Serbest Görüş Haber Merkezi
DEM Parti İstanbul Milletvekili Cengiz Çiçek, “Queen Tarım” firmasındaki “sendikal baskı, işçilere yönelik tehdit ve hak ihlalleri” iddialarını Meclis gündemine taşıdı. Fabrikada düşük ücret politikalarından, kötü çalışma koşullarından ve kadın işçilere baskı yapıldığından bahseden Çiçek, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan‘a, “Sendika temsilcisinin işe iadesi ve işyerinde sendikal hakların korunması için Bakanlığınız doğrudan bir müdahalede bulunacak mıdır?” diye sordu.
İzmir Dikili’de çiçek üretilen Queen Seracılık’ta çalışan yaklaşık 350 işçi Birleşik Tarım Orman İşçileri Sendikası (BTO-SEN)’nda örgütlenmişti.
İşveren, sendikaya karşı “yetki itiraz davası” açmıştı. BTO-Sen itiraza rağmen toplu sözleşme taslağını işverene ileterek görüşme sağladı. 30 maddenin tutanak altına alınmasının hemen ardından işveren önce “sabah ara paydosunda işçilere 1 adet poğaça/simit verilmesi” talebine karşı çıkmış; ardından 2025’te zam yapmayacağını belirtmişti.
CANDAN YILDIZ’IN YAZISI – Alt tarafı bir çiçek deme, o çiçekte hakkını arayan bir kadının emeği olabilir!
Çiçek, konuya ilişkin olarak şu açıklamayı yaptı:
“Düşük ücret politikaları, kötü çalışma koşulları ve baskılara karşı örgütlenenlere yönelik bir yıldırma politikası başlatılmıştır”
“İzmir Dikili’de faaliyet gösteren Danimarka merkezli Queen Tarım (Queen® Flowers) firmasında çalışan ve büyük çoğunluğu kadınlardan oluşan yaklaşık 350 işçi, düşük ücret politikaları, kötü çalışma koşulları ve sistematik baskılarına karşı Birleşik Tarım Orman İşçileri Sendikası (BTO-SEN) çatısı altında örgütlenmiştir. Kasım 2024’te Bakanlık tarafından yetki tespiti yapılmasına rağmen işveren, bu kararı tanımamış, sendikayı yok sayarak işçilere yönelik yoğun bir yıldırma politikası başlatmıştır.
“Enflasyonist ortamda ‘ne kadar geç imzalanırsa o kadar az öderiz’ anlayışıyla hareket edilmiştir”
Toplu sözleşme görüşmeleri yüzde 0 zam dayatmasıyla kilitlenmiş, işveren kendi tercih ettiği sarı sendikayı devreye sokmuş ve sahte tutanaklarla işçileri bastırmaya çalışmıştır. Enflasyonist ortamda ‘ne kadar geç imzalanırsa o kadar az öderiz’ anlayışıyla hareket eden firma, yalnızca iş hukukunu değil, hak ve adaletin en asgari ilkelerini de yok saymıştır.
İşverenin sendikasızlaştırma politikası kapsamında, BTO-SEN üyelerine yönelik ciddi baskılar uygulanmıştır. Sendikalı işçiler performans değerlendirmelerinde bilinçli biçimde düşük notlarla cezalandırılmış, sağlık ve güvenlik önlemleri alınmadan tehlikeli işlerde görevlendirilmiştir. Bu süreçte işyeri temsilcisi Ali Aydın, iş güvenliği önlemleri alınmadan derin su kuyularında ve sera çadırlarında görevlendirilmiş, ardından da hukuksuz biçimde işten çıkarılmıştır.
“Kadın işçilere yönelik cinsiyet temelli hak ihlalleri ortaya çıkmıştır”
Kadın işçilere yönelik cinsiyet temelli hak ihlalleri daha da vahim bir tablo çizmektedir. Sendikalı kadın işçiler silahlı tehditlere, evlerine ve ailelerine yönelik baskılara maruz bırakılmış, sistematik taciz ortamı oluşturulmuştur.”
Çiçek, Bakan Işıkhan’a şu soruları yöneltti:
- BTO-SEN’in yetkili sendika olarak tanınmasına rağmen Queen Tarım işverenliğinin sarı bir sendikayla toplu sözleşme yapılacağı yönündeki açıklamaları ve sahte tutanaklarla işçileri baskı altına alması açık bir hak gaspı değil midir? Bu yasa dışı uygulamalara karşı hangi yaptırımlar uygulanmıştır?
- Sendikal faaliyet yürüttüğü için işyeri temsilcisinin güvenliksiz koşullarda çalıştırılması ve hukuksuz şekilde işten çıkarılması ile sendika üyelerinin cezalandırıcı biçimde düşük performans notu alması Bakanlığınızın denetim kayıtlarına yansımış mıdır? Bu uygulamalara dair hangi işlemler yapılmıştır?
- Kadın işçilere yönelik silahlı tehdit, sistematik taciz ve cinsiyet temelli ayrımcılık karşısında, Bakanlığınız ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından bugüne dek hangi somut adımlar atılmıştır? Belgeli bu ihlaller karşısında neden hiçbir koruyucu ve önleyici mekanizma işletilmemiştir?
- İşyeri temsilcisi de olan bir kadın işçiyi “kafana sıkacağım” diyerek tehdit eden ve kendisini mafya olarak tanıtan işyeri servis taşeronu M.S. hakkında yapılan suç duyurusuna ilişkin olarak, Bakanlığınızın bilgisi ve takibi dahilinde yürütülen herhangi bir hukuki süreç bulunmakta mıdır? Bu şahsın silah taşıdığı doğru mudur? Silah taşıma ruhsatı mevcutsa, bu ruhsatın iptaline ilişkin herhangi bir girişimde bulunulmuş mudur? Ruhsatsız silah taşıma ihtimaline karşı söz konusu şahsın evinde veya işyerinde arama yapılması Bakanlığınızca talep edilmiş midir? Bu ağır tehdit karşısında işveren ve taşeron firma hakkında Bakanlığınızın başlattığı bir denetim süreci var mıdır?
- Queen Tarım işyerinde son iki yılda işçi sağlığı, iş güvenliği ve çalışma koşullarına ilişkin denetim yapılmış mıdır? Yapılmadıysa bu önergeyi resmî ihbar kabul ederek bir denetim süreci başlatacak mısınız? Yoksa Bakanlığınız bu ağır ihlaller karşısında görev ihmali sürecek midir?
- BTO-SEN’in resmî başvuruları, kamuya açık çağrıları ve belgeli şikâyetlerine rağmen Bakanlığınız bugüne kadar hangi somut adımları atmıştır? Herhangi bir işlem yapılmadıysa, sendikal hakların yok sayılmasını Bakanlığınız nasıl açıklamaktadır?
- Queen Tarım işyerinde süregelen hak ihlallerine karşı Bakanlığınızın sessizliği, iktidarınızın sermaye odaklı politikalarının bir tercihi midir? Bu cezasızlık ortamı işverenleri daha fazla suç işlemeye teşvik etmiyor mu?
- Sendikal hakları yok sayan, işçileri hukuksuzca işten çıkaran ve toplu sözleşme hakkını gasp eden Queen Tarım hakkında neden cezai yaptırımlar uygulanmamaktadır? Sendika temsilcisinin işe iadesi ve işyerinde sendikal hakların korunması için Bakanlığınız doğrudan bir müdahalede bulunacak mıdır?