Serbest Görüş Haber Merkezi
CHP Genel Başkan Yardımcısı Özgür Karabat, Türkiye’nin ekonomik olarak kırılma noktasına geldiğini belirterek, “Döviz şoku riski büyüyor, yolun sonu ödemeler dengesi krizidir” uyarısında bulundu.
Karabat, 19 Mart’ta Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması ile başlayan süreçte 60 milyar dolar civarında döviz satıldığını, ancak buna rağmen piyasada güven sağlanamadığını ifade etti. “Döviz kurları her ne kadar kontrol ediliyor görünse de, kritik bir noktaya gelindi” diyen Karabat, faiz artışına rağmen 19 Mart öncesindeki döviz rezervlerine ulaşılamadığını vurguladı.
Şirketlerin net döviz pozisyon açığının 172 milyar dolara ulaştığını aktaran Karabat, “Herhangi bir kur şoku yaşanması durumunda bu şirketler döviz borçlarını ödeyemez. Ardından zincirleme iflaslar, yüzbinlerce işsiz gelecek” dedi. Karabat, yaşanacak olası bir krizin 2001 yılındaki gibi bankalar üzerinden değil, doğrudan iş dünyası üzerinden gerçekleşeceğini ifade etti.
Özgür Karabat’ın açıklamasının tamamı şu şekilde:
“DÖVİZ ŞOKU RİSKİ BÜYÜYOR, YOLUN SONU ÖDEMELER DENGESİ KRİZİDİR!
Hukuksuzluk ve otoriter yönetime geçiş planları, Türkiye ekonomisini artık geri dönülemez noktalara sürüklüyor. Ekonomideki fay hatları büyük kırılmanın eşiğinde.
Döviz kurları her ne kadar kontrol ediliyor görünse de, kritik bir noktaya gelindi. 19 Mart’ta Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması ile başlayan süreçte 60 milyar dolar civarında döviz satıldı ama piyasada güven sağlanamadı.
Faiz artırımına rağmen 19 Mart öncesindeki döviz rezervlerine ulaşılamadı. İhracattan ve turizmden gelen dövizle rezervler bir miktar şişirildi. Sonuçta Türkiye gibi gelişmekte olan bir ülkede döviz sorunu giderilemedi.
Şirketlerin net döviz pozisyon açığı 172 milyar doları buluyor. 19 Mart’taki gibi herhangi bir kur şoku yaşanması durumunda bu şirketler döviz borçlarını ödeyemez. Ardından zincirleme iflaslar, yüzbinlerce işsiz gelecek.
2001’de bankalar kaynaklı bir kriz yaşanmıştı. Şimdi esas borçlu olan şirketler olduğu için kriz doğrudan iş dünyasını etkileyecek. Cari açığın azalması bu krizin çıkmayacağı anlamına gelmez.
Ekonomiye önceleri sadece yatırımcılar güvenmiyordu. Şimdi ise vatandaşlar da aynı güvensizliği yaşıyor. İnsanlar kötü gün olur düşüncesiyle fiziki altın ve döviz alıp bir köşeye atıyor. Yani hem şirketlerden hem de vatandaştan dövize talep sürüyor.
Banka şubelerinde boş kiralık kasa bulmak neredeyse imkansız. Herkes, “rasyonel politika” diyen Mehmet Şimşek’in hiçbir şey yapmadığını biliyor ve arabanın duvara toslayacağını görüyor.
Bununla beraber, bileşikte yıllık yüzde 60’ı bulan yüksek faiz, nüfusun yüzde 20’lik zengin kesimini daha da zengin hale getiriyor. Bu insanlar yüksek faiz gelirleri ile bir miktar altın ve döviz stokluyor. Ayrıca yarattıkları talep ile enflasyonu körüklüyorlar.
AKP akıl tutulmasına devam eder ve hukuksuzlukları sürdürürse, Türkiye geri dönülemez bir sürece girecek, ödemeler dengesi krizi yaşayacaktır. Ancak Saray ve onun etrafındaki yiyici güruh bunu görmemek için elinden geleni yapıyor.”