ADANA – Adana Emek ve Demokrasi İnisiyatifi, Dîlok’taki işçilerin başlattığı direnişe dönük saldırı ve kayyım atamalarına tepki göstererek, örgütlü mücadele çağrısı yaptı.
Adana Emek ve Demokrasi İnisiyatifi, Dîlok’un Başpınar Organize Sanayi’nde işçilerin başlattığı direnişin yasaklanması ve kayyım atamalarına karşı İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Adana Şubesi önünde açıklama yaptı. Açıklamayı okuyan Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Adana Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Alaattin Süzer, Başpınar Organize Sanayi’nde tekstil ve metal sektörlerinde çalışan binlerce işçinin hayat pahalılığı ve düşük ücret nedeniyle direnişe geçtiğini hatırlattı.
İktidarın emekçilere dönük artan baskı ve grev yasaklarına işaret eden Süzer, “Bu yasakları getirenler de biliyor; Anayasa’nın ve uluslararası sözleşmelerin güvence altına aldığı hakları kullanmak suç değil, en temel demokratik haktır. Artan hayat pahalılığı karşısında işçilerin maaşları en az asgari yaşam standardını karşılayacak düzeye çekilmelidir. Patronlar, işçilerin emeği üzerinden devasa karlar elde ederken, işçiler açlık sınırının altında yaşamaya mahkum edilmemelidir. İşçilerin sağlığını ve güvenliğini hiçe sayan çalışma düzeni değiştirilmeli, güvenli ve insanca çalışma koşulları sağlanmalıdır. Anayasal bir hak olan sendikalaşma önündeki tüm engeller kaldırılmalı, sendikal tercihler nedeniyle işçiler baskıya uğramamalı ve işten çıkarılmamalıdır. Haklarını aradıkları için işten çıkarılan işçiler derhal geri alınmalıdır” diye belirtti.
ÖRGÜTLÜ MÜCADELE ÇAĞRISI
İşçilerin grev hakkını yasaklarla engelleyen iktidarın diğer yandan seçimle gelen yerel yöneticileri görevden alarak kayyım atadığını söyleyen Süzer, “Kayyım atamalarında da ustalık dönemine geçildiğini hep birlikte görmüş olduk. Cumhuriyet tarihinde eşi benzeri görülmemiş bu irade gaspı, kayırmacılığın ve nepotizmin en kötü yönetim şekli olduğunu tüm dünyaya göstermektedir” diyerek örgütlü mücadele çağrısında bulundu.
‘ÖRGÜTLÜ SESİ KISMAYA ÇALIŞIYORLAR’
Daha sonra konuşan Haber-Sen Genel Başkanı Mesut Balcan, Dîlok’taki işçilerin verdiği direnişin önemine değinerek, “Yoksulluk sınırının 80 bin, açlık sınırının 30 bin liraya dayandığı bir ortamda bu ücretlerle geçinmek imkansız. Sendika genel başkanının gözaltına alınması toplumun örgütlü kesimlerinin sesini kısmaya yönelik bir mesajdır. İşçi sınıfının bir araya gelmesi ve toplumsal muhalefetin birleşmesiyle bu baskıcı düzene son verilebilir. Direnişlerin başladığı tarihlerde kayyım atanıyor. Üç defadır kayyım atanıyor ve biz bunu kabul etmeyeceğimizi her platformda dile getirdik” ifadelerini kullandı.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***