M. AHMET KARABAY | HABER İNCELEME
Türkiye’de emekli maaşlarının düşüklüğü, iktidar mensupları dışında hemen her vicdan sahibi insanın kabul ettiği bir gerçek. Ancak emekliler için bugünler daha iyi günler! Gelecek günlerin, seçim yılları hariç bugünkünden iyi olmayacağından emin olabilirsiniz. Cumhurbaşkanı Erdoğan da bunun bilinciyle laflar ediyor.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın grup toplantısı çıkışında emeklilerle ilgili soru soran gazeteciye sarf ettiği, “Sen beni dolduruşa mı getiriyorsun?” sözünü bir kenara bırakıp emekliler için yarınların bugünden niçin daha karanlık olacağına bakalım. Dünyanın sisteminin matematikle çalıştığını unutmayalım. Emeklilik sistemi de bunun dışında değil. Sistemin sağlam çalışabilmesi için bu işi bilen uzmanlar, 1 emekliye karşılık 4 çalışanın olması gerektiğini belirtiyorlar. Bunun alt seviyesinin ise 1 emekliye karşı en az 3 çalışan olması.
Bu sosyal güvenlikte, aktif/pasif oranı ya da çalışan/emekli oranı diye tarif ediliyor. Türkiye’de ise 2024 yıl sonu itibariyle 1 emekliye karşılık 1,6 çalışan var!
EMEKLİLER, ÖNCE 1990’LARDA DEMİREL-ÖZAL ÇEKİŞMESİNE KURBAN EDİLDİ
Yakın tarihte Türkiye’de emeklilik sisteminin temeline dinamit konulduğu iki dönem var. Biri Süleyman Demirel‘in 1991’de rakibi Turgut Özal’a karşı (Daha doğrusu ANAP’a ve Mesut Yılmaz’a) karşı seçimi kazanmak için emeklilikte yaptığı değişiklikler idi. Turgut Özal, emeklilik sisteminin yakın gelecekte çıkmaza gireceğini görerek, 1987’de muhalefetin ve sendikaların karşı çıkmasına rağmen bir dizi düzenleme yapmıştı. Emeklilere hizmet süresinin yanında bir de kademeli olarak yaş sınırı getirilmişti.
Demirel, 20 Kasım 1991 seçimleri ardından Sosyaldemokrat Halkçı Parti (SHP) ile koalisyon kurduktan sonra meydanlarda verdiği söz doğrultusunda emeklilikte yaş sınırını kaldırdı.
- Kadınlar için 20 yıl (3600 prim günü),
- Erkekler için 25 yıl (5000 prim günü) hizmet süresini dolduranlar, yaşa bakılmaksızın emekli olmaya başladı.
Bu düzenleme ile 18 yaşında işe başlayan bir kadın 38, erkek ise 43 yaşında emekli olmaya hak kazandı.
EMEKLİLİĞE İKİNCİ DARBEYİ, EYT İLE ERDOĞAN VURDU
Demirel’in bozduğu denge, 1999 yılında bir ölçüde düzeltilmeye çalışıldı. 4447 Sayılı Kanunla, hizmet süresinin yanında bir de kademeli olarak yaş sınırı getirildi. Çalışanlar, hizmet süresini doldursa bile yaş sınırlamasını dolduramadığı için emekli maaşı bağlanmak için yaşının dolmasını beklemek zorundaydı. Bu durumda olanlar, emeklilik haklarının gasp edilmiş duygusuna kapıldılar ve kamuoyunu da bu yönde etkilemeye başladılar. Kendilerini emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) olarak tanımlayan bu kesim, bir süre sonra EYT hareketi oluşturdu.
Medyayı ve toplumsal tepkiyi de arkasına alan bu kesim, 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sonucu etkileyecek bir yapıya dönüştü. Başta EYT’ye emeklilik verilmesine şiddetle karşı çıkan Tayyip Erdoğan, seçimi riskli gördüğünden dolayı, hızla yasa değişikliği hazırlatıp Meclis’ten geçirdi ve 3 Mart 2023’te Resmi Gazete’de yayınlanıp yürürlüğe girdi.
EYT’nin yürürlüğe girmesinden sonra Türkiye’de çalışandan daha fazla emeklinin olduğu kentler ortaya çıkmaya başladı. Zonguldak ve Sinop emekli şehri olarak bilinirken bunlara hızla yeni kentler eklendi. Önce Bartın, Giresun, Çorum ve Balıkesir, ardından da Artvin çalışandan çok emeklinin yaşadığı yerler oldu.
EMEKLİYE PARA VERİLİYORMUŞ GİBİ YAPMAK
“Nas var” ve “faiz sebep enflasyon sonuç” diyerek topluma din satan Beştepe Sarayı’nın “sahibi”, ülkeyi sürüklediği cendereden çıkarmak için yüzde 8’lere düşürdüğü faizi, kısa sürede yüzde 50’ye yükseltmek zorunda kaldı. Emekli maaşlarına yaşanan değil, öngörülen enflasyon oranında zam yapma uygulaması, bir anlamda, “Sizi emekli ederim ama süründürürüm” yaklaşımından başka bir şey değil. Emekliler bir seçim atmosferine girinceye kadar alçak sürünmeye devam edecek.
Kocaeli Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü’nden Prof. Dr. Aziz Çelik, 2000’lerin başında, devletin merkezi bütçeden emekliye yüzde 20 dolayında katkı aktarıldığını, bugün bu oranın yüzde 12-13 düzeyine kadar düştüğünü belirtiyor.
EMEKLİLER SÜRÜNÜYOR DA HEPSİ DEĞİL
Türkiye, AK Parti dönemine kadar vergi toplama konusunda hayli zayıf idi. Özellikle dijital altyapının da oluşturulmasıyla, tahakkuk eden vergi ile toplanan vergi arasındaki açıklık hızla kapandı. Bu ülkede geçtiğimiz yıl 12 trilyon 651 milyar TL vergi toplandı.
Bu toplumun anlamakta zorlandığı şey, kaynağı kendisinin yarattığı konusu. “Patron sizsiniz” anlayışına sahip olamaması. Halk patronun kendisi olduğunun farkında olmadığından dolayı da devleti yönetenlerin verdiğini, zat-ı âlîlerinin ceplerinden yaptığı ianeler olduğunu sanıyor.
EMEKLİ İKRAMİYESİ VE ERDOĞAN’IN ÜSTENCİ SÖZLERİ
Şimdi gündemde emekli ikramiyesinin artırılması var. Bildiğiniz gibi yapılan bir iş vatandaş tarafından kabul görmesi bekleniyorsa bunu mutlaka Tayyip Erdoğan kendisi açıklar. Ama toplumun burun kıvıracağı bir durumda ise bunu ilgili kişiler yapar.
Emeklilere verilecek bayram ikramiyesinin 3 bin TL’den 4 bin TL’ye çıkarılması açıklamasını AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler yaptı. Bu rakamın yetersiz olduğu yolundaki yakınmalar her kesimden yükselince, dün AK Parti Grup toplantısından sonra Sözcü TV muhabiri, Erdoğan’a konuyla ilgili görüşlerini sordu. “Emeklilerin bayram ikramiyeleri ilgili düzenleme yapılır mı? “ sorusuna Erdoğan, yapılan artıştan muhabirin haberinin olmadığından hareket ederek cevap vermeyi seçti ve “Tamam açıkladık.” dedi. Gazetecinin “Daha fazla artırılması yolunda emeklilerden bir çağrı var.” diye eklemesi üzerine diyalog şöyle gelişti:
Erdoğan’ın, “Sen beni dolduruşa mı getirmek istiyorsun” demesi üzerine gazeteci bu kez, “Yapmaz mısınız?” diye devam etti. Bunun üzerine bu kez “Kızım beni dolduruşa mı getiriyorsun. 3 bin TL’den 4 bin TL’ye çıktı. Daha ne olacak?” deyip yürümeye devam etti.
Sergilenen tam bir üstenci bakış. “Ne takdir etmişsek o!” diyen bir yaklaşım. İkramiye denilen şey, doğrudan maaşla bağlantılı. Zaten 2018’de emekli ikramiyesi ilk kez verildiğinde de bir emekli maaşı kadardı. O dönemde en düşük emekli maaşı 939 TL idi. Sonra maaş ile ikramiye arasındaki bağ koparıldı ve ikramiye 2021’den itibaren “bayram harçlığı” şeklini aldı.
Emekli ikramiyesi 1000 TL olarak ilk verildiğinde dolar 3,75 TL idi, yani 266 dolar ediyordu. Bugün ise 110 dolar bile etmiyor.
Kabinenin kötü polisi Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in 500 TL artırılmasını istediği, iyi polis Erdoğan’ın, “500 de ben verdim” dediği bilgisi de kamuoyuna bir şekilde ulaştırılarak lütfedildiği insanlara hissettirildi.
Görevinden dolayı aldığı parayı saymazsak Cumhurbaşkanı Erdoğan‘ın 95 bin 200 TL olan emekli maaşı 142 bin 456 TL’ye yükselecek.
- Milletvekilinin dul eşine 96.773 TL, yetimine 32.258 TL aylık bağlanıyor.
- Ortalama vatandaşın bir ay geçinmek zorunda olduğu emekli aylığı ise 14.469 TL.
Tokun açın halinden anlamadığı günlerden geçilirken, toplumun yaşananları idrak edeceği günleri görebilmek umuduyla…
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***