NECİP F. BAHADIR | YORUM
CHP lideri Özgür Özel düşündü, taşındı sonunda ‘evet’ dedi. ‘Nitelikli çoğunluk’ şartını kabul ettirince komisyona ‘üye vermeye’ razı oldu. Bence doğrusunu yaptı. Muhalefet görevini dışarıda kalarak sürdüremezdi. Hariçten gazel okumak gibi bir şey olurdu. İlk günden beri sürecin karşısında konumlanan İYİ Parti dışında tüm partiler komisyona katıldı. MHP lideri Bahçeli’nin önerdiği gibi 100 değil, 51 üyesi olacak.
Sürecin adı olmadığı gibi komisyonun da ismi yok. AKP ‘Terörsüz Türkiye’ dedi. DEM sert çıktı, ‘olmaz’ dedi. CHP de itiraz etti. ‘Terörsüz Türkiye’ Erdoğan’ın sloganı… Altı boş. İçini doldurmadı. Erdoğan, Kızılcahamam konuşmasına kadar temkinli davrandı. Bahçeli’nin arkasından yürüdü. Ortağının ayak izlerine basarak mesafe almaya çalıştı. Kızılcahamam’la birlikte ön plana çıktı. ‘AKP, MHP ve DEM’ üçlemesi yaptı.
Erdoğan’ın niyeti açık… Üçlü ittifak peşinde… Tekrar aday olması için anayasa değişikliği veya erken seçim kararı şart. Hukuken yine aday olamaz da anayasayı takan yok! YSK vize verdiği an iş biter. Bütün üyeleri kendisi tarafından atanan YSK Erdoğan’a ‘Hukuk veya hayır’ diye itiraz edebilir mi? İmkansız gibi bir şey… Belli ki Erdoğan ‘anayasa değişikliği’ veya 2028’den önce bir ‘erken seçim’ kararını zorlayacak. Erdoğan MHP desteğiyle ayakta kalma şansını yitirdi. Yeni bir koltuk değneğine ihtiyacı var… O da DEM… İki değnekle ancak ayakta durabilir.
Gerçi bir ara, “Benim tekrar aday olmak gibi bir derdim yok…” da dedi. Kulisleri biraz heyecanlandırdı. Fakat arkasını getirmedi. Hiç bırakacak gibi değil. O yolun taşlarını döşemekle meşgul… Barış sürecinin altında da ‘iktidarını sürdürme’ çabasının yattığını herkes biliyor. İmralı ‘tamam’, Öcalan zaten elinin altında. Her türlü katkıyı vermeye hazır. Fakat DEM için aynı şeyi söylemek kolay değil. Parçalı bir yapı var DEM’de… Öcalan partiye tam hakim değil. Bugün DEM’le vücut bulan Kürt siyaseti tarihinin en kritik günlerini yaşıyor. AKP veya Erdoğan’la ilişkileri derin kırılmalara, büyük kopuşlara ve çözülmelere gebe…
MHP komisyona yeni bir ad buldu; “Kardeşlik ve Dayanışma…”
Partilerden bir itiraz da gelmedi. Her iki kelime de anlamlı… Ama içeriği doldurulursa yoksa tek başına bir manası yok. Kardeşlik de ‘Nasıl bir kardeşlik?’. Habil ile Kabil de kardeşti. Ana baba birdi. Yusuf Peygamberi kuyuya atanlar da kan kardeşleriydi. Bünyamin veya Habil gibi bir kardeş mi yoksa diğerleri gibi mi? Ağzını her açan siyasetçi Kürt sorunundan söz ederken ‘1000 Kardeşlik’ vurgusu yaptı.
Sonuç ortada!
Hele AKP için ‘kardeş, dost’ gibi kavramların hiçbir anlamı yok. Erdoğan’ın arkadaşları falan yok, siyasetine yarayacağı ve kullanıp atacağı adamları var. Beraber yola çıktıklarından numune olsun bir kişi kaldı mı yanında? Zor günlerde yanında bulunanları, yolda bulduklarıyla değiştirdi. Yeni yol arkadaşları Mehmet Ali Çelebi ve Hulki Cevizoğlu gibi milletvekilleri, Mehmet Uçum gibi danışmanları… Abdullah Gül nerede?
Eğer altı doldurulabilirse, çalışmalar kardeşlik ve dayanışma doğurursa MHP’nin isim önerisi için ‘isabetli olmuş’ denir.
Peki komisyonun misyonu ne olacak? Üyeler irade ve inisiyatif kullanabilecek mi? Yoksa el yakıcı sorunlar komisyona havale edecek ve orada soğumaya mı bırakılacak? Kararların ‘nitelikli çoğunlukla’ alınması iktidarı biraz zorlar. Muhalefet bloku rakam olarak kararları güçleştirir. Onun için CHP’si komisyona katılması ülke için de hayırlı oldu.
İlk açılım sürecinde hatırlar mısınız? ‘Akil adam’ heyetleri oluşmuştu. Onlarca kişi gruplara ayrılmış, şehir şehir dolaşmışlardı. Barışın önemini, çözümün kıymetini anlatmışlardı. Paneller, açık oturumlar, halka açık toplantılar yapıldı. Sorulara cevaplar verildi.
Peki sonuç ne oldu?
Erdoğan ‘Bitti’ dedi ve süreç sona erdi. Bırakın ‘akil adamları’ AKP içinde süreç yanlı isimler bile geriye düştü. Erdoğan hepsini ortada bıraktı. Karar mekanizmalarına sokmadı. ‘Akil adamlar’ kullanıldı ve bir kenara atıldı.
Komisyonun akibetinin ‘akil adamlara’ benzemesinden korkarım. Erdoğan ve Bahçeli dışında bir düşünce ve fikir dikkate alınmayacaksa komisyon, ‘iktidarın noteri’ olur. Bu risk oldukça fazla… CHP mi? Düzenleme, rapor ve çalışmalara muhalefet şerhleri koyar ve kamuoyu oluşturur. Bu da az bir şey değil. Toplumun desteği çok önemli. Erdoğan’ın bir gözü kamuoyu yoklamalarında… Orada işine gelmeyen rakamlar çıkarsa ortada süreç falan kalmaz. Onun için aslolan iktidar ve koltuğun devamı…
Mümtazer Türköne sürecin en heyecanlı isimlerindendi. Fakat umutsuzluğa kapıldı. Komisyon ilişkin değerlendirmesi de olumsuz; “Saray için komisyon gündem oluşturmanın ve zaman kazanmanın vesilesi… Hiçbir iktidar gücünü bir komisyonla paylaşmaz. Komisyonun tartışacağı sorunlar da somut adım atmayan iktidardan hiçbir sonuç elde edilmez… Komisyon mevcut iktidar düzeni ile bu sorunu çözülemeyeceğini gösterecek. Geriye kalan tek seçenek öne çıkacak. Türkiye mecburen erken seçime gidecek…”
Hocayı böylesine karamsarlığa iten neden belli…
Aylar geçti, Erdoğan demokrasi ve hukuk konusunda hiçbir umut vermedi. Hiçbir adım atmaya yanaşmadı. Tavrı, komisyondan sonra değişir mi? Erdoğan demokrasi ve hukuka dönebilir mi? Meselenin en can alıcı noktası burası…
Tamam, barışa şans vermek lazım, fakat süreç tek taraflı yürümez ki… AKP veya Erdoğan en önemli tarafı… Orada yaprak kıpırdamıyor. Demokrasi olmadan barış olmaz. Hukuk olmadan süreç ilerlemez. Ahlak olmadan hayat olmaz. AKP’de bu üçü de yok. Demokrasi, hukuk ve ahlak AKP’ye en uzak değerler…
Yine de ‘barışa şans tanıyalım’, komisyon da kuruldu. Demokrasi ve hukuk için daha fazla beklemeye gerek var mı? Tüm siyasi suçları kapsayacak ‘infaz düzenlemesi, terörün tanımı, genel af’ nicedir masada…
KHK sorunu dayanılmaz boyutlarda… Hapishaneler ağzına kadar dolu… En fazla bebek ve yaşlıyı barındırıyor AKP zindanları… Yarım adım atılamadı. Sadece PKK ile sınırlı ‘düzenleme ve af’ sadece AKP’nin değil ülkenin de felaketi olur. Görünen o ki AKP ya sürecin hakkını verir, ya da altında kalır…
Başlıkta ‘CHP’ dedim ama komisyon DEM’in de sınavı… AKP ve MHP’nin de tabii. Diğer partiler de muaf değil. Her biri demokrasi, hukuk ve ahlakla imtihanda… Bu dünya zaten sınanma dünyası… Komisyon sınav içinde sınav…
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***