bırakıldıklarını biliyoruz. Söz konusu heykeller ile yapılar aynı çağın ürünleri, başka bir ifade ile dönüştürdükleri bu heykeller hafızalarında yaşamaya devam eden nesneler. Bu durum söz konusu heykelin yapı duvarının içine bilinçli bir şekilde yerleştirildiği düşüncesini destekliyor.” diye konuştu.

‘ADAK’ AMACIYLA KONULMUŞ OLABİLİR
Heykelin ‘adak’ amacıyla bir ritüelin parçası olarak duvara yerleştirildiğini düşündüklerini kaydeden Karul, bir diğer önemli noktanın ise Göbeklitepe’de son dönemde hayvan betimlemelerinden daha çok insan betimlemelerine rastlanması olduğunu belirtti.
“Sanırım yerleşik yaşamın başlangıcında insan kendisini hayvanlar dünyasının bir parçası olarak görürken, yerleşik hayata girildikçe kendini evrenin merkezine koymaya başlıyor ve insan heykellerinin sayısı artıyor.” diyen Karul, heykelin önemine şu sözlerle dikkat çekti:
“Bu çerçeveden bakıldığında da bulunan her heykel, onun yapım biçimi, ellerinin duruşu, tarih öncesi toplumların ideolojik yaklaşımlarının anlaşılması dolayısı ile Göbeklitepe’nin de daha iyi tanımlanması konusunda son derece önemli.”
Kaynak: Hürriyet
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***