MELETÎ – Meletî’deki Newroz kutlamasında konuşan Sebahat Tuncel, “Umut var, bu defa barışabiliriz Kendimize güveniyoruz. Sizlere güveniyoruz” diye konuştu.
Meletî’de Emeksiz Kavşağı’nda Newroz kutlaması yapıldı. “Rêbertiya Azad Civaka Demokratîk” ve “Demokratik Toplum için Özgürlük” şiarıyla yapılan kutlamaya, çok sayıda kişi katıldı. Kutlamada sık sık “Faşizme karşı omuz omuza” ve “Jin, jiyan, azadî” sloganları atıldı.
Emek Partisi Merkez Yürütme Kurulu üyesi Umut Yeğin, bölgenin barışa ihtiyacı olduğunu belirterek, halkın verdiği mücadelenin sonucu olarak barış sürecinin başladığını söyledi. Yeğin “Ama yıllardır barışı kabul etmeyen iktidar, yine saldırılarını devam ettiriyor. Buradan iktidar ve ortağına soruyoruz, siyasi tutsakları ve kayyım politikalarına son vermek için neyi bekliyorsunuz? Kayyım yetmedi, şimdi de Kent Uzlaşı’na saldırdılar” dedi.
Yeni bir dönemin başlangıcında olduklarını kaydeden Yeşil Sol Parti Eşsözcüsü Ahmet Asena, bu başlangıcın emekçilerin, kadınların ve gençlerin direnişinin sonucu olduğunu dile getirdi. Asena, “Bu dönem olmuş bitmiş bir şeyin üzerine kurulacak değil, bu dönem aynı zamanda bir mücadele dönemi, aynı zamanda yeniden örgütlenme dönemi. Yerimizde oturursak İmamoğlu’nun başına gelenler başımıza gelir. İşte bu bilinçle yaklaşmalıyız. İmralı’da en yüksek tonla dile getirilen iradeye hep beraber sahip çıkalım. Buradan iktidar bloğuna sesleniyoruz. Barış, savaş diliyle kurulamaz. Bu gün üstünüze düşeni yapın. Öcalan’ın çalışma koşullarını sağlayın. Sağlamazsanız tarihin kara sayfasında yerinizi alacaksınız” ifadelerini kullandı.
‘HUKUKSUZLUK BATI’YA DA YAYILDI’
Newroz’un tarihsel gelişimini ve bedenlerini ateşe vererek Newroz’un yeniden güçlü bir şekilde ortaya çıkışını sağlayanları anan Özgür Kadın Hareketi (TJA) Sebahat Tuncel, “İtiraz etmek yetmez, itirazımızı örgütlemeye ihtiyacımız var. Sadece hayır demek yetmez, nasıl olması gerektiğini de birlikte inşa edeceğiz. Türkiye 2015’ten bugüne çok ciddi hukuksuzluk, adaletsizlik yaşıyor. Siyasi ve ekonomik krizin bu kadar derinleşmesinin nedeni, iktidarın halk arasına kurduğu barikattır, Kürtlere yönelik ayrımcı politikadır. Kürtlere karşı içerde ve dışarı yürüttüğü politika bugün yaşanan Türkiye’nin habercisidir. Biz, o zaman çok itiraz ettik, ‘Hukuksuzluğa ‘Evet’ derseniz, yarın sizin başınıza gelir’ dedik. Bugün Ekrem İmamoğlu’nu tutukladılar değil mi, sadece Ekrem İmamoğlu değil, kim ki iktidara tepki gösteriyor, gözaltı, tutuklama ile karşı karşıya geliyor. Türkiye’de istisna halini kural haline getirdiler. 2015-2016’da Türkiye’yi KHK’lerle yönetmeye başladı, yasa askıya alındı, Kürtlerin seçtiği belediye başkanlarına kayyımlar atandı. HDP’ye operasyon yapıldı, eşbaşkanlarımız, milletvekillerimiz, bizler tutuklandık, kurumlarımız kapatıldı. Barış imzacıları tutuklandı. Hukuksuzluk 2015 ile kalmadı, Kürtlere karşı kalmadı işte batıya yayıldı” diye konuştu.
O dönem yaşananlara tepki gösterilseydi bu günün yaşanmayacağını söyleyen Sebahat Tuncel, “Şimdi ne yapacağız mücadele edeceğiz. Adaletsizliğe karşı direnirken, Kürt’e karşı, sosyaliste, kadına gelince ‘Evet’ ama bana gelince ‘Hayır’ demek olmaz. Diyor ki ‘Orada emniyet güçleri çocuklara şeker dağıtıyordu, burada işkence uyguluyor.’ Bu büyük ayrımcılıktır. Devlet eliyle katledilen çocuklara itiraz etmeyenler, bugün bunu söyleyemezler. Uğur Kaymaz, 12 yaşında bir çocuktu katledildi, Enes Ata, Mazlum Mızrak devlet şiddetiyle katledildi. Roboskî katliamı, savaş uçaklarıyla bombalandı, bunlardan 19’u çocuktu, 34 kişi katledildi. Berkin Elvan katledildi, Ceylan Önkol katledildi. Hiç kimse bu çocukların niye katledildiğini sordu mu? Kemal Kurkut, genç bir arkadaşımızdı, katledildi. Bütün bunların hepsi cezasız bırakıldı. O yetkili bir gün demedi ki ‘Devlet kendi yurttaşını katledemez'” diye şeklinde konuştu.
Nazım Hikmet’in “Çocuklar Öldürülmesin Şeker de Yiyebilsinler!” adlı şiirinin bir kısmını okuyan Sebahat Tuncel, “Çocuklara niye şeker dağıtıyorsun değil, niye şiddet uyguluyorsun demek, itiraz etmektir. Adaletsizliğe karşı tabii ki ses çıkaracağız. Devlet kadınlara, gençlere, çocuklara şiddet uygulamamalıdır. Hukuksuzluğa karşı itiraz ediyoruz. AKP, CHP kime olursa olsun hukuk herkese lazım. Hukuku iktidar olmanın aracı haline getirirseniz adaletten, hukuktan bahsedilemez” dedi.
‘BARIŞ MESELESİ DEVLETLE ALAKALIDIR’
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın çağrısını hatırlatan Sebahat Tuncel, çağrının ardından PKK’nin yeniden yapılanma için kongre kararı aldığını, ancak kongrenin Abdullah Öcalan’ın yönetiminde yapılması kararı aldığını anımsattı. Devletin bu olanağın koşullarını yaratmadığına dikkati çeken Sebahat Tuncel, “Nasıl olacak şimdi bu? Bu yeni bir dönemdir. Dolayısıyla barış meselesi devletle alakalıdır. Devlet barışın önünü açacak. Demokratik siyaset, bizlerle ve sizlerle alakalıdır. Barışa hepimizin ihtiyacı var. Biraz önce alanda da sordular ‘Peki bu devlete güven olur mu?’, devlete güven olur mu, olamaz. Neden? Kürtlerin, kadınların hafızasında devletin yaptığı uygulamalar ne yazık ki negatif. Ama devlet bunu görerek halkın bu inançsızlığını gidermek zorundadır. Peki, biz kime güveneceğiz. Gerçekten umut var mı? Var. Gerçekten umut var. Bu defa barışabiliriz. Kime güveniyoruz, kendimize güveniyoruz. Sizlere güveniyoruz” şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından Newroz ateşi yakılarak, zılgıtlarla halaya duruldu.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***