CHP, 5 kanuna ve 186 No’lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’ne yönelik bazı düzenlemelerin yürürlüklerinin durdurulması ve iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurdu.
CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, 7548, 7549, 7551 (Cumhurbaşkanına Rektör atama yetkisi tanıyan ve belediyelerden yurt açma yetkisini alan kanun), 7550 (10. Yargı Paketi), 7552 (İklim Kanunu) sayılı kanunlar ile 186 No’lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’ne ilişkin AYM’ye başvuruda bulundu. Günaydın, söz konusu kanunlardaki bazı düzenlemelerin yürürlüklerinin durdurulması ve iptalleri istemli dilekçeyi sunduktan sonra, AYM önünde açıklama yaptı. Günaydın, “Cumhuriyet Halk Partisi’nin verdiği 774 kanun teklifinin tamamını reddeden, bin 250 araştırma önergemizin hiçbirini gündeme almayan bir Cumhur İttifakı çoğunluğu ile karşı karşıyayız. Bugün 774 sayılı KHK’ya ilişkin 3 ayrı paketi getirdik buraya. Bunun yanında 10’uncu Yargı Paketi 4’üncü düzenleme olarak Anayasa Mahkemesi’ne sunuldu. İklim Kanunu’nun tüm maddelerinin iptali için buradayız ve nihayet bir Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin iptali de olmak üzere toplam 5 yasa ve bir Cumhurbaşkanlığı kararnamesi için Anayasa Mahkemesi’ne yürütmesinin durdurulması öncelikle ve her halükarda iptali için hazırladığımız dilekçeleri mahkemeye verdik” dedi.
Günaydın, AYM’nin daha önce Cumhurbaşkanının rektör atama yetkisini iptal ettiğini belirterek, “Ancak bu yetkiyi yine bir düzenleme itibarıyla Meclis’ten geçirdiler. Yani adeta Cumhur İttifakı ile AYM arasında bir inatlaşma sürüyor. Muhalefet olarak da biz buranın hukuk tarafında olmaya devam ediyoruz. AYM, ‘Cumhurbaşkanı tek başına rektör atayamaz’ dedikçe, Cumhurbaşkanı rektörü tek başına atamaya devam ediyor ve biz bunun bir kere daha iptali için Anayasa Mahkemesi önündeyiz. Bir başka konu da belediyeler yurt yapamazmış. Bunu da bir yasal düzenleme olarak maalesef Meclis’ten geçirdiler ve Resmi Gazetede yayınladılar. Bunun da iptalini elbette bugün buraya getirdik” ifadelerini kullandı.
“Devlet mezheplere kördür”
Günaydın, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli‘nin Cumhurbaşkanı Yardımcılığı açıklamasıyla ilgili ise “Siyasetçi gazeteci ilişkisi hem önemli hem de incelikli bir ilişkidir. Siyasetçi gazeteciye söylemek istediklerini söyler. Ama o söylem çıktıktan sonra ağızdan gazeteci onu not alır, teybine kaydeder ve onu basınla paylaşır. Buradan sonra eğer gerçeğe aykırı bir haberleştirme varsa siyasetçinin bunu yalanlaması doğaldır. Ama takip edebildiğim kadarıyla neredeyse bir haftadır bu tartışma oluyor ve yalanlama daha yeni geldi. Yalanlamayla beraber de aslında bu sözlerin doğrulaması da geldi. Lübnan’la benzetmemeliymişiz. Niye Lübnan’la benzetmeyelim? Çünkü Lübnan Anayasası’nda hangi mezhepten kimlerin nerelere gelebileceği yazılıyor. Türkiye Cumhuriyeti böyle bir memleket değildir. Türkiye Cumhuriyeti anayasal yapısı altında vatandaşlığın tanımlandığı bir memlekettir. Devlet mezheplere kördür” diye konuştu. (DHA)