OSS Derneği’nin ilk çeyrek anketine göre, otomotiv satış sonrası pazarı yılın başında daralma yaşadı. Satışlar dolar bazında ortalama yüzde 2,57 gerilerken, sektör temsilcileri ikinci çeyrekten de toparlanma beklemiyor.
Otomotiv Satış Sonrası Ürün ve Hizmetleri Derneği (OSS), otomotiv satış sonrası pazarı özelinde yılın ilk çeyreğini, üyelerinin katılımıyla düzenlediği bir anket çalışmasıyla değerlendirdi.
Dernekten yapılan açıklamaya göre, “2025 Yılı Birinci Çeyrek Sektörel Değerlendirme Anketi”ne göre, otomotiv satış sonrası pazarı 2025’e yavaş bir başlangıç yaptı.
Buna göre, yılın ocak-mart döneminde, 2024’ün ilk çeyreğine kıyasla yurt içi satışlar dolar bazında ortalama yüzde 2,57 düştü. Bu dönemde dağıtıcı üyelerin satışlarında dolar bazında yüzde 2,25 gerileme görülürken, üretici üyelerde bu oran dolar bazında yüzde 3,04 seviyesinde gerçekleşti.
Açıklamada konuya ilişkin görüşlerine yer verilen OSS Yönetim Kurulu Başkanı Ali Özçete, söz konusu düşüşün sadece rakamsal bir azalma olmadığını, aynı zamanda sektörün güven ve motivasyon açısından da zorlandığını belirtti.
Özçete, “Üretici ve dağıtıcı üyelerimizin satışlarındaki paralel düşüşler, sorunun tüm oyuncuları etkilediğini gösteriyor. Alım gücünün zayıflaması, ertelenen bakım-onarım kararları ve işletmelerin maliyet yönetiminde zorlanması, iç pazar dinamiklerini olumsuz yönde etkiliyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Anketteki sonuçların, sektörün yılın ikinci çeyreğinde de dinamik bir toparlanma beklemediğine işaret ettiğini aktaran Özçete, ticari hareketler ve sektörel gözlemlerinin söz konusu durgunluğu teyit ettiğini belirtti.
Özçete, kur baskısı, finansmana erişim zorlukları gibi nedenler ve devamında işletmelerin tedbirli yaklaşımı, pazardaki hareketliliği sınırladığına işaret ederek, şunları kaydetti:
“Ayrıca, satışlar üzerinde baskı oluşturan bir diğer önemli unsur tahsilat süreçlerindeki kötüleşme. Bu durum, yalnızca güncel nakit akışını değil, aynı zamanda işletmelerin karar alma süreçlerini de doğrudan etkiliyor. Alacakların tahsil edilememesi, işletmelerin faaliyetlerini sürdürme kabiliyetini tehdit ediyor ve sıklıkla yeni yatırımların ertelenmesine yol açıyor.” (AA)