Ankara’da yaşayan Zeynep ve Ünal Adıgüzel çiftinin en küçük çocukları olan 1,5 yaşındaki Melek Adıgüzel, 18 Mayıs 2024’te hayatını kaybetti. Yapılan adli tıp incelemesinde, küçük Melek’in künt batın travması sonucu oluşan iç kanama nedeniyle hayatını kaybettiği tespit edildi. Bu gelişmenin ardından, çift hakkında bir yıl sonra, 13 Haziran 2025’te “Kasten yaralama neticesinde ölüme neden olma” suçlamasıyla tutuklama kararı verildi.
ANNE VE BABA TUTUKLANDI
Melek bebeğin ölümünün ardından başlatılan soruşturmada, anne ve baba ilk etapta gözaltına alınıp “Aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali” iddiasıyla mahkemeye çıkarılmış, ancak serbest bırakılmışlardı. 22 Temmuz 2024 tarihli adli tıp raporunun dosyaya eklenmesiyle süreç yeniden hız kazandı. Raporda, Melek’in ölüm nedeninin iç organ harabiyetiyle sonuçlanan künt batın travması olduğu kaydedildi. Bunun üzerine çift yeniden gözaltına alındı ve 13 Haziran’da çıkarıldıkları nöbetçi mahkeme tarafından tutuklandı.
‘EŞİME ENGEL OLAMADIM’
Anne Zeynep Adıgüzel, emniyetteki ifadesinde, evlerinin kentsel dönüşüm kapsamında yıkılması nedeniyle kardeşinin evinde yaşamaya başladıklarını anlatarak, şunları söyledi:
“Eşim, erkek kardeşim B. A.’nın yanında kalmaktaydı. Ancak sürekli bizim yanımıza gelir giderdi. Eşim, 1,5 yaşında olan ve olay günü ölen bebeğimiz Melek Adıgüzel’i döverdi. Evimizin yıkılması ve kardeşimin evine gideceğimiz için eşim sinirliydi. Bundan dolayı da ölen bebeğimiz Melek’in kafasına, omuzlarına, sırtına ve beline vurdu ve darbetti. Ancak ben kendisine hiçbir şekilde engel olamadım. Çünkü ona engel olmaya benim gücüm yetmezdi. Bu şiddeti Melek’e karşı zaman zaman olurdu; fakat bebeğimizi alıp yerlere kanepelere fırlattığına şahit olmadım. Ancak bebeği döverdi. Bunu kendi gözlerimle, benim yanımda yaptığı için gördüm.”
‘KAFASINA ELİYLE VURDU’
Çocuğunu hiç dövmediğimi belirten Adıgüzel, şöyle devam etti: “Vurmadım veya darbetmedim. Herhangi bir şekilde yere atmadım, düşürmedim ya da fırlatmadım. Kızımın öldüğü güne yakın bir zamanda ben ve eşim banyoda bebeğimizi yıkayıp, saçlarını keserken ve eşim kafasına eliyle vurdu. Hatta bu olaya kardeşim ve eşi de şahit oldu. Ben kızımı sadece yıkanması için tutuyordum. Kesinlikle ben vurmadım. Sonrasında eşim çocuğu alıp dışarıya çıktı. Ben çıktığımda çocuk ağlıyordu. ‘Ne yaptın dövdün mü’ diye sorduğumda hiçbir şey demedi. Ancak ben çocuğumun vücuduna baktığımda morluk olduğunu gördüm. Ben kesinlikle suçlamayı kabul etmiyorum”
‘BİZ ÇOCUKLARIMIZA BAKABİLİYORUZ’
Zeynep Adıgüzel, savcılık aşamasında verdiği ifadede ise şu sözlere yer verdi:
“Melek biraz huysuz bir çocuktu, çok ağlardı; eşim Ünal da tahammül edemiyordu. Ve Melek’in kafasına beline, omuzlarına, bacaklarına, yani vücudunun çeşitli yerlerine elleriyle sert şekilde vururdu. Melek’in öldüğü gün ben, ev bakmak için Melek’i uyutarak öğle saatlerinde evden çıktım. Telefonum şarjda kalmıştı. 1 saat dışarıda durduktan sonra 13.30 gibi abimin evine geri döndük, Melek evde yoktu. Abimin eşi, Melek’in hastalandığını, abimin hastaneye götürdüğünü söyledi. Biz de hastaneye gittik. Doktor gelip Melek’in kalbinin durduğunu söyledi. Ben daha önce söylediğim gibi ölüm nedeni bilmiyordum. Ben Melek’in kusma ve ishal rahatsızlığı nedeniyle öldüğünü düşünüyordum. Biz çocuklarımıza bakabiliyoruz”
EŞİ SUÇLAMALARI REDDETTİ
6 aylık hamile olduğu belirtilen anne, ifadesinde eşinden şikayetçi olduğunu da vurguladı. Baba Ünal Adıgüzel ise hakkındaki suçlamaları reddederek, eşinin neden böyle konuştuğunu anlamadığını ifade etti.
‘SERBEST BIRAKILMASINI İSTİYORUZ’
Zeynep Adıgüzel’in avukatı Mete Şahin ise müvekkilinin suça katılmadığını öne sürerek şu açıklamada bulundu: “Kendisi hamile olduğundan koşulsuz serbest bırakılmasını talep ediyoruz. Ayrıca çocuklarının devlet koruması altına alınmasını talep ediyorum”
Kaynak: DHA
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***