İSTANBUL – EMEP Genel Başkanı Seyit Aslan, iktidarın baskıcı politikalarına karşı genel grev çağrısı yaparak, “Şalter inmeden, sermaye çarklarının arasına çomak sokmadan bu sürecin tersine dönmesi mümkün değil” dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) dönük 19 Mart gerçekleştirilen operasyon kapsamında belediye başkanlarının gözaltına alınıp tutuklanmasına dair tepkiler sürüyor. Ülke genelinde özellikle gençler sokaklara çıkarken, üniversitelerde boykot eylemleri başlatıldı. Birçok sendika ve siyasi partiden genel grev çağrısı geldi.
Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Seyit Aslan, genel grev tartışmalarına ilişkin konuştu.
‘FAŞİST BİR REJİM İNŞA EDİLMEYE ÇALIŞILIYOR’
Türkiye’de faşist bir rejimin inşa edilmeye çalışıldığını belirten Aslan, sokak eylemlerine dikkati çekti. Yüzbinlerin sokağa dökülmesindeki nedenin sadece İmamoğlu’nun tutuklanması olmadığına dikkati çeken Aslan, “İmamoğlu bir gerekçe oldu. Türkiye’de uzun yıllardır muhalefet üzerinde baskılar var. İmamoğlu’nun tutuklanması bardağı taşıran son damla oldu. Herkes kendi talepleri etrafında bu mücadeleye katılıyor. İnsanlar sokaklarda demokratik haklarını haykırıyor. Ancak iktidar bu mesajları alıyor mu? Hayır. Geri adım atmadığı gibi aynı zamanda da gösteri yapanlara da çok sert müdahalelerde bulunuyor” diye belirtti.
‘GENEL GREVİ ÖGÜTLEMELİ’
İktidarın baskıcı politikalarına karşı parti olarak genel grevi savunduklarını ifade eden Aslan, “Bütün toplumsal kesimlerin kendi talepleri etrafında mücadele edecekleri genel grevin koşullarının olduğunu söyleyebiliriz. Genel grevin bir hazırlık süreci olması lazım. Bunun için sendikalara, meslek örgütlerine, büyük sorumluluk düşüyor. TÜRK-İŞ ve HAK-İŞ’in kaçak tutumları, bütün bu meselelerin onları ilgilendirmiyormuş gibi davranmaları kabul edilemez. Bütün sendika, emek meslek örgütlerinin yaşanan haksızlıklara karşı bir cephe oluşturup, genel grevi örgütlemeleri gerekiyor. Bunun için fabrika ve şubelerde toplantılar yapmak, iş yeri temsil kurulundan kararların çıkartmak gerekiyor. Bu şekilde genel grevin ne anlama geldiğini, buna neden ihtiyaç olduğuna ilişkin, işçileri, kamu emekçilerini ikna etmek ve üretici köylüleri bu sürecin bir parçası haline getirmek gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Genel grevin dünyada ve Türkiye’de örnekleri olduğuna işaret eden Aslan, şunları belirtti. “Geçen yıl Fransa’da genel grev oldu. Fransa’daki bütün sendika ve meslek örgütleri 5-6 talep etrafında birleşti. 1 Mayıs etkinliklerine katılmama kararı aldılar. İktidar, emeklilik yaşından vergilerin arttırılmasına, ücretlerin düşürülmesinden sosyal hakların kısıtlanmasına kadar bir program hazırlamıştı. Buna karşı yapılan genel grev iktidara geri adım attırmıştı. 1994’te İstanbul İşçi Sendikaları Şubeler Platformu öncülüğünde 5 Nisan Kararları’na karşı iş bırakma eylemleri yapılmıştı. Yine 1999 yılında kurulan Emek Platformu öncülüğünde emeklilik yaşının yükseltilmesine karşı ortak bir mücadele yürütüyordu. Türkiye’nin ekonomik politikalarına itiraz eden bir programı vardı. O dönemin iktidarı önemli ölçüde etkilendi. Dolayısıyla bugün benzer bir platformla hukuksuzluklara karşı grev ve direnişi örgütlemek gerekiyor.”
‘HAYATI DURDURMALIYIZ’
Aslan, parti olarak genel grevi gündemde tutacaklarını belirterek, “1 Mayıs öncesinde bir günlük bir iş bırakmanın ve hayatı durdurabilmenin koşullarının olduğuna inanıyoruz. Bu konuda partimiz genel ‘grev genel direniş’ şiarını her gün yeniden gündemde tutacaktır. Bunun çağrılarını yapacaktır. Bu çağrıların karşılığının olacağını düşünüyoruz. Hayat durmadan, şalter inmeden, sermayenin çarklarının arasına çomak sokmadan bu sürecin tersine dönmesi mümkün değil” diye konuştu.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***