Gazze Şeridi’nin kuzeyinde görev yapan Filistinli doktor Dr. Sahr Hamad, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hitaben kaleme aldığı bir mektubu Gazzeli Gazeteci Mohammed AbuTaqiya aracılığıyla paylaştı. Karar muhabiri Feyzanur Çalıkoğlu’nun haberine göre, Dr. Hamad mektubunda, Gazze’de yaşanan yıkım ve kuşatma karşısında Türkiye’nin sessiz kaldığına yönelik sitemler dile getirildi.
Mektup, “Bismillahirrahmanirrahim” ifadesiyle ve Tevbe Suresi’nden “De ki: Çalışın! Allah da, Resûlü de, müminler de yaptıklarınızı görecektir” (Tevbe: 105) ayetiyle başlıyor.
Dr. Hamad, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik hitabında, geçmişte Türkiye’yi mazlumların yanında bildiklerini ancak Gazze’de yaşanan katliamlar sırasında yalnız bırakıldıklarını belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Sayın Cumhurbaşkanı, sizi sevdik, sizin için hep zafer diledik, hakkın bayrağını yükseltmenizi istedik, sizi mazlumların yanında bildik, ama… Gazze’nin en zor anında –en azından sessizlikle ya da eylemsizlikle– Türkiye’nin geri çekildiğini görmek bizi derinden üzdü.”
“BİR ŞİŞE SU BİLE ULAŞTIRILMADI”
Dr. Hamad, uluslararası diplomatik girişimlerin sonuçsuz kaldığını savunarak, “Siz uluslararası hukuka saygı gösterdiniz, peki Allah’ın hukuku nerede? Peygamberinin sünneti nerede?” diye sordu.
Gazze’nin altı yüz günü aşkın süredir ağır saldırı ve abluka altında olduğunu vurgulayan Hamad, yaşanan insani yıkımı şu sözlerle anlattı:
“Binlerce şehit, on binlerce yaralı verildi. Bir halk ateşle, açlık ve kuşatmayla yok ediliyor. Vallahi Sayın Cumhurbaşkanı, sizden askeri bir destek istemedik, sadece su, gıda ve gerçek bir yardım koridoru istedik. Oysa zalimler tüm silahları ulaştırırken, siz bize bir şişe su, bir parça ekmek bile ulaştıramadınız.”
“TARİH SİZİ BÖYLE YAZACAK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçmişte İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya yönelik sözlerini hatırlatan Dr. Hamad, mektubunda şu ifadelere yer verdi:
“Bir zamanlar Netanyahu’ya şöyle demiştiniz: ‘Kaç kişinin daha ölmesini istiyorsun ki bu savaşı durdurasın?’ Bugün ben size soruyorum: Kaç şehit daha vermemiz gerekiyor ki siz Sultan Abdülhamid gibi bir duruş sergileyesiniz? Tarih şunu yazacak: (Cumhurbaşkanı Erdoğan döneminde, Gazze katledildi ve buna engel olunmadı).”
“SÖZLERİNİZLE KANDIRILDIK”
Dr. Hamad, mektubunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’a olan sevgilerinin dini bir bağa dayandığını ancak Gazze’de yaşananlar nedeniyle derin bir hayal kırıklığı yaşadıklarını belirtti.
“Sana olan sevgimiz Allah içindi, fakat bugün sen de İslam dünyasındaki diğer liderler gibisin artık. 60 binden fazla insan öldürüldü, sen ise sadece izliyorsun. Sözleriniz boğazlardan öteye geçmedi, maalesef kandırıldık.”
Mektup, Gazze’nin Osmanlı mirası olduğuna vurgu yapılarak “Ve muhakkak ki hesaplaşma yeri Allah katındadır” ifadesiyle son buldu.
MEKTUBUN TAMAMI ŞU ŞEKİLDE:
Bismillahirrahmanirrahim
“De ki: Çalışın! Allah da, Resûlü de, müminler de yaptıklarınızı görecektir.” (Tevbe: 105)
“Sayın Cumhurbaşkanı, sizi sevdik, sizin için hep zafer diledik, hakkın bayrağını yükseltmenizi istedik, sizi mazlumların yanında bildik, ama..
Ancak, tüm bu katliam, tehcir ve açlıktan sonra, Gazze’nin en zor anında –en azından sessizlikle ya da eylemsizlikle– Türkiye’nin geri çekildiğini, dünyanın en acımasız ve en vahşi ordusu olan Nazi İsrail ordusunun karşısında yalnız bırakıldığımızı görmek bizi şaşırttı ve derince üzdü.
Sayın Cumhurbaşkanı, uluslararası kurumlar nezdindeki diplomatik girişimlerinizi bir kenara bırakın; zira geçmişten bugüne ne kanı durdurabildiler ne de katliamları engelleyebildiler.. Siz uluslararası hukuka saygı gösterdiniz, peki Allah’ın hukuku nerede? Peygamberinin (s.a.v.) sünneti nerede?
Sevgili Peygamberimizin (s.a.v.) şu sözünü işitmediniz mi?:
“Her kim, bir Müslümanın haysiyetinin ayaklar altına alındığı ve onurunun çiğnendiği bir yerde onu yüzüstü bırakırsa, Allah da onu, yardım beklediği bir günde yalnız bırakır. Kim de bir Müslümanın onurunun çiğnendiği bir yerde yardımına koşarsa, Allah da ona yardım etmek istediği bir günde yardım eder.”
Gazze’de altı yüz günü aşkın süredir süren katliam, yıkım ve kuşatma altında binlerce şehit, on binlerce yaralı verildi. Bir halk, dünyanın gözleri önünde bir yandan ateşle, diğer yandan açlık ve kuşatmayla yok ediliyor. Bunu görmüyor musunuz? Bu zulmün sürmesi sizin bize sırt çevirmeniz değil midir?
Allah’ın emrettiği iman kardeşliği nerede? Konuşmada dile getirdiğiniz kardeşlik görevi nerede?? Mescid-i Aksa ve mukaddes topraklarla ilgili üzerinize farz olan sorumluluğunuz nerede?
Vallahi Sayın Cumhurbaşkanı, sizden askerî bir destek istemedik –ki o da bir haktır – sadece su, gıda ve zalimi engelleyip mazlumu kurtaracak gerçek bir yardım koridoru ve adımları istedik. Oysa zalimler, tüm silah ve destek unsurlarını suçluya ve zalime ulaştırırken, siz bize bir şişe su, bir parça ekmek bile ulaştıramadınız..!
Allah katında sizi neyle sorgulayacağız? Çocuklarımızın kanıyla mı? Katliamlarla mı? Yoksa gerçek anlamda sessizliğinizle mi?
Bir zamanlar Netanyahu’ya şöyle demiştiniz: “Kaç kişinin daha ölmesini istiyorsun ki bu savaşı durdurasın?”
Bugün ben size soruyorum: Kaç şehit daha vermemiz gerekiyor ki siz Sultan Abdülhamid gibi bir duruş sergileyesiniz?
Tarih şunu yazacak: (Cumhurbaşkanı Erdoğan döneminde, Gazze katledildi ve buna engel olunmadı.)
Bu sözler, size güvenmiş, sizden yardım beklemiş bir sevenin sitem dolu sözleridir. Biz sevmediğimizden hesap sormayız.
Sana olan sevgimiz Allah içindi, fakat bugün sen de diğer Arap ve İslam dünyasındaki diğer liderler gibisin artık.
Biz uluslararası arenada ve dünya hesaplarına göre zayıfız olabilir; ama Allah katında ve onun yardımıyla çok ama çok güçlüyüz..
Buluşma yerimiz, hakların kaybolmadığı yerdir… Allah’ın huzurudur…
Şahit olsun ki Allah, sen bizi yüzüstü bıraktın, ve biz seni, Allah katında hasmımız ilan ediyoruz.
Tüm sevgimize rağmen, senin döneminde Gazze yok edildi.
60 binden fazla insan öldürüldü, sen ise sadece izliyorsun…
Zafer Allah’tandır, insanlardan değil.
Sözleriniz ve tüm nutuklar boğazlardan öteye geçmedi…
Maalesef, kandırıldık…
Son olarak, sevgili kardeşim; seni Allah’ın şu ayetinde adı geçenlerden olmaktan sakınırım:
“Allah, savaşa çıkmalarını istemediği kimseleri geride bıraktı ve onları caydırdı…”
Ve seni Peygamberimizin ümmetine dair söylediği şu sözde geçenlerden olmaktan da sakınırım:
“Sayınız çok olacak ama sel köpüğü gibi dağınık olacaksınız…”
Allah sizi bu imtihanda yardımcısız bırakmasın.
Selam ve dua ile..
Dr. Sahr Hamad
Kemal Advan Hastanesi Müdürü
Filistin – Gazze – Kuzey Gazze
“Ve muhakkak ki hesaplaşma yeri Allah katındadır.”
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***