Ankara’da son 40 gün içinde 33 can kaybına neden olan sahte içki kaynaklı ölümlerdeki artışlar ile birlikte alkollü içeceklere uygulanan Özel Tüketim Vergisi’ndeki (ÖTV) yüksek orandaki artışlar ve nasıl önlemler alınacağı tartışılıyor.
Ankara Valisi Vasip Şahin’in dünkü açıklaması itibariyle, başkentte son 40 gün içinde sahte içki nedeniyle 33 kişi hayatını kaybetti. 20 kişi ise hala yoğun bakımda tedavi altında. Buna karşın Şahin, “Alkol hem sağlığımız hem geleceğimiz açısından uygun olmayan zararlı bir madde” ifadesiyle halka alkol satın alımında dikkatli olma uyarısında bulundu.
İstanbul Valisi Davut Gül’ün açıklamasıyla da İstanbul’da 14 Ocak-6 Şubat döneminde sahte içki nedeniyle 70 can kaybı olduğu ortaya çıktı.
Ankara Valisi Şahin’in “alkol” eleştirisinde bulunduğu açıklaması, “halk sağlığı” açısından önlemler ve sahte alkol üretimindeki hammaddelere ilişkin gerekli denetimler ile ilgili soru işaretlerini tetikledi.
Alkol satışında “ucuz ürün” arayışı kaynaklı piyasada sahte alkol ürünlerinde artış olduğu görüşü gündeme taşındı. Keza İstanbul Valisi Gül’ün açıklamasında can kayıpları söz konusuyken, 259 milyon lira vergi kaybını önlediklerini vurgulaması ise eleştirildi.
Aybaş sorumsuzluğu işaret etti: “Alkol tüketenlere ideolojik bakışla ölümler yok sayılıyor”
Türkiye Tekel Bayileri Platformu Başkanı Özgür Aybaş ise, son yıllarda sürekli alkollü içeceklere yönelik Katma Değer Vergisi (KDV) ile Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) gibi kalemlerdeki vergi artışlarıyla piyasada aşırı yüksek fiyatlar oluşmasına dikkat çekti.
Türkiye’nin üzüm üreticisi ülke olarak şarap ve rakı başta olmak üzere rahatlıkla uluslararası arenada içki üretimiyle öncü ülke olabileceğini vurgulayan Aybaş, bunun aksine hem yerli hem de ithal içkilerde aşırı vergilendirme kaynaklı Türkiye’nin alkol üretimi ve tüketiminde sorunlarla anılmaya başlandığını söyledi.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Aybaş, son yıllarda fiyat artışları nedeniyle piyasaya sahte içki sürümünde de artış olduğunu belirterek, “Maalesef ülkemizde alkol tüketen, içki tüketen vatandaşlara yönelik iktidar bakış açısının tamamen ideolojik olduğunu görüyoruz. Bu ideolojik bakışla adeta ölümler yok sayılıyor; haber bile yapılmıyor. Hatta bu konuyla ilgili şu an detaylı bir açıklama da yok. Ankara Valisi’nin açıklaması haber yapıldı ama bu 33 kişi nasıl öldü? Hangi semtlerde alkol temin etmişler? Nerede öldüler? Kaçı hastanede öldü? Ölümlere ilişkin hiçbir bilgi paylaşılmadı” dedi.
“Ölümlere ilişkin detaylı bilgi verilmedi, çözüm için KDV ve ÖTV düşürülmeli”
Ankara’daki sahte içki mağduru olarak hastanelerde yoğun bakımda olduğu açıklanan 20 kişiye ve ölen 33 kişiyle ilgili de ailelerine ulaşmak istediklerini belirten Aybaş, “ne yazık ki böylesi bir vahim durumla ilgili” yeterince haber yapılmadığını ve yetkililerce de konuyla ilgilenilmediğini söyledi.
İstanbul’da da son bir ay içerisinde 70 ölüm yaşanmasına dikkat çeken Aybaş, “Dolayısıyla toplam sadece iki kentte, Ankara ve İstanbul’da toplam 103 vatandaşımızın hayatını kaybettiğini öğrenmiş bulunuyoruz. Normalde gelişmiş ülkelerde son dakika haber olması gereken bir durumdur ama maalesef ülkemizde olmuyor. Açıkçası yapılması gereken şudur; alkollü içeceklerde mutlaka KDV’nin ve ÖTV’nin düşürülmesi gerekiyor. Bununla ilgili de Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Meclis’e gerekli önergeyi verdi, kabul edilmedi. Tekrar bir önerge verildi; ÖTV’nin ve KDV’nin düşürülmesi anlamında. Umarım böyle bir şey olursa kimse sahte içkiye ihtiyaç duymaz, ölümler de yaşanmaz” diye konuştu.
“Son 21 yılda alkollü içeceklerde ÖTV artışları enflasyondan kat kat fazla gerçekleşti”
Ekonomi yazarı Uğur Gürses de, Ankara Valisi’nin 33 ölüm yaşandığına ilişkin açıklamasıyla birlikte AK Parti’nin iktidarda olduğu 2004–2025 yılları arasında alkollü içeceklerdeki ÖTV’deki artışlara ilişkin detaylı bir tablo paylaştı. Bu tabloyla ilgili VOA Türkçe’ye değerlendirmesini anlatan Gürses, Maliye Bakanlığı Gelirler İdaresi Başkanlığı (GİB) kaynaklı verilerle hazırladığı tablo itibariyle “Türkiye’de son 21 yılda resmi enflasyon oranı bakımından TÜFE endeksine kıyasla alkollü içeceklerdeki ÖTV artışı kat kat fazla gerçekleşmiş görünüyor” ifadesini kullandı.
Yıllardır gastronomi ekonomisi alanını yakından izlediğini belirterek, bu alanda ve alkollü içeceklerdeki fiyat artışlarını analiz ettiğini kaydeden Gürses, 2004 yılında Türkiye’de litre başına bira, şarap ve viski gibi alkollü içeceklerden alınan sabit vergi kalemini 100 birim kabul ederek, yıllar içindeki vergi kalemleri başta olmak üzere yaşanan artışları tabloya dönüştürdüğünü aktardı.
Gürses’in hazırladığı tabloya göre, alkollü içeceklere uygulanan ÖTV’si en fazla artan ürünler sırasıyla bira, rakı, şarap olurken; viskideki vergi artışı daha düşük oranda kaldı.
Resmi enflasyon oranı 21 yıldaki artış sonucunda TÜFE rakamındaki artış 2 bin 657 olurken, ÖTV oranları bakımından biradaki artış 6 bin 286, rakıdaki artış 4 bin 812 ve şaraptaki artış 3 bin 276 olarak gerçekleşti.
Ankara Tabip Odası: “Karaborsa faaliyetleri önlenmeli, cezalandırmalar yapılmalı”
Ankara Tabip Odası (ATO) ise, son yıllarda sahte içki kaynaklı ölümlerde artış yaşandığını işaret ederek, “Ülkemizde alkollü içkiler üzerindeki vergi ve ÖTV yüklerinin yüksek oluşu karaborsa alkollü içki faaliyetlerini büyüten bir etkendir. Resmi kurumlar tarafından denetim ve kontrolleri yapılan, bandrollü alkollü içecek fiyatlarındaki artış karşısında toplumun belli kesimleri ekonomik nedenlerden ötürü daha ucuz olan sahte içkileri tercih etmek zorunda kalmaktadır. Yüksek vergiler ve fiyatlar merdiven altı üretimi arttırmakta, yasadışı sektörün kendi arz-talep dengesini oluşturmaktadır. Yüksek vergiler halk sağlığını korumak yerine halk sağlığını riske atmaktadır” açıklamasında bulundu.
ATO, kamu kuruluşları ve yetkililer açısından yazılı açıklamasında, “Başka can kayıplarının yaşanmaması için devletin ilgili kurumları tarafından karaborsa faaliyetlerine ve merdiven altı üreticilere yönelik soruşturmalar, kontroller ve denetimler yapılmalı; halk sağlığını tehdit eden üreticilere gerekli cezalar verilmelidir. Sahte ve kaçak içki ölüm riski oluşturmakta, uzun vadede kronik organ hasarlarına neden olmaktadır. Kaçak içki üretimini engellemek Tarım ve Orman Bakanlığı’nın sıkı denetimleri ile mümkündür” çağrısında bulundu.
ATO açıklamanın devamında, “Sahte ve kaçak içkinin riskleri topluma farklı iletişim kaynakları ile anlatılarak toplumun bilinçlendirilmesi sağlanmalıdır. Tüketiciler ise alkollü içki alımlarında, güvenilir yerlerden bandrollü ve orijinal ambalajlı ürünleri satın almaya özen göstermelidir” uyarısını paylaştı.
İstanbul Tabip Odası da sahte içki nedeniyle görme kaybına yol açacak şekilde gözlerde ciddi rahatsızlıklar ortaya çıkabileceğini hatırlatarak, “Acilen kamu otoritesini gerekli önlemler almak üzere göreve çağırıyoruz” açıklamasını yineledi.