ABD ile Japonya’nın ticaret konusunda anlaşması, diğer ülkelerle de uzlaşı sağlanabileceği beklentilerini güçlendirerek küresel piyasalarda risk iştahını artırdı.
Dünya genelinde tarife belirsizlikleri varlığını korurken, konuya ilişkin gelişmeler piyasaların yönü üzerinde etkili oluyor. ABD’nin en büyük ticaret ortaklarından Japonya ile anlaşması ve diğer bir partneri Çin ile de gelecek hafta uzlaşı temaslarının başlayabileceğine yönelik iyimserlikler piyasalardaki risk algısını azalttı.
Japonya ile ABD arasındaki ticaret anlaşması tamamlandı
ABD Başkanı Donald Trump, Japonya ile ticaret anlaşmasının tamamlandığını belirtti. Bu kapsamda Japonya yüzde 15 gümrük vergisi ödeyecek. Söz konusu oranın Trump’ın daha önce duyurduğu yüzde 25’lik tarifeden düşük olması, piyasalarda oluşan pozitif havayı destekledi.
Trump, Truth Social hesabından konuya ilişkin yaptığı paylaşımda, Japonya ile yapılan anlaşmayı “Belki de bugüne kadar yapılmış en büyük anlaşma” şeklinde nitelendirdi.
Japonya’nın ABD’ye 550 milyar dolar yatırım yapacağını ve karın yüzde 90’ını alacaklarını belirten Trump, bu anlaşmanın yüz binlerce istihdam yaratılacağını ifade etti.
Trump, Japonya’nın ülkesini otomobil ve kamyonet, pirinç ve diğer bazı tarım ürünlerine açacağına dikkati çekti.
Gözler ABD-Çin görüşmesinde
Öte yandan, ABD yönetiminin başta Çin ve Avrupa Birliği (AB) olmak üzere diğer ticaret ortaklarıyla da anlaşma sağlanabileceğine ilişkin beklentiler artarken, gözler gelecek hafta Pekin ve Washington yönetiminin gerçekleştireceği olası görüşmeye çevrildi.
Çin’e yönelik tarifeler uzatılabilir
ABD Hazine Bakanı Scott Bessent de gelecek hafta İsveç’in Stockholm kentinde Çinli yetkililerle bir araya geleceklerini belirterek, burada Çin’e yönelik tarife erteleme süresinin uzatılması konusunun görüşülebileceğini söyledi.
Bu gelişmelerle tarifelerde uzlaşmaya varılabileceğine dair iyimserlikler sürerken, düşük oranlarda da olsa uygulanacak tarifelerin enflasyonist baskıları artırabileceği endişeleri ortadan kalkmadı.
Bu durum, ABD’de iyileşen makroekonomik verilere rağmen, söz konusu riskler nedeniyle ABD Merkez Bankası’nın (Fed) para politikasında gevşeme döngüsüne ne zaman devam edeceğine ilişkin soru işaretlerini gündemde tutuyor.
Analistler, Fed yetkililerinin faiz indirimi konusunda ayrışan tutumlarının da fiyatlamaları zorlaştıran etmenler arasında yer aldığını belirterek, para piyasalarındaki fiyatlamalarda Fed’in bu ay politika faizini sabit tutmasına kesin gözüyle bakıldığını aktardı. (AA)