İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor
  • Ana Sayfa
  • Haberler
    • All
    • Bilim ve Teknolji
    • Dünya
    • Ekonomi
    • Kültür - Sanat
    • Politika
    • Spor
    • Yaşam
    Haber Merkezi TR724

    Slovenya, İsrail ile silah ticaretini durduran ilk AB ülkesi oldu

    ‘Süreç’ komisyonunun ilk toplantı tarihi belli oldu

    ‘Süreç’ komisyonunun ilk toplantı tarihi belli oldu

    ABD'li Asker Korkunç Tabloyu Anlattı: Gazze'de Yaşanan 'Açlık Oyunları'

    ABD’li Asker Korkunç Tabloyu Anlattı: Gazze’de Yaşanan ‘Açlık Oyunları’

    Yapı Kredi'nin ikinci çeyrek kârı beklentileri aştı

    Yapı Kredi’nin ikinci çeyrek kârı beklentileri aştı

    El Salvador’da devlet başkanına sınırsız adaylık yolu açıldı

    El Salvador’da devlet başkanına sınırsız adaylık yolu açıldı

    Haber Merkezi TR724

    Portekiz, Filistin için harekete geçti

    Trending Tags

  • İnsan Hakları
    Jandarma karakolunda işkence: İki kişi öldürüldü; biri karakol bahçesine gömüldü

    Jandarma karakolunda işkence: İki kişi öldürüldü; biri karakol bahçesine gömüldü

    DEM Partili Kamaç: Diyanet’in 19 dilli yayınında Kürtçe yok!

    DEM Partili Kamaç: Diyanet’in 19 dilli yayınında Kürtçe yok!

    ‘Mansur Yavaş her şart altında aday’

    Adliye binalarımız güzel ama adalet var mı?

    Batman’da sert müdahalede bulunan polisler hakkında soruşturma başlatıldı

    Batman’da sert müdahalede bulunan polisler hakkında soruşturma başlatıldı

    Esenyurtlular kayyıma tepkili: Hukuksuzluk ve adaletsizliktir

    Esenyurtlular kayyıma tepkili: Hukuksuzluk ve adaletsizliktir

    En Yakınındaki İsim Konuştu: Mansur Yavaş Esenyurt'taki Mitinge Neden Katılmadı?

    En Yakınındaki İsim Konuştu: Mansur Yavaş Esenyurt’taki Mitinge Neden Katılmadı?

    Trending Tags

  • 15 Temmuz
    ”15 Temmuz gazisi” nasıl yakalandı? Kabinden çıkmaya ikna edilmesi yaklaşık 20 dakika sürdü

    ”15 Temmuz gazisi” nasıl yakalandı? Kabinden çıkmaya ikna edilmesi yaklaşık 20 dakika sürdü

    Tel Aviv’de taciz şüphesiyle gözaltına alınan Türk görevli ”15 Temmuz gazisi” çıktı

    Tel Aviv’de taciz şüphesiyle gözaltına alınan Türk görevli ”15 Temmuz gazisi” çıktı

    Ertesi gün ne yapacaklardı? Ben Serhat Telli, 15 Temmuz günü yaşadığım olayları anlatmak istiyorum

    Ertesi gün ne yapacaklardı? Ben Serhat Telli, 15 Temmuz günü yaşadığım olayları anlatmak istiyorum

    15 Temmuz’u kimin yaptığı sonuçlarında gizli

    15 Temmuz’u kimin yaptığı sonuçlarında gizli

    15 Temmuz’dan sonra kurulan yeni söylem düzeni

    15 Temmuz’dan sonra kurulan yeni söylem düzeni

    AfSV’den ’15 Temmuz’ açıklaması: Türkiye için adalet, özgürlük ve insan hakları talebimizi yineliyoruz

    AfSV’den ’15 Temmuz’ açıklaması: Türkiye için adalet, özgürlük ve insan hakları talebimizi yineliyoruz

  • Kürt Meselesi
    Bakırhan: Kürtlerle barış Türkiye’ye refah getirir

    Bakırhan: Kürtlerle barış Türkiye’ye refah getirir

    DEM’li Tuncer Bakırhan: “Biz CHP’nin eylemci kitlesi değiliz, bizim başka bir meselemiz var”

    DEM’li Tuncer Bakırhan: “Biz CHP’nin eylemci kitlesi değiliz, bizim başka bir meselemiz var”

    DEM Partili Kamaç: Diyanet’in 19 dilli yayınında Kürtçe yok!

    DEM Partili Kamaç: Diyanet’in 19 dilli yayınında Kürtçe yok!

    Tabip odaları: Kayyımlar  Kürt sorunu çözümsüzlüğünün sonucu

    Tabip odaları: Kayyımlar Kürt sorunu çözümsüzlüğünün sonucu

    Batman’da sert müdahalede bulunan polisler hakkında soruşturma başlatıldı

    Batman’da sert müdahalede bulunan polisler hakkında soruşturma başlatıldı

    DEM Parti'den Ahmet Özer Yorumu: Bu Ne Perhiz Bu Ne Lahana Turşusu

    DEM Parti’den Ahmet Özer Yorumu: Bu Ne Perhiz Bu Ne Lahana Turşusu

    Trending Tags

  • Görüş & Analiz
    Beşiktaş, Avrupa Ligi’nden Konferans Ligi’ne düştü

    Beşiktaş, Avrupa Ligi’nden Konferans Ligi’ne düştü

    Bundesliga, Bayern Münih için dikensiz gül bahçesi oldu

    Bundesliga, Bayern Münih için dikensiz gül bahçesi oldu

    İddianamelerdeki tuzak!

    İddianamelerdeki tuzak!

    İki gladyatör, bir selam ve Hakan Şükür!

    İki gladyatör, bir selam ve Hakan Şükür!

    Kur’an’ı nasıl doğru anlar ve yorumlarız? (12)

    Kur’an’ı nasıl doğru anlar ve yorumlarız? (12)

    Necip F. Bahadır

    Vicdan yansımaları; “Ben iktidarım, yerim…!”

  • Gizlilik politikası
No Result
View All Result
  • Ana Sayfa
  • Haberler
    • All
    • Bilim ve Teknolji
    • Dünya
    • Ekonomi
    • Kültür - Sanat
    • Politika
    • Spor
    • Yaşam
    Haber Merkezi TR724

    Slovenya, İsrail ile silah ticaretini durduran ilk AB ülkesi oldu

    ‘Süreç’ komisyonunun ilk toplantı tarihi belli oldu

    ‘Süreç’ komisyonunun ilk toplantı tarihi belli oldu

    ABD'li Asker Korkunç Tabloyu Anlattı: Gazze'de Yaşanan 'Açlık Oyunları'

    ABD’li Asker Korkunç Tabloyu Anlattı: Gazze’de Yaşanan ‘Açlık Oyunları’

    Yapı Kredi'nin ikinci çeyrek kârı beklentileri aştı

    Yapı Kredi’nin ikinci çeyrek kârı beklentileri aştı

    El Salvador’da devlet başkanına sınırsız adaylık yolu açıldı

    El Salvador’da devlet başkanına sınırsız adaylık yolu açıldı

    Haber Merkezi TR724

    Portekiz, Filistin için harekete geçti

    Trending Tags

  • İnsan Hakları
    Jandarma karakolunda işkence: İki kişi öldürüldü; biri karakol bahçesine gömüldü

    Jandarma karakolunda işkence: İki kişi öldürüldü; biri karakol bahçesine gömüldü

    DEM Partili Kamaç: Diyanet’in 19 dilli yayınında Kürtçe yok!

    DEM Partili Kamaç: Diyanet’in 19 dilli yayınında Kürtçe yok!

    ‘Mansur Yavaş her şart altında aday’

    Adliye binalarımız güzel ama adalet var mı?

    Batman’da sert müdahalede bulunan polisler hakkında soruşturma başlatıldı

    Batman’da sert müdahalede bulunan polisler hakkında soruşturma başlatıldı

    Esenyurtlular kayyıma tepkili: Hukuksuzluk ve adaletsizliktir

    Esenyurtlular kayyıma tepkili: Hukuksuzluk ve adaletsizliktir

    En Yakınındaki İsim Konuştu: Mansur Yavaş Esenyurt'taki Mitinge Neden Katılmadı?

    En Yakınındaki İsim Konuştu: Mansur Yavaş Esenyurt’taki Mitinge Neden Katılmadı?

    Trending Tags

  • 15 Temmuz
    ”15 Temmuz gazisi” nasıl yakalandı? Kabinden çıkmaya ikna edilmesi yaklaşık 20 dakika sürdü

    ”15 Temmuz gazisi” nasıl yakalandı? Kabinden çıkmaya ikna edilmesi yaklaşık 20 dakika sürdü

    Tel Aviv’de taciz şüphesiyle gözaltına alınan Türk görevli ”15 Temmuz gazisi” çıktı

    Tel Aviv’de taciz şüphesiyle gözaltına alınan Türk görevli ”15 Temmuz gazisi” çıktı

    Ertesi gün ne yapacaklardı? Ben Serhat Telli, 15 Temmuz günü yaşadığım olayları anlatmak istiyorum

    Ertesi gün ne yapacaklardı? Ben Serhat Telli, 15 Temmuz günü yaşadığım olayları anlatmak istiyorum

    15 Temmuz’u kimin yaptığı sonuçlarında gizli

    15 Temmuz’u kimin yaptığı sonuçlarında gizli

    15 Temmuz’dan sonra kurulan yeni söylem düzeni

    15 Temmuz’dan sonra kurulan yeni söylem düzeni

    AfSV’den ’15 Temmuz’ açıklaması: Türkiye için adalet, özgürlük ve insan hakları talebimizi yineliyoruz

    AfSV’den ’15 Temmuz’ açıklaması: Türkiye için adalet, özgürlük ve insan hakları talebimizi yineliyoruz

  • Kürt Meselesi
    Bakırhan: Kürtlerle barış Türkiye’ye refah getirir

    Bakırhan: Kürtlerle barış Türkiye’ye refah getirir

    DEM’li Tuncer Bakırhan: “Biz CHP’nin eylemci kitlesi değiliz, bizim başka bir meselemiz var”

    DEM’li Tuncer Bakırhan: “Biz CHP’nin eylemci kitlesi değiliz, bizim başka bir meselemiz var”

    DEM Partili Kamaç: Diyanet’in 19 dilli yayınında Kürtçe yok!

    DEM Partili Kamaç: Diyanet’in 19 dilli yayınında Kürtçe yok!

    Tabip odaları: Kayyımlar  Kürt sorunu çözümsüzlüğünün sonucu

    Tabip odaları: Kayyımlar Kürt sorunu çözümsüzlüğünün sonucu

    Batman’da sert müdahalede bulunan polisler hakkında soruşturma başlatıldı

    Batman’da sert müdahalede bulunan polisler hakkında soruşturma başlatıldı

    DEM Parti'den Ahmet Özer Yorumu: Bu Ne Perhiz Bu Ne Lahana Turşusu

    DEM Parti’den Ahmet Özer Yorumu: Bu Ne Perhiz Bu Ne Lahana Turşusu

    Trending Tags

  • Görüş & Analiz
    Beşiktaş, Avrupa Ligi’nden Konferans Ligi’ne düştü

    Beşiktaş, Avrupa Ligi’nden Konferans Ligi’ne düştü

    Bundesliga, Bayern Münih için dikensiz gül bahçesi oldu

    Bundesliga, Bayern Münih için dikensiz gül bahçesi oldu

    İddianamelerdeki tuzak!

    İddianamelerdeki tuzak!

    İki gladyatör, bir selam ve Hakan Şükür!

    İki gladyatör, bir selam ve Hakan Şükür!

    Kur’an’ı nasıl doğru anlar ve yorumlarız? (12)

    Kur’an’ı nasıl doğru anlar ve yorumlarız? (12)

    Necip F. Bahadır

    Vicdan yansımaları; “Ben iktidarım, yerim…!”

  • Gizlilik politikası
No Result
View All Result
İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor
No Result
View All Result
Home Haberler Politika

Özgür Özel: “Adayı değiştirecek olursak tekil bir karar vermem. En doğru adayı belirleriz”

SG by SG
31 Temmuz 2025
in Politika
0
Özgür Özel: “Adayı değiştirecek olursak tekil bir karar vermem. En doğru adayı belirleriz”
PaylaşPaylaş


CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu’nun partisinin Cumhurbaşkanı adayı olamaması durumunda, partinin yol haritasına ilişkin, “Ben, en doğru adayı belirlemekle mükellefim. Bunu da tek başıma yapmadığımı biliyorsunuz. Adayı değiştirecek olursak da tekil bir karar vermem. En doğru adayı belirleriz. Gümbür gümbür seçimi kim alacaksa onu aday yaparız” dedi.

Özel, SZC TV’de gazeteci Özlem Gürses’in sorularını yanıtladı.

Özgür Özel, 19 Mart’tan bu yana CHP’li belediyelere yönelik düzenlenen operasyonlar hakkında önceki CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Ben uyarmıştım” ifadelerinin sorulması üzerine şunları söyledi:

“Kemal Bey’in böyle bir şey söylediği yok. Ben böyle bir şey söylediğine bire birde şahit olmadığım gibi ekranlarda da görmedim. Sadece Kemal Bey adına bir ara türeyen, geçen seçimde Kemal Bey’e oy vermemiş olan ve hiçbir zaman partide görmediğimiz, kendince Kemal Bey adına konuşan birtakım kimi gazeteci diyor kimi artık meczuplaşmış kimi muhalifmiş gibi yapıp iktidar yanlısı kanallarda yüksek maaşlarla CHP’nin içinden güya perde arkası diye dedikodu söyleyen, fitne yayan birtakım kişiler söylemiş olabilir. Kemal Bey neyi söyleyecek? Kemal Bey bu arkadaşların suçlu olduğuna inanacak da mı bana söyleyecek? Ne yani? Hepsi yalan, hepsi iftira. O lafı üretenler, ‘Bak, Kemal Bey de biliyordu. Burada bir şey var’ demeye getiriyorlar. Bu arkadaşlarımızın biz namuslarına kefil olmasak bu kadar kendimizi paralar mıyız? Hırsızın CHP’lisi, AK Partilisi olmaz. Manavgat’taki tutumumuz net. Sonra ne oldu? Bizim o iki gün içinde attığımız kişinin AK Parti ile ilişki içinde olduğu ortaya çıktı.”

“Aziz İhsan Aktaş’ın ihale aldığı yüzde 84’ten içeride olan kimse yok”

Aziz İhsan Aktaş’ın ihalelerin yüzde 84’ünün AKP’li belediye ve bakanlıklardan, yüzde 16’sının CHP’li belediyelerden aldığını belirten Özel, şöyle devam etti:

“Yüzde 16’nın hepsi içeride. Geri kalan yüzde 84’ten kimse yok içeride. Aziz İhsan Aktaş her yerde aynı çalışmış. Belediyeyi bizden aldıktan önce de aynı ihaleyi almış, sürdürmüş. Bizden sonra da sürdürmüş. Bizim arkadaşlarımız her fırsatta bu işleri zaten şirketten alıp kendileri yapmak istiyorlar ki istihdam yaratsınlar. Ama AK Parti modeli her işi taşerona götüren bir model olduğu için başka da bir çare kalmadığı için oluyor zaten bunlar.”

“Adayın içeride olması ofisin proje üretmesine engel olmamalı”

CHP Lideri Özel, geçen hafta açılışı yapılan Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi’nin yapısını şöyle anlattı:

“Aday içeride ama adayın içeride olması oranın siyaset, proje üretmesine engel olmamalı. Aday zaten içeriden çalışıyor, notlarını çıkarıyor, avukatlar aracılığıyla yolluyor ve aday kampanyasına hazırlanıyor. Burayı koordine ederken riskler var, birbiriyle uyumlu çalışması gereken gruplar var. Bunları koordine etmek için şöyle bir model ortaya koyduk: Partiden bir kişi, ben Genel Sekreterimizi görevlendirdim, gruptan bir kişi, milletvekilinden Bülent Tezcan’ı görevlendirdim, Ekrem Bey de Serkan Özcan’ı görevlendirdi. Bu arkadaşlar grubun, Ekrem Bey’in ekibinin ve partideki hepimizin uyumlu çalışmasını sağlamak için koordinasyon ve kolaylaştırıcılık yapıyor. Arkadaşlarımızın oradaki görevi koordinasyon, kolaylaştırıcılık, davet, ekiplerin uyumu çalışması. Birbirini iyi tanıyan, birbirleriyle uyumlu, kendi yapılarına hakim üç tane arkadaş. Bir de tabii Grup Başkanvekillerimiz grubu yönetiyor. Geçmişten yönetim tecrübesi olan, şu an aktif görevi olmadığı için buraya zaman ayırabilecek, başarıyla bu işi yapabilecek Bülent Özcan’ı görevlendirdik.”

“Adayı değiştirecek olursak da tekil bir karar vermem. En doğru adayı belirleriz”

Özgür Özel, “Ekrem İmamoğlu adaylaşamazsa ‘En uygun adayı bulup çıkarırız’ derken kastettiğiniz kişi siz misiniz, Mansur Yavaş mı, Dilek İmamoğlu mu?” sorusuna karşılık şunları söyledi:

“Böyle bir isim konuşmak doğru değil. Ben değilim, kendi adıma söyleyeyim. Mansur Bey şu an kendi görevini yapıyor. Çok net bir şey söylüyorum ben. Ben burada kendimle ilgili hesaba kitaba düşünce duyguların, hırsların aklın öne geçebilmesinden endişe ederim. O yüzden ben seçim akşamı iktidarı değiştirmiş olan partinin genel başkanı olarak teşekkür konuşması yapmaya talibim. Bunun dışında bir hesabım yok. Ekrem Bey’in adaylığıyla ilgili de şunu söyleyeyim: Gazeteci arkadaş diyor ki ‘Adayınız kim?’ ‘Ekrem İmamoğlu.’ ‘Ya olmazsa?’ ‘Olur, mücadele vereceğiz.’ ‘Yasak gelirse?’ ‘Mücadele edeceğiz.’ ‘Peki, o gün geldi, alay olamıyor?’ ‘En doğru adayı belirleriz’ diyoruz. Yeni bir tartışma başlıyor, ‘Kendi mi aday olacak’ bilmem ne. Ben, en doğru adayı belirlemekle mükellefim. Bunu da tek başıma yapmadığımı biliyorsunuz. Adayı değiştirecek olursak da tekil bir karar vermem. En doğru adayı belirleriz. Gümbür gümbür seçimi kim alacaksa onu aday yaparız. En endişesiz, toplumun bütün kesimleriyle ‘Tamam arkadaş, bu adam girerse seçimi bu adam alıyor, bu insan alıyor, bu kadın alıyor.’ Cinsiyet sınırı da yok.

“Kendimle ilgili bir noktalı virgül koyduğum anda mesele kilitlenir ve seçimi kaybedersin”

Dilek Hanım ile ilgili mesele, birinin eşi olma üzerinden siyaset tarifi her iki tarafa da haksızlık. Doğru bir şey değil. Böyle bir düzen yok. Dilek İmamoğlu son derece başarılı, iyi birisi. Ekrem İmamoğlu’nun eşi olarak değil, bir birey olarak her şeye layık. Ama benim şeyimde öyle bir şey yok: ‘Aday içeride, eşini yapıyoruz.’ Kim bu seçimi alıyorsa onu yapıyoruz. Nokta. Seçimi kimle kazanıyorsak onu yapıyoruz. Ben kendimle ilgili böyle bir noktada noktalı virgül koyduğum anda mesele zaten ‘Özgür Özel kendi aday olacak’ üzerine gelir ve kilitlenir. Bunu yapınca da seçimi kaybedersin. Ondan sonra duygusal kopuş, bunu nasıl aşacağız, bilmem ne… Ben seçimin ertesi günü iktidar değişti ve Tayyip Erdoğan yerine bir cumhurbaşkanı adayı seçtiysek partinin başındayım ve tarihin en büyük başarısının sahibiyim. CHP’yi, Atatürk’ün partisini 100 yıl sonra yine iktidara taşımışım. Bundan daha büyük bir görev, başarı, unvan olmaz. Değilsek partiyi kongreye götürüyorum zaten o gün. Siyaseti bırakırım, kesin. Bir gün durmam. Çünkü ben bu sözü 5 Kasım kurultayında verdim. Bu seçime de bu kararlılıkla gideceğiz, bu seçimi de alacağız. Zaten biz gerçekten tehdit olduğumuz için bu kadar arkadaşımız içeride, Türkiye’yi yönetecek kadroları budamak istedikleri için. Orada Türkiye’nin bir sonraki Cumhurbaşkanının resmi var. O yüzden bizimle baş edemedikleri için; bizim nasıl çalıştığımızı, nasıl kararlı olduğumuzu, başarıya nasıl odaklı olduğumuzu bildikleri için bunu yapıyorlar.”

“185 bin sandık görevlisi atadık”

Erken seçim hazırlığı olarak partisinin 185 bin sandık görevlisini atadığını belirten Özgür Özel, şöyle konuştu:

“Normalde partiler bun seçime 5-6 ay kala başlarlar. Son hafta, son güne kadar sandık görevlisiyle ilgili bir telaş vardır. 185 bin sandık görevlisini atadık. Bu sandık görevlilerinin bağlı olduğu mahalle sorumluları, 50 bin kişiyi atadık. Hepsini WhatsApp gruplarının içine aldık. Sandık görevlilerimize online uygulamada, ‘Benim Sandığım’ uygulamasını nereden yükleyeceklerini bildirdik. İçlerinden ilk 6 bin kişiyle pilot yaptık. Onlar gittiler, uygulamayı yüklediler ve çalışmaya başladılar. Şunu yapıyor sandık görevlisi: ‘Benim sandığım’ deyince kendi sandığında oy kullanacak 300 kişilik listesi önünde. İçindeki CHP üyeleri de belli. CHP üyelerini arayarak kendi ekibini oluşturuyor ve o sandıkta oy kullanacak herkesi tek tek ziyaret etmeye başlıyor. Onlara, seçimi zamanında yapmaya kalkarsa ne olacağını söylüyor. Seçim yapmamanın onlar açısından birçok maliyeti var. Bir maliyeti de ne? Benim sandık görevlisi arkadaşlarıma şu anda kendi sandıklarındaki kişilerden imza toplama görevi verdik. Bu arkadaşlarımız üç ayda bir özel bir görevle kendi sandığında oy kullanacak kişilere gidecekler. Seçimi vaktine kadar yapmadığını düşünelim. O güne kadar 11 kez sandık görevlimiz o sandıktaki kişilerle gitmiş ve bir şekilde temas etmiş olacak. Seçim günü AK Parti seçmeniyle AK Parti’nin sandık görevlisi sandık başında tanışıyor, benim görevlim adını biliyor olacak. Böyle bir sandık başı güvenliğine hazırlanıyoruz. Seçimi zamanında yaparsa üç ayda bir olduğu için 11 kez ziyaret olacak, bu da AK Parti’nin riski olacak. Ne kadar erken yaparsa o kadar az ziyaret ederim.”

“Hakkaniyetli bir şekilde tam yarısını teklif ediyorum kendisine”

Özel, “2 Kasım tarihi nasıl belirlendi” sorusuna karşılık şunları söyledi:

“Tam iki buçuğuncu yılı AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan’ın. Beş yıl var ya, bu beş yıl tartışmalı. Bundan sonra eğer beş yılın sonunda aday olmaya kalkarsa olamıyor, öne alırsa oluyor. Öne aldığında olması için benim de oyuma ihtiyaç var çünkü kendi oyu yetmiyor, parlamentodaki gücü. Hakkaniyetli bir şekilde tam yarısını teklif ediyorum kendisine. İki buçuğuncu yılda, ‘Gel, millete bir kez daha soralım’ diyorum. Ben diyorum ki ‘Kötü yönetiyorsun. Millet senden bıktı.’ O da diyor ki ‘Ben beş yıllığına yetki aldım.’ Diyorum ki ‘Buradaki seçimden kaçma, gir. Beş yıl daha yönet, eğer beş yıl yetki veriyorsa millet’. Buraya gelirsen öyle bir beş yılın daha yok. Çünkü Anayasa’ya göre artık aday olamıyorsun.”

“Sine-i millette erken seçim olmuyor, ara seçim oluyor”

Özel, sine-i millet sorusu üzerine ise şöyle konuştu:

“Sine-i millet meselesini çok yanlış biliyorlar, çok yanlış anlatıyorlar. Ondan dolayı şöyle sanıyor insanlar: Sine-i millet demek, bir partinin bütün milletvekillerini istifa edip milletin sinesine dönmesi demek. Bunun maalesef bir Facebook paylaşımıyla erken seçim yarattığını sanıyor insanlar. Sanıyorlar ki bir partinin milletvekilleri hepsi birden istifa ederse erken seçim… Oysaki Anayasa’ya göre erken seçim olmuyor, ara seçim oluyor. Ara seçim olursa şöyle oluyor: Sen 130 milletvekili birden istifa ediyorsun. 60 gün sonra sandık kuruluyor. O kurulan sandığa sadece istifa edilen yerler için bütün partiler adayı gösteriyor, CHP’den boşalan yerlere bütün partiler. Sen de sine-i millete gittiğin için, erken seçim talebiyle gittiğin için ara seçime giremiyorsun. Çıktığın parlamentoya geri mi gideceksin? ‘Gideceğim’ desen yarısını kazanabilirsin en iyi ihtimal. Gitmeyince bu 130 milletvekilini de rakiplerine alıyor ve çoğunu iktidar da alıyor bugünkü şartlarda. 330 olan milletvekili 460 oluyor. Anayasa değiştirmek için artık ne sana ne bana ne sandığa ihtiyacı var. Kendi kendilerine toplanıp Mecliste Anayasa değiştirebiliyorlar 400’ü geçtikleri için.

“AKP’nin tek başına 400’lü rakamlara yaklaşacağı bir Meclis çoğunluğunu onlara bırakmamızı nasıl bekliyorlar?”

Sine-i millet tartışmasını yapanlar, bu Anayasal gerçeği bilmedikleri için, ‘Niye istifa etmiyorsunuz?’ Eğer bizim istifamızla sandık gelecek olsa bir dakika durmayız ki. Ama genel seçim gelmiyor, ara seçim geliyor, boşalan yerler için yapılıyor. Şunu söylerseniz bu değerli bir tartışma: ‘Sen Meclisi boşalt. Bak bakalım ana muhalefet olmadan ne kadar dayanıyorlar.’ Vallahi ben Tayyip Erdoğan’ın ana muhalefet değil, bütün muhalefet milletvekilleri gitse tek başlarına kendileri kalsalar demokrasicilik oyunu oynayıp ‘İstikrarlı bir dönem yakaladık. Görün, bakın her şey iyi olacak. Niye istifa ediyorsunuz? Ben beş yıllığına yetki aldım’ deyip orada oturacak bir siyasi yaklaşımda olduğunu düşünüyorum. Çünkü bir demokratik perspektifinin olmadığını, demokrasiyi bir araç olarak gördüğünü, hatta o trenden 31 Mart seçimlerinde indiğini biliyorum. Eğer birisi diyorsa ki ‘130 milletvekili siz gidin. Tayyip Bey yokluğunuza dayanamaz. Genel seçim sandığını getirir.’ Gidelim ama getirmez de yerimize AK Partilileri doldurursa, o Anayasa’yı istediği gibi yaparsa? AKP’nin tek başına 400’lü rakamlara yaklaşacağı bir Meclis çoğunluğunu onlara bırakmamız nasıl bekliyorlar?

“Bize Atatürkçülük öğretiyorlar”

Özgür Özel, “Aday ofisi açılışında yaşanan fotoğraf krizi sonrasında, neden insanlar ya da en azından bir kesim sizin Atatürk çizgisinden uzaklaştığınızı, CHP’nin fabrika ayarlarından ayrıldığını düşünüyor?” sorusuna şu yanıtı verdi:

“Böyle bir kesim yok, böyle sosyal medya hesapları var. Bir de CHP’liymiş gibi yapan, şimdi televizyonlarında ‘Hükümeti rahatsız edecek KJ yazmayın’ diye WhatsApp gruplarına yazıların yazıldığı birtakım televizyonlarda… Bir televizyonda gazetecilere, patronun eşi yazıyor ‘Olumsuz KJ görmeyeceğim hükümet hakkında’ denen televizyona, CHP’li diye çıkan birtakım arkadaşlar bize Atatürkçülük öğretiyorlar. CHP’nin içini karıştırıp, CHP’de kargaşa çıkartıp iktidarın ekmeğini yağlamak isteyen bir kanaldan yağlı ballı maaşlar alan adam, dönmüş bize Atatürk resmini kaldırmakla ilgili bir şey söylemeye çalışıyor.

“Atatürk’ün partisi yüzde 65 belediye kazanmış. Parti Atatürkçülükten uzaklaşıyor, öyle mi?”

Ben size çok net bir şey söyleyeyim: O ‘Atatürk resmi kalktı’ dendiği salon başka fonksiyon kazanmış. Eskiden o salon bizim parti okulunun eğitimlerinin yapıldığı salondu. Eğitimin yapıldığı salonda Atatürk resminin olması kadar normal bir şey yok. O salon, Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi’nde basın toplantılarının yapılacağı salon. Ekrem İmamoğlu olmadığı için kürsünün arkasına Ekrem İmamoğlu resmi koymuş arkadaşlar ki basın toplantısı yapılıyor, Ekrem İmamoğlu adına yapılıyor diye. Ama Atatürk’ün birçok güzel resmi her yerde var. O bina zaten Atatürk ile İnönü ile Bülent Ecevit ile dolu bir bina. Bizim aldığımız ve getirdiğimiz CHP’nin Atatürkçülüğünde bir milim geri yok da gerçek Atatürkçülüğü söyleyeyim size: CHP’nin Atatürk dahil, hayatta olmayan ya da yaşayan bütün genel başkanlarına vefa göstermenin yolu onların partisini iktidar yapmak. Atatürk’ün partisi yüzde 65 belediye kazanmış, parti Atatürkçülükten uzaklaşıyor, öyle mi? O tablonun başka bir özelliği var. Bu tabloyu Ekrem İmamoğlu kendi elleriyle bütün CHP’li belediyelere hediye etti. Tablonun bir özelliği; bir tarafında Atatürk var, dinlediği kişi bir köylü. O köylünün torunu da şu anda Tokat’ta ilçe belediye başkanımız bizim. Bu tablo halkın iradesinin tablosu. Bu tablo hem Atatürk’ün hem milleti dinlemenin hem bizim yönetim anlayışımızın tablosu. Bu tabloyu anlayanlar, millete tepeden bakmayıp milletin gözünün içine bakanlar şu anda bu noktadalar, partiyi de bu noktaya getirmişler. ‘Atatürk’ün tablosunu indirdin mi?’ diye yandaş kanaldan maaş alıp oradan provokasyon yapan arkadaşlara sorarım: Bu partinin hangi başarısına ne katkı sağladın sen diye, partiyi karıştırmak dışında?”

Gürses’in “Çankaya İlçe Başkanı’nı görevden aldınız mı” sorusuna Özel, şöyle yanıt verdi:

“Biz almadık, Ankara İl Başkanlığı görevden aldı. Zaten bizim ilçeyi görevden alma gibi işler yapmamamız lazım. Özel şartlar dışında. Partinin bir hiyerarşisi var. Aralarında uzun süredir bir uyumsuzluk var. Mesela bir miting yaptık ya diyelim. O mitingde ve ondan önceki dönemlerde sayın ilçe başkanımızın, kendisi de bir partilimiz, benim de hiçbir sorunum olmadı, her seferinde iyi ilişkiler içerisinde oldum. Birtakım görevler veriyoruz. Yani parti diyor ki ‘5 sene önce ilçe başkanlığında bu performansı yapan arkadaşlar, 5 sene sonra bizim beklediğimiz performansı vermiyorlar.’ Bazıları aday olmayacaklar mesela bu dönemde. Hani siz diyorsunuz ya ‘Ekip yetişemiyor, oraya gidemiyor buraya gidemiyor.’ Cumhuriyet Halk Partisi’nin yeni yönetim anlayışına yetişemeyen, yorulan, 7 yıldır yapıp 7’nci yılda kendinden beklenen aktiviteyi sağlayamayan arkadaşlar var. Öyle olunca olur. Hatırlıyorum ben bundan 4-5 yıl önce o zaman bir tartışılmıştı. Mersin’de 6 ilçe aynı gün görevden alınmıştı. Cumhuriyet Halk Partisi’nin Gaziantep il örgütü 2 yıl boyunca kongresini yapamamıştı. Diyarbakır’da bütün ilçeler görevden alınmıştı. Bunlar partilerde olur. Ama bir aksi bir şey düşünmek mümkün değil. Zaten şöyle bir şey var. Oradaki atanan arkadaşların görevi, mahalle seçimlerini adil şekilde yapıp ilçe seçimine götürmek. Yani iki ay sonra Çankaya’daki bütün üyelerimizin katılacağı mahalle seçimleri bir ay içinde, hatta iki hafta içinde başlayacak. Bir ay sonra Çankaya’nın seçilmiş ilçe başkanı görevinde olacak. Yeni ilçe başkanı.”

“Kemal Bey’le aramızda en ufak bir olumsuz diyalog geçmedi”

Özel, “Kurultay takvimi ne zamana hedefleniyor?” ve “Kemal Bey’le olan ikili diyaloğunuzda şu anda neredesiniz?” sorularına şu yanıtı verdi:

“Takvim başladı. Kasım ayı sonlarına doğru gidiyor. Tahmin ediyorum aralık ayının içinde Kurultayımızı yapmış veya kasım ayının sonu, aralık ayının başında kurultayımızı yapmış olacağız. Olağanüstü Kurultayda geçerli oyların tamamını aldım ve Cumhuriyet Halk Partisi tarihinde ilk kez bir Genel Başkanın anahtar listesi olduğu gibi geçti. Delegelerimizin durumun hassasiyetini görüp, öyle birileri gibi partiyi karıştırmaya çalışanlar gibi düşünmeyip, Atatürk resmi gibi suni meselelerden partiyi kötüleyip de birbirine düşürmemeye çalışıp, ‘Benim bu yönetime, bu Genel Başkana destek olmam lazım’ dedikleri içindir. Süreci son derece kritik gördükleri içindir. ‘Genel Başkana destek lazım, yönetime destek lazım. Ben delege olarak arkasındayım’ dedikleri içindir.

Şimdi Kemal Bey’le ikili diyalogda, o son bahsettiğiniz fotoğraf ve ekranlara yansıyan yansımayan şekilde. Ben 9 yıl boyunca Grup Başkanvekili olarak görev yaptım. Meclis’e her geldiğinde onu kapıda karşıladım, kapıda uğurladım. 9 yıl boyunca özel kalemi şahittir ve hep söyler. Bir kez bir yakınımın rahatsızlığı dışında o Meclis’teyken benim olmadığım hiç olmadı. 9 yıl boyunca bir hafta, bir kez yoktum. Yani vardım, izin aldım ayrıldım. Şimdi Kemal Bey benim bulunduğum bir yere gelirse, Meclis’te de öyle. Bir cenazeye de gelse öyle. Kapıda karşılarım, kapıda uğurlarım. Aramızda en ufak bir olumsuz diyalog geçmedi, geçemez, geçmemeli. Ve saygıda kusur etmedim, etmem. Birincisi bu. İkincisi şaibeli kurultay meselesi lafı, sonuç doğuracak bir şey değil. İlk günden beri söylüyorum. Süreç odaklı bir şey. CHP’yi tartıştırmaya yönelik. O yüzden hep söyledim. 30 Haziran, hep ne dedim? ‘Hiçbir şey olmaz arkadaşlar’ dedim. 8 Eylül, dediler ki ‘9 Eylül’den bir gün önce partiye operasyon.’ Dedim ki ‘Ya kuruluş haftasında mahkeme mi olur? Söyleyin hakime anlayış gösterir ileri alır.’ 15’ine aldı. Yani şöyle söylüyorum, bak 9 Eylül’den bir gün önceye koymuşlar da. Orada bizim avukat arkadaşın dikkatsizliği. ‘O hafta içinde olmaz’ deyip ileri isteyecekti. Şimdi söylüyorum. Çok net. 15’inde de o mahkeme ya reddedilir ya ileri bir tarihe ertelenir. Hangi mahkemenin göreceğini bekliyordu ya. O daha belli olmamışsa bir kez daha bekler yani.

Bu işten bir şey çıkmaz. Cumhuriyet Halk Partisi’ni delegenin seçmediği kimse yönetemez. Yönetmedi, yönetemez. O yüzden ben demokrasi fikrine sadece Türkiye’de değil, parti içinde de inanan birisiyim. Ben parti içi demokrasi fikrinin insanıyım. O yüzden mahallelerden, sizin dediğinizi ben anladım. ‘Daha üç ay önce delegenin geçerli oylarının hepsini almışsınız, yönet kardeşim partiyi’ diyorsunuz. Bir yandan iki yılı doldu, yani iki yıl önce yaptık biz bunu ve iki yılda bir yapmak durumundayız. Bir yıl ertelesen ne olacak? Bu sene erken seçim olursa kongre takvimi askıya alınacak otomatikman. Olmazsa, seneye kalırsa seçim, ben örgütlerini yenilemiş, kadrolarını yenilemiş, önünde artık böyle bir engeli olmayan, önümüzdeki seçime doğru yürüyen partinin üst yönetimini oluşturmuş olacağım. Zaten günü geldiği için yapıyoruz. İki yılı doldu, dolduğu gün başlattık. Dolduğu günden bir hafta sonra başlattık. Şunu vurgulayım size. 4-5 Kasım kurultayından sonra geldiğimizde 1 milyon 250 bin üyemiz vardı. Şu anda 2 milyon üyemiz var. Bu üyelerden 500 bini bu yıl içinde geldi. Bu 500 bin üye bu süreci gördü de geldi. ‘Koşun’ dedik, koştular. ‘Üye olun’ dedik, oldular. ‘Partiye sahip çıkın’ dedik, geldiler. Eğer 6 Eylül tarihinden, geçen sene tüzüğü değiştirdiğimiz, sonraki bir tarihte kurultay kararı alsaydık bu yeni 500 bin üye oy kullanamıyordu. Çünkü aday üyelik statüsü gelecek. Önceden başlattık, bu 500 bin yeni üye gelecek oy kullanacak. Bu 500 bin yeni üye, eskileri de çok seviyoruz ben de eski üyelerden birisiyim. Ama bu 500 bin yeni üye 31 Mart darbe sürecini gören ve ona direnen, davet edilince koşup gelip, reaksiyonu çok yüksek, yaşları çok düşük, aksiyon alma kabiliyetleri çok yüksek üyeler. Bu üyelerin dinamizmini de katıp önlerine de sandığı mahalleden koyup ilçe kongresini, ilçede koyup il kongresini, ilde koyup büyük kurultayı bu dinamik üyelerin de içinde bulunduğu 2 milyon üyemizle şekillendirmek ve partiyi yenilemek istiyoruz. Zaten yaş ortalaması 43. Daha fazla gençleştireceğiz diye fantastik işler yapmaya gerek yok. Tecrübeyi dışlamaya gerek yok. Ama zaten kadın sayısı biliyorsunuz üç kademeli olarak artacaktı ve eşit temsile doğru ilerliyoruz. Tüzüğün öngördüğü kadın kotası uygulanacak ve CHP’nin kadrolarında daha çok kadın, daha çok genç olması bizim yönetim fikrimizin, anlayışımızın gereği. Onu da yapıyoruz.”

“O zaman aramak bana düşerdi”

Özel, “İlk seçildiğiniz dönemde normalleşme stratejisi izlediniz. Süreç haksız mı çıkardı?” sorusuna şu yanıtı verdi:

“Öyle bir şey yok. Niye haksız çıkarmaz biliyor musunuz? Tayyip Bey ‘yumuşama’ dedi, itiraz ettik. Normalleşme şu; normalini yapıyorsun. O günün normali oydu, bugünün normali bu. Şunu hatırlatmama izin verin. 4-5 Kasım Kurultayı yaptık, 8 Kasım mazbatayı aldık, 9 Kasım’da ‘normalleşme’ demedim. Adaylarımızı çıkardık. Çıktık, yarıştık. 31 Mart akşamı, ben Türkiye’nin birinci partisinin Genel Başkanı oldum. Biz Türkiye’nin birinci partisi olduk ve o anda artık madem ki iktidarsın… Ben artık Türkiye’nin birinci partisi olmuşum. ‘Buradan sonra geçmişi bir yerde bırakıp, üstüne düşeni yapmak bize düşer’ diyerek takip eden 8-9 Nisan Bayram günü bu sefer Erdoğan dahil… Çünkü o ikinci partinin Genel Başkanı, ben birinci partinin Genel Başkanı’yım. Bütün partilerin Genel Başkanlarını aradım. Aramak bana düşerdi çünkü. Süreç böyle başladı.

“Erdoğan ile konuşmalarım tutanak altında”

28 Şubat’tan paşalar çıktı dışarı. Biri dedi ki ‘Özgür Özel olmasaydı, biz içeride ölecektik.’ Hiçbir şey olmadıysa, insani bir diyaloğun sonunda, o insanların çocuklarının, torunlarının yerine koyun kendinize, o oldu. Devam etseydi, Gezi’nin sorunu çözülseydi, bilmem ne olsaydı fena mı olacaktı? Ben ona şunu söyledim. ‘Siyaseti birbirine hakaret eden, birbiriyle çatışan, kavga eden taraflar olarak değil; centilmenlik zemini içinde götürelim. Türkiye’nin bu sorunlarını birlikte çözebiliriz.’ Emekliye zam istiyorum ya. Allah’ına kurban. Asgari ücretliye zam istiyorum. İnsanlara istiyorum…

“Bir parti nasıl mukabele ederse öyle edeceğim”

Normalleşmeyi biz bozmadık, bozdular. Normalleşme sürecinde olsaydık, bu saldırılar olur muydu? Şu anda Ekrem İmamoğlu içeride olur muydu? Bu belediye başkanları içeride olur muydu? Bana normalleşme sürecinde ‘Efendim diktatörle müzakere edilmez, mücadele edilir’ diyenler şimdi bana arka kapı diplomasisi öneriyorlar. ‘Arka kapı yap. AK Parti ile git, arka kapıdan bilmem ne yap’ diyorlar. Cumhuriyet Halk Partisi anketlerde, geçen sene temmuz ayında farkı yedi-sekiz puana kadar çıkarınca… Şimdi de dört-beş puan farkları hepimiz görüyoruz. yedi-sekiz puana çıkarınca Erdoğan’a bir sunum yaptılar. Dediler ki ‘Normalleşme CHP’ye yarıyor. Normalleşmeyi bitirme…’ Çünkü onun da maliyeti var. Millet çok destekliyor. Biliyorsunuz bütün kamuoyu araştırmalarında özellikle sağ seçmen normalleşmeye bayılıyordu. İstemiyor kavga olsun, istiyor ki karnı doysun. Biz de hep ekonomi konuşuyorduk. Ne mitingi yapıyordum ben? Emekli mitingi yapıyordum. Asgari ücrete zam mitingi yapıyorum. Emekli, genç işsizler, atanmayan öğretmenler, çay mitingi, fıstık mitingi, üzüm mitingi, pamuk mitingi, buğday mitingi… Kimin derdi varsa oraya gidiyorduk. Yatıyor muyduk, oturuyor muyduk, Erdoğan ile birlikte mangal mı yapıyorduk sarayın bahçesinde? Yine geziyorduk, tematik ekonomi mitingleri yapıyorduk. Partinin de oyu yedi-sekiz puan öne geçmişti. Millet de memnun. Diyorlar ki Erdoğan’a ‘Normalleşmeyi bitirme ama bitirt. Bitirmenin de bir maliyeti var.’ Teğmenlerin ihraç edilmesi bile buradan harekettir. Kılıçlarını çatıp da ant içen teğmenlerin, önce ‘Hepsini atacağız’ dediler. Sonra ‘38’i atılacak’ dedi. En son işte dördüne kadar geldi. ‘Dördü atılacak’ dediler, attılar. Her şeye rağmen oraya tepkimizi gösterdik ama doğru bildiğimizi yapmaya devam ettik.

Ben uçakta yanıma bir bakan denk gelirse hatırını soruyorum, çoluğunun çocuğunun hatırını soruyorum, konuşuyoruz. Daha evvelki gün TRT’nin önceki Genel Müdürü’yle karşılaştık uçakta. Dedim ‘Siz TRT Genel Müdürü değil miydiniz?’ ‘Evet.’ Vaktiyle dünya kadar eleştirim olmuştur. Sordum ‘Ne iş yapıyorsun?’ O da bana sordu. Uçak kalktı. Ondan sonra inerken vedalaştık, gittik. İnsani, minimum standartları tutturmak başka bir şey, mücadele etmek başka bir şey. Erdoğan bize balta çekti. Baltayı çıkardı. O baltayı çıkardıktan sonra normali bu, böyle siyaset yaparım. Çünkü İstanbul İl Başkanlığı’nın önündeydim: Bana sordular, ‘Belediye başkanınızı tutukladılar, şimdi ne yapacaksınız?’ ‘Savaş ilan ettiler’ dedim, ‘Savaş ilan edilmiş bir kişi, bir yapı, bir parti nasıl mukabele ederse öyle mukabele edeceğim.’ O günden beri de öyle mukabele ediyorum.”

Özel, ”Meclis’te kurulacak süreç komisyonuna tutuklu bulunan arkadaşlarınızı kurtarmak için mi girdiniz” sorusuna şu yanıtı verdi:

”Türkiye’yi kurtarmak için girdik komisyona. Bu komisyon fikrinin sahibi CHP’dir. Bu meselede sokaktaki insanı endişelendirecek şekilde sosyal medya üzerinden birtakım köpürmelerle sanki yeni bir şey çıkmış da bunu ilk kez duyuyormuşuz da… CHP ilkeli bir parti. Geçmişten beri böyle bir konu varsa ‘Meclis’e gelin, Meclis’te konuşun, Meclis’te anlatın, bu işi Meclis eliyle yürütün’ demiş. Şimdi böyle bir komisyon kuruluyor ve Meclis’in ana muhalefet partisi, Türkiye’nin şu anda birinci partisi kendi önerdiği komisyona girmeyecek. Böyle bir şey olmaz. Bu komisyon CHP’nin önerdiği komisyon ama bu komisyon CHP’nin önerdiği gibi ve öngördüğü gibi çalışmazsa o zaman CHP bu komisyonda olup olmamayı yeniden değerlendirir. Komisyonla ilgili şöyle bir yaklaşımımız vardı: Ya bütün partiler eşit temsil edilsin. Böylelikle iktidarın kendi kendine karar alma tekeli ortadan kalksın. Çünkü bu çözüm odaklı bir komisyon olacaksa ‘Biz ikimiz yaparız’ ile olmaz. Ya da bunun başka bir yolu var nitelikli çoğunluk olsun. ‘Mutabakatla’ demiyoruz. Nitelikli çoğunluk yarıdan bir fazlasıyla değil, daha fazlasıyla karar almak, yani daha uzatıcı olmayı zorlayan. İkisinin anlaşıp da her şeyi geçemedikleri bir yer olsun. Ayrıca bir de gerçekçi olalım: Bu komisyon kanunu yapmayacak. Bu komisyon kanun önerecek, yöntem önerecek, bu komisyon durumu tespit edecek, önerilerde bulunacak.

“Komisyona gereğinden fazla şüpheci bakılıyor”

Bizimle konuşan herkese şunu söyledik: ‘Sorunların çözümünün demokratik yollarla yapılması için bu komisyona katkı veririz. Bu komisyon aynı zamanda Türkiye’nin demokratikleşmesinin önünü açacak. Onun konuşulacağı, örüleceği bir komisyon olmalıdır.’ Bu komisyonda bizim taleplerimiz, önerilerimiz, öngörülerimizin dışında başka bir şey dayatılıyorsa ki bu komisyona biraz gereğinden fazla şüpheci ve gereğinden fazla yetki varmış gibi bakılıyor. Bu komisyon kanun çıkaran bir komisyon değil.”

“Tanju sınırlarını aştı”

Özgür Özel, Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ın süreç hakkındaki değerlendirmelerine ilişkin sosyal medya paylaşımlarının sorulması üzerine, ”Kendi sınırlarını aştı Tanju, doğru değil. Tanju, partinin yönetimiyle ilgili önerilerini bana söyleyebilir ama CHP’nin Meclis’te kurulacak bir komisyonla ilgili meselesi de burada sınırlarını aşmış” ifadelerini kullandı.

“Komisyon bir demokratikleştirme dönemini başlatmazsa orada olmayız”

CHP Lideri Özel, ”Kürt sorunu nedir, CHP bunu nasıl tanımlıyor? Bir terör örgütüyle yürütülen sürecin bir parçası olmak CHP açısından o sürece itirazlarını da dile getiren CHP için sürecin kendisini meşrulaştırmak olmaz mı” sorularına şöyle yanıt verdi:

”CHP süreci meşrulaştıracak olsa başka bir pozisyonda olur. Ama hangi süreci olduğunu tarif etmeniz lazım. Bunun için Meclis’te bir komisyon kurulmasını yıllardır söylüyoruz. ‘Kapalı kapılar ardında konuşmayın. Gelin, Meclis’te anlatın’ diyoruz. Şimdi Meclis’te bütün partilere açık bir komisyon kurulacak, bu komisyona devletin yetkilileri gelecek, bilgi verecekler, bizim olmazsa olmazımız şehit aileleri, gaziler, dernekleri gelecekler, dahil olacaklar, terörden zarar görmüş olanlar gelecekler, anlatacaklar ve bu komisyona sivil toplum dahil edilecek, davet edilecek ve bu komisyonun biz Türkiye’nin önünde bir demokratikleşme dönemini başlatmasını öngörüyoruz, talep ediyoruz. Bu yapılırsa biz o komisyona en ciddi katkıyı sunarız, yapılmazsa o komisyonda olmayız. Bu komisyon bir alt meclis değil, bir kurucu meclis değil, bu komisyon hâşâ bir Anayasa komisyonu değil. Bu komisyonun yapacağı iş ne olup bittiğini partilerin bilgilendirileceği, önündeki sorunları nasıl çözüleceği konusunda Meclis’e tavsiyelerde bulunacak, kanun önerilerinde bulunabilecek bir uzlaşma komisyonu.

“Daha nitelikli bir çoğunlukla karar ve tavsiyede bulunulabileceği bir yerde niye bulunmayalım”

Ceza infaz düzenlemesi burada konuşulacak ama burada kanunlaşmayacak. Burada teknik olarak çalışılacak, sonra gidecek, Meclis’te kanunlaşacak. Meclis’te AK Parti ile MHP, istediğini geçirecek çoğunluğa sahip zaten. Burada AK Parti ve MHP’nin değil, daha nitelikli bir çoğunlukla karar ve tavsiyede bulunulabileceği bir yerde; bir hazırlık, bir mutfaksa burası niye bulunmayalım? Çünkü bu komisyondan çıkan kanun, mutabakat var, Meclis’ten öyle geçecekse AKP, MHP’nin kanunu geçerken bir şey yapamıyorsun da katkı sağlayabileceğin yerde niye olmuyorsun? Bunun cevabı yok. Bu komisyonu öyle bir noktaya getiriyorlar ki olur olmadık tanımlar, bilmem neler. Zaten AKP, MHP’nin getirip de istediğini geçirebildiği Meclis’e daha nitelikli, hepimiz fikrini alarak… Yoksa ne yapıyorlar, ‘Biz iki parti oturduk, anlaştık’ diyorlar. Noktasına, virgülüne dokundurmadan kanun geçiriyorlar.

”’Burada anayasa konuşmam’ yazdım onlara”

Ayrıca bizim kendimizin bir Adalet ve Demokrasi Komisyonumuz var. O komisyon dokuz aydır çalışıyor. Sekiz ana başlıkta, 26 düzenleme çalıştı. Biz o çalışmamızı masaya götüreceğiz. Biz o masada demokratik yönde ilerleme sağlayabilirsek o komisyonda iyi işler yapmış oluruz. Yok, bizim masaya koyduğumuz önerilerimiz kıymetlendiriilmezse biz o komisyona mecbur değiliz. Bu komisyon olmasa ya da hiç böyle bir resmi komisyon kurulmayıp AK Parti, MHP ikisi anlaşsalar istediğini geçiriyor zaten bu Meclis’ten. Yanına DEM’i alıp da o çok korktukları şunu yapsalar, bunu yapsalar… Bir engelleri yok ki. Meclis’teki milletvekilleri olarak bizim de içinde bulunduğumuz yerde oturulacak, parlamento konuşulan yerde konuşulacak, çalışılacak. Biz o komisyondan demokrasi çıkarırsak o komisyonda oluruz, çıkarmazsak varlığımız beyhude bir duruşa dönüşürse çıkarız. O zaman ben o komisyonun neresini meşrulaştırmış oluyorum? Neyini meşrulaştırıyorum? O komisyona ben girmeyince gayrimeşru oluyor da ben girince meşru mu oluyor? Komisyon, Meclis Başkanı davetiyle oturulmuş, yasa yapma yetkisi olmayan, yasa önerme yetkisi olmayan ancak katılımcıların bir mutabakat yakaladıkları taktirde kendi aralarındaki centilmenlik anlaşmasıyla Meclis’e, ‘Bakın, bu yasayı böyle yapıyoruz. İçeride bunu bozmayalım çünkü herkesin katkısıyla oldu’ deyip önerebilecekleri… Ben burada ne önerdiğimi biliyorum. Benim Meclis’e bu komisyonla ilgili çalışma önerileri istediklerinde yazdığım yazının altında net şu cümle yer alıyor: ‘Yasama faaliyetleri yasa çıkarmayla sınırlı olmak üzere.’ Yani ben buraya ‘anayasa konuşmam’ yazdım onlara. ‘Sadece yasal düzenlemelerle sınırlı olmak üzere bu komisyon çalışmaları’ dedik. Meclis Başkanı da bunu kabul etti de bizi davet etti.”

“Bu komisyon ayrışanın ayrışma sebebini seçmene izah edebileceği bir komisyon”

Özgür Özel, kararların nasıl alınacağına ilişkin gelen soru üzerine, nitelikli çoğunluğun çalışma matematiğini anlatarak, ”DEM Parti’yi AK Parti MHP ittifakının içinde gibi düşünüyoruz” yorumuna ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:

”DEM, ‘Bu bir siyasi ittifak değildir’ dedi. Burada yapılacak bir düzenleme demokratik bir düzenleme değil ve DEM buna destek veriyor. Onun hesabını DEM verir seçmenine. Bu düzenleme demokratik bir düzenleme, CHP buna destek vermiyor. Onun da hesabını CHP verir. Önemli olan şu: O çok korkulan işi yapmaya kalktılar. Bu komisyon yapamaz da. Ne yapacak? Yasa çıkaramıyor bir şey yapamıyor. Bu komisyon endişe edilen bir iş yapıyor. DEM de buna destek veriyor. Ben de onunla ayrışıyorum. Benim açımdan son derece net bir duruştur. Bu komisyon sadece oturup konuşabilecek ve tartışabilecek, ayrışanın ayrışma sebebini seçmene izah edebileceği bir komisyon. Bu yüzden bu komisyonu kriminal bir şekilde ele almak…”

Özel, “O yüzden mi Tanju Özcan’a çok kızdınız” ifadesi üzerine şöyle konuştu:

”Hayır. Tanju Özcan’ın partinin genel başkanı, genel yönetimi dururken bir yerel yönetici olarak aynı Meclis’te yer aldığımız yapıları, partileri dizip de şer ittifakı tanımlaması haddini aşan bir tanımlamadır, doğru bir tanımlama değil.

“Komisyondaki tartışmaların bizsiz ilerlemesini istemem”’

Mutlak mutabakat dersek CHP’nin ‘evet’ demediği hiçbir şey geçmez dersin. Orada herhangi bir parti burayı tıkayabilir. Çalıştırmayabilir. Nitelikli çoğunluk bir uzlaşı arayışıdır. ‘Benim de katkımı al’ demektir. ‘DEM’in de katkısını al’ demektir. Almıyorlar mı? Aralarında anlaştılar. Neyde anlaştıklarını, onların izah etmek durumundadır. Niçin anlaşmadığımı da ben izah ederim. Ama bu komisyonun elinde aldığı kararla Anayasa’yı değiştirme, hatta yasayı değiştirme yetkisi olmadığı için ben bu komisyondaki tartışmaların bensiz ilerlemesini, bizsiz ilerlemesini istemem doğru da bulmam. Bu komisyona sorunların çözümü için önerebileceğim dünya kadar demokratik paket var. Ortak doğruda buluşanlar, bir araya gelip de iyi bir şey yapabilirse yapar. Yapanın yolu açık olsun. Çıkar gidersin komisyondan. Benim en çok kızdığım ne biliyor musunuz? Şu kadar partinin hiçbir tanesinin tabanında o partiyi yakından takip eden gazetecisinde bu vehim yok, bir tek CHP’de var. Bu ne vehmi ya? Öyle bir şey ki bir komisyondan olmayan bir şey üretip, ona inanıp dönüp… Dün soruyorum, ‘Partinize güveniyor musunuz?’ Meydan inliyor.”

“O meydan CHP’nin samimiyetini biliyor”

Özel, “Bu soruyu niye soruyorsunuz” sorusuna, “Ortalık yıkılıyor, görün diye soruyorum. Siz güvenmiyorsunuz ya. Onunla o anlaşacak, sen çırak çıkacaksın. Görün diye soruyorum. Şile’de, Şile’den büyük miting yaptık. Biz giderken bazı sosyal medya hesapları şey diyor: ‘Şile’ye boykot.’ İşte komisyona katılacakmışız. ‘Boş meydanı görsün de.’ O meydan boş kalmaz. O meydan CHP’nin samimiyetini biliyor, Özgür Özel’in samimiyetini biliyor. Ben partiyi Erdoğan ile anlaşıp da satacak olsam komisyon kurulsun da gireyim, içeride satayım diye mi beklerim? Memleketi satanların nasıl sattığını biliyoruz” yanıtını verdi.

“Süreç samimiyetle desteklenmesi gereken bir süreç”

Bu süreç samimiyetle desteklenmesi gereken bir süreç. Millet gözünün içine bakarak şunu görür: Kim samimi, kim değil. Tayyip Erdoğan samimi değilse bir sene sonra sandıkta millet onun defterini dürer zaten. Ben Tayyip Erdoğan’ın hiçbir konuda samimi olduğunu düşünmüyorum. Ama bu süreç Türkiye Cumhuriyeti’nin menfaatleri açısından reddedilmemesi, sonuna kadar zorlanması gereken bir süreç.”

“Demirtaş’ı ziyaret edeceğim”

Özel, “Selahattin Demirtaş’ı hiç ziyaret ettiniz mi? Demirtaş’ın ailesiyle birlikte yurt dışına taşınması şartıyla serbest bırakılması gündeme gelebilir mi iddiası var” sorusunu şöyle yanıtladı:

”Ettim. Selahattin Bey’i geçen sene ya eylül ya ekim ayında ziyaret ettim. Bir daha ziyaret edeceğim önümüzdeki dönem. Selahattin Demirtaş niye yurt dışına taşınacak da serbest bırakılacak, bu kimin şartıymış; oralara bakmak lazım. Selahattin Demirtaş’ın boşu boşuna içeride yattığı bir süreci hep birlikte yaşadık. Bundan sonra bu süreç başarıya ulaşır da artık terör biter ve herkes demokratik siyaset zemininde mücadele edecek olursa Selahattin Demirtaş gibi bir isim, geçmişte de kendi partisinin cumhurbaşkanı adayı olmuş. Niye Türkiye’de olmuyor, niye siyaset yapmıyor da niye sürgüne yollanıyor, ben o tarafını anlamadım işin.”

”Meşru tartışma zemini Meclis’tir”

Özgür Özel, “CHP, İmralı’ya heyet gönderecek mi” sorusuna, ”CHP, İmralı’ya heyet yollamaz. Böyle bir niyetimiz olmaz. Biz komisyona bu yüzden giriyoruz. Biz bu işlerin konuşulabileceği tek yerin Meclis olduğunu düşünüyoruz. Bizim ne işimiz var adaya heyet yollamakla? Meclis en üst mercidir. Kim konuşacaksa çağırır. MİT mi gelip bilgi verecek, İmralı heyeti mi bilgi verecek, yurt dışından uzman mı getirilecek, Genelkurmay mı dinlenecek, şehit aileleri mi dinlenecek; davet eder, herkes gelir, orada konuşur. Meşru tartışma zemini Meclis’tir. Atatürk’ün kurduğu Meclis’tir. Bana diyorlar, ‘Sana mektup geldi mi? Sen mektup yazdın mı? Sen gider misin? Sen gelir misin?’ Hepsinin cevabı: Benim okuyacağım mektup da yapacağım ziyaret de alacağım karar da demokratik Meclis zeminidir. O zemini boş bırakmam. Ben Meclis’te komisyonumu yetkilendiririm. Ne yapılacaksa onlar yaparlar, gelirler, partimize de bilgi verirler” yanıtını verdi.

“Yapılması gereken bir görüşmeydi. Olumlu sonuçlarının olacağını değerlendiriyorum”

Özel, MİT Başkanı İbrahim Kalın ile görüşmesinin sorulması üzerine şunları söyledi:

”Ben İbrahim Bey’e bu süreçten ne gördüğümü, ne anladığımı, bu sürecin ne şekilde yönetilmesi gerektiğini ve bu meselenin samimiyetle Türkiye’nin çıkarlarına yürütülmesi gerektiğini, kendi düşüncelerimi anlattım. Gördüğüm riskleri anlattım. Önümüzdeki süreçle ilgili yapılması gerekenlerle ilgili, CHP’nin geniş müktesebatından bende birikmiş olanları aktardım. O da bazı sorularıma cevap verdi. Tamamen iki siyasetçi gibi değil; bir siyasetçi, bir devlette görevli olan, Milli İstihbarat Teşkilatı’nın başkanlığı gibi kritik görevde olan birisinin yapması gereken konuşmayı o ciddiyetle yaptık. Daha sonra da geçtik, içeride sunumlarını aldık. Ben gördüğüm riskleri, önerilerimi, bazı merak ettiğim şeyleri sordum. Bence yapılması gereken bir görüşmeydi. Ben olumlu sonuçlarının olacağını değerlendiriyorum.”

“Kötü bir MİT Başkanı’ydı. Çok kötü bir Dışişleri Bakanı”

Özgür Özel, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’a yönelik ifadelerinin sorulması üzerine şöyle konuştu:

”O bana, ‘Yunan tezlerini destekliyorsun Ege’de’ diyor. Ben de ona ‘TikTok’çu’ diyorum. Hangisi daha ağır? Hakan Fidan, MİT Müsteşarıyken ‘Birkaç asker yollarım. Suriye’den Türkiye’ye sekiz füze attırırım, toplumsal rızayı yaratırım’ diyen bir adamdır. Hepimizin güvenliği, istihbaratı ona emanetken ‘Beni MİT Başkanı’yken zehirlediler’ deyip MİT’i de kendini de küçük düşüren adamdır. MİT Başkanı’yken mesela 15 Temmuz darbesinden bihaber adamdır. Kötü bir MİT Başkanı’ydı. Çok kötü bir Dışişleri Bakanı. Onun döneminde Kuzey Kıbrıs’ı tanımalarını beklediğimiz Türk Cumhuriyetleri, Güney Kıbrıs’ı tanıyor. Onun döneminde Trump ‘Gazze’ye oteller yapacağım’ diyor. Onun döneminde Türkiye’deki Amerikan Büyükelçisi ‘Osmanlı’nın millet sistemine geçelim’ diyor, bizim Türkiye’mize rejim öneriyor adam. Onun döneminde şöyle bir şey söyleyebiliyor; ‘Zengezur koridorunu 100 yıllığına bir Amerikan şirketi işletsin.’ Azerbaycan, Nahçıyan, Türkiye ve Türkiye’nin Kafkaslar üzerinden hem gücünü artıracak olan, Rusya, Çin üzerinde o yumuşak gücünü artıracak olan çok önemli bir işi, ‘Amerikan şirketine devredelim’ diyor. Bunlara tık yok.

“Meseleyi gündeme getirdim, bu sayede İsrail’e yaptırım uygulanacak anlaşmanın altında imzamız var”

Avrupa’daki 10 büyükelçi ‘Gezi’de hukuksuzluk yapılıyor’ dedi diye onları ‘persona non grata’ istenmeyen insan ilan etmeye kadar varıp Avrupa Birliği büyükelçilerini Türkiye’den defetmeyi göze alıyordunuz. Neden? Gezi’deki hukuksuzlukları söylediler diye. Adam şimdi diyor ki ‘Türkiye’nin yönetim sistemi, farklı din ve mezheplerin kendi hukuklarının olduğu, ayrı ayrı oldukları, ayrı ayrı grupların ayrı ayrı yönetildiği, hepsinin padişaha biatının belirtildiği yönetim sistemi olsun’ diyor. Sen buna bir şey demiyorsun, sen TikTok çekiyorsun. Ben ondan dedim ‘Pabucumun TikTokçusu’ diye. Ayrıca şunu da söyleyeyim: İsrail’e karşı 12 ülke bir yaptırım paketinde anlaştı, Türkiye oraya imza atmadan kaçtı. Biz de bunu suçüstü bir durumda yakaladık ve ilan ettik. Önce bana ‘Yunan’ı destekliyorsun’ dedi. Ne yaptı biliyor musunuz 10 gün sonra? Gidip oraya şerh koyup imzayı attılar. Şimdi Özgür Özel mi doğruyu söylüyor, TikTokçu Hakan mı doğru söylüyor? Dediğim yere geldiler mi? ‘Şerh koy, imzayı at’ demiştim, şehri koyup imzayı attı mı? Kimin dediği doğru çıktı? Ben öyle ya da böyle bu meseleyi gündeme getirdim ve bu sayede İsrail’e yaptırım uygulanacak anlaşmanın altında imzamız var artık.”

“Komisyona vereceğimiz isimler daha belli değil”

TBMM’de kurulacak komisyona verilecek CHP’li 10 ismin belli olmadığını belirten Özel, şöyle devam etti:

”Yarın saat 13.00’te bu komisyonla Genel Merkezimizde toplantı yapacağım zaten. Daha liste belli değil. Çünkü daha dün karar verdik komisyona katılmaya. Nitelikli çoğunluk olmasa katılmayacaktık. 20’nin üzerinde arkadaşımı görevlendirebilirim. Kafamdaki taslakta 20-23 isim var, 10’unu seçeceğim, daha seçmedim. Bu konuda Grup Başkanvekillerimle istişare edeceğim, etmedim. Bugün akşam saatlerinde yaparım. Meclis’e de yazıyı bugün akşam değil, yarın öğlen saatlerinde yollayacağım. Biz bu komisyondaki arkadaşları belirlemedik. Grup Başkanvekilleriyle de bir istişare yapacağım. Ondan sonra karar vereceğim. Meclis’e yarın öğle saatlerinde listeyi teslim ederiz. Sonra da saat 13.00’te komisyondaki arkadaşlarla toplantı yaparız.”

“Bu ay hiçbir ankette CHP’yi geride görmedim”

CHP’nin anketlerdeki oy oranının sorulması üzerine Özel, şöyle konuştu:

“İki tür araştırma görüyorum. Biri bizim de yerel seçim sonuçlarımızı çok iyi tahmin eden, çok güvendiğimiz bir yöntemle yaptırdığımız 10 bin denekli araştırmalar. Yüzde 40’a yakın oyumuz var. AK Parti’yi bizimkiler 34 ölçüyor kararsızlar dağıtıldığında. Kararsızları dağıtmayan şirketler var ya da farklı örneklemi olan. Örneğin Panaroma’yı gördüm, o kararsızları dağıtmıyor ama orada da 1,7 puan öndeyiz. Kararsızları dağıtsa orada da daha açık bir farkla önde olacağız. Bu ay hiçbir ankette geride görmedim ama bir anketi iktidara müzahir kalemler yazdı. ‘AK Parti 1,2 puan mı ne önde.’ 2,5 kanal var bizi veren. Neden? Hep birinizden biriniz kapalı olduğunuz için. Bütün elindeki ak Toroslar çetesi ile saldırıyorlar, milletvekillerimize saldırıyorlar. Büyük bir baskı altındayız. Ve CHP aslanlar gibi mücadele ediyor etmeye de devam edecek. Her geçen gün meydanlarda kalabalık ve mücadele daha güçlü.”

“En büyük tehdit, gelecek seçimi kaybetme tehdidi”

Özgür Özel “Tehdit alıyor musunuz” sorusuna karşılık, şunları söyledi:

“Boşverin tehdidi. En büyük tehdit, gelecek seçimi kaybetme tehdidi. Sen gelecek seçimi kazanmak için her şeyi yap, kendini de kurtarırsın, evladını da kurtarırsın, ülkeyi de kurtarırsın. Gelecek seçimi kaybedersen daha kurtaracak bir şey kalmıyor. O yüzden hep birlikte birbirimize inanmak, güvenmek, dayanışmayı artırmak, meydanları kalabalıklaştırmak, doğru işleri yapmak durumundayız. Biz adım adım iktidara yürüyoruz. Buna engel olmak için her şey deniyorlar, denemeye devam edecekler. Bundan sonra da en beklenmedik mücadele yöntemleriyle, cesaret ve kararlılıkla elimizden gelen her şeyi yapıp önümüzdeki seçimi kazanacağız. Adayı belirlemek, arkasında durmak, adayın aday ofisi üzerinden taahhütlerini hazırlamak, partinin programını yapmak, sandık görevlerini yapmak. Bir sabah kalkıp seçim varmış gibi o sabah bütün 185 bin sandık görevlisini sandık başına yollamak, kare kodlara okutup geri getirmek de dahil, ya da haftada şimdi iki salı günleri yaptığımız grup toplantısı, üç büyük konuşmayla sürekli gündeme müdahil olmak da dahil, gölge bakanlarımızla, PM’mizle, sadece bu ay sahada yapacağımız bin 328, milletvekili ve PM 81 ildeki ziyareti ile beraber müthiş bir aktivasyonla, müthiş bir aktiviteyle, büyük bir enerjiyle çalışıyoruz. Karşılığını da sahada da görüyoruz ankette de görüyoruz.

“İktidara yürürken çelme çakanları geride bırakacağım”

Saflar şöyle ayrışacak: İktidara yürüyenler ve yürürken çelme çakanlar. Çelme çakanları geride bırakacağım. Çünkü dener, beni düşüremez ama geride kalır. Dönüp bir daha bakmayacağım. O yüzden herkes çelmecileri de görsün, iktidara yürüyenleri de görsün. Bundan sonra bir cumhurbaşkanı adayımız yok. Milyonlarca cumhurbaşkanı adayımız var. Her gün sahada olacağız ve partiyi iktidar yapmak için mücadele ediyor olacağız. Bu yürüyüşe katılsın herkes. Bizim bu partiyi iktidar yapmaktan başka şansımız yok. Türkiye’nin son şansı.

“Kimse bu ülkeye Cumhuriyet dışında bir çatı tarif edemez”

Kimse ama kimse bu ülkeye Cumhuriyet dışında bir çatı tarif edemez. MHP kadar Türklerin temsilcisiyim. Atatürk’ün yazdığı Anayasa’daki vatandaşlığa bakın, kime Türk deniyor diye. MHP kadar Türk milliyetçisiyim. DEM kadar Kürtlerin geleceğini ve eşitliğini savunuyorum. Arap dediğini de Suriye’deki sığınmacılardan değil, Türkiye’deki Hatay’daki, Şanlıurfa’daki, Mardin’deki, İstanbul’daki Arap kökenli Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarımızı da sımsıkı sarıyorum. Ama Türk, Kürt, Arap diyerek oraya başka bir çatı tarif edenin de karşısında dimdik duruyorum. Türkiye’deki etnisitesi ne olursa olsun, dini ne olursa olsun, dini tercihi ne olursa olsun, mezhebi ne olursa olsun hepsinin temsilcisi ve hepsinin temsilcilerine de saygı duyan Atatürk’ün partisidir. Bu Cumhuriyet, siyasetin her kanadına alan açmak için kuruldu. DEM’e de saygım sonsuz, MHP’ye de, AK Parti seçmenine de. CHP olarak da bir kimliği kimseye bırakmayız. Bütün kimliklerin temsil edildiği bir partiyiz. Dedeleri 100 yıl önce birlikte ölenler artık torunlar ölmesin diye el ele, omuz omuza verip kurduğumuz Cumhuriyeti bugün demokratik bir Cumhuriyet haline getirmemiz lazım. Bunun önündeki en büyük engel bugün Tayyip Erdoğan’dır. Ama Tayyip Erdoğan’ın da geriye dönecek ve demokrasiye dönecek bir adım atması kendinin de partisinin de Türkiye’nin de yararınadır. O adımı atarsa atar, atmazsa biz hep birlikte atacağız.

“Ben Erdoğan’ın çizdiği sınırlarda siyasete mahkum bir Genel Başkan değilim, partim de ona mahkum bir parti değil”

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, ”Kayyımların önüne geçebileceğinizi ve sonbaharda iddianameyle birlikte tahliye süreçlerinin başlayabileceğine ihtimal veriyor musunuz” sorusunu şöyle yanıtladı:

”Aklın gereği bu, vicdanın gereği bu. O komisyon bu kayyumları geri vermeyecek de ne iş yapacak? Kent Uzlaşısı davalarının düşürülmesi için gerekli yasal düzenlemeyi hazırlamayacak da ne yapacak? 1 Ekim’e gelmişiz veya komisyon çalışmalarında bir noktaya gelmiş. Esenyurt Belediyesi ile Şişli Belediyesi bir belediye meclis üyesi DEM kökenliymiş diye kayyumda olacak. Ben de orada duracağım. Bak dışında kalırsan hiç olmazsa bunu konuşamadığın bir zemin olur. Sizin ayağınıza kelepçe taktıkları maddeyi değiştirmeden ya da artık Türkiye’yi bu kuralların böyle uygulanabildiği bir ülke olmaktan çıkarmadan… İsmail Saymaz’ın ev hapsini ya da biraz önce orada oturan Esila kızımız, Bakırköy cezaevinde gördüğümde müebbet hapis yatacağını sanıyordu. O yüzden büyük bir gayretle büyük bir cesaretle mücadele edeceğiz. CHP’nin bu mücadelesini görmeyen, boşa düşüren biri olur. Millet de onu sandıkta boşa düşürür. Hiç merak etmeyin. Ama CHP’yi kimse kandıramaz. Ben Tayyip Erdoğan’ın çizdiği sınırlarda siyasete mahkum bir Genel Başkan, partim de ona mahkum bir parti değil.”

***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Previous Post

Seyhan Avşar Gündeme Getirmişti! CHP’li Ali Mahir Başarır, Adliyedeki ‘Vesayet Skandalı’na Ateş Püskürdü

Next Post

Mastodon, Bayraktar’a yazdı, tartışma alevlendi; NEXT Sosyal ‘çalıntı’ mı?

SG

SG

Next Post
TR724 HABER

Mastodon, Bayraktar’a yazdı, tartışma alevlendi; NEXT Sosyal ‘çalıntı’ mı?

  • Trending
  • Comments
  • Latest
Financial Times'dan Sedat Peker yorumu: Türkiye'yi şaşkına çevirdi

Financial Times’dan Sedat Peker yorumu: Türkiye’yi şaşkına çevirdi

30 Mayıs 2021
Sedat Peker, Rubicon’u geçti mi?

Sedat Peker, Rubicon’u geçti mi?

9 Haziran 2021
15 Temmuz’un gizemli ismi MİT görevlisi Sadık Üstün ve faaliyetleri

15 Temmuz’un gizemli ismi MİT görevlisi Sadık Üstün ve faaliyetleri

9 Ekim 2021
11 yılda 43 yabancı şirket Türkiye’yi terk etti

11 yılda 43 yabancı şirket Türkiye’yi terk etti

6 Temmuz 2021
Haber Merkezi TR724

Slovenya, İsrail ile silah ticaretini durduran ilk AB ülkesi oldu

0
Sirte neden herkesin kırmızı çizgisi?

Sirte neden herkesin kırmızı çizgisi?

0
Ekonomik kriz erken seçimi zorluyor

Ekonomik kriz erken seçimi zorluyor

0
Tutuklu Altı Gazetecinin Yargılanmasına Başlandı

Tutuklu Altı Gazetecinin Yargılanmasına Başlandı

0
Haber Merkezi TR724

Slovenya, İsrail ile silah ticaretini durduran ilk AB ülkesi oldu

1 Ağustos 2025
‘Süreç’ komisyonunun ilk toplantı tarihi belli oldu

‘Süreç’ komisyonunun ilk toplantı tarihi belli oldu

1 Ağustos 2025
ABD'li Asker Korkunç Tabloyu Anlattı: Gazze'de Yaşanan 'Açlık Oyunları'

ABD’li Asker Korkunç Tabloyu Anlattı: Gazze’de Yaşanan ‘Açlık Oyunları’

1 Ağustos 2025
Kütahya’da peş peşe 4 deprem

Kütahya’da peş peşe 4 deprem

1 Ağustos 2025

Son Haberler

Haber Merkezi TR724

Slovenya, İsrail ile silah ticaretini durduran ilk AB ülkesi oldu

1 Ağustos 2025
3
‘Süreç’ komisyonunun ilk toplantı tarihi belli oldu

‘Süreç’ komisyonunun ilk toplantı tarihi belli oldu

1 Ağustos 2025
3
ABD'li Asker Korkunç Tabloyu Anlattı: Gazze'de Yaşanan 'Açlık Oyunları'

ABD’li Asker Korkunç Tabloyu Anlattı: Gazze’de Yaşanan ‘Açlık Oyunları’

1 Ağustos 2025
3
Kütahya’da peş peşe 4 deprem

Kütahya’da peş peşe 4 deprem

1 Ağustos 2025
3

Kur Bilgileri

Exchange Rate TRY: Cum, 1 Ağu.

Takip Edin

Kategoriler

  • 15 Temmuz
  • Bilim ve Teknolji
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Genel
  • Görüş & Analiz
  • Güncel
  • İnsan Hakları
  • Kültür – Sanat
  • Kürt Meselesi
  • Politika
  • Sağlık
  • Spor
  • Yaşam
Görüş & Analiz Gönder

Son Dakika

Haber Merkezi TR724

Slovenya, İsrail ile silah ticaretini durduran ilk AB ülkesi oldu

1 Ağustos 2025
‘Süreç’ komisyonunun ilk toplantı tarihi belli oldu

‘Süreç’ komisyonunun ilk toplantı tarihi belli oldu

1 Ağustos 2025
  • Ana Sayfa
  • Haberler
  • İnsan Hakları
  • 15 Temmuz
  • Kürt Meselesi
  • Görüş & Analiz
  • Gizlilik politikası

© 2020 Serbest Görüş

No Result
View All Result
  • Ana Sayfa
  • Haberler
  • İnsan Hakları
  • 15 Temmuz
  • Kürt Meselesi
  • Görüş & Analiz
  • Gizlilik politikası

© 2020 Serbest Görüş