DÎLOK – Dîlok’ta vardiyalarına yetişmek için günün farklı saatlerinde kenar mahallelerde yol kenarlarında bekleyen işçiler, 1 Mayıs’ı çalışarak geçireceklerini belirterek, “Kölelik sistemi devam ediyor” dedi.
Kürdistan’ın en büyük işçi kenti Dîlok’un kenar mahallelerinin cadde ve sokakları her sabah fabrikaya gitmeye çalışan işçilerle doluyor. Servislerle çalıştıkları fabrikalara giden işçiler, sabah 08.00, öğle 16.00 ve gece 24.00 olmak üzere 3 vardiya şeklinde çalışıyor. 5 ayrı organize sanayi bölgesinin bulunduğu kentte resmi verilere göre, 300 bin kişi çalışıyor. Binlerce işçi, 1 Mayıs İşçi Bayramı’nda da çalışmak zorunda.
SERVİS BEKLEYİŞİ
İşçilerin büyük bir kısmı devlet baskısı sonrası Kürdistan’ın farklı yerlerinden göç etmiş. Topraklarından zorla kopartılan yurttaşlar geldikleri Dîlok’ta, fabrikalarda çalışarak geçimlerini sağlıyor. İşçiler, bazen 8, bazen ise ek vardiyayla 16 saat çalışırken, 2 saatte bir 10 dakikalık molaya çıkabiliyor. Gece vardiyasında çalışan işçiler ise uyumamak için çeşitli yöntemlere başvuruyor. İşçiler, kendileriyle diyalogun bile fabrikadan fabrikaya değiştiğini belirtirken, organize sanayiyi, “Kölelik sisteminin devam ettiği yer” olarak tanımlıyor. Mesaileri biten işçiler yorgun ve uykulu gözlerle evini yolunu tutuyor.
Organize sanayide zor şartlarda çalışan emekçiler, 1 Mayıs’ı da mesaiye kalarak geçiriyor.
SOSYAL YAŞAMI YOK
Sabah 04.00 vardiyası için durakta servis bekleyen işçilerden Osman Yamaç (47), 7 yaşından bu yana işçilik yaptığını ifade etti. Başpınar OSB’de işçi olan Yamaç, bu yıl gerçekleşen işçi direnişlerine dikkat çekerek, “Asgari ücretin çok az üstünde bir fark verildiğinden, işçi hayat şartlarıyla mücadele etmekle meşgul. İşçinin kafası yerinde değil. Kahvesi yok, sosyal yaşantısı yok. Çoğu televizyon bile izleyemiyor. Düğün, dernek ve yas bile yok. Evden işe, işten eve. Aldığı para da teselli etmiyor. Aldığım parayla 5 kişiyi geçindiriyorum. 1 Mayıs’ta çalışıyor olacağız. Dolayısıyla bizim için bir bayram havasında geçmeyecektir” dedi.
63 YAŞINDAKİ ‘İŞÇİ’
Fabrikalar için servis şoförlüğü yapan Mikail Taşkıran (63), “Asgari ücret 22 bin TL, ev kirası 15 bin. Geçim nasıl olur? 1 Mayıs ne bayramı? Millet 1 Mayıs’ı unuttu. Bayramı unuttu, şunu unuttu, bunu unuttu. Kimsenin cebinde para yok. Aldıkları para neye yetiyor? 63 yaşındayım ve hala çalışıyorum. Sabah 5’te çalışmaya başlıyoruz. 5 ayrı boğaza bakıyorum. Ben olmasam hepsi aç kalacak” diye konuştu.
MOBBİNG, BASKI
Esnaflık yaparken yaşadığı maddi sıkıntılar sebebiyle dükkanını kapatıp işçi olarak çalışmak zorunda kaldığını aktaran Samet Büyükaslan (19), uygulanan mobbingin kendisini zorladığını söyledi. Büyükaslan, “Rütbesi yüksek olan kişilerin emrivaki konuşmalarına maruz kalıyoruz. 2 senedir fabrikada işçi olarak çalışıyorum. Fabrika bir insanın çalışabileceği bir ortam değil. Buralarda sürünüyoruz” dedi.
‘İNSANA HER ŞEYİ YAPTIRIR’
İşinden olmak istemediği için soyadını vermeyen Yusuf K. (45), 2000 yılında açılan Karkamış Barajı sebebiyle su altında kalan köylerinden Dîlok’a göç etmek zorunda kaldıklarını ifade etti. Bir zamanlar çiftçilik yaparak geçimlerini sağladığını ifade eden Yusuf K., 23 yıldır işçilik yaparak yaşam mücadelesi verdiğini söyledi. Yusuf K., “Aldığımız para hiçbir şeyimizi karşılamıyor. Bu yaşama mecburuz. Mecburiyet insana her şeyi yaptırır. 1 aydır hiçbir yere gidemiyoruz. Her sene 1 Mayıs’ı daha kötüye gitmiş şekilde karşılıyoruz. Devlet de işveren de istediğini yapıyor. İşçi için işler hiçbir zaman iyiye gitmiyor” ifadelerini kullandı.
‘FABRİKADA UYUMAK ÖLÜM DEMEK!’
Gece vardiyası için saat 22.00’da servis durağında hazır bulunan Tahir Y. “Bu saatte insanın uykusu geliyor. Ama uyku bizim için ölüm demek. Uykusu gelip insan elini makinaya kaptırabiliyor. Fabrikalarda bir vardiyaya gelmezsen 3 yevmiyen kesiliyor. Bize bayram izninde 3 gün izin verdiler, o 3 gün boyunca uyumak dışında bir şey yapamadık. Fabrikada bir arkadaşımıza uygulanan haksızlık karşısında çoğu zaman susmak zorunda kalıyoruz. Susmazsak işimizden atılabiliriz. Sesimizi çıkartmadığımızda da durum daha da kötüye gidiyor. Aslında hep bir kavganın içerisindeyiz” diye konuştu.
MA / Ceylan Şahinli
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***