Gazeteci-yazar Murat Yetkin, “On üç yıllık iç savaş ardından savunmasız kalan Suriye’yi dünyanın gözleri önünde İsrail uçaklarınca her gün vuruluyor. Şimdiki gerekçe Dürziler,” ifadelerini kullandığı yazısında Türkiye’nin Suriye sahasında karşı karşıya olduğu duruma ilişkin üç soru yöneltti. Yetkin, “Hükümetin son haftalarda İsrail’i sert suçlamalarla hedef almama eğiliminde muhtemel bir çatışmasızlık -haydi anlaşma demeyelim- konsensusun, anlayış birliğinin rolü var mı?” diye sordu.
Yetkin, “Savunmasız kalan Suriye, İsrail saldırısı altında. Türkiye ne yapıyor?” başlıklı yazısında İsrail’in Suriye’ye yönelik saldırılarını ele aldı. “Yakında benzeri saldırıların Suriye’nin Irak ve Lübnan gibi -Kürt ve Alevi federasyonu dahil- etnik ve mezhebi temsil üzerine kurulmasını zorlamak için olması kimseyi şaşırtmamalı,” diyen Yetkin, “Bu son kampanyanın, Türkiye’nin Suriye ile askeri eğitim işbirliği anlaşması ardından Hama’da bir eğitim üssü kuracağı haberleri üzerine Netanyahu’nun uçağa atlayıp ABD Başkanı Trump’a Türkiye’yi şikâyete gitmesi ardından başladığını görebiliriz,” ifadelerini kullandı.
Beyaz Saray’daki Trump-Netanyahu görüşmesinin ardından Türkiye ve İsrail heyetlerinin Azerbaycan’ın kolaylaştırıcılığı ile Suriye’de çatışmasızlık görüşmeleri yaptığının altını çizen Yetkin, henüz görüşmelerin sonucunun paylaşılmadığını aktardı.
Yetkin, şu üç soruyu yöneltti:
– Hükümetin son haftalarda İsrail’i sert suçlamalarla hedef almama eğiliminde muhtemel bir çatışmasızlık -haydi anlaşma demeyelim- konsensusun, anlayış birliğinin rolü var mı? Örneğin, CHP’nin Filistin mitinginin engellenmesi bu çerçevede mi?
– Erdoğan’ın Suriye konusunda Trump ile “birbirlerini anladıkları” beyanı, sadece Suriye’ye İsrail saldırıları değil, PKK’nın silahsızlandırılması süreci ile bağlantılı mı?
– “Vekalet savaşları” ifadesiyle kastedilen sadece İsrail değil, aynı zamanda İran ya da bazı Avrupa ülkelerinin etkisi mi?