TARIK TOROS | YORUM
Muhalefeti eleştirmek kolay, diyenler oluyor. “Neden muhalefete vuruyorsun, kim kaldı şurada!” diye sitem edenler, “Muhalefet ne yapsın?” diye soranlar oluyor.
Öncelikle; gazetecinin işi sormak, sorgulamak, fikri takip yapmak, kamu yararını gözetmekse, kimse ayrıcalıklı olmamalı.
Devamla, iktidar ve rejim uygulamaları nasıl sektirmeden kritik ediliyorsa “iktidar alternatifi” bundan ayrı tutulmamalı.
Ayrıca, Türkiye muhalefetine hayli yumuşak bir üslupla yaklaşıldığı da hatırdan çıkarılmamalı.
2023-25 geçişinde ülke muhalefetinin misyonu konusunda halen bir uyanma yaşanmadıysa o da benim kabahatim değil.
Kritik edilen de bu zaten.
***
Muhalefet daha ne yapsın?
Çok değil, 1 ay parlamento çalışmalarından çekilsinler bakalım ne oluyor? Sine-i millet filan değil, 1 ay sadece… Bunu dahi yapamıyorlar, akıllarından bile geçmiyor.
Aslında nerede ne yapmaları gerektiğini çok iyi biliyorlar fakat yapmıyorlar. Konu da bu.
Can yakacaklar, rejime bahşettikleri meşruiyete “yalnızca 1 ay ara verecekler.” Yapmak istemiyorlar. Söz konusu CHP ise, hiçbir şeyi boykot edemez!
Zannediyorum anlaşılmıştır bu.
Özgür Özel, meydanlarda iktidara “kırmızı kart” gösterirken, CHP’li Ankara Büyükşehir Meclisi’nde 52’si imar, 174 karar iktidar ve muhalefetin oy birliğiyle geçti. Mahalle basını görmedi, görmek de istemedi bunu.
***
Demokrasi güçlerinin son umudu, TÜSİAD Genel Kurulu’nda iş insanlarının çıkışı oldu. Hoş, geriye doğru hangi demokratik ilerlemeye katkıları olmuş, tartışılır. Fakat, umut umuttur.
TÜSİAD, kendi yönetim kurulu üyesi Memduh Boydak’a sahip çıkmamış, başta Boydak grubu olmak üzere yüzlerce holding ve işletmeye çökülürken bırakın sessiz kalmayı, kayyım operasyonlarını “içten içe onaylamış” bir örgüttür.
TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Ömer Aras, ne güzel demiş mesela: “Türkiye’mizin, dünyada sözü geçen, bölgesinde istikrarın teminatı olan, ekonomisi istikrarlı, demokrasisi sağlam, hukuk devleti ilkeleri yerleşmiş, toplumu huzurlu bir ülke olması yönünde elbirliği ile çalışmalıyız. Bunu ancak hukukun üstünlüğü ve bağımsız yargının yarattığı güven ortamında iyi yetişmiş, liyakatla göreve gelmiş insanlar ve eşitlikçi bir yaklaşımla yapabiliriz. ”
***
Ağzından bal damlıyor…
Bahsettiği hukuksuzluklar, ekonomi yönetimindeki yanlışlar ve liyakat problemi, 10-12 yıldır buram buram yaşanıyor oysa.
Toplum, TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ve YİK Başkanı Ömer Aras’ın adını ilk kez bu vesileyle duyuyorsa, bugüne kadar kulaklarının üstüne yattıkları için. 6 Şubat depremlerini geçen haftaki yıldönümünde hatırlamayan bir örgütün şimdi nutkuna meze yapması bile düşünmek için yeterlidir aslında.
***
Sermayenin genel tabiatı, parasını kaybetmeye başladığında veya yakın tehlike/risk gördüğünde feryadı basmasıdır. İşçi, tüketici veya vatandaş dostu değildir. Çok azı müstesna, böyledir.
Haliyle konuşmaların perde arkasına bakıyorsunuz: Bayram değil, seyran değil, eniştem beni niye öptü?
İki ana nedeni olabilir, başka yoktur:
-Birincisi, işler hepten kötü gitmeye başladı ve gemi karaya oturmak üzere
-İkincisi, eften püften nedenlerle şirketlerimize çöküleceği duyumunu aldık, bunun için ön alıyoruz.
***
İkinci olasılık daha güçlü, çünkü verilerinin kötü olduğuna, ekonomik olarak iflas ettiklerine dair bir bilgi yok. Bilakis, milyarderler kulübü her geçen yıl genişliyor.
CHP’nin gündeme bile getirmediği TMSF’ye son verilen arzu ettiği şirkete kayyım atama riskidir, patronları telaşa sevk eden.
Peki bu patronlar, 31 Ocak 2025 itibarıyla TMSF’nin 618 şirkette tam kayyım, 62 şirkette denetim kayyımı ve 73 şirkette kısmi kayyım olarak toplamda 753 şirketi yönettiğini bilmiyorlar mı?
Biliyorlar elbette.
Ses etmemeleri, bilmelerine mani değil.
***
Siyaseten bakarsanız: TÜSİAD’ın eski mali ve siyasi gücü yok, bunu peyderpey yitirdi ve AKP politikalarına teslim oldu. İki taraf da birbirlerinin işlerine karışmama kaydıyla “müdahaleci” olmadılar. Şimdi belli ki bir taraf masayı deviriyor. Fakat bu TÜSİAD değil, Saray tarafı.
***
Şimdi ne olur?
TÜSİAD, üyelerinin başına gelecekler için toplumsal taban kazanmış oldu, o kadar.
Erdoğan, oyun stratejsini değiştirip ya zamana yayacak ya da yola çıkan işi tamamlayacak, yani ajandaya uygun ilerleyecek. Bunda da “vesayet”, “eski Türkiye”, “Gezi direnişi” gibi enstrümanları kullanacak.
Ancak TÜSİAD ve üyelerinin başına her ne gelirse yardıma koşan olmayacak.
***
Son tahlilde:
TÜSİAD’ın çıkışı bir muhtıra veya ikaz mıdır?
-Hayır!
Yaklaşan tsunamiye karşı bariyer çekme çabası mıdır?
-Evet.
Yakındır, cevabını alırız.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***