İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun yargılandığı Akın Gürlek davasında üçüncü duruşma bugün yapılıyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’i “tehdit edip, hedef gösterdiği” iddiasıyla yargılanan İmamoğlu hakkında 7 yıl 4 aya kadar hapis cezası ve siyasî yasak talep ediliyor.
İmamoğlu’nun, tutuklu bulunduğu Silivri’deki Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nun içindeki mahkeme salonuna girişinde izleyici sıralarından “Ekrem Başkan” ve “Cumhurbaşkanı İmamoğlu” sloganları atıldı.
İmamoğlu, gri renkte takım elbise ve sol koltuk altına sıkıştırdığı içi kağıt dolu mavi dosya ile salonu selamlayarak sanık sandalyesine geçti.
Duruşmada mahkeme başkanı, söz alan İmamoğlu’na “Mütalaaya karşı beyanınızı zaten verdiniz, tekrara düşmeden kısa olsun” dedi. İmamoğlu ise “Hayır, mütalaaya karşı beyanda bulunmadım. İçinde bulunduğumuz durumu anlattım. Hayat zaten kısa, hayat kadar kısa olacak konuşmam” ifadelerini kullandı.
“18 yaşındaki Ekrem’e siyasi yasak getirecek iddianame hazırlanıyor”
Dünyadaki ve Türkiye’deki gelişmelere, ekonominin durumuna ve hakkındaki yargı sürecine değinen İmamoğlu, “Geçen duruşmayı ve konuşmamdaki duyguları hatırlıyorum. Konuşmamı şöyle bitirmiştim, etrafımızda tüm bölgeye yayılma riski yaşanan bir savaş varken iktidarın da tabiriyle ‘iç cepheyi güçlendirmek’ dışında yol yoktur. Bugün artık kimse için başka yol yoktur. Bir ay bile geçmedi ama o sürede dahi şapkayı önüne koyarak değil de tam tersi şekilde olaylar yaşanmasına üzülüyorum” dedi.
İstanbul Üniversitesi diplomasının iptaliyle ilgili süreci hatırlatan İmamoğlu, “Kumpaslar, yalanlar üzerinden operasyonlar… İnsanı derinden etkileyen hapis süreçleri ve dahası… Alelacele telaşla bir iddianame daha ortaya çıkıyor. 18 yaşında bir gence yaptığı bir işlemden dolayı ortada sahte bir evrak bile yokken soruşturma başlatılıyor. 18 yaşında bir Ekrem… İlk ifadeye girince savcıya ‘17 yaşında olsam ne yapacaktınız?’ dedim. ‘Vasini çağıracaktık’ dedi. 18 yaşındaki Ekrem’e ileride Cumhurbaşkanı adayı olur diye siyasi yasak getirecek bir iddianame hazırlanıyor” diye konuştu.
Duruşmada “savcıya bakma” gerginliği
İmamoğlu’nun konuşmasının bu kısmında duruşma savcısının, “Bana doğru konuşmayın” demesi üzerine İmamoğlu mahkeme başkanına dönerek “Savcıya bakmak yasak mı”, savcıya da “Size bakmak yasak mı?” diye sordu. Ardından salonda gerginlik yaşandı, sesler yükseldi. İmamoğlu, “Cevap verir misiniz Sayın Hakim? Yargılanıp yargılanmadığımı anlamaya çalışıyorum” dedi.
İmamoğlu’ndan DEM ve MHP’ye “süreç” çağrısı
Gerginliğin ardından beyanına devam eden İmamoğlu, PKK’nın silah bırakma sürecine ilişkin şu ifadeleri kullandı:
“MHP ve DEM Parti’ye sesleniyorum. Bu süreci kendi ikballeri için fırsat gören akıldan kendinizi ayrıştırın. Şeffaf, katılımcı, kucaklayıcı yöntemlerle sürdürülmesini sağlamak açısından adımlar atmalısınız. Bu sürecin barışa ulaşması için hukuksuz uygulamalardan, kayyumlardan vazgeçilmesi zorunluluktur. Bu yönüyle siyaset burada ikbal aramasın. Siyasi müdahalenin cenderesi altında olan insanların hak ettiği muameleyi göreceklerini ve vakti gelince hesap vereceklerini söylemek istiyorum. Gelecek seçimi değil, gelecek nesli düşünenlerdenim.”
Duruşmada İmamoğlu’nun avukatlarının esas hakkındaki savunmaları alınıyor.
Savcılık hapis ve siyasî yasak talep ediyor
16 Haziran’da yapılan ikinci duruşmada savcılık yargılama ile ilgili mütalaasını açıklayarak, İmamoğlu’nun “kamu görevlisine karşı görevinden dolayı alenen hakaret”, “tehdit” ve “terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek” suçlarından 2 yıl 8 aydan 7 yıl 4 aya kadar hapis cezasıyla cezalandırılmasını talep etmişti.
İmamoğlu hakkında ayrıca Türk Ceza Kanunu 53. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “Kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak, sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten yoksun bırakılır” maddesinin uygulanması talep ediliyor.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***