DEM Parti, Suriye’deki geçiş dönemi yönetimi ile Suriye’nin kuzeydoğusunda Kürtler’in çekirdeğini oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG) arasındaki anlaşmadan memnun ancak Aleviler’e yönelik saldırılardan endişeli.
Diyarbakır’a Nevruz deklarasyonunu açıklamak üzere gelen DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, anlaşmanın Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı çağrıya uygun olduğunu söyledi.
Suriye’deki bütün kimliklerin haklarının mutabakatta yer aldığını belirten Bakırhan, şöyle konuştu:
“Tekçi bir Suriye rejiminin olmayacağının en iyi göstergesidir. Belli ki bu mutabakatla birlikte Suriye’de bütün renklerin içerisinde yer aldığı demokratik bir zemin tartışmaları devam edecek. Bu mutabakattan demokratik bir Suriye’nin inşası okunuyor. Bunu mutlaka da olumlu karşılıyorum. İlk göze çarpanlar demokratik, yeni, modern bir Suriye olacağını gösteriyor. Biz de umut ediyoruz öyle olsun. Demokratik bir Suriye’nin inşası emin olun en fazla Türkiye’ye kazandırır.”
Bakırhan, anlaşmanın başarıya ulaşmasını umduğunu dile getirerek, Suriye’ye giderek Kürt tarafıyla görüşmek istediklerini belirtti.
“Mutabakatta Aleviler de var”
Son günlerde Suriye’de Aleviler’e yönelik saldırılara da değinen Bakırhan, varılan anlaşmanın Alevileri de kapsadığını söyledi.
Tuncer Bakırhan, “O metinde ateşkes var, ‘Alevileri katletme’ çağrısı var. ‘Alevilere eşit yurttaşlık hakkı ver’ çağrısı var. Dolayısıyla bu yapılan mutabakat metnine Alevi yurttaşlar hemen katliamdan sonra gelmesinden dolayı biraz kaygılı yaklaşıyor olabilirler. Ama o metinde ne kadar Kürt varsa o kadar Alevi var. Ne kadar Alevi varsa o kadar Hıristiyan var. Ne kadar Hıristiyan varsa o kadar Arap var” diye konuştu.
“Önemli ve güçlü bir adım”
DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit de Ankara’da anlaşmayla ilgili, “Suriye’de yaşayan tüm halkların ve inançların yönetime katılması ve anayasal haklarının garantiye alınması için önemli ve güçlü bir adımdır” değerlendirmesinde bulundu.
DEM Parti milletvekilleri, ellerinde Türkçe, Arapça ve Kürtçe afişlerle Suriye’deki Alevi toplumuna yönelik saldırıları protesto etmek amacıyla bugün TBMM’de basın toplantısı düzenledi.
Koçyiğit, varılan anlaşmayla ilgili, “Bu sadece Kürtler ile Şam yönetimi arasındaki bir anlaşma gibi görünmekle birlikte aslında bu anlaşma Suriye’deki tüm halkların yönetime katılması ve anayasal hakları için çok önemli bir başlangıçtır. Tabii ki her şey değildir, henüz yolun başında olduklarını bizler de biliyoruz. Ama Suriye’nin kendi geleceğini kendisinin kurması ve sorunlarını diyalog, müzakere yoluyla çözmesi çok önemlidir” diye konuştu.
“Alevi toplumuna yönelik katliam görüntüleri servis edilerek, Suriye’deki tüm halklara korku ve sindirme baskısı uygulandığını” söyleyen Koçyiğit, Suriye’de yaşayan Alevi, Dürzi, Kürt ve tüm halklar için başta yaşam hakkı olmak üzere tüm anayasal haklarını güvence altına alacak adımlar atılması çağrısında bulundu.
“Aleviler’in, ‘Esat artığı’ diyerek katledilmelerini asla kabul etmiyoruz”
İstanbul’da konuşan DEM Parti Eşbaşkanı Tülay Hatimoğulları da, SDG ile Suriye’deki geçici hükümet arasında imzalana mutabakat metninin umut verici olduğunu söylese de son dönemde Aleviler’e dönük katliamları endişe verici olduğunu da vurguladı.
Anlaşmanın Kürt halkı ve diğer tüm halklar için önemli bir anlaşma olduğunu belirten Hatimoğulları, şunları söyledi:
“Bu anlaşmayla ilgili oradaki altıncı madde üzerinde Alevi canlarımızın çeşitli eleştirileri ve değerlendirmeleri olduğunu düşünüyoruz. Bu değerlendirmelerin Suriye’deki özyönetime ulaştığını da biliyoruz. Bu anlaşma oldukça önemli anlaşmadır. Birinci ve üçüncü maddesini sizler de detaylı inceleyin. Suriye’de yaşayan bütün farklı halkların ve inançların eşit yurttaşlık temelinde haklarını alabildiği demokratik Suriye tarifi sunmaktadır. Demokratik anayasanın inşasının koşullarının oluşmasıyla ilgili vurguları önemlidir. Alevi ve Hristiyanlara yönelik baskı ve katliamların son verecek bir anlaşma olmasını umut ediyoruz. Aleviler’in, ‘Esat artığı’ diyerek katledilmelerini asla kabul etmiyoruz. Aleviler kimsenin artığı değildir. Şam rejiminin Aleviler’i Esat yanlısı diyerek, katletmeyi kendine mubah görmesini kabul etmedik. Aleviler’in en önemli beklenileri her ne kadar bu katliamlar azalmışsa da tamamen durmasını talep ediyorlar. Bu katliamı yapanların yargı önüne çıkmasını talep ediyorlar.”