23 Nisan’da Marmara Denizi’nde gerçekleşen ve İstanbul ile çevre illerinde hissedilen 6,2 büyüklüğündeki depremin ardından gözler deprem bilimcilere çevrildi. Yer yer farklı yorumlarda bulunan deprem bilimciler bu depremin ardından da verilerini baz aldıkları haritalar nedeniyle ayrıştı.
Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü’nün (MTA) haritası eskidiği için bu harita baz alınarak yapı inşaa edilmemesi gerektiğini savunan Prof. Dr. Cenk Yaltırak, “Marmara Denizi aktif fay haritası artık yeterli değil. Yanlış değil ama eksik” derken İstanbul’daki toplanma alanı azlığına “Depremde güvenli açık alan kişi başı 2,5 metrekaredir. Şu anda İstanbul’da kişi başına 50 santimetrekare güvenli alan, bazı yerlerde 1,5 metrekare. Bazı semtlerde 33 santimetrekare” ifadeleriyle dikkat çekti. İstanbul’u 7’den büyük bir depremin bekleyip beklemediği sorusunu yanıtlayan Prof. Dr. Yaltırak, “Kovayı taşıran, son damla değil içindeki sudur” diye konuştu. Kanal İstanbul hakkında geçmişte söylediği “Boğazın yükünü azaltacak ve hiçbir zarar vermeyecek” ifadeleri gündem olan Prof. Dr. Celal Şengör‘ün ise “Kanala tsunami gelirse tarumar eder. Kanalın betonu kırılırsa, deniz suyu yeraltı suyuna karışır, facia olur” yorumunda bulunması tepki çekti.
23 Nisan’da Marmara Denizi’nde 6,2 şiddetinde deprem meydana geldi. Sonrasındaki artçıların en büyüğü 5,9 şiddetinde yaşandı. Sarsıntılar, İstanbul’un yanı sıra İzmir, Balıkesir, Çanakkale, Ankara ve Uşak’tan da hissedildi. Vatandaşlar depremden sonra sokaklara döküldü, düşme, atlama veya yıkılma korkusundan panik geçiren 286 kişi tedavi altına alındı. Deprem nedeniyle kullanım halinde olan herhangi bir yapı zarar görmezken, Fatih ilçesinde bir metruk bina yıkıldı. Anaokullarından üniversitelere kent genelinde tüm eğitim kurumları iki gün süreyle tatil edildi.
Deprem bilimciler; Prof. Dr. Cenk Yaltırak, Prof. Dr. Celal Şengör, Prof. Dr. Naci Görür, Prof. Dr. Şener Üşümezsoy ve Prof. Övgün Ahmet Ercan‘ın 6,2 büyüklüğündeki deprem öncesinde ve sonrasına yaptıkları yorumlar şöyle:
Prof. Dr. Cenk Yaltırak: Kovayı taşıran, son damla değil içindeki sudur
2020 yılında kendisine İstanbul’da olabilecek deprem hakkında soru sorulan Prof. Dr. Cenk Yaltırak, MTA’nın haritasının artık geçerliliğini yitirdiğini, “MTA’nın (Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü) kullandığı Marmara Denizi aktif fay haritası artık yeterli değil. Yanlış değil ama eksik. Benim topladığım verilerde yüzün üzerinde bilimcinin emeği var. Çok sayıda geminin verisi var. Dağınıktı, birbirleriyle alakaları yoktu. Birbiri ile rekabet eden kişiler arasında dağılmıştı. Bunları bir araya özel bir yazılımla 3 boyutlu harita yapacak şekilde bir araya getirdik,” ifadeleriyle açıklamıştı. Yaltırak, İstanbul’daki toplanma alanlarının azlığına ise “Bakın depremde güvenli açık alan kişi başı 2,5 metrekaredir. Şu anda İstanbul’da kişi başına 50 santimetrekare güvenli alan, bazı yerlerde 1,5 metrekare. Bazı semtlerde 33 santimetrekare” sözleriyle dikkat çekmişti.
Önlem alamayacak kişiler için Yaltırak, “Başka bir çare yolu öneriyorum, aklı başında olan Marmara’dan gitsin. Ne mal bıraksın ne mülk bıraksın, hepsinin değeri varken hepsini sarsın gitsin. Kendisi için, ailesi için çocukları için. Yenileyeceksiniz, yenileyemiyorsanız bırakın gidin. Ölmeyin. Tabut almadık ya, ev aldık. Kirada oturanlar hiç oturmasın. Nem olmuşsa, sütunlara su almışsa, en alt katlar nem almışsa, karnabahar gibi olmuşsa duvarlarınız oturmayın yani” ifadelerini kullanmıştı.
Marmara Denizi’nde 6,2 büyüklüğündeki depremin ardından konuşan Yaltırak, “Deprem olacak mı, olmayacak mı?” sorularını şu ifadelerle yanıtladı:
“Bütün eski evleri yıkalım yeni ev yapalım doğru bir iş değildir. Yapılması gereken doğayı doğru anlamak doğru bir strateji, depreme bilim ve teknolojinin en son hali ile hazırlanmaktır. TV’lerde yüzlerce yorum göreceksiniz.
Bu yorumu dahi yapmak için çalışma arkadaşlarımla değerlendirip ne söylenebileceğine karar verdik. Kısaca fayları kovalara benzetirsek bu kovalar dolu Roma atasözü der ki ‘Kovayı taşıran, son damla değil içindeki sudur.’
Bizler, zaten kırılma eşiğine gelmiş faylara yarın olacak veya olmayacak sözlerinin getirilmesinin bilimsel bir anlam ifade etmediğini düşünüyoruz.“
Prof. Dr. Yaltırak’ın yorumlarını dayandırdığı fay haritası
Prof. Dr. Celal Şengör Kanal İstanbul için önce “Boğazın yükünü azaltacak ve hiçbir zarar vermeyecek” dedi, sonra “Facia olur”
Geçen senelerde İstanbul’u bekleyen deprem için açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Celal Şengör, Marmara Denizi’nin ortasından geçen fayın 7.2 ile 7.4 büyüklüğünde bir depremi tetikleyeceğini hatırlattı. Çınarcık havzasının ortasından geçen yeni bir fay hattı daha bulunduğunu söyleyen Şengör, “Şimdi bunların herhangi bir tanesinin kırılması tabii İstanbul’da büyük yıkım yapacak ama Tekirdağ’da da yapacak. Tekirdağ-İstanbul arasındaki bölüm tamamen gidecek. İstanbul’un doğusu gitmeyecek mi İzmit’e kadar? O da gidecek. Sizin bir sürü sanayiniz var orada. Marmara’nın güneyi etkilenmeyecek mi? Şiddetle etkilenecek. Bir Bursa ovasını, Balıkesir ovasını düşünün. Değil mi? Bunların hepsi etkilenecek. İstanbul depremi, Türkiye’nin bağımsızlığını kaybetmesiyle neticelenebilir. Çünkü Türkiye’nin ekonomisi, Türkiye’nin bilgi ve becerileri bu depremin altından kalkmaya yetmeyecektir” ifadeleriyle beklenen depremin olası boyutuna dikkat çekti.
Son 6,2’lik depremin ardından Kanal İstanbul hakkındaki yorumları dikkat çeken Şengör’ün “Kanal İstanbul, 8.0 yıkıcılıktaki bölgede. Kanala tsunami gelirse tarumar eder. Kanalın betonu kırılırsa, deniz suyu yeraltı suyuna karışır, facia olur. Kanal İstanbul’a kesinlikle müsaade edilmemesi lazım” ifadeleri tepki çekti. Bu çıkıştan sonra, Şengör’ün proje hakkındaki övgüleri yeniden gündem oldu.
14 yıl önce Ali Kırca‘nın Show TV’de sunduğu programa konuk olan Şengör’ün Kanal İstanbul’a ilişkin “Boğazın yükünü azaltacak ve hiçbir zarar vermeyecek” dediği video sosyal medyada paylaşıldı. Kanal İstanbul konusundaki ifadelerini çelişkili bulan sosyal medya kullanıcıları Şengör’e tepki gösterdi.
Prof. Dr. Naci Görür: Burada asıl deprem daha büyük ve 7’nin üzerinde olacak
Geçmişte yaptığı açıklamalarda bina sağlamlığı ve zeminin önemine dikkat çeken Prof. Dr. Naci Görür, “Deprem dirençli kent demek, bu demektir. Bugün Kaliforniya, Japonya, İtalya, Meksika, Çin, Tayvan’da depreme dirençli kentler var. Bizde her büyük depremde 50-60 bin kişi toprağa verirken, depreme dirençli kentlerde 3-5 kişi ölüyor. Günlük yaşam bile değişmiyor. Tayvan’da bizim kadar büyük bir deprem oldu. Yaşam değişmedi. Bizde Güneydoğu’da deprem oldu, 2 senedir, hayat durdu. Bursa, depreme dirençli bir kent haline yerel yönetimlerce dönüştürülebilir. Bunu yapabilmek için merkezi hükümet, belediyeler ve vatandaş el ele, omuz omuza vermeli” ifadelerini kullanmıştı. Görür, “Deprem bölgesindeki kentlerdeki iş insanlarının, olası bir depremin ardından da çalışmayı sürdürebilecek hazırlığa sahip olması gerekiyor. Güneydoğu’da depremden sonra üretim durdu. Deprem bölgesinin ayağa kalktığı falan da yok. Olası bir Marmara depreminde, Marmara Bölgesi’nin ekonomisi çöker. Marmara Bölgesi’nin ekonomisi çöker ise Türkiye diz çöker. Siyasi ve ekonomik bağımsızlığımızı kaybederiz. Bunu önlemek için de gerekeni henüz yapmış değiliz” sözleriyle Marmara Bölgesi’nde yer alan şirketlere tavsiyede bulunmuştu.
Yaptığı açıklamalarda İstanbul’u 7’nin üzerinde bir depremin beklediğini söyleyen Prof. Dr. Naci Görür, Silivri açıklarındaki depremin ardından benzer açıklamalarını sürdürdü.
Marmara Denizi’ndeki depremin ardından “Daha büyük bir deprem olacak” açıklaması yapan Görür, şunları söyledi:
“12 sularında Silivri açıklarında 4,0 deprem oldu. Deprem Kumburgaz Fay zonunda. Bu fay kilitli bir fay, enerji biriktiriyor. Zaman zaman da küçük depremler yapıyor. Yeri anlamlı, dikkatli olmak lazım. Kumburgaz Fayı yükleniyor. İstanbul’da Marmara Denizinde, Kumburgaz fayı üzerinde çok deprem oluyor. Değişik büyüklükte. Bunlar Marmara’da beklediğimiz büyük deprem değil. Bunlar bu fayın biriktirdiği stresi artırıyor. Yani kırılmaya zorluyor. Burada asıl deprem daha büyük ve 7’nin üzerinde olacak.“
Prof. Dr. Şener Üşümezsoy 6,2’lik depremi 20 gün önceden “bildi”, “Yakın sürede yıkıcı bir deprem beklemiyorum” dedi
Diğer deprem bilimcilerden farklı olarak İstanbul’da “7’den büyük” bir deprem olmayacağını, çünkü fayların böyle bir depremi üretme kapasitesinde olmadığın tezini savunan Prof. Dr. Şener Üşümezsoy 6,2’lik depremden önce, “Yakın sürede ve yıkıcı deprem beklemiyorum. Marmara Denizi’nde yapılan son taban çalışmalarını dikkate alarak bunu söylüyorum. Yani bu sözlerim bilimsel gerçeklere dayanıyor. Buna göre de bu faylar 6,5’lik deprem üretir. Ama bu demek değil ki yıkmaz, hasar yaratmaz! Zemini çürük yerlerin üzerine inşa edilmiş çürük binaların tamamını yıkar!” diye konuşmuştu.
Üşümezsoy’un 6,2’lik depremin ardından 20 gün öncesinde yaptığı açıklamalar gündem oldu. Depremi “bilmesi” nedeniyle gündem olan Üşümezsoy, 3 Nisan’da yaptığı açıklamasında, “Silivri’de 6.0 – 6.5 büyüklüğünde bir deprem olabilir. Ama genel planda büyük deprem söz konusu değil” ifadelerini kullanmıştı.
Bu açıklamalarının ardından iki konumu işaret eden Üşümezsoy, şu açıklamada bulundu:
“2 fay, burada 25 km uzunluğunda Kumburgaz fayı var. Bir de Silivri çukurunun duvarında fay vardı. Bu depremde şu anda olanı 200 km’den daha fazla bir alan yırtıldı. Bunu demiştik. Aynı söylediğim yerde aynı büyüklükte deprem olduktan sonra ezber konuşan bir sürü arkadaş bilim dünyası üzerinde kabul edilmeyen fay modelleri üzerinden anlatımlar yapıyor.
Bizzat bu fay modellerini çalışan bilim insanı Ronald Armijo ‘Tekirdağ – Silivri fayında 60 km 1912’de kırılmış, dolayısı ile Yeşilköy’den Gaziköy’e 7.4’lük deprem palavradır’ dedi. 1894’te Çınarcık Çukuru’nda fay kırılmış. Ortada kırılmayan 50 km’lik bir fay var. Naci Görür de TÜBİTAK adına Armijo’nun çalışmalarını hatırlattı. Bu fay Silivri’den başlayıp Yeşilköy’e kadar giden bir fay değil. Bu fay Büyükçekmece’de bitiyor.“
Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan: Bu depremden 22 kat daha büyük bir deprem olacak
İstanbul’un beklediği büyüklüğü 7’den büyük olan bir depremin 2075 yılına kadar olacağını söyleyen Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, “Eğer bu gerginlik birikmesi yeterli değilse 2075 yılına kadar deprem gecikebilir. 21 yıldır birileri her an deprem olabilir diyor ama 21 yıldır da ben ‘hayır her an deprem olamaz, olması için yeterli bir güç toplanmamıştır’ diyorum. Zaman beni doğruladı hep. Zaman birçok kimseyi yanılttı. Belki arkadaşlarımızın buradan demek istediği deprem uyarısı yapmak. Ama yanlış deprem uyarısı yapmak ülkenin ekonomisini sarsar, o ülkeye yatırım gelmez” ifadelerini kullanmıştı.
6,2’lik depremin ardından Serbest Görüş’e konuşan Prof. Dr. Ercan, “Bu deprem bize çok büyük bir bilgi verdi. Yani bu deprem bizim beklediğimiz büyük İstanbul depremi değil. Şimdi Silivri’de beklemiş olduğumuz Trakya kolundaki deprem 7, 7,2 büyüklüğünde olacak. Bu depremden 22 kat daha büyük olacak o deprem. Bugün herkes sarsıldı, korktu. Şimdi onu, gelecek depremde 22 kat fazlasını düşünün, o olacak,” diye konuştu. Ercan, “Yakında daha büyük bir deprem mi olacak?” sorusuna ise “Olasılığı azaltmaz. Öne de çekmez, geciktirmez de” yanıtı verdi.
TIKLAYIN – Prof. Dr. Ahmet Ercan: Yaşanan deprem ‘Büyük İstanbul Depremi’nin olasılığını azaltmaz; büyük depremin etkisi 22 kat fazla olacak