ADEM YAVUZ ARSLAN | HABER ANALİZ
Dünyada bazı felaketler vardır ki, sesi çıkmaz. Ne ekranlarda ‘flaş haber’ olur ne sosyal medyada trend… Ama etkisi, bir deprem kadar sarsıcı, bir savaş kadar yıkıcıdır. Amerika Birleşik Devletleri’nin meşhur yardım kuruluşu USAID’in neredeyse tamamen çökertilmesi tam da böyle bir ‘sessiz’ felakettir.
Amerikan Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun mart ayında duyurduğu USAID’in yüzde 83 oranında küçültülmesi ve tamamının Dışişleri Bakanlığı’na bağlanması, sadece bir kurumsal dönüşüm değil, milyonlarca insanın kaderini değiştirecek tarihsel bir kırılma anlamına geliyor. Bu kararla birlikte 91 milyon insanın hayatına dokunmuş bir yapı yok ediliyor.
Bir ajans, 91 milyon hayat
Yeni yayımlanan ‘Lancet’ raporuna göre, 2001-2021 yılları arasında USAID’in doğrudan katkısıyla, yoksul ve gelişmekte olan ülkelerde 91 milyon insanın hayatı kurtarıldı. Bu rakam öylesine büyük ki, neredeyse Almanya’nın toplam nüfusuna eşit.
Mesela; Kenya’da HIV/AIDS kaynaklı ölümler, USAID’in test, tedavi ve eğitim programları sayesinde yüzde 70 oranında azaldı. Afganistan’da, Taliban’ın hedef aldığı bölgelerde USAID’in desteklediği yerel kadın sağlık merkezleri sayesinde annelik kaynaklı ölüm oranları yarıya düştü.
Bangladeş’te USAID destekli hijyen programları ile çocuk felci vakaları neredeyse sıfırlandı. Güney Sudan’da, iç savaş koşullarında dahi kurulan geçici sağlık üniteleriyle, kolera salgını kontrol altına alındı. Yemen’de USAID fonlu gıda güvenliği programları, Birleşmiş Milletler’le iş birliği içinde açlıkla boğuşan 12 milyon kişiye doğrudan yardım ulaştırdı.
Bugün USAID’in desteklediği projeler olmadan ayakta kalamayacak ülkeler var. Uganda, Nijerya, Etiyopya, Haiti, Mozambik gibi yerlerde USAID yardımı sadece bir “kalkınma” projesi değil; yaşamla ölüm arasındaki ince çizgi anlamına geliyor.
17 sente 14 milyon hayat
Araştırmaya göre eğer bu kesintiler devam ederse, 2030 yılına kadar 14 milyon fazladan ölüm yaşanacak. Bunların 4.5 milyonu ise 5 yaş altı çocuklar arasında olacak.
İronik olan şu: Bu büyük insani başarı hikâyesi, Amerikalı bir vatandaşın günlük sadece 17 sent katkısıyla mümkün olmuştu. Yani bir kahve dahi etmeyen bu rakamla milyonlarca hayat kurtarılmıştı. Ama şimdi, siyasi şovlar ve “vergi israfı” edebiyatı uğruna bu sistem rafa kaldırılıyor.
Üstelik bu karar, insan hakları ya da etik kaygılarla değil; Elon Musk’ın yönettiği DOGE Servisi’nin “verimsizlik” raporuna dayanarak alındı. Evet, yanlış duymadınız: Bir uzay milyarderinin algoritması, milyonlarca insanın yaşam hakkını “Yeterince stratejik değil!” diye iptal etti.
Amerika’nın ‘yumuşak gücü’ çöküyor
USAID’in çöküşü, sadece insani yardımların değil, Amerika’nın “yumuşak gücünün” de çöküşü anlamına geliyor. Bu ajans, soğuk savaş döneminden bu yana ABD’nin uluslararası ilişkilerde bir “vicdan makinesi” gibi çalıştı. Diplomatik krizlerde devreye girdi, savaş bölgelerinde çocukları kurtardı, kıtlıkta gıda ulaştırdı.
Bugün ABD, kendisini yeniden dünyaya kapatırken, küresel bir etik liderliği de terk ediyor. Bu sadece yoksul ülkeleri değil, küresel güvenlik dengesini de tehdit ediyor. Çünkü unutmayalım: Açlık, yoksulluk, salgın ve eğitimsizlik sadece insani krizler değil; aynı zamanda radikalizmin, göç dalgalarının ve istikrarsızlığın tetikleyicisidir.
Türkiye için de bir uyarı
Bu gelişme, Türkiye için de önemli bir işaret. Çünkü ülkemizde yıllarca “Batı’nın sivil yardım kılıfı” gibi aşağılanan kuruluşların yokluğu, bugün deprem sonrası çöküşten, sığınmacı krizine, eğitimdeki eşitsizlikten sağlık sisteminin çöküşüne kadar birçok sorunun arka planını oluşturuyor.
Türkiye’de de benzer biçimde, “yerli ve milli” söylemleriyle bağımsız STK’lar ya kapatıldı ya kriminalize edildi. Geriye yalnızca devletin yetersiz mekanizmaları ve yurttaşların çaresizliği kaldı. USAID gibi kurumlar, siyasi iktidardan bağımsız çalışan, hesap verebilir ve sonuç odaklı modeller sunuyordu. Bu modelin tasfiyesi, hem Amerika hem de dünya için bir ahlaki çöküştür.
Sessiz ölümler, sessiz direnişler
Bu kararın sonuçları CNN ekranlarında canlı yayınlanmayacak. New York Times manşetlerine taşınmayacak. Ama her gün bir çocuk temiz su bulamadığı için, bir anne doğumda yardım alamadığı için, bir genç sıtma ilacına ulaşamadığı için ölecek. Ve bu ölümler, bir imza kadar sessiz, bir reform kadar kibar ve bir algoritma kadar soğuk olacak.
USAID’in çöküşü, belki de insanlığın en büyük çöküşlerinden biridir. Çünkü burada ölen, sadece insanlar değil; dayanışma duygusu, küresel vicdan ve etik sorumluluk anlayışıdır.
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***