Yer bilimci Prof. Naci Görür, Cuma günü yaptığı açıklamada 23 Nisan’da İstanbul’da meydana gelen 6,2’lik depremle ilgili, ”Bu son 23 Nisan depremleri İstanbul Depremini daha da öne çekti,” dedi.
İstanbul’da Silivri açıklarında Çarşamba günü öğle saatlerinde meydana gelen ve 12:49’da çevre illerde de hissedilen 6,2 büyüklüğünde bir deprem oldu.
İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’na (AFAD) göre, deprem, Silivri’nin 23 kilometre açığında ve 7 kilometre derinlikte meydana geldi. Deprem sonrası 300’ü aşkın artçı sarsıntının meydana geldiği bildirildi.
Uzmanlar ise depremle ilgili değerlendirmelerde ayrışıyor.
Prof. Naci Görür, 23 Nisan depreminin uzun süredir beklenen ‘Marmara Depremi’ni yaklaştırdığı görüşünde.
Görür depreme dirençli kentler yaratılması gerektiği uyarısını da tekrarlıyor.
Sosyal medya hesabından açıklama yapan Görür, görüşlerini madde madde şöyle paylaştı:
- İstanbul depremi olacak (Marmara Depremi).
- Bu son 23 Nisan depremleri İstanbul Depremini daha da öne çekti.
- Millet olarak fay ve deprem olacak mı olmayacak mı konuşmayalım.
- Bizim için önemli olan ‘DEPREM DİRENÇLİ’ kentler yaratmaktır. Depremleri minimum hasarla atlatalım. İnsanlarımız ölmesin.
- Bilim insanlarına saygılı olalım ve bilimin tarafında duralım.
- Bir bilim insanı evrensel nitelikli araştırma yapan, veri toplayan, veriye göre sonuca varan, vardığı sonuçlar uluslararası konferanslarda sunan ve uluslararası dergilerde yayınlayan insandır. Sanıldığı gibi her titr taşıyan bilimadamı değildir. Saygılarımla.
Kadıoğlu: ‘Deprem uyarı niteliği taşıyor’
Euronews Türkçe’ye konuşan Mikdat Kadıoğlu ise Silivri açıklarında gerçekleşen depremin ‘uyarı’ niteliği taşıdığını belirtti. İstanbul’da meydana gelebilecek büyük bir depremde en az 340.000 binanın ciddi hasar alabileceğini vurguladı.
İstanbul ve çevresindeki fay hatlarının tartışılmasının zaman kaybı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, “Biz afetin kendisiyle uğraşıyoruz. Türkiye’nin en büyük problemi afet ile afet yönetimini ayıramamak. Fay başka bir uzmanlık, afet yönetimi, halkın afeti hazırlandığı başka bir uzmanlık. Ama maalesef faylarda takılıp kalıyoruz. ‘Şu kadar fay hattı var, bu faylar oradan, buradan geçiyor’ diyerek zaman kaybediyoruz,” diye konuştu.
Marmara Depremi
Uzmanların uzun süredir uyardığı Marmara Depremi beklentisi, 23 Nisan’da İstanbul’da meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki depremle bir kez daha gündeme geldi. Türkiye’nin en büyük metropolü, Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın batı ucuna yakın konumu nedeniyle büyük bir deprem riski altında bulunuyor. Özellikle Marmara Denizi’nin altından geçen fay hattı, bilim insanları tarafından “kırılması an meselesi” olarak değerlendiriliyor.
Bu risk, 6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki iki büyük depremin yol açtığı yıkımın ardından çok daha ciddiyetle ele alınmaya başlandı. 11 ili etkileyen ve 50 binden fazla insanın hayatını kaybetmesine neden olan bu felaket, hem yapı stokunun kalitesini hem de afet hazırlığının yetersizliklerini gözler önüne sermişti.
Deprem uzmanları, İstanbul’da olası bir büyük depremin sadece binalarda değil, ulaşım, haberleşme ve altyapı sistemlerinde de ağır zararlara yol açabileceği konusunda uyarıyor. Nüfusu 16 milyonu aşan kentte, 1999 Gölcük Depremi’nin ardından yapı denetimi konusunda bazı adımlar atılsa da, hâlâ milyonlarca kişinin riskli yapılarda yaşadığı tahmin ediliyor.
Kandilli Rasathanesi ve AFAD, bölgedeki sismik hareketliliğin dikkatle izlendiğini bildirirken, son depremin Marmara’daki stresi artırıp artırmadığı bilimsel olarak henüz net değil. Ancak bu tür orta büyüklükteki depremler, ana fay hattındaki enerji birikimini hatırlatıyor ve toplumda tedirginliği artırıyor.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***