Tesadüfe bakın, dün birbiriyle ilgili iki haber aşağı yukarı aynı saatlerde önüme geldi.
Biri, geçen aya, yani Haziran’a ait bir anketin sonuçlarıydı.
Hemen arkasından da Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un açıklaması geldi.
Anketin bir sonucu var ki beni hiç şaşırtmadı, ama Adalet Bakanı’nın açıklaması şaşırttı.
Dünün en iyi haberi: Adalet Bakanı TBMM’yi hatırladı
Bakan, İstanbul’un Seçilmiş Büyükşehir Belediye Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu ve 17 şehrin seçilmiş belediye başkanlarına karşı yürütülen siyasi davaların yargılanmasının televizyondan canlı yayınlanabileceğini söylemiş.
Hatta “Takdir TBMM’nindir” diyerek, epeydir unutulan ve geri değil, görünmez plana itilen Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni de hatırlamış.
Bence iyiye işaret.
İnşallah yarın geri adım atmaz.
Bakan büyük bir özgüvenle diyor ki…
Bakan kendine çok güvenen bir havada konuşuyor.
Özellikle şu cümlesi çok, hatta haddinden fazla iddialı:
“Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı ile birlikte suçlamaların odağında bulunan şahıslar Türkiye Cumhuriyeti’nin bir hukuk devleti olduğunu asla unutmamalıdırlar.”
İşte bu cümleye takıldım.
Hem de çok takıldım.
Cümleyi Anayasa’dan hatırlıyoruz ama bakan da hatırlıyor mu?
Önce şu soru takıldı kafama:
Acaba Türkiye’nin bir hukuk devleti olduğuna Bakan bizzat kendisi inanıyor mu?
Daha doğrusu “olması gerektiğini” hatırlıyor mu?
Çünkü bu davaların daha ilk gününden, kendisini savcı ve hakim yerine koyup iddiaları kesin karar gibi tekrarladı, hatta kararını da verdi.
Neyse, biz onu bir kenara bırakıp asıl konuya gelelim.
Sayın Bakan, siz hukuk devletinin gereğini yerine getiriyor musunuz?
Önemli olan bizlerin “Türkiye’nin hukuk devleti olup olmadığına inanmamız” değil…
Onun inanıp bunun gereklerini yerine getirmesi…
Acaba Türk halkı, Bakan’ın Türkiye’nin bir hukuk devleti olduğu ile ilgili iddiasına inanıyor mu…
Bir de şu soru:
Her 10 Türk vatandaşından kaçı Erdoğan yeniden aday olsun istiyor?
Kaçı “Hayır, yeter artık Erdoğan dönemi kapanmalıdır” diyor?
11 bin kişi ile 26 il 162 ilçede yapılan araştırmanın sonuçları
Ben şahsi fikrimi söylemeyeceğim.
Önümde bir araştırma şirketinin haziran ayı anketinin sonuçları duruyor.
Araştırma, “Saros Siyasal ve Sosyal Araştırmalar Merkezi” tarafından, 16-23 Haziran tarihleri arasında 26 il, 162 ilçe ve 18 yaş üstü 11 bin 102 katılımcıyla yapılmış.
Bu 11 bin kişinin 3 bini ile telefon görüşmesi yapılmış. 7 bini ile WhatsApp üzerinden görüşülmüş.
Sadece İstanbul’da 3 bin 129 kişiyle görüşülmüş
Araştırma içinde örneklem alınan şehirlerin ağırlığı şöyle:
İstanbul yüzde 28,4, Ankara yüzde 10,8, İzmir yüzde 9,9…
Şimdiki ve eski belediye başkanları görevden alınan şehirlerin en önemlileri örneklem içinde yani.
Sadece İstanbul’da 3 bin 129 kişiyle görüşülmüş.
Kısaca çok geniş ölçekli bir araştırma bu.
Halka göre bu ülkenin bir numaralı sorunu ekonomi, iki numara ise adalet
Gelelim, kendinden çok emin biçimde, “Türkiye hukuk devletidir” diyen Adalet Bakanı’na…
Şuradan başlayalım:
“Bugün Türkiye’nin en önemli sorunu nedir?”
İşte cevaplar:
(1) Yüzde 40.1: Ekonomi.
(2) Yüzde 20.8: Adalet.
(3) Yüzde 8.3: Yönetim/iktidar.
(4) Yüzde 3.7: Eğitim.
(5) Yüzde 2.8: Ahlak.
Bu soruya verilen cevaplarda, 19 Mart’a kadar, adalet daha alt sıralardaydı.
Üç aydır banko ikinci sıraya yerleşti ve ekonominin yarısına ulaştı.
Demek ki bu ülkenin çok ciddi bir adalet sistemi sorunu var.
Her 10 Türk vatandaşından dokuzu “adalet sorunu” var diyor
Ama daha somut bir sonuca gelelim.
Soru şöyle:
“Türkiye’de adalet sorunu olduğunu düşünüyor musunuz?”
(*) Yüzde 79.1: Evet var.
(*) Yüzde 8.8: Kısmen var.
(*) Yüzde 11.7: Hayır yok.
(*) Yüzde 0.4: Fikrim yok.
Bu cevapların anlamı çok açık ara çok net:
Her 10 Türk vatandaşından dokuzu Türkiye’nin bir “adalet sorunu” olduğuna inanıyor.
Yani Sayın Bakan, halk sizin bu söylediğinize hiç inanmıyor
Yani Sayın Bakan,
Türk halkı sizin bu söylediğinize inanmıyor. Hem de hiç inanmıyor.
Bırakın Türk halkının tamamını, sizin partinize oy verenlerin bile büyük çoğunluğu da inanmıyor.
Her 10 Türk vatandaşından yedisi artık erken seçim istiyor
Bir ilginç sonuç da şu:
“Türkiye’de 2028’den önce bir erken seçim yapılmalı mı?”
(*) Yüzde 71.8: Evet yapılmalı.
(*) Yüzde 24.3: Hayır yapılmamalı.
(*) Yüzde 3.9: Fikrim yok.
Bu da mevcut iktidardan ciddi bir memnuniyetsizlik işareti.
“Ekonomiyi kim daha iyi çözer” sorusunda CHP, AKP’nin önüne geçti
Ankette dikkatimi çeken bir başka ilginç sonuç da şu.
“Sizce Türkiye’nin en önemli sorununu hangi parti çözer?”
(*) Yüzde 47.7: Hiçbiri.
(*) Yüzde 15.6: CHP.
(*) Yüzde 13.9: AKP.
Geri kalanı öteki partiler.
En önemli iki sorunun çözümünde CHP öne geçiyor
Bu sonuç şunu gösteriyor.
Mevcut partiler artık Türkiye’nin büyük sorunlarının çözümünde umut vermiyor.
Oysa bu soruya, son iki aya kadar verilen cevaplarda hep AKP birinci parti olarak çıkıyordu.
Son iki aydır bu trend değişti ve CHP yukarı çıktı.
İki aydır üst üste CHP “yönetebilir” konusunda AKP’nin üzerine çıkmış ve durumunu konsolide ediyor gibi görünüyor.
Kısaca AKP’nin ülkenin en önemli iki sorunu olan ekonomi ve adalet konusunda verdiği umut giderek azalıyor.
İktidarın ağır propagandası etkili olmaya başladı
Kamuoyu gözünde yerleşen iki önemli trend daha var.
Biri 19 Mart rejiminin son üç ayda CHP’li belediyelere karşı giderek artan davaları.
Bu ay bir fark var.
Öyle görünüyor ki, iktidar medyasının çok ağır propagandası bir ölçüde etkili oluyor.
Ekrem İmamoğlu ve arkadaşlarının bazı yolsuzluk işlerine karıştığı yolundaki görüşlerde bir yükselme var.
Ama halkın yüzde 60’a hâlâ bu davalar “hukuki” değil, “siyasi” diyor
Ama buna karşılık bu davaların “siyasi amaçla açıldığına olan inanç” artık kesinleşmiş gibi.
Gördüğüm anketlerin hemen hepsinde halkın yüzde 60’a yakını bu davaların hukuki değil, siyasi olduğuna inanıyor.
Ayrıca “Muhalefete karşı yapılan bu uygulamaları doğru buluyor musunuz” sorusuna da halkın yüzde 50’si “Hayır, doğru bulmuyorum” cevabını veriyor.
Her 10 Türk’ten sekizi “İktidarda olduğu için AKP’li belediyelere dava açılmıyor” diyor
Bu ay Saros araştırmasında farklı ve önemli bir soru daha sorulmuş.
“AK Partili belediyelere operasyon yapılmamasının sebebi sizce nedir?”
(*) Yüzde 10.8: AKP’li belediyeler yolsuzluk yapmadığı için.
(*) Yüzde 79.6: AKP’li belediyeler iktidar partisi belediyesi olduğu için.
(*) Yüzde 9.7: Fikrim yok.
Her 10 Türk’ten yedisi “Erdoğan yeniden seçilmek için anayasa istiyor” diyor
Ve cevabını merak ettiğim sorulardan biri de sorulmuş:
“Cumhurbaşkanı Erdoğan neden yeni bir anayasa yapmak istiyor?”
(*) Yüzde 11.2: Daha özgürlükçü ve demokratik bir ülke olmak için.
(*) Yüzde 7.2: Darbe anayasasından kurtulmak için
(*) Yüzde 72.5: Yeniden cumhurbaşkanı olabilmek için
(*) Yüzde 9.1: Fikrim yok
Anlamı şu:
Her 10 Türk vatandaşından yedisi “Erdoğan’ın yeniden aday olabilmek için yeni anayasa istiyor” diyor.
Her 10 Türk’ten yedisi “Erdoğan dönemi artık sona ermeli” diyor
Giderek yerleşen bir görüş de şu:
“Bir erken seçim olması durumunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeniden aday olmasını ister misiniz?”
(*) Yüzde 67.6: Hayır istemem.
(*) Yüzde 26.2: Evet isterim.
Gerisi fikri yok.
Şurası kesin.
Her 10 Türk vatandaşından üçü, Erdoğan yeniden aday olsun istiyor.
Yediye yakını ise Erdoğan döneminin artık sona ermesini istiyor.
Bu sayı Panaroma’nın geçen şubat anketine göre 6’ydı.
19 Mart sonrası yediye çıkmış.
Güçlendirilmiş tek adam sistemi halka ne kadar kulak verir?
Evet Saros Araştırma Merkezi’ne göre haziran 2025 itibariyle halkımızın görüşleri böyle.
Ama “Güçlendirilmiş tek adam sisteminde halkın görüşleri ne kadar önemlidir” derseniz…
O soru sorulmamış.
Dolayısıyla biz de bilmiyoruz.