İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor
  • Ana Sayfa
  • Haberler
    • All
    • Bilim ve Teknolji
    • Dünya
    • Ekonomi
    • Kültür - Sanat
    • Politika
    • Spor
    • Yaşam
    Trump Pentagon’a Yeni İsim Buldu: 'Savaş Bakanlığı'

    Trump Pentagon’a Yeni İsim Buldu: ‘Savaş Bakanlığı’

    Beşiktaş’tan Dev Sermaye Hamlesi!

    Beşiktaş’tan Dev Sermaye Hamlesi!

    Açlık sınırı 23 bin 615 lira, yoksulluk sınırı 81 bin 868 liraya yükseldi

    Dört kişilik bir ailenin insan onuruna yaraşır yaşaması için açlık sınırı 28 bin 444 lira, yoksulluk sınırı 87 bin 910 lira oldu!

    Haber Merkezi TR724

    Suriyeli dini lider, Dürziler için ‘ayrı’ bölge talep etti

    Haber Merkezi TR724

    Suriye lideri Ahmed el-Şaraa, önümüzdeki ay Birleşmiş Milletler’de konuşacak

    Hizmet Hareketi’nde yeni duruş biçimleri

    Hizmet Hareketi’nde yeni duruş biçimleri

    Trending Tags

  • İnsan Hakları
    Jandarma karakolunda işkence: İki kişi öldürüldü; biri karakol bahçesine gömüldü

    Jandarma karakolunda işkence: İki kişi öldürüldü; biri karakol bahçesine gömüldü

    DEM Partili Kamaç: Diyanet’in 19 dilli yayınında Kürtçe yok!

    DEM Partili Kamaç: Diyanet’in 19 dilli yayınında Kürtçe yok!

    ‘Mansur Yavaş her şart altında aday’

    Adliye binalarımız güzel ama adalet var mı?

    Batman’da sert müdahalede bulunan polisler hakkında soruşturma başlatıldı

    Batman’da sert müdahalede bulunan polisler hakkında soruşturma başlatıldı

    Esenyurtlular kayyıma tepkili: Hukuksuzluk ve adaletsizliktir

    Esenyurtlular kayyıma tepkili: Hukuksuzluk ve adaletsizliktir

    En Yakınındaki İsim Konuştu: Mansur Yavaş Esenyurt'taki Mitinge Neden Katılmadı?

    En Yakınındaki İsim Konuştu: Mansur Yavaş Esenyurt’taki Mitinge Neden Katılmadı?

    Trending Tags

  • 15 Temmuz
    Akın Öztürk: 15 Temmuz önlenirdi ama 2 buçuk saat refleks göstermediler

    Akın Öztürk: 15 Temmuz önlenirdi ama 2 buçuk saat refleks göstermediler

    ”15 Temmuz gazisi” nasıl yakalandı? Kabinden çıkmaya ikna edilmesi yaklaşık 20 dakika sürdü

    ”15 Temmuz gazisi” nasıl yakalandı? Kabinden çıkmaya ikna edilmesi yaklaşık 20 dakika sürdü

    Tel Aviv’de taciz şüphesiyle gözaltına alınan Türk görevli ”15 Temmuz gazisi” çıktı

    Tel Aviv’de taciz şüphesiyle gözaltına alınan Türk görevli ”15 Temmuz gazisi” çıktı

    Ertesi gün ne yapacaklardı? Ben Serhat Telli, 15 Temmuz günü yaşadığım olayları anlatmak istiyorum

    Ertesi gün ne yapacaklardı? Ben Serhat Telli, 15 Temmuz günü yaşadığım olayları anlatmak istiyorum

    15 Temmuz’u kimin yaptığı sonuçlarında gizli

    15 Temmuz’u kimin yaptığı sonuçlarında gizli

    15 Temmuz’dan sonra kurulan yeni söylem düzeni

    15 Temmuz’dan sonra kurulan yeni söylem düzeni

  • Kürt Meselesi
    Bakırhan: Kürtlerle barış Türkiye’ye refah getirir

    Bakırhan: Kürtlerle barış Türkiye’ye refah getirir

    DEM’li Tuncer Bakırhan: “Biz CHP’nin eylemci kitlesi değiliz, bizim başka bir meselemiz var”

    DEM’li Tuncer Bakırhan: “Biz CHP’nin eylemci kitlesi değiliz, bizim başka bir meselemiz var”

    DEM Partili Kamaç: Diyanet’in 19 dilli yayınında Kürtçe yok!

    DEM Partili Kamaç: Diyanet’in 19 dilli yayınında Kürtçe yok!

    Tabip odaları: Kayyımlar  Kürt sorunu çözümsüzlüğünün sonucu

    Tabip odaları: Kayyımlar Kürt sorunu çözümsüzlüğünün sonucu

    Batman’da sert müdahalede bulunan polisler hakkında soruşturma başlatıldı

    Batman’da sert müdahalede bulunan polisler hakkında soruşturma başlatıldı

    DEM Parti'den Ahmet Özer Yorumu: Bu Ne Perhiz Bu Ne Lahana Turşusu

    DEM Parti’den Ahmet Özer Yorumu: Bu Ne Perhiz Bu Ne Lahana Turşusu

    Trending Tags

  • Görüş & Analiz
    Bir kavram çözümlemesi denemesi: Yeni faz (2)

    Bir kavram çözümlemesi denemesi: Yeni faz (2)

    Bir kavram çözümlemesi denemesi: Hizmet Mürtedleri! (1)

    Bir kavram çözümlemesi denemesi: Hizmet Mürtedleri! (1)

    Edebiyatın dar koridorları: American Fiction ve Ahlat Ağacı

    Edebiyatın dar koridorları: American Fiction ve Ahlat Ağacı

    Ortadaki cenaze

    Ortadaki cenaze

    Necip F. Bahadır

    Gazze yanarken nutuk atmak!

    Velileri geçen kahramanlar

    Velileri geçen kahramanlar

  • Gizlilik politikası
No Result
View All Result
  • Ana Sayfa
  • Haberler
    • All
    • Bilim ve Teknolji
    • Dünya
    • Ekonomi
    • Kültür - Sanat
    • Politika
    • Spor
    • Yaşam
    Trump Pentagon’a Yeni İsim Buldu: 'Savaş Bakanlığı'

    Trump Pentagon’a Yeni İsim Buldu: ‘Savaş Bakanlığı’

    Beşiktaş’tan Dev Sermaye Hamlesi!

    Beşiktaş’tan Dev Sermaye Hamlesi!

    Açlık sınırı 23 bin 615 lira, yoksulluk sınırı 81 bin 868 liraya yükseldi

    Dört kişilik bir ailenin insan onuruna yaraşır yaşaması için açlık sınırı 28 bin 444 lira, yoksulluk sınırı 87 bin 910 lira oldu!

    Haber Merkezi TR724

    Suriyeli dini lider, Dürziler için ‘ayrı’ bölge talep etti

    Haber Merkezi TR724

    Suriye lideri Ahmed el-Şaraa, önümüzdeki ay Birleşmiş Milletler’de konuşacak

    Hizmet Hareketi’nde yeni duruş biçimleri

    Hizmet Hareketi’nde yeni duruş biçimleri

    Trending Tags

  • İnsan Hakları
    Jandarma karakolunda işkence: İki kişi öldürüldü; biri karakol bahçesine gömüldü

    Jandarma karakolunda işkence: İki kişi öldürüldü; biri karakol bahçesine gömüldü

    DEM Partili Kamaç: Diyanet’in 19 dilli yayınında Kürtçe yok!

    DEM Partili Kamaç: Diyanet’in 19 dilli yayınında Kürtçe yok!

    ‘Mansur Yavaş her şart altında aday’

    Adliye binalarımız güzel ama adalet var mı?

    Batman’da sert müdahalede bulunan polisler hakkında soruşturma başlatıldı

    Batman’da sert müdahalede bulunan polisler hakkında soruşturma başlatıldı

    Esenyurtlular kayyıma tepkili: Hukuksuzluk ve adaletsizliktir

    Esenyurtlular kayyıma tepkili: Hukuksuzluk ve adaletsizliktir

    En Yakınındaki İsim Konuştu: Mansur Yavaş Esenyurt'taki Mitinge Neden Katılmadı?

    En Yakınındaki İsim Konuştu: Mansur Yavaş Esenyurt’taki Mitinge Neden Katılmadı?

    Trending Tags

  • 15 Temmuz
    Akın Öztürk: 15 Temmuz önlenirdi ama 2 buçuk saat refleks göstermediler

    Akın Öztürk: 15 Temmuz önlenirdi ama 2 buçuk saat refleks göstermediler

    ”15 Temmuz gazisi” nasıl yakalandı? Kabinden çıkmaya ikna edilmesi yaklaşık 20 dakika sürdü

    ”15 Temmuz gazisi” nasıl yakalandı? Kabinden çıkmaya ikna edilmesi yaklaşık 20 dakika sürdü

    Tel Aviv’de taciz şüphesiyle gözaltına alınan Türk görevli ”15 Temmuz gazisi” çıktı

    Tel Aviv’de taciz şüphesiyle gözaltına alınan Türk görevli ”15 Temmuz gazisi” çıktı

    Ertesi gün ne yapacaklardı? Ben Serhat Telli, 15 Temmuz günü yaşadığım olayları anlatmak istiyorum

    Ertesi gün ne yapacaklardı? Ben Serhat Telli, 15 Temmuz günü yaşadığım olayları anlatmak istiyorum

    15 Temmuz’u kimin yaptığı sonuçlarında gizli

    15 Temmuz’u kimin yaptığı sonuçlarında gizli

    15 Temmuz’dan sonra kurulan yeni söylem düzeni

    15 Temmuz’dan sonra kurulan yeni söylem düzeni

  • Kürt Meselesi
    Bakırhan: Kürtlerle barış Türkiye’ye refah getirir

    Bakırhan: Kürtlerle barış Türkiye’ye refah getirir

    DEM’li Tuncer Bakırhan: “Biz CHP’nin eylemci kitlesi değiliz, bizim başka bir meselemiz var”

    DEM’li Tuncer Bakırhan: “Biz CHP’nin eylemci kitlesi değiliz, bizim başka bir meselemiz var”

    DEM Partili Kamaç: Diyanet’in 19 dilli yayınında Kürtçe yok!

    DEM Partili Kamaç: Diyanet’in 19 dilli yayınında Kürtçe yok!

    Tabip odaları: Kayyımlar  Kürt sorunu çözümsüzlüğünün sonucu

    Tabip odaları: Kayyımlar Kürt sorunu çözümsüzlüğünün sonucu

    Batman’da sert müdahalede bulunan polisler hakkında soruşturma başlatıldı

    Batman’da sert müdahalede bulunan polisler hakkında soruşturma başlatıldı

    DEM Parti'den Ahmet Özer Yorumu: Bu Ne Perhiz Bu Ne Lahana Turşusu

    DEM Parti’den Ahmet Özer Yorumu: Bu Ne Perhiz Bu Ne Lahana Turşusu

    Trending Tags

  • Görüş & Analiz
    Bir kavram çözümlemesi denemesi: Yeni faz (2)

    Bir kavram çözümlemesi denemesi: Yeni faz (2)

    Bir kavram çözümlemesi denemesi: Hizmet Mürtedleri! (1)

    Bir kavram çözümlemesi denemesi: Hizmet Mürtedleri! (1)

    Edebiyatın dar koridorları: American Fiction ve Ahlat Ağacı

    Edebiyatın dar koridorları: American Fiction ve Ahlat Ağacı

    Ortadaki cenaze

    Ortadaki cenaze

    Necip F. Bahadır

    Gazze yanarken nutuk atmak!

    Velileri geçen kahramanlar

    Velileri geçen kahramanlar

  • Gizlilik politikası
No Result
View All Result
İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor
No Result
View All Result
Home Güncel

Hizmet Hareketi’nde yeni duruş biçimleri

SG by SG
25 Ağustos 2025
in Güncel, Politika
0
Hizmet Hareketi’nde yeni duruş biçimleri
PaylaşPaylaş


Weber’in otorite türleri, Hirschman’ın “Çıkış-Ses-Sadakat” modeli ve McAdam’ın yüksek riskli aktivizm teorisini kullanılarak, son dönemde cemaat yapısındaki kırılmalar ve üyelerin farklılaşan tepkileri sistematik olarak inceleyebiliriz. Böylelikle gündelik tartışmaların ötesinde meselenin sosyolojik derinliğini ortaya koymak mümkün olacaktır.

“Ah, kimselerin vakti yok. Durup ince şeyleri anlamaya!”

Gülten Akın

M. NEDİM HAZAR | YORUM

15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Gülen Cemaati’nde yaşanan sarsıntının ardından oluşan çatlaklar, bu çatlaklardan sızan sorunlar ve bunların getirdiği tartışmalar 8 yıldır devam ediyor. Ancak bu tartışmaların büyük kısmı, maalesef gündelik bir “kayıkçı kavgası” havasında, yüzeysel ve çoğu zaman kişisel hesaplaşma düzeyinde seyrediyor. Oysa meselenin sosyolojik derinliği, felsefi boyutları ve daha da önemlisi hikmet açısından okunması hiç yapılmıyor.

Oysa ihtiyaç duyulan şey, bu tartışmaları daha sakin bir zeminde, bilimsel çerçevede ele almak olsa gerek. Zira böyle yapıldığında, zaten yapılan tartışmalarda sorulan soruların cevapları kendiliğinden ortaya çıkacaktır. Fakat özellikle sosyal medya çağının getirdiği “anlık tartışma tutkusu” denebilecek bir hal var ki, bu durum meselelerin derinlemesine ele alınmasını engelliyor. Yetmiş yaşını aşmış insanların bile ellerinde telefon, aynı konuları tekrar tekrar, bıkmadan usanmadan yazdıklarını, bunun için videolar çektiklerini, sohbet odalarında kavga ettiklerini görüyoruz. Tabii ki bu tartışmalardan şöhret ve maddi kazanç elde etmeye çalışanlar da var, ki bu da insani açıdan son derece anlaşılır.

İşte bu noktada, meseleyi daha esaslı ve analitik bir zemine çekmek gerekiyor. Çünkü yaşanan bu büyük kırılmanın ardından Hizmet Hareketi’nde ortaya çıkan yeni durumlar, aslında sosyolojinin temel kuramlarıyla açıklanabilecek sistemli bir yapı gösteriyor.

Gülen Cemaati’nde 15 Temmuz sonrası yaşanan dönüşümü anlayabilmek için üç temel sosyolojik kurama başvurmamız gerekiyor. Bu kuramların her biri, yaşanan değişimin farklı bir boyutunu aydınlatacak ve bütüncül şekilde ele alındıklarında, cemaat yapısındaki çok boyutlu kırılmanın tam resmini ortaya koyacaktır.

Weber ile başlayabiliriz.

Max Weber, malum modern sosyolojinin kurucularından biri olan Alman düşünür. “Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu” adlı eseriyle dünya çapında tanınan Weber, otorite türleri, bürokrasi kuramı, sosyal eylem türleri gibi konulardaki çalışmalarıyla sosyal bilimlerin temel kavramlarını şekillendirmiş. Geliştirdiği kavramlar, günümüzde hâlâ sosyal olguları anlama konusunda vazgeçilmez araçlar olarak kullanılmakta.

Weber’in otorite konusundaki en önemli katkısı, meşru otoritenin üç temel türünü tanımlaması: Geleneksel otorite, yasal-akılcı otorite ve olağanüstü kişilik otoritesi. Bu sınıflandırma, farklı toplumsal yapılarda iktidarın nasıl kurulduğunu ve sürdürüldüğünü anlamamıza yardımcı oluyor.

Sonuncudan başlayacak olursak; olağanüstü kişilik otoritesi, Weber’in en çarpıcı kavramlarından biri. Bu otorite türü, bir liderin sahip olduğu varsayılan sıra dışı, neredeyse kutsal sayılabilecek niteliklerine dayanıyor. Olağanüstü kişilik lideri, sıradan insanlardan farklı kabul ediliyor ve takipçileri onu özel yeteneklere, bilgiye veya manevi güce sahip olarak görüyorlar. Bu lider, geleneksel kurallara bağlı olmadığı gibi, mevcut düzenin de dışında duruyor. Bu liderin otoritesi, takipçilerinin ona olan inancından kaynaklanıyor.

Ancak Weber’in kuramındaki en kritik nokta şu: Olağanüstü kişilik otoritesi, doğası gereği belli bir zaman ve kendisine edindiği vazife ile mukayyet. Çünkü bu otorite, liderin herkes tarafından tam kavranamayabilecek bir referansa bağlı ve tabiri caizse nev-i şahsına münhasır. Lider yaşlandığında, hastalandığında, başarısızlıklar yaşadığında veya öldüğünde, bu otorite mutlaka bir dönüşüm sürecinden geçer. Weber buna “rutinleşme” (routinization) diyor.

Rutinleşme süreci, aynı zamanda olağanüstü kişilik otoritesinin ya geleneksel otoriteye ya da yasal-akılcı otoriteye dönüşümünü ifade ediyor aslında. Bu süreçte, liderin kişisel niteliklerine dayalı otorite, kurumsal bir yapıya dönüşmek zorunda kalacaktır. Yoksa hareket dağılabilir ya da zamanla sönümlenerek -nadiren de olsa- ortadan kalkabilir. İşte bu nokta, Gülen Cemaati’nin günümüzdeki durumunu anlamak için son derece kritik.

Merhum Gülen’in cemaat üzerindeki etkisi, tam da bu türden bir otorite örneği. Onun ilmi derinliği, ruhani hal ve tavrı, öngörü kabiliyeti gibi özellikler, takipçileri nezdinde olağanüstü bir konuma sahip olmasını sağlamış.

Fakat biraz önce vurguladığımız gibi olağanüstü kişilik otoritesi, doğası gereği geçici ve mutlaka “rutinleşme” sürecinden geçmek zorunda. Yine vurguladığımız gibi, bu rutinleşme, liderin fiziksel varlığının zayıflaması, yaşlanması ya da öldüğü durumlarda ortaya çıkıyor. Gülen’in Amerika’da ikamet etmesi, yaşlılığı ve sağlık sorunları, tam da böyle bir rutinleşme sürecini başlatmıştı zaten.

15 Temmuz sonrası yaşanan kriz, bu rutinleşme sürecini hızlandırdı ve dahi derinleştirdi. Yaşanan büyük travma sonrası bir yandan “Aslında bize hiçbir şey olmadı ki!” vektörü ile diğer yandan “Yandık, bittik, kül olduk, bu iş bitti!” vektörünün oluşturduğu gerilim fayından travma sonrası Z raporu alınmasını sürekli erteleme durumu krizi derinleştiren ve belki de kangrene dönüştüren bir etken oldu.

Liderin her ne kadar özellikle konvansiyonel olmayan medyayı da kullanabilmesi mümkün olsa da, cemaatin fiziksel uzaklığı ve iletişim kanallarının daralması, cemaat üyeleri arasında farklı tepkiler ortaya çıkardı. Kimi üyeler, liderin otoritesini daha da kutsallaştırarak “savunma” modu geliştirirken, kimisi ise liderin yokluğunda kendi yorumlarını geliştirmeye başladı, böylece fiili bir otorite dağılımı yaşandı. Üstelik bu çift gerilim etmeninin dışında bir başka grup da liderin yokluğunu bir “terk edilmişlik” olarak yorumlayarak, hayal kırıklığı yaşıyordu.

Bu süreç, cemaatin klasik yapısı her ne kadar aksine inansa da Weber’in öngördüğü gibi, cemaat yapısında büyük değişimlere yol açtı. Aslında bu son derece olağan bir süreçti ve olağanüstü kişilik otoritesinin rutinleşmesi, hem kurumsal yapılarda hem de bireysel bağlılık düzeylerinde köklü dönüşümlere sebebiyet verecekti.

İşte tam bu noktada ikinci modelimize geçebiliriz: Hirschman’ın “Çıkış-Ses-Sadakat” modeline. 

Alman doğumlu Amerikalı ekonomist ve sosyal bilimci olan Albert Otto, Hitler rejiminden kaçarak Amerika’ya yerleşen, burada ekonomi, siyaset bilimi ve sosyoloji alanlarında çok disiplinli çalışmalar yapan bir bilim adamıydı. Kalkınma ekonomisi konusundaki öncü çalışmalarının yanı sıra, sosyal bilimlerde en çok bilinen eseri “Exit, Voice, and Loyalty” (Çıkış, Ses ve Sadakat) adlı kitabı bize durum çözümlemesinde kolaylaştırıcı bir yardımda bulunabilir.

Hirschman’ın 1970 yılında yayımlanan eseri, örgüt kuramı ve sosyal hareket çalışmaları açısından gerçekten de devrim niteliğinde. Model, hem ticari şirketlerden siyasi partilere, hem dini cemaatlerden devletlere kadar tüm örgütsel yapıların analiz edilmesinde kullanılabilecek evrensel bir çerçeve sunuyor.

Modelin temel mantığı oldukça sade ama çok güçlü: bir örgütün/şirketin/partinin/sosyal yapının performansında bozulma yaşandığında, üyeler üç farklı tür tepki gösterebilirler. Bu tepkiler arasındaki seçim, hem bireysel faktörlere hem de örgütün yapısına bağlı. Hirschman’ın modelinin en değerli yanı, bu üç seçenek arasındaki dinamik ilişkileri açıklaması. Örneğin, “çıkış” seçeneğinin kolay olduğu durumlarda “ses” azalır, ya da güçlü “sadakat” bağları “ses” kullanımını artırır.

Bu modele göre üç ihtimal var: çıkış (exit), ses (voice) ve sadakat (loyalty).

Çıkış; adı üzerinde üyenin bağlı olduğu yapıdan tamamen ayrılması. Genelde şaşırtıcı olan ama en çok görülen, aynı zamanda en radikal çözüm şeklidir bu ama aynı zamanda örgüte en az geri bildirim sağlayan seçenektir. Gülen Cemaati bağlamında, 15 Temmuz sonrası tamamen cemaatten kopan kişiler bu kategoriye girebilir sanırım.

Ses; üyenin yapı içinde kalırken, sorunlara dikkat çekerek değişim talep etmesi. Hemen fark edileceği üzere bu, daha yapıcı bir yaklaşım çünkü hem örgütün iyileşmesine katkı sağlıyor hem de üyenin yapı içindeki konumunu koruyor. Cemaat içinde eleştiri getiren ama cemaatten ayrılmayan kesim bu grubu oluşturuyor.

Sadakat ise, sorunlara rağmen örgüte bağlı kalmayı, sabırla değişim beklemeyi ifade etmekte. Bu yaklaşım, yapının geçici bir kriz yaşadığına inanma ve uzun vadeli değerlerinin korunacağına güvenme üzerine kuruludur.

Görüleceği üzere Hirschman’ın modeli, Gülen Cemaati’ndeki farklı tepkileri anlamak için son derece kolaylaştırıcı ve aydınlatıcı. Ayrıca model, bu üç temel tepki arasındaki dinamik ilişkileri de açıklıyor. Örneğin, “ses” seçeneğinin engellendiği durumlarda “çıkış” artıyor. Ya da güçlü “sadakat” bağları olan durumlarda, “ses” daha uzun süre tercih edilebiliyor.

Geldik son sosyal model çözümlememize : Yüksek riskli aktivizm çözümlemesi.

Şimdilerde 80’ine merdiven dayamış olan ve Stanford Üniversitesi’nde sosyoloji profesörü olarak görev yapan Doug McAdam, sosyal hareket çalışmaları alanındaki en önemli isimlerden biri ve hassaten Amerikan sivil haklar hareketine ilişkin araştırmalarıyla tanınıyor. “Political Process and the Development of Black Insurgency” (Siyasi Süreç ve Siyah İsyanın Gelişimi) adlı eseri, sosyal hareket literatürünün temel kaynaklarından sayılıyor.

McAdam’ın sosyal hareket teorisine en önemli katkısı, “yüksek riskli aktivizm” kavramını geliştirmesi oldu. Bu kavram, özellikle katılımcıların ciddi kişisel risklerle karşı karşıya kaldığı durumlarda – tutuklanma, işini kaybetme, sosyal dışlanma, hatta fiziksel şiddet görme riski taşıyan durumlarda – insanların neden hareket etmeye devam ettiklerini açıklamaya çalışır.

McAdam’ın çalışmaları, sosyal hareket katılımının sadece ideolojik motivasyonla açıklanamayacağını gösterdi. İnsanların yüksek riskli durumlarla karşılaştıklarında verdikleri tepkiler, karmaşık bir faktörler bileşiminin sonucu. Bu yaklaşım, özellikle baskı altındaki hareketlerin analizinde son derece değerli.

Üstada göre güçlü motivasyonel bağlar, bir kişinin sosyal hareket veya örgütle duygusal, ideolojik ve manevi açıdan kurduğu derin bağlantıları ifade ediyor. Bu bağlar, kişinin kimlik algısının önemli bir parçası haline geliyor ve gaye-yi hayal ile doğrudan ilişkili hale geliyor. McAdam’a göre, bu bağlar ne kadar güçlü ise, kişi o kadar yüksek risk almaya razı oluyor.

Bu modele göre, aidiyetin motivasyonel bağlarının gücü, üç temel kaynaktan besleniyor: Kimlik bütünlüğü, anlam arayışı ve ahlaki yükümlülük hissi. Kimlik bütünlüğü, kişinin kendini hareketin bir parçası olarak görmesi ve bu kimlikten vazgeçmenin büyük bir iç çelişki oluşturacağı hissiyatı. Anlam arayışı, hareketin kişinin hayatına verdiği anlam ve amaç duygusu. Ahlaki yükümlülük ise, hareketin temsil ettiği değerlerin “doğru” olduğuna dair derin inanç ve bu değerleri koruma sorumluluğu hissidir.

McAdam’a göre, insanların yüksek riskli durumlarda hareket etmeye devam etmelerinde üç temel faktör etkili: Güçlü motivasyonel bağlar, sosyal ağlar içindeki konum ve biyografi uygunluğu.

Gülen Cemaati’nin 15 Temmuz sonrası yaşadığı süreç, tam anlamıyla McAdam’ın tabiriyle “yüksek riskli” bir ortamdır. Misal Cemaat üyeliği, iş kaybından hapisle sonuçlanabilecek yargı süreçlerine kadar çeşitli riskler taşımakta. 

Gülen Cemaati’nde güçlü motivasyonel bağlar, genellikle üç boyutta kendini göstermekte:

Hizmet idealine bağlılık: Görünür katmanda bulunan eğitim, diyalog, yardımlaşma gibi temel hizmet değerlerine olan derin inançla beraber yapılan tüm işlerin aynı zamanda “İ’la-yı Kelimetullah” olduğunun farkındalığı. Bu kişiler için hizmet, sadece bir faaliyet değil, varoluş nedenidir. “İnsanlığa hizmet Hakk’a hizmettir!” anlayışı, onların tüm yaşam felsefelerini şekillendirir. Bu nedenle, dış baskılar karşısında geri adım atmak, sadece bir örgütten ayrılmak değil, yaşam amacından vazgeçmek anlamına geliyor.

Manevi tatmin ve ruhani haz: Uzun yıllardır cemaat faaliyetlerinden aldıkları manevi haz ve ruhsal tatmin. Bu kişiler, cemaat içindeki ibadet, sohbet, yardımlaşma ortamının kendilerine sağladığı huzur ve mutluluğu başka hiçbir yerde bulamadıklarına inanır. Hem de güçlü bir şekilde. Bu duygusal bağ, maddi çıkarların çok üstünde bir motivasyon sağlar.

Gelecek nesil mesuliyeti: Sadece biyolojik olarak kendi çocuklarına değil, hatta kendi inançlarındaki çocuklara da değil, geleceğin tüm çocuklarına, gençlere, gelecek nesillere karşı hissedilen sorumluluk duygusu. Bu kişiler, bugün geri adım atarlarsa gelecek nesillerin bu değerlerden mahrum kalacağını düşünürler. Bu sorumluluk hissi, pek çok kişisel riski göze almayı kolaylaştırıyor.

Ve fakat bu güçlü bağlar da zamanla aşınabiliyor elbette. Özellikle “duygusal sadıklar” kategorisinde gördüğümüz gibi, yaşanan olumsuzluklar motivasyonel bağları zayıflatabiliyor. Bu zayıflama süreci genellikle şu aşamalardan geçiyor:

Hayal Kırıklığı Aşaması: Beklenen sonuçların alınamaması, liderlerin beklentileri karşılayamaması durumunda yaşanan ilk kırılma.

Sorgulamaya Başlama: “Acaba yanlış mı yapıyoruz?”, “Bu yol bizi nereye götürüyor?” gibi sorular sormaya başlama.

İkili Yaşam: Hem bağlılık hissetme hem de uzaklaşma isteği arasında kalma durumu.

Motivasyonel Çöküş: Artık eski motivasyonu hissetmeme, faaliyetleri “görev” olarak görme durumu.

Bu meyanda sosyal ağlar kuramına göre, insanların davranışları büyük ölçüde içinde bulundukları sosyal ilişki ağları tarafından şekilleniyor. Bu ağlardaki konum – merkezi mi çevresel mi, yoğun mu seyrek mi bağlantılara sahip – kişinin hareket kararlarını doğrudan etkilemekte.

McAdam’ın modelinde sosyal ağlar üç temel işlev görüyor, cemaat özelinde buna bir tane daha ilave etmek durumundayız: Bilgi akışı, sosyal baskı, moral desteği ve maddi destek. Bilgi akışı, hareket hakkındaki güncel gelişmeleri, stratejileri, riskleri öğrenme imkanı sağlıyor. Sosyal baskı, ağ içindeki diğer üyelerin beklentileri doğrultusunda davranma zorunluluğu inşa ediyor. Duygusal destek ise, zor anlarda moral ve motivasyon kaynağı oluyor. Madde destek malum; muavenet.

Öte yandan çözümleyebildiğim kadarıyla cemaatin sosyal ağları son derece karmaşık ve çok katmanlı bir yapı sergiliyor:

Merkezi konumda olanlar: Cemaat içinde koordinatör, bölgeci, kurum müdürü gibi görevleri olan kişiler. Bu kişiler, çok sayıda insanla bağlantılı oldukları için hem çok fazla bilgiye ulaşıyorlar hem de üzerlerinde yoğun sosyal baskı hissediyorlar. Ayrılmaları durumunda, sadece kendi hayatları değil, bağlantılı oldukları yüzlerce insanın hayatı da etkileneceği için çok yüksek bir sorumluluk altındadırlar.

Sıkı bağlara sahip olanlar: Aile bağları, yakın arkadaşlıklar, iş ilişkileri tamamen cemaat içinde olan kişiler. Bu kişiler için cemaatten ayrılmak, sosyal intihar anlamına gelir çünkü tüm sosyal çevrelerini kaybedeceklerdir. Bu durum, ekonomik risklerden çok daha ağır bir yük oluşturur.

Çok katmanlı bağ sahipleri: Hem aile hem iş hem de sosyal çevresi cemaat içinde olan kişiler. Bu kişiler için cemaat, sadece bir oluşum değil, tüm hayattır. Bu durumda ayrılmak, neredeyse mümkün değildir.

Zayıf bağlara sahip olanlar: Cemaatle sadece belirli konularda bağlantısı olan, diğer sosyal çevreler de bulunan kişiler. Bu kişiler için ayrılmak daha kolaydır çünkü alternatif sosyal ağları mevcuttur.

Biliyorum biraz karmaşık ama emin olun basitleştirmek için çabalıyorum.

Devam ediyorum, bugün için az bir şey kaldı.

Sosyal ağ içindeki konum, risk alma davranışını iki yönde etkiliyor:

Kısıtlayıcı etki: Güçlü sosyal bağlara sahip olan kişiler, bu bağları kaybetme korkusuyla daha temkinli davranabilirler. Özellikle “stratejik gizleyenler” kategorisindeki kişiler, sosyal ağlarını korumak için ikili yaşam sürmek zorunda kalırlar.

Destekleyici etki: Güçlü sosyal ağlar, aynı zamanda zorlu dönemlerde destek sistemi oluştururlar. “Dirençli çekirdek” kategorisindeki kişilerin büyük kısmı, mendi dahili sosyal ağlarının sağladığı destek sayesinde kolaylıkla dayanabilirler.

Eminim ilk yazdığımda “bu da neyin nesi?” diye kafanızdan geçen biyografi uygunluğu kavramı, McAdam’ın modelinin belki de en özgün yanı. Bu kavram, bir kişinin hayat şartlarının, yüksek riskli aktivizme ne ölçüde uygun olduğunu ifade ediyor. Yani esasen kişinin yaşı, medeni durumu, mesleki durumu, sağlık durumu, mali durumu gibi biyografik özelliklerinin, risk almayı ne kadar kolaylaştırdığı veya zorlaştırdığı bu modelde çok önemli. Kısaca bunların neler olabileceğine bir göz atalım mı?

Yaş Faktörü: Genç kişiler genellikle daha az sorumluluğa sahip oldukları için daha yüksek risk alabilirler. Ancak yaşlı kişiler ise uzun yıllar boyunca oluşturdukları tarz-ı hayatlarını değiştirmek istemezler. Bu nedenle “dirençli çekirdek” kategorisinde yaşlı kesim yoğunlaşırken, “pragmatik ayrılma” kategorisinde genç kesim daha çok görülür.

Aile Sorumluluğu: Evli ve çocuk sahibi kişiler, bekâr kişilere göre çok daha temkinli davranırlar. Çünkü alacakları riskin bedeli sadece kendilerini değil, ailelerini de etkileyacaktir. Özellikle küçük çocuğu olan babalar, sahip oldukları hayat şartlarını kaybetme riskini göze alamazlar. Bu durum, “stratejik gizleyenler” kategorisinin oluşmasında önemli rol oynar.

Mesleki Durum: Kamu çalışanları, özel sektör çalışanlarına göre daha fazla risk altındadır. Özellikle öğretmen, polis, asker gibi mesleklerde çalışanlar için cemaat üyeliği, direkt olarak meslek hayatlarını tehdit eden bir unsura dönüşmüştür artık. Bu kişiler genellikle “koşullu bekleyenler” kategorisinde yer alırlar.

Ekonomik Bağımsızlık: Mali açıdan bağımsız olan kişiler – emekli, serbest meslek sahibi, işveren konumundaki kişiler – daha yüksek risk alabilirler. Tersine, kredisi olan, düzenli maaş bağımlısı kişiler daha temkinli davranırlar.

Sağlık Durumu: Ciddi sağlık problemleri olan kişiler, hem tedavi masrafları hem de stres faktörü nedeniyle risk almaktan kaçınırlar. Bu kişiler genellikle “pragmatik mesafe” kategorisinde yer alırlar.

Son olarak Gülen Cemaati bağlamında biyografi uygunluğuna göz atıp bugünkü faslı kapatalım.

15 Temmuz sonrası süreçte, farklı biyografik özelliklere sahip kişilerin farklı kategorilerde yoğunlaştığı gözlemledik:

“Dirençli Çekirdek” Kategorisi: Bu kategoride genellikle 50 yaş üstü, çocukları büyümüş veya çocuğu olmayan, emekli veya serbest meslek sahibi, uzun yıllardır cemaat içinde olan kişiler yoğunlaşır. Bu kişilerin hayat şartları risk almaya daha uygundur.

“Pragmatik Mesafe” Kategorisi: Bu kategoride genellikle 30-50 yaş arası, küçük çocuğu olan, kredisi bulunan, kamu sektöründe çalışan kişiler yer alır. Bu kişilerin yaşam koşulları, açık cemaat üyeliğini sürdürmeye uygun değildir.

“Tam Ayrılma” Kategorisi: Bu kategoride şaşıracaksınız ama hem çok genç (alternatif hayat kurabilecek) hem de çok yaşlı (artık mücadeleyi bırakmış) kişiler yer alıyor. Ayrıca ciddi ekonomik veya sağlık sorunları yaşayan kişiler de bu kategoride yoğunlaşıyor.

McAdam’ın modelinin en değerli yanı, bu üç faktörün izole değil, etkileşim halinde çalışması. Bir kişinin yüksek riskli aktivizme katılma kararı, bu üç faktörün birleşik etkisinin sonucudur:

Üç Faktör de Pozitif: Güçlü motivasyonal bağlara sahip, merkezi sosyal ağ konumunda bulunan, yaşam koşulları risk almaya uygun kişiler, “kategorik sadıklar” grubunu oluşturur.

İki Faktör Pozitif, Bir Faktör Negatif: Bu durumda “eleştirel sadıklar” veya “duygusal sadıklar” gibi ara kategoriler ortaya çıkar.

Bir Faktör Pozitif, İki Faktör Negatif: Bu durumda “pragmatik mesafe” kategorisi ortaya çıkar.

Üç Faktör de Negatif: Bu durumda “tam ayrılma” kategorisi ortaya çıkar.

Başta da belirttiğim gibi henüz cemaat özel isimlendirme ve nitelendirmelerden bahsetmeden, genel kuramsal çerçeve çizmeye çalıştım. Ele aldığımız bu üç model, neden aynı sosyal hareket içinde farklı kişilerin farklı tepkiler verdiğini anlamamıza muazzam katkı sağlayacaktır.

Devam edeceğiz…

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Previous Post

Susurluk’ta Orman Yangını

Next Post

Suriye lideri Ahmed el-Şaraa, önümüzdeki ay Birleşmiş Milletler’de konuşacak

SG

SG

Next Post
Haber Merkezi TR724

Suriye lideri Ahmed el-Şaraa, önümüzdeki ay Birleşmiş Milletler’de konuşacak

  • Trending
  • Comments
  • Latest
Financial Times'dan Sedat Peker yorumu: Türkiye'yi şaşkına çevirdi

Financial Times’dan Sedat Peker yorumu: Türkiye’yi şaşkına çevirdi

30 Mayıs 2021
Sedat Peker, Rubicon’u geçti mi?

Sedat Peker, Rubicon’u geçti mi?

9 Haziran 2021
15 Temmuz’un gizemli ismi MİT görevlisi Sadık Üstün ve faaliyetleri

15 Temmuz’un gizemli ismi MİT görevlisi Sadık Üstün ve faaliyetleri

9 Ekim 2021
11 yılda 43 yabancı şirket Türkiye’yi terk etti

11 yılda 43 yabancı şirket Türkiye’yi terk etti

6 Temmuz 2021
Trump Pentagon’a Yeni İsim Buldu: 'Savaş Bakanlığı'

Trump Pentagon’a Yeni İsim Buldu: ‘Savaş Bakanlığı’

0
Sirte neden herkesin kırmızı çizgisi?

Sirte neden herkesin kırmızı çizgisi?

0
Ekonomik kriz erken seçimi zorluyor

Ekonomik kriz erken seçimi zorluyor

0
Tutuklu Altı Gazetecinin Yargılanmasına Başlandı

Tutuklu Altı Gazetecinin Yargılanmasına Başlandı

0
Trump Pentagon’a Yeni İsim Buldu: 'Savaş Bakanlığı'

Trump Pentagon’a Yeni İsim Buldu: ‘Savaş Bakanlığı’

25 Ağustos 2025
Beşiktaş’tan Dev Sermaye Hamlesi!

Beşiktaş’tan Dev Sermaye Hamlesi!

25 Ağustos 2025
Açlık sınırı 23 bin 615 lira, yoksulluk sınırı 81 bin 868 liraya yükseldi

Dört kişilik bir ailenin insan onuruna yaraşır yaşaması için açlık sınırı 28 bin 444 lira, yoksulluk sınırı 87 bin 910 lira oldu!

25 Ağustos 2025
Haber Merkezi TR724

Suriyeli dini lider, Dürziler için ‘ayrı’ bölge talep etti

25 Ağustos 2025

Son Haberler

Trump Pentagon’a Yeni İsim Buldu: 'Savaş Bakanlığı'

Trump Pentagon’a Yeni İsim Buldu: ‘Savaş Bakanlığı’

25 Ağustos 2025
3
Beşiktaş’tan Dev Sermaye Hamlesi!

Beşiktaş’tan Dev Sermaye Hamlesi!

25 Ağustos 2025
3
Açlık sınırı 23 bin 615 lira, yoksulluk sınırı 81 bin 868 liraya yükseldi

Dört kişilik bir ailenin insan onuruna yaraşır yaşaması için açlık sınırı 28 bin 444 lira, yoksulluk sınırı 87 bin 910 lira oldu!

25 Ağustos 2025
3
Haber Merkezi TR724

Suriyeli dini lider, Dürziler için ‘ayrı’ bölge talep etti

25 Ağustos 2025
3

Kur Bilgileri

Exchange Rate TRY: Pts, 25 Ağu.

Takip Edin

Kategoriler

  • 15 Temmuz
  • Bilim ve Teknolji
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Genel
  • Görüş & Analiz
  • Güncel
  • İnsan Hakları
  • Kültür – Sanat
  • Kürt Meselesi
  • Politika
  • Sağlık
  • Spor
  • Yaşam
Görüş & Analiz Gönder

Son Dakika

Trump Pentagon’a Yeni İsim Buldu: 'Savaş Bakanlığı'

Trump Pentagon’a Yeni İsim Buldu: ‘Savaş Bakanlığı’

25 Ağustos 2025
Beşiktaş’tan Dev Sermaye Hamlesi!

Beşiktaş’tan Dev Sermaye Hamlesi!

25 Ağustos 2025
  • Ana Sayfa
  • Haberler
  • İnsan Hakları
  • 15 Temmuz
  • Kürt Meselesi
  • Görüş & Analiz
  • Gizlilik politikası

© 2020 Serbest Görüş

No Result
View All Result
  • Ana Sayfa
  • Haberler
  • İnsan Hakları
  • 15 Temmuz
  • Kürt Meselesi
  • Görüş & Analiz
  • Gizlilik politikası

© 2020 Serbest Görüş