AMED – “Gırona manifestosunun maddelerini uygulamak” konferansına katılan yazar ve şairler, birlikte hareket edilerek Kürtçe’yi korumak için mücadele etmesi gerektiğini söyledi.
Amed’de 10-11 Mayıs’ta PENa Kurd öncülüğünde, Pen International ile Amed Büyükşehir Belediyesi desteğiyle gerçekleştirilen “Gırona manifestosunun maddelerini uygulamak” konulu konferansa dört parça Kürdistan’dan çok sayıda yazar ve dilbilimci katıldı. Konferansta katılan yazarlar, Kürt dilinin ve edebiyatının gelişimine dair tartışmalar yürüttü.
Konferansa Federê Kürdistan Bölgesi’nin Silêmaniye (Süleymaniye) kentinden katılım sağlayan şair Kejal Ahmad, yazar Mehmet Öncü, PENa Kurd üyesi Miraz Ronî, Kürt dil konferansının önemine dikkat çekti.
Dilin kadınlar için öneminin altını çizen Kejal Ahmad, “Ana dil deniliyor. Ananın dili. Annenin rol ve misyonu dil konusunda çok önemlidir ve önemi büyüktür. Aydınlara, yazarlara, kadınlara, dil ve yönetmenlere karşı olanlar, ulusun düşmanıdır. Ulus nedir? Ulus dildir. Eğer bir milletin bedeninden dili çekersen, o millet dağılıp yok olur. Kürtler büyük acılar çekmiş ve büyük zülüm görmüştür. Buna rağmen dilinden vazgeçmemiştir. Tüm zorluklara karşın, dilini ve kültürün korumuştur. Kürtlerde ulusal bilincinin güçlü olmasının nedeni, diline sahip çıkmasından kaynaklanır” dedi.
‘YAZARLARIN BİRLİK OLMASI ÖNEMLİ’
Kürt yazarların Kürdistan’ın dört parçasında ve diaspora da birlik içinde hareket etmesi gerektiğini vurgulayan Kejal Ahmad, şunları belirtti: “Birlik olmalılar. Yazarların sadece bir amacı vardır: O da dili korumaktır. Dili koruyan yazarlardır. Yazarların Kürdistan’ın dört parçasında dili korumaları gerekir. Yazarlar, dil öğretmenleri ve üniversitedeki akademisyenler dili öğretmeliler ve geliştirmeliler. Burada gerçekleştirilen Kürt dil konferansı da insanları sevindiriyor. PENa Kurd gibi bir kurumun olması ve bütün yazarları bir arada toplaması bizim için çok önemlidir. Yazarların kendi içinde birlik olması bizim için bir güç kaynadığıdır. Kürtlerin tüm saldırılara karşı birlik olmaları önemlidir.”
KÜRT YAZARLARIN YAŞADIĞI SORUNLAR
Konferansa Wan’dan katılan yazar Mehmet Öncü, Kürt yazarların Türkiye’de yaşadığı zorluklara dikkat çekti. Öncü, “Türkiye’de Kürt ve Türk yazarlar aynı değil. Türk dili çok kuruma sahip, destekçisi çok, özel olarak da devlet teşvik ediyor, önü açılıyor ama Kürt yazarlar çok büyük darlık içinde. Ürünlerini basamıyorlar, değerlendirtemiyorlar, seslerini yüksek yerlere duyuramıyorlar. Okuyucularla bir araya gelemiyorlar. Bunun için organizasyon gerekli. Maalesef Kürt edebiyatına ehemmiyet verenlerin sayısı az” ifadelerini kullandı.
Kürt dili üzerinde baskı ve zorluk olduğunu belirten Öncü, insanların baskıdan kaynaklı dillerinden uzaklaştırıldığına dikkat çekti. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın yaptığı çağrı sonrası başlayan sürece işaret ederek, sürecin sağlıklı ilerlemesinin Kürt dili açısından da ön açıcı olacağını belirten Öncü, “Onurlu barış sağlanırsa Kürt dilinin önü daha çok açılır. Bu açıdan sivil inisiyatiflerin üzerine çok sorumluluk, yük düşüyor. Sivil inisiyatifler bu konuda daha çok anlamlı çalışma yaparsa dil ilerler. Kürtçe de resmi dil olur, okullarda okutulur, şüphesiz okuyucuları artar ve yazarlar da sesini daha çok yükseltip, çalışmalarını yürütebilir” şeklinde konuştu.
Kürt dilinin karşılaştığı sorunlara karşı örgütlenmek gerektiğinin altını çizen Öncü, ayrıca çalışma yürütülmesi gerektiğini ve Kürtçe eğitimin verildiği okulların açılması gerektiğini vurguladı.
KONFERANSIN ÖNEMLİ
İstanbul’da çalışma yürüten PENa Kurd üyesi Miraz Ronî de konferansın amacının dört parça Kürdistan ile diasporadaki Kürt yazarların birbiriyle alışveriş içinde olması, birbirlerini tanımaları, konuşup, tartışmaları olduğunu söyledi. Bir diğer amacın Kürt dili, kültürü, çalışmasına dikkat çekmek olduğunu belirten Ronî, “Asıl mesele Kürt dili, Kürt kültürüdür. Bu konferans hem psikolojik anlamda insana güç veriyor, inanç veriyor hem de yazarlar arasındaki alışveriş kendiyle bir canlılık getiriyor. Bilinçlenme noktasında bir araya gelinen ve alışverişin yapıldığı bu konferans, küçük bir adım da olsa Kürt diline fayda veriyor. Yazarlar bir birine yakınlaştıkça, halkta yaklaşıyor, bir birini anlıyor” diye belirtti.
KÜRT DİLİ ÜZERİNDEKİ TARİHİ BASKI
“Kürt dili üzerindeki baskı, tarihi bir baskıdır” diyen Ronî, cumhuriyetin kuruluşundan bu yana gerçekleştirilen Kürt dili üzerindeki yasaklamalara, baskılara işaret etti. Ronî, “Şimdi de resmi olarak Kürtçeyi kullanamıyoruz. Kürtçe bir talep yazıp, devlet kurumlarına veremiyoruz. Yaşamın her alanında kendimizi Kürtçe ifade edemiyoruz. Okullarda Kürtçe eğitim verilmiyor. İstesen de istemesen de dil Türkçeye kayıyor. Kürt dili altında kalıyor. Şartlar bir olmayınca baskın olan öne çıkıyor” dedi.
Ronî, bu baskılamalara karşı Kürt yazarların birliğine ve Kürt dilinin sahiplenilmesinin önemine dikkat çekerek, dilin bu şekilde geliştirilebileceğini kaydetti.
MA/ Rukiye Payiz Adıgüzel
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***