Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otel’de 21 Ocak’ta çıkan ve 78 kişinin hayatını kaybettiği yangın, dünyadaki en büyük yedinci otel yangını olarak kayıtlara geçti. Gazeteci Duygu Demirdağ, yangında 15 yaşındaki oğlu Eren’i kaybeden baba Eray Bağcı ile yaşananları ve süren adalet mücadelesini konuştu.
Bilirkişi raporlarına göre facia, otelin mutfağında başlayan ve LPG sızıntısı nedeniyle şiddetlenen bir yangınla başladı. Ancak asıl felaket, oteldeki sistem eksiklikleri, ihmaller ve bilinçli tercihlerle büyüdü. Raporda, yangın alarm sistemlerinin çalışmadığı, yangın söndürme ekipmanlarının yetersiz ya da devre dışı bırakıldığı, kaçış yollarının tıkalı olduğu ve birçok noktada tahliye için gereken önlemlerin alınmadığı ortaya kondu.
“8 dakikada kurtulabilirlerdi”
Eray Bağcı’nın aktardığına göre, yangın başladıktan sonraki ilk 7-8 dakika “altın zaman” olarak nitelendiriliyor. Bu sürede yapılacak hızlı ve sistemli müdahale onlarca canı kurtarabilirdi. Ancak bazı otel yöneticileri ve “ayrıcalıklı misafirler” için öncelikli tahliye yapılırken, yangın diğer konuklara duyurulmadı. Video kayıtları ve bilirkişi ifadeleri, bu özel tahliyelerin izdiham çıkmaması bahanesiyle gerçekleştirildiğini ortaya koydu.
Sistemler çalışmadı, kapılar açılmadı
Raporda ayrıca, otelin yangın alarm panelinin olaydan sonra yerinden söküldüğü, bazı kamera kayıtlarının silindiği, otel içindeki gaz tahliye sistemlerinin kapatıldığı ve yangın merdivenlerinin bile alev ve duman dolu alanlara dönüştüğü vurgulandı. Kaçış yollarının önü, mobilya ve tekstil eşyalarıyla doluydu; bazı yangın kapıları ise olması gereken çelik kapılar yerine ahşaptı.
Delil karartma şüphesi
Yangından sonra bilirkişi heyetinin yaptığı incelemelerde, otopark kamerası görüntülerinin olaydan sonraki gün silindiği tespit edildi. Kamera kayıtlarında otel ile bağlantılı kişilerin otoparkta eşyalar taşıdığı ve otel içine girip çıktığı görülüyor. Bu durum, delil karartma şüphelerini güçlendiriyor. Aileler, halen birçok kamera ve telefon kaydına ulaşamadıklarını belirtiyor.
“Bizim başka canımız yok”
“Bizim yas tutacak vaktimiz kalmadı” diyen Eray Bağcı, ailelerin artık tek amacının adalet olduğunu söylüyor. Yangında can verenlerin hatırasını yaşatmak ve benzer bir felaketin tekrar yaşanmaması için emsal bir karar talep eden aileler, sosyal medyada @baskacanimizyok hesapları üzerinden süreci kamuoyuyla paylaşıyor. “Benim artık bu hayattan bir beklentim yok,” diyen Bağcı, sözlerini şöyle tamamladı: “Eren yok artık, olmayacak da. Ama belki bu dava başka bir çocuğun, başka bir ailenin yaşamını kurtarır. Biz bu mücadeleyi onun için veriyoruz.”
Türkiye tarihinin en ölümcül otel yangınlarından biri yaşandı
21 Ocak 2025’te Bolu Kartalkaya’da bulunan Grand Kartal Otel’de çıkan yangında 78 kişi hayatını kaybetti. TBMM Araştırma Komisyonu’na sunulan bilirkişi raporları ve tanık beyanları, bu facianın yalnızca bir yangın değil, zincirleme ihmaller ve önlenebilir eksikliklerin sonucu olduğunu ortaya koydu.
Gazeteci Duygu Demirdağ’ın konuğu olan Eray Bağcı, yangında hayatını kaybeden 15 yaşındaki oğlu Eren’in ardından yürüttükleri adalet mücadelesini anlattı. “Bu bir kaza değildi, göz göre göre gelen bir katliamdı” diyen Bağcı, bilirkişi raporlarındaki kritik bulgulara tek tek işaret etti.
Ne Olmuştu?
21 Ocak 2025 tarihinde Bolu’nun Kartalkaya bölgesindeki Grand Kartal Otel’de çıkan yangında 78 kişi hayatını kaybetti. Otelin mutfağında biriken yağların tutuşmasıyla başlayan yangın, kısa sürede LPG hattına ulaştı ve büyük bir patlamayla yayıldı. Kaçış yollarının kapalı olması ve uyarı sistemlerinin çalışmaması faciayı büyüttü. Bazı otel misafirlerinin özel olarak tahliye edildiği belirtilirken, birçok kişi içeride mahsur kaldı. Olay, ihmaller zinciri ve güvenlik önlemlerinin yetersizliği nedeniyle kamuoyunda büyük tepki yarattı.
Bilirkişi tespitleri
Yangınla ilgili bilirkişi raporlarına göre, oteldeki güvenlik sistemlerinin büyük ölçüde devre dışı bırakıldığı tespit edildi. Yangın alarm sistemleri çalışmıyor, otomatik gaz kesici sistem ise hiç bulunmuyordu. Sprinkler, gaz tahliye ve yangın merdiveni gibi temel güvenlik unsurları ya hiç kurulu değildi ya da işlevsiz durumdaydı. Yangın anında bazı kişilere özel tahliye uygulanması dikkat çekerken, olay sonrası yangın tüpleri, alarm paneli ve kamera kayıtlarının bir kısmının ortadan kaldırıldığı belirlendi. Bu bulgular, olayın ardından delillerin karartıldığı ve ihmaller zincirinin kasıtlı olabileceğine dair ciddi şüpheler doğurdu.
“Altın 8 dakika kaçırıldı”
Yangının başladığı ilk 7-8 dakika, bilirkişi heyetince “altın zaman” olarak tanımlandı. Bu sürede yapılacak sistemli müdahale ile onlarca kişinin kurtulabileceği vurgulandı. Ancak bu süre zarfında otel yönetimi yalnızca bazı “ayrıcalıklı misafirleri” tahliye etmeye çalıştı. Video kayıtlarında, yangın uyarısı yapılmadan özel kurtarma operasyonları düzenlendiği görüldü.
Eray Bağcı:“Oğlum Eren sekizinci kattaydı. O altın dakikada yangın duyurulsaydı kurtulabilirdi. Ama ona haber verilmedi.”
Deliller karartıldı mı?
Yangının hemen ardından, otelle bağlantılı Kartal Otel’in otopark kamera görüntülerinin 22 Ocak tarihine kadar silindiği tespit edildi. Bilirkişi raporları, delil karartma şüphesini güçlendiren pek çok bulguya işaret ediyor. Rapora göre, yangın alarm sistemi olaydan sonra duvardan sökülmüş, yangın tüpleri yerinden alınmıştı. Ayrıca, zehirli gazın binadan tahliyesini sağlayacak havalandırma kanallarının sonradan yapılan tadilatlarla kapatıldığı tespit edildi. Yangın merdivenlerinin ise olması gerektiği gibi tahliye amacıyla değil, depo olarak kullanıldığı ve içeride yanıcı malzemelerin biriktirildiği belirlendi. Bu bulgular, yangının yayılma hızını ve can kaybını artıran ağır ihmaller zincirini gözler önüne serdi.
Aileler: “Bizim başka canımız yok”
Yangında hayatını kaybeden Eren’in babası Eray Bağcı ve diğer aileler, adalet mücadelesi için birlikte hareket ediyor. Bağcı, “Biz artık yas tutmayı bile bıraktık, tek hedefimiz bu davanın bir emsal karara ulaşması. Çünkü bizim başka canımız yok,” diyor.
Aileler, sosyal medya üzerinden @baskacanımızyok hesabıyla süreci canlı tutmaya çalışıyor. Bağcı, kamuoyuna şöyle sesleniyor:
“Eren artık yok. Ama başka bir çocuğun, başka bir ailenin hayatı belki bu dava sayesinde kurtulabilir. İnsanlar bizi yalnız bırakmasın.”
Ne talep ediliyor?
Aileler, yangında sorumluluğu bulunan kişilerin “olası kast” kapsamında yargılanmasını, tüm kamera kayıtları ve HTS verilerinin eksiksiz biçimde kendileriyle paylaşılmasını talep ediyor. Olayın yalnızca otel yönetimiyle sınırlı kalmadığını belirten aileler, denetim sorumluluğu taşıyan kamu görevlilerinin de soruşturulması gerektiğini vurguluyor. Bu davadan çıkacak kararın benzer faciaların önüne geçecek şekilde emsal teşkil etmesini isteyen aileler, ayrıca yangın güvenliği ve denetim süreçlerine ilişkin yasal düzenlemelerin ivedilikle hayata geçirilmesini talep ediyor.
Son Söz: “Emsal Karar Çıksın”
Eray Bağcı: “Buradan çıkacak karar öyle bir karar olmalı ki, hiçbir otel sahibi ‘önlem almam ama bir şey de olmaz’ diyemesin. Denetimden sorumlu kamu görevlisi de ‘görmemişim’ diyemesin. Adalet bununla tecelli edecek. Bizim son nefesimiz bu davayı takip ederek verilecek.”