Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a gönderdiği mektupta, Hamas’ın Gazze’deki yönetimi derhal bırakması, silahlarını teslim etmesi ve tüm rehineleri serbest bırakması çağrısında bulundu. Açıklama, Fransa Cumhurbaşkanlığı tarafından yapıldı.
Mektup, gelecek hafta New York’ta düzenlenecek ve bir Filistin devletinin kurulmasını tartışacak Birleşmiş Milletler konferansının eş başkanlığını üstlenecek Fransa Cumhurbaşkanı Macron’a ve Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’a hitaben yazıldı. Macron, Fransa’nın olası Filistin devleti tanıması için Hamas’ın silahsızlandırılması gibi bir dizi şart ortaya koymuştu.
“Gazze artık Hamas tarafından yönetilmeyecek ve Hamas, silahlarını ve askeri kapasitesini Filistin güvenlik güçlerine teslim etmelidir,” diyen Abbas, Hamas’ın bölgeden çıkarılmasının Arap ve uluslararası destekle Filistin güçleri tarafından sağlanacağını belirtti. Abbas ayrıca Hamas’ın “tüm rehineleri derhal serbest bırakması” gerektiğini vurguladı.
İsrail’in iki devletli çözümü reddetme bahanesi: Hamas-Fetih bölünmesi
Batı Şeria’nın bazı bölümlerini yöneten Abbas’ın Filistin Yönetimi ile 2007’den bu yana Gazze’yi fiilen kontrol eden Hamas arasındaki keskin ayrılık, yıllardır süren uzlaşma çabalarına rağmen kapanmadı. İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, bu ayrılığı iki devletli çözümü reddetmek için sık sık gerekçe olarak gösterdi.
Abbas, 7 Ekim’de Hamas’ın İsrail’e düzenlediği ve yaklaşık 1.200 kişinin öldüğü saldırıyı şimdiye kadarki en sert ifadeleriyle kınadı. İlk açıklamasında “her iki tarafta da sivillerin öldürülmesini reddediyorum” diyerek temkinli bir tavır almıştı; ancak son haftalarda söylemini sertleştirdi.
İsrail’in saldırıya yanıt olarak başlattığı ve şu ana kadar Gazze’de 56 binden fazla Filistinlinin öldüğü belirtilen savaş, uluslararası toplumda büyük tepki çekiyor. Fransa ve İngiltere gibi geçmişte İsrail’e yönelik eleştirilerde temkinli davranan Avrupa ülkeleri bile bu kez sert mesajlar veriyor.
Filistin Yönetimi’nde reform ve seçim sözü
Macron’un bir başka şartı olan reform talebine yanıt olarak Abbas, yolsuzlukla anılan Filistin Yönetimi’ni yeniden yapılandırma ve bir yıl içinde uluslararası denetimde başkanlık ve genel seçimler yapma sözü verdi. Ancak Abbas daha önce de benzer taahhütlerde bulunmuş, hiçbirini yerine getirmemişti. Son başkanlık seçimi 2005’te yapılmıştı.
Abbas ayrıca, kurulacak bir Filistin devletinin “askerileşmeyeceğini” ve BM Güvenlik Konseyi mandası altında Arap ve uluslararası güçlerin konuşlanmasına hazır olduğunu belirtti. İsrail işgalinin sona ereceği, taraflar arası tüm nihai statü konularını kapsayan bir barış anlaşmasına da belirli bir zaman çizelgesi içinde ulaşmaya hazır olduğunu söyledi.
Fransa ne yapacak?
Fransa, 2012’de Filistin’e BM’de gözlemci devlet statüsü verilmesine destek vermiş ancak tam tanıma adımını şimdiye kadar atmaktan kaçınmıştı. Fransa’nın tanıma kararı, BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyesi, Avrupa Birliği’nin nükleer gücü ve Batı Avrupa’daki en büyük Yahudi nüfusuna sahip olması nedeniyle özel önem taşıyor.
Fransız Cumhurbaşkanlığı, Abbas’ın mesajına “somut ve eşi benzeri görülmemiş taahhütler” diyerek olumlu yanıt verdi ve bunların “iki devletli çözüme yönelik gerçek bir irade” gösterdiğini belirtti.
İsrail ise Fransa’nın tanıma adımına ve New York’taki BM konferansına açıkça karşı çıkıyor. Netanyahu hükümeti, Macron’u “Yahudi devletine karşı haçlı seferi başlatmakla” suçladı. ABD ve İsrail’in konferansa katılıp katılmayacağı henüz net değil.
İsrail-Filistin meselesinde yıllardır donmuş olan iki devletli çözüm tartışması, Gazze’nin yıkımı, Batı Şeria’daki 500 bine yaklaşan Yahudi yerleşimci nüfusu ve derinleşen karşılıklı güvensizlik ortamında yeniden gündeme gelmiş durumda. Ancak bu kez koşullar çok daha karmaşık.
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***