İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun “yolsuzluk” ve “terör” soruşturmaları kapsamında 19 Mart’ta gözaltına alınıp ardından 23 Mart’ta tutuklanmasıyla başlayan protestolara ilişkin savcılık iddianamesi hazırlandı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca kamu davası olarak hazırlanan iddianamede, 23 Mart – 26 Mart tarihleri arasında gözaltına alınan 139 kişi hakkında 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri kanuna muhalefet suçu iddiasıyla 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası isteminde bulunuldu.
Aynı zamanda bu kişiler hakkında Türk Ceza Kanunu’nun 53/1 maddesi uyarınca siyasi yasak talep edildi.
2019 yerel seçimleri öncesi Ekrem İmamoğlu’nun kampanya sloganına dönüşen “Her şey çok güzel olacak” cümlesinin mimarı olan 22 yaşındaki Berkay Gezgin de iddianamede hakkında hapis ve siyasi yasak cezası talep eden kişiler arasında yer aldı.
Gezgin, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) tarafından Parti Meclisi’ne aday gösterilmişti.
İddianamede ayrıca, 139 kişi arasında yer alan dört kişi Alp Bartu Şentürk, Doğukan Şengil, Emine Defne Yenihayat ve Murat Sarp Aşık’ın 28 Mart re’sen tahliye edildiği belirtildi.
Ekrem İmamoğlu’nun 19 Mart’ta tutuklanmasının ardından İstanbul Valiliği dört gün süreyle kent genelinde toplanma ve gösteri yürüyüşlerinin yasaklandığını açıklamıştı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, İstanbul Valiliğinin 4 gün süre ile verilen yasaklama kararının tebliğ edilmesine rağmen toplanan kalabalığın dağılmamakta ısrar ettiği belirtilerek, “kolluk kuvvetlerinin orantılı müdahalesi ile gözaltıların yapıldığı” ifade edildi.
Ayrıca, İmamoğlu hakkında yürütülen soruşturmalar kapsamında Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) 19 Mart ve sonraki günlerde İBB binasının bulunduğu Saraçhane’de toplanma çağrısı yaptığı da hatırlatıldı.
Savcılık açıklama yaptı
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, iddianamedeki siyasi yasak talepleriyle ilgili olarak yaptığı açıklamada, “Son dönemlerde meydana gelen toplumsal olaylara ilişkin Cumhuriyet Başsavcılığımızca hazırlanan iddianamelerde öğrencilere özellikle siyasi yasak talep edildiği yönündeki yalan ve manipülatif nitelikli haberler ve söylemlerle ilgili olarak; Bilindiği üzere 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 53. maddesi gereğince ceza ve infaz sistemimizde suç ayrımı olmaksızın tüm kasten işlenen suçlarda mahkumiyetin doğal sonucu olarak aynı maddede belirtilen belirli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma tedbirleri herhangi bir talep olmaksızın uygulanmaktadır,” ifadelerini kullandı.
İmamoğlu’ndan iddianameye tepki
23 Mart’ta tutuklanarak Silivri’deki Marmara Cezaevine gönderilen CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu, sosyal medya platformu X’ten yaptığı bir paylaşım ile söz konusu iddianameye tepki gösterdi.
İmamoğlu, “18-22 yaşındaki gençlere siyasi yasak vermek için iddianame düzenleyerek gençlerden korktuğunuzu ilan ediyorsunuz. Yazıklar olsun size!” ifadelerini kullandı.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’u da hedef alan İmamoğlu, “Adaletten sorumlu kişi her gün bir tuşa basılmış gibi, bant kaydı dinletir gibi ‘yargı bağımsızdır’ demeye devam ediyor. Hadi oradan! Yargının gerçekten hür ve bağımsız olduğu bir ülkede her gün bu hatırlatılır mı?” sözlerini dile getirdi.
İmamoğlu, protesto gösterilerinde tutuklunan gençler için Milliyetçi Hareket Partisi’ne (MHP) ve milletvekillerine de çağrıda bulundu.
İmamoğlu, “Her olayda Cumhurbaşkanını savunma ihtiyacı ile yazılı açıklamada bulunan siyasi partiye sesleniyorum. Adalet elden gitti gidiyor. Adaletin olmadığı yerde hiçbir çözüm ve barış girişimi başarıya ulaşamaz. Lütfen bu millete adalet konusunda da duyarlı olduğunuzu gösterin,” dedi.
Milletvekillerine de seslenen İmamoğlu, “TBMM çatısı altındaki partiler ve milletvekilleri, Meclisi etkisiz hale getiren bu sistemin geldiği son noktada; gençlere gösterilen zulme karşı şimdi SIRA SİZDE. Milletvekilleri olarak gençler için elinizde ne yetki varsa birlikte kullanın, topyekün harekete geçin,” sözlerini dile getirdi.
Ne oldu?
İmamoğlu, 18 Mart’ta İstanbul Üniversitesi’nden aldığı diplomanın iptal edilmesinden bir gün sonra gözaltına alınmış daha sonra da 23 Mart’ta ‘yolsuzluk’ soruşturmasından tutuklanmıştı. Tüm bu süreç, İBB Başkanı’na son haftalarda açılan soruşturmaların ardından ve CHP’nin cumhurbaşkanı adaylığı ön seçiminin öncesinde geldi.
Bu soruşturmaların başlangıcında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da “Onlar da çok iyi biliyorlar ki daha turpların büyükleri heybede. Telaşlarının sebebi bu,” demişti.
Ancak İmamoğlu, tutuklanmasıyla aynı gün 15 milyona yakın oyla CHP’nin cumhurbaşkanı adayı olarak ilan edildi. Ardından İçişleri Bakanlığı kararıyla İBB Başkanlığı görevinden uzaklaştırıldı. İmamoğlu’nun yerine CHP’li Belediye Meclis Üyesi Nuri Aslan İBB Başkanvekili olarak seçildi.
İmamoğlu’nun gözaltına alınması ve sonrasında tutuklanmasıyla tetiklenen kitlesel protestolar, Türkiye’de on yıldan uzun süredir görülen en büyük gösterilere dönüştü. Polis, protestolara karşı biber gazı, göz yaşartıcı gaz ve tazyikli su ile karşılık verdi. İstanbul başta olmak üzere ülkenin birçok büyük şehrinde güvenlik güçleri göstericilere sert müdahalelerde bulunuyor.
Eylemlerle birlikte gözaltı ve tutuklama sayıları da artıyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise Ankara’daki kabine toplantısının ardından yaptığı açıklamada protestoları ‘şiddet hareketi’ olarak nitelendirdi.
Ekonomistler, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın lirayı desteklemek için İmamoğlu’nun gözaltında bulunduğu üç gün içinde 25 milyar dolara kadar müdahalede bulunduğunu tahmin ediyor.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***