ANKARA – Çalışma Bakanlığı tarafından yapılacak Toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin 1 Ağustos’ta başlayacağını ifade eden KESK Eş Genel Başkanı Ayfer Koçak, “Kamu emekçi ve emeklileri bu sistemle 14 yıldır oyalanmaktadır” dedi.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Çalışma Bakanlığı tarafından 1 Ağustos 2025’te başlayacak olan 8’inci Dönem Toplu İş Sözleşmesi görüşmeleri öncesinde Kızılay’da bulunan bir otelde basın toplantısı düzenlendi. Toplantı salonunda, “7 toplu sözleşmede sefalette anlaşanlar değil, emek mücadelesi verenler kazanacak” yazılı pankart yer aldı.
Açıklamayı yapan KESK Eş Genel Başkanı Ayfer Koçak, Ortadoğu’da yaşanan gelişmelere işaret ederek, “Bu gece itibarıyla Ortadoğu’nun tekrar hareketlendiği, maalesef İHA’ların, SİHA’ların, savaş uçaklarının hareketlendiği bir güne uyandık. Bu ortamlar, emek mücadelemizin görünürlüğünü ortadan kaldırıyor. Biz emekçiler açısından tek kurtuluş, bütün savaşlar için geçerli olmak üzere, barıştan yana olmaktır. Şu anda bildiğiniz gibi İran ve İsrail arasındaki çatışma yoğunlaşmış görünüyor. Bütün dünyada savaşların kaybedeni her zaman yoksullar, emekçilerdir; tüm tarafların kaybedenleridir. Dolayısıyla yoksullar ve emekçiler açısından hiçbir savaşın kazananı olmaz. İnsanlık için de savaş bir çözüm değildir” diye konuştu.
‘EMEKÇİLER HEYECAN DEĞİL, ENDİŞE DUYUYOR’
Türkiye’nin siyasal, ekonomik ve toplumsal kriz içinde olduğunu ifade eden Ayfer Koçak, bu koşullarda 25 milyonluk bir kesimi ilgilendiren toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin arifesine girdiklerini söyledi. 2026-2027 dönemini kapsayan toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin Temmuz ayında başlayacağını ve 1 Ağustos’ta ise sözleşme masasının kurulacağını belirten Ayfer Koçak, “Normal koşullarda bir ülkede çalışanlar, emekçiler toplu sözleşme süreçlerini dört gözle bekler. Toplu sözleşme masasını yaşadığı sorunların çözümü için bir fırsat olarak görür. Ancak ne yazık ki ülkemizde tam tersi bir tablo ile karşı karşıyayız. 14 yılda yapılan her toplu sözleşmeden sonra ortaya çıkan tablo bugün milyonlarca kamu emekçisini ve emeklisini toplu sözleşme süreçlerinin başlamasından heyecan değil, endişe duyar hale getirmiştir” ifadelerini kullandı.
‘HAKEM DEĞİL, İKTİDARIN FANATİK TARAFTARI’
“Kamu emekçi ve emeklileri bu sistemle 14 yıldır oyalanmaktadır” diyen Ayfer Koçak, “İşveren tarafı ‘Konuyu, tarafları, kapsamı, masaya getirilen teklifin bu kapsama girip girmediğini ben belirlerim’ diyor. ‘Sendikamız’ diye nitelendirdiği konfederasyonu tüm kamu emekçilerinin ve emeklilerin tek yetkilisi olarak görüyor. Öyle ki bu sistemde uyuşmazlık halinin bile baştan önlemi alınmış durumda. Hani olur da iktidarın ‘Sendikamız’ dediği, kraldan çok kralcı yapı kamu emekçilerinin taban baskısı soncunda mutabakata imza atamadı. Ne olacak? Hakeme gidilecek. Peki, Hakem kim? İki taraf arasında bir sorun olduğunda, tarafları dinleyip bağımsız karar veren hakem mi? Tam tersine ortada hakem değil, adeta iktidarın fanatik taraftarı bir yapı oluşturulmuş durumda. Toplam 11 üyeden oluşan ‘Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’ adlı bu yapının başkan dahil 6 üyesi, Cumhurbaşkanı tarafından atanan üyelerden oluşuyor. Kurulda çalışanları temsilen 1’si öğretim üyesi olmak üzere 5 üye bulunuyor. Ama çalışanları temsil edecek olan bu üyelerden öğretim üyesi bile konfederasyonların gösterdiği 7 aday içinden seçip atama yetkisi yine Cumhurbaşkanı’na verilmiş durumda. Bu kadar önleme rağmen ola ki oylar eşit çıkarsa diye bir önlem daha alınmış durumda. Oyların eşitliği halinde Hakem Kurul başkanın yani Cumhurbaşkanı’nın atadığı, başkanın bulunduğu taraf çoğunluğu sağlamış sayılıyor. Üstelik bu Hakem Kurulu’nun kamu emekçisi ve emeklisi ile 7 milyon kişinin yaşamı, geleceği hakkında verdiği kararlara itiraz dahi edilemiyor. Yargıya başvurulamıyor” şeklinde konuştu.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***