Abdülhamit Bilici | Washington D.C.
Amerika Birleşik Devletleri Uluslararası Din Özgürlüğü Komisyonu (USCIRF), bu hafta çevrim içi bir oturum düzenleyerek Türkiye’de din özgürlüğü alanında yaşanan ciddi ihlalleri gündeme taşıdı. Komisyon Başkanı Vicky Hartzler ve Başkan Yardımcısı Asif Mahmood’un açılış konuşmalarıyla başlayan oturumda, tanıklar “sistematik ve ağır ihlaller” tablosunu gözler önüne serdi.
Başkan Hartzler, Hristiyan kiliselerinin yasal statüden mahrum bırakılmasından Alevi ibadetine getirilen engellere, ateistlerin uğradığı ayrımcılıktan Hizmet hareketi mensuplarına yönelik zulme kadar uzanan geniş bir ihlal listesini sıraladı. Kamuoyunda “Kız Çocukları Davası” olarak bilinen yargılamada ismi geçen Aysu Bayram’ı hatırlatan Hartzler, Bayram’ın cezaevinde günlük ibadetlerinin engellendiğini ve talep ettiği dini kitapların verilmediğini aktardı.
Başkan Yardımcısı Mahmood ise, “Din veya inanç özgürlüğü için mücadele etmek, bugün her zamankinden daha hayati” diye vurguladı.
USCIRF, 2018’den bu yana ilk kez Türkiye üzerine özel bir oturum düzenledi. Komisyon üyeleri ayrıca 2024’te Türkiye’ye yaptıkları inceleme gezisini hatırlatarak, raporlarında da altını çizdikleri kaygıların sahada doğrulandığını belirtti.
Protestanlar: “İbadethanemiz Yok Sayılıyor”
Türkiye Protestan Kiliseler Derneği Başkanı Ramazan Arkan, yaklaşık 10 bin Protestan’ın yasal belirsizlik içinde yaşadığını söyledi. “Hiçbir kilisemiz resmen ibadethane olarak tanınmıyor,” diyerek, kilise inşa etme çabalarının engellendiğini, din adamı yetiştirilmesinin yasaklandığını, yabancı pastörlerin sınır dışı edildiğini belirtti. Gönüllülerin “güvenlik tehdidi” diye fişlenip oturma izinlerinin iptal edildiğini aktaran Arkan, “Sorunlarımızı her yerde anlattık, ama hiçbir şey değişmedi,” diye ekledi.
Alevi İnancı Folklor Derecesine İndirildi
Alevi Vakıfları Federasyonu Başkanı Haydar Doğan ise Türkiye nüfusunun beşte birini oluşturan Alevilerin kurumsal olarak yok sayıldığını vurguladı. Cemevlerinin ibadethane statüsünün reddedildiğini, dedelerin ve babaların hukuki konumdan yoksun bırakıldığını söyledi. “Devlet bizi bir inanç topluluğu değil, folklor unsuru olarak görüyor,” diyen Doğan, nefret söylemine yaptırım, eğitim müfredatında reform ve inanç önderlerinin tanınması çağrısı yaptı.
“Sorun Sadece Azınlıklar Değil”
Uluslararası Din Özgürlüğü Enstitüsü Başkanı Thomas Schirrmacher de Türkiye’deki baskıların yalnızca gayrimüslimleri değil, Sünni çoğunluğun içindeki farklı kesimleri de hedef aldığını belirtti. Hizmet hareketi mensupları, bazı tarikatlar, ateistler ve “kamusalda Sünni, özelde Ermeni” kimliğiyle yaşayan bir milyondan fazla kripto Ermeninin durumuna dikkat çekti. Halki Ruhban Okulu’nun açılmasına dönük çabaların olumlu ama sınırlı bir adım olacağını, asıl sorunun din eğitimi alanındaki sistematik engeller olduğunu söyledi.
ABD’den Sert Eleştiriler
Washington Yakın Doğu Politikaları Enstitüsü’nden Soner Çağaptay, Türkiye’nin laik Cumhuriyet’ten Erdoğan döneminde dinin siyasete taşınmasına uzanan seyrini anlatarak ülkeyi “küresel güçler arasında salınım yapan bir devlet” olarak tanımladı. ABD’nin ilişkilerini kişisel dostluklar yerine kurumsal temellere oturtması gerektiğini vurguladı.
ABD Kongre Üyesi Gus Bilirakis ise en sert çıkışı yaptı. “Yüz yıl önce Türkiye’de iki milyon Rum vardı, bugün birkaç bin kişi kaldı. Bu, etnik temizlik ve kültürel soykırımın sonucudur,” dedi. Halki Ruhban Okulu’nun kapalı tutulmasını ve Ayasofya’nın camiye çevrilmesini sert ifadelerle kınadı, Türkiye’nin ‘Özel Endişe Duyulan Ülkeler’ listesine alınmasını istedi.
Tehlike Çanları
Her ne kadar oturum Zoom’da yapılmış olsa da mesajı güçlüydü: Türkiye’de yalnızca azınlıklar değil, Sünni çoğunluğun bazı kesimleri de din özgürlüğü alanında ciddi engellerle karşı karşıya. 2018’den bu yana ilk kez yapılan bu özel oturum, USCIRF’in 2025 raporundaki uyarıları bir kez daha doğrulamış oldu. 1998’de Kongre tarafından kurulan Komisyon, Türkiye’de giderek kötüleşen tabloya nasıl yanıt verilmesi gerektiği konusunda, karar alıcılara ve kamuoyuna öneriler sunmayı sürdürüyor.
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***