HASAN CÜCÜK | HABER ANALİZ
Son yıllarda Avrupa kulüpleri, transfer piyasasında Suudi Arabistan kulüpleriyle rekabet ederken, şimdi bu rekabet saha içinde de kızıştı. Cristiano Ronaldo’nun Suudi Pro Ligi’nin tercih etmesiyle gözler bu ülkeye çevrilmişti. Ronaldo’yu birçok kalbur üstü yıldız takip etti. Ödenen maaşlar birçok Avrupa kulübü rüyasında bile görmesi mümkün değildi.
Devlet desteğini arkasına alan Suudi kulüpleri, sadece transferde değil yeşil sahalarda da Avrupa’ya rakip olduğunu ortaya koydu. ABD’de devam eden FIFA Kulüpler Dünya Kupası’nda Suud Pro Ligi takımı Al Hilal, Pep Guardiola’nın Manchester City’sini son 16 turunda eleyip, adını çeyrek finale yazdırdı.
Kulüpler Dünya Kupası’nda heyecan son 16 turu maçlarıyla devam etti. Inter ve Manchester City’nin maçlarına kadar Avrupa kulüpleri yoluna kayıpsız ilerliyordu. Çeyrek finale adını yazdıran Chelsea, Bayern Münih ve PSG’ye Inter ve Manchester City’nin eşlik etmesine mutlak gözle bakılıyordu. Elbette futbol sürprizlere açık ve hiçbir maç oynanmadan kazanılmıyordu.
Inter’in rakibi Brezilya’nın Fluminense, City’ninki ise Suudi Arabistan ekibi Al Hilal’di. Kadroları tartıya çıkardığımızda arada uçurum vardı. Inter’in 739 milyonluk kadro değerinin karşısında Fluminense’nin değeri sadece 86 milyon Euro idi. 160 milyonluk Al Hilal’in 1,3 milyar Euro değerindeki Manchester City’ye kafa tutması ihtimal dahilinde gözükmüyordu.
Olmazların olduğu bir son 16 turu oldu.
Inter maçın başında ve sonunda yediği gollerle Fluminense’ye 2-0 yenilip, turnuvaya veda etti. City ise mutlak favori olduğu maçta rakibine uzatmalarda 4-3 yenilip, sezonu kupayla kapatma şansını kaybetti. Çeyrek finalde Fluminense – Al Hilal eşlemesinden biri yarı finali görecek. İki takımdan hangisi adını yarı finale yazdırırsa yazdırsan büyük sürprize imza atmış olacak.
Al Hilal’in City’yi elemesi tarihi nitelikte. İlk kez Kulüpler Dünya Kupası’nda Asya’dan bir takım Avrupa’lı rakibini eledi. Grup aşamasında Real Madrid’le 1-1 berabere kalan Al Hilal kolay lokma olmadığını ortaya koymuştu.
Al Hilal’in Real Madrid karşısında ortaya koyduğu pozitif futbol ve ardından City’yi elemesi Suud Pro Ligi’nin kalitesinin testi oldu. Bu sonuçlar, Suudi Arabistan Ligi’nin Avrupa’da olsa ilk 5 ya da 6 içinde yer alacağını gösteriyor. Yine de uzun vadede Avrupa kulüplerinin biraz daha güçlü olduğu yorumu yapılıyor. Fakat güç farkı sanıldığı kadar büyük değil.
Suudi Arabistan kulüplerinin, bu kadar fazla kaliteli oyuncu transferiyle Avrupa kulüpleriyle rekabet edebilmesi beklendik bir durum. İspanya Milli Takımı’nda Suudi Arabistan’dan oyuncular var; bunların arasında Avrupa Şampiyonluğu yaşamış Laporte da var. Portekiz’in de Suudi Arabistan’da oynayan birçok oyuncusu var ve kısa süre önce Uluslar Ligi’ni kazandılar. Yani Suudi Ligi, Avrupa liglerinin çok altında bir lig değil. Suudi Arabistan’a giden oyuncular hâlâ milli takımları için belirleyici olabiliyor. Bu da onların kötü futbolculara dönüşmediğini gösteriyor.
2010’lu yıllarda, maddi gücü yüksek olan Rusya ve Çin liglerinin birbiri ardına süper yıldız transfer ettiğini görmüştük. Suudi Arabistan’daki durum farklı.
Fark şu Suudlar, çok sayıda oyuncu çektiler. Çin ve Rusya’da her takımda bir ya da iki yıldız olurdu. Suudi Arabistan’daki bazı takımlarda ise bu sayı altı-yediye kadar çıkıyor. Bu durum, Avrupa’dan gelen büyük akış sayesinde Suudi oyuncuların seviyesini de yükseltiyor.
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***