Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, “Abdullah Öcalan Kürt sorununun çözümü için önümüzdeki günlerde tarihi bir çağrı yapmaya hazırlanıyor” açıklamasında bulundu.
İktidar cephesi Cumhur İttifakı, geçtiğimiz yıl 1 Ekim’de, Kürt sorununda DEM Parti ile yeni bir çözüm arayışı sürecinde “Terörsüz Türkiye” hedefini başlatmıştı. Bu süreçte terör örgütü PKK’nın silah bırakmasının sağlanıp sağlanamayacağı merak ediliyor.
PKK’nın kurucusu ve İmralı Adası’nda ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla hükümlü Abdullah Öcalan ile yürütülen görüşme trafiği nedeniyle yeni aşamaya geçilmesi beklentisi gündemde. Bu kapsamda DEM Parti Eş Genel Başkanı Bakırhan bugün Öcalan’ın “tarihi bir çağrı” yapacağı iddiasını doğruladı. Son günlerde Türkiye’de iktidar cephesinde Abdullah Öcalan’ın, Kenya’da yakalanarak Türkiye’ye getirildiği 15 Şubat 1999’un yıldönümünde PKK’ya silah bırakma çağrısında bulunacağı iddiası konuşuluyordu.
Tuncer Bakırhan, bugün TBMM’de parti grubu konuşmasında, “Türkiye’deki muhalefet ve toplum bir barış sürecine evrilmesini istiyor. Bu tarihi fırsatı kaçırmamak lazım. Zehirli bir dil bu tarihi süreci geriye götürebilir. Demokrasi ve hukuk ile Kürt sorununa çözüm bulma arayışındayız. Öcalan çatışmaları hukuki zemine çekme çağrısı yapmışken iktidarın dili buna uygun olmalıdır. Barış, Kürt halkının boynuna basarak olmaz. Barış için gece gündüz çalışacağız. Sayın Öcalan Kürt sorununun köklü ve kalıcı çözümü için demokratik bir Türkiye’nin inşası için önümüzdeki günlerde bir tarihi çağrıya hazırlanıyor” dedi.
Öcalan’ın tarihi çağrı niteliğindeki açıklamasını kısa sürede yapacağını söyleyen Bakırhan, “Bu çağrıyı önemsiyoruz, destekliyoruz, arkasındayız. İktidarı da bu tarihi çağrıya uygun şekilde rolünü oynamaya çağırıyoruz. Sayın Bahçeli yürütmenin başı değil. Yürütmenin başındaki Erdoğan’a büyük adım düşüyor. Artık top Erdoğan’da. Milyonlar artık demokratikleşme gelsin diye bekliyor, güven arttırıcı adımların atılmasını bekliyoruz. Oyalanmak yerine tarihe cesur bir lider olarak geçin. Bizler eşit bir yaşamdan yanayız. Yönümüz ve istikametimiz barış ve demokrasi yoludur. Her şeye rağmen bu yolda cesaretle yürümeye devam edeceğiz” ifadesini kullandı.
Öcalan’ın “tarihi bir çağrı” yapması ihtimaline karşılık “kayyum” eleştirisi de vardı
DEM Parti Eş Genel Başkanı Bakırhan, 8’i DEM Parti’li ve 2’si CHP’li olmak üzere 31 Mart 2024’te yerel seçimlerde muhalefet kazanılmış belediyelere kayyum atanması eleştirisini de yineledi.
DEM Parti’nin kazandığı Siirt Belediyesi’ne 29 Ocak’ta kayyum atandığını anımsatan Bakırhan, “İktidar bu kayyumcu anlayıştan bir türlü vazgeçmiyor. Kayyumcu anlayışı kınıyoruz. Siirt halkı da Türkiye halkları da kabul etmiyor. Siirt halkının iradesi yok sayıldı, bir halkın umudunu çalmak, ekmeğini çalmaktan daha büyük bir hırsızlık ve vicdansızlıktır. Aslında cezalandırdıkları eşitlikçi hizmettir. Milletvekili olduğum Siirt’in bu cumhuriyetten çekmediği şey kalmadı. Bir kent düşünün, onlarca yılını olağanüstü hal ile geçiriyor. Kürtler vardır ama siyasi iradeleri yoktur yaklaşımından iktidarı vazgeçirmeye çalışıyorum. Kürtler’e de iradesine de saygı duyacaksınız. İster hoşunuza gitsin, ister gitmesin, kayyum atamaları Kürt düşmanlığıdır. Aynı zamanda modern sömürgeciliğin en karanlık yüzüdür. Kürt halkı büyük bedellerle ırk ayrımcılığına karşı mücadele etti. 90’ların karanlık faili meçhul cinayetlerini nasıl tarihe gömdüyse kayyumcu anlayışı da tarihe gömeceğine eminim. Bu kayyumcu anlayış, AKP’nin alnında kara bir leke olarak kalacak. Hem silah bırakma çağrısı yapıp hem de gençlerin, kadınların olduğu yerde gösteri yapıp silah göstereceksin. Bu uygulamayı yapanların açığa çıkarılması çağrısı yapıyorum. Kimse bize süreç var, bu kayyum uygulamalarını görmezden gelin demesin, kimse süreç var size tokat atarız sesinizi çıkarmayın, her hukuksuzluğu yaparız sessiz kalın demesin. Bizim belediyemizi gasp edenler bilsin ki bu halkın iradesi fermanla teslim alınmaz. Biz buradayız, diz çökmedik, çökmeyeceğiz. Bu fermanlar vız gelir tırıs gider” diye konuştu.
“İktidar ile Kürt siyasi hareketi arasında ‘güvensizlik’ sürüyor, Suriye’deki özerklik korunacaktır”
DEM Parti cephesi, Bakırhan’ın bugünkü açıklamasıyla ilgili Abdullah Öcalan’ın iddia edildiği gibi tarihi çağrı hazırlığında olduğunu İmralı heyetiyle (Sırrı Süreyya Önder ile Pervin Buldan) görüşmesinde doğruladığı bilgisini paylaştı.
VOA Türkçe’nin görüştüğü DEM Parti kaynakları, “Öcalan’ın PKK’ya silah bırakma çağrısı için gerekli demokratik zemin koşullarını görüyor musunuz?” sorusuna karşılık, “Öcalan’ın amacı barış için gerekli zemini sağlamak üzere çaba göstermek” yanıtını verdi.
Öcalan’ın 28 Aralık’taki görüşme sonrasında yedi maddelik açıklamasına işaret eden kaynaklar, Öcalan’ın “TBMM zemininde çözümü” vurguladığına işaret etti ve bu amaçla siyaset arenasında fırsat verilebilmesi için PKK’ya silah bırakma çağrısı yapacağı görüşünü aktardı. Öcalan’ın kendi kurduğu örgüte yani PKK’ya seslenmesinden doğal bir adım olmayacağını söyleyen kaynaklar, VOA Türkçe’nin “Suriye’deki PYD-YPG varlığıyla ilgili nasıl bir mesaj bekliyorsunuz?” sorusu üzerine, “Suriye’de halkların kendi kaderini tayin hakkını vurgulayacaktır. Suriye başlığında Rojava varlığından, özerk yapıdan geri adım atılması yönünde açıklaması olmaz. Kendi örgütü PKK’ya seslenecektir, PKK’nın Türkiye’de barış zemini yaratılması için katkı vermesini isteyebilecektir” ifadesini kullandı.
Ancak kayyum uygulaması açısındanTürkiye’de Kürt siyasi hareketi gözünden iktidar cephesine “güvensizlik” duyulduğunu belirten kaynaklar, Erdoğan ile Bahçeli’nin son günlerdeki açıklamalarıyla birlikte kayyum politikasından vazgeçilmemesiyle barış zemini yaratılmasına katkı sunulmadığı görüşünü dile getirdi.
AK Parti-MHP cephesi, Kürt sorununda yeni çözüm meselesini nasıl başlatmıştı?
Geçtiğimiz yıl 1 Ekim günü Cumhurbaşkanı ve AK Parti Lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın, Türkiye içerisinde siyaset arenasında “iç cephe” oluşturması çağrısında bulunması üzerine ittifak ortağı MHP Lideri Devlet Bahçeli, TBMM çatısı altında ilk kez DEM Parti Grubu’yla tokalaştı. O gün Bahçeli’nin tokalaşması sırasında geçmişteki “Çözüm Süreci”nde rol oynayan AK Parti’li Efkan Ala’nın eşlik etmesiyle birlikte iktidar cephesince yeni süreç başlatma girişimi gündeme taşındı.
Devamında Bahçeli, 22 Ekim’de “Kitabından ortasından konuşacağım” diyerek İmralı adasında hükümlü Öcalan’ın “umut hakkı” kapsamında serbest kalabileceğini de öne sürdü ama bunun için PKK’ya silah bıraktırması gerektiğini söyledi. Bahçeli, o gün “Şayet terörist başının tecridi kaldırılırsa, gelsin TBMM DEM Parti grup toplantısında konuşsun. Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın” diye konuştu. Ardından Bahçeli, 26 Kasım’da ise DEM Parti’nin Öcalan’la İmralı’da görüşmesi gerektiğini açıkladı. Aynı gün Bakırhan, DEM Parti Eş Genel Başkanları olarak Tülay Hatimoğulları’yla birlikte İmralı’yı ziyaret etmek üzere Adalet Bakanlığı’na başvuruda bulunacaklarını açıkladı.
Sonrasında gözler Erdoğan’ın, kendisine bağlı Adalet Bakanlığı’nın İmralı’ya ziyarete izin verip vermeyeceğine çevrildi. Bahçeli’nin Öcalan’la ilgili açıklamaları sonrasında Erdoğan ise, ilk önce Kasım ayında “Bizim aramızda bir anlaşmazlık, bir uyuşmazlık, bir fikir ayrılığı asla yoktur. Ülkemizin 40 yıllık terör kamburundan kurtarma konusundaki hassasiyetlerimiz aynı” ifadesini kullandı. Erdoğan, Suriye’de 8 Aralık’taki rejim değişikliği yaşanması üzerine ise ortada bölgesel gelişmeler ekseninde yeni çözüm süreci değil “Terörsüz Türkiye” hedefi olduğunu açıkladı.
DEM Parti’den Bakırhan ile Hatimoğulları yerine geçmişte de İmralı heyetinde görev alan İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ile Van Milletvekili Pervin Buldan’ın gitmesi yönünde karar alındı. DEM Parti’nin İmralı’yla görüşme heyetini, DEM Parti değil AK Parti iktidarı belirlendi. Önder ve Buldan, 28 Aralık’ta İmralı’da Öcalan’la ilk siyasi görüşmeyi gerçekleştirdi.
İmralı Heyeti olarak Öcalan’ın mesajlarıyla ilgili Önder ile Buldan’ın siyasi partiler ziyaretlerinde bulunması ve özellikle Bahçeli’yle görüşmesinde ise yerine kayyum ataması yapılan seçilmiş Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk de yer aldı.
Sonrasında Öcalan ile yeniden görüşülmesi gündeme geldiğinde geçmişteki süreçten farklı olarak Adalet Bakanı Yılmaz Tunç resmi başvuru beklediğini açıkladı. DEM Parti, 20 Ocak’ta bakanlığa başvuru yapıldığını açıkladıktan sonra 22 Ocak’ta ikinci İmralı görüşmesinin gerçekleştiği duyuruldu. Ancak Türk, İmralı ziyaretinde yer almadı.
Dolmabahçe Mutabakatı da İmralı görüşmeleriyle açıklandı ancak uygulanmadı
Bu arada PKK’nın silahlı varlığını sonlandırması ve toplumsal barış atmosferi sağlanması meselesi, en son 2015 yılında Türkiye’de çözümsüz kalmıştı.
Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ile PKK arasında Norveç’in başkenti Oslo’da 2009 yılında görüşmeler yapılmasıyla başladığı vurgulanan “Çözüm Süreci”, 2010 yılında Öcalan’ın ve o dönemki AK Parti yönetimi açıklamalarıyla ilk kez gündeme taşındı ancak somut adım ortaya çıkmadı.
O yıllarda MHP Lideri Bahçeli’nin çok sert sözlerle karşı çıktığı süreçte, avukatları aracılığıyla İmralı’dan mesajlar paylaşan Öcalan’ın Kürt siyasi hareketi temsilcisi aktörler ile görüştürülmesi trafiği ise Ocak 2013 itibariyle başladı.
İlk önce Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) heyeti olarak Ahmet Türk ile Ayla Akat Ata’nın 3 Ocak 2013’teki İmralı ziyareti sonrasında BDP’liler Pervin Buldan, Sırrı Süreyya Önder ile Altan Tan’dan oluşan heyet 23 Şubat 2013’te adaydı. Sonraki heyetlerde Selahattin Demirtaş, İdris Baluken, Leyla Zana, Hatip Dicle ve Ceylan Bağrıyanık gibi isimler de yer aldı. BDP’nin yerini Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) aldığı dönem de dahil olmak üzere bu İmralı trafiğinde Buldan ile Önder’in ağırlıklı olarak ziyaretçi olduğu görüldü.
İmralı’nın yanısıra Kandil’e ziyaret trafiği sonucunca 2015 yılında Öcalan’ın silahsızlanma çağrısında bulunması kararlaştırıldı ve 28 Şubat 2015’te 10 maddelik Dolmabahçe Mutabakatı kamuoyuna açıkladı. Dolmabahçe Sarayı’nda Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, İçişleri Bakanı Efkan Ala, AK Parti Grup Başkan Vekili Mahir Ünal, Öcalan’la görüşmeleri yürüten eski MİT başkan yardımcısı, Kamu Güvenliği Müsteşarı Muhammed Dervişoğlu ve İmralı Heyeti’nden Sırrı Süreyya Önder ile İdris Baluken’in bulunduğu toplantı tarihi dönemeç oldu.
PKK’nın Kandil yönetimi, silah bırakma konusunda Öcalan’ın serbest bırakılması yönünde süreçte yeni gelişmeler beklediklerini açıkladı.
Sonrasında Kürt siyasi hareketi açısından İmralı’yla görüşme trafiği, 19 Mart 2015’teki ziyaret ile fiilen sona erdi. O gün HDP Grup başkanvekilleri Pervin Buldan ile İdris Baluken, HDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, DTK Eş Başkanı Hatip Dicle ve Ceylan Bağrıyanık’tan oluşan heyet, İmralı Adası’na gitti. Daha sonra heyet, PKK yönetimiyle Kandil ile ve AK Parti hükümetiyle görüşmeler yaptı. Ancak Erdoğan’ın olumsuz tavrını açıkça ilan etmesi üzerine ilerleme sağlanamadı.
7 Haziran 2015’teki Genel Seçimler’de AK Parti’nin ilk kez TBMM’deki tek başına hükümet kurma çoğunluğunu sağlayamamasıyla birlikte süreç tümüyle rafa kalktı.