Gülten Nene ailesiyle bir görüş gününde.
SEVİNÇ ÖZARSLAN | TR724 ÖZEL
Adana’da Gülen Hareketi’ne yönelik soruşturma kapsamında 7 yıl 6 ay hapis cezası verilen ve cezası Yargıtay tarafından onandığı için geçen yıl nisan ayında tutuklanan KHK’lı zabit katibi Gülten Nene’ye (42) cezaevinde kanser teşhisi konuldu.
Sevkleri sürekli iptal edildiği ve hastaneye götürülmediği için ancak 10 ay sonra meme kanserine yakalandığını öğrenen Gülten hanım, Tarsus Kadın Kapalı Cezaevi doktorunun kitleyi fark edip kendisini 22 Nisan 2024’de hastaneye sevk ettiğini, ancak ilk muayene ve mamografi çekiminin sevk tarihinden üç ay sonra, ultrason çekiminin 5 ay sonra, biyopsinin ise 10 ay sonra yapıldığını söyledi.
Cezaevindeki ilk muayeneden tam 10 ay sonra tehlikeli bir meme kanserine yakalandığını öğrenen Gülten Nene, hala daha tedavisi geciktirildiği için DEM Parti Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu‘na mektup yazarak yardım istedi.
“İKİ EVLADIM VAR, YAŞAMAK İSTİYORUM”
Gülten Nene, “Sayın vekilim 10 ay sonra kanser olduğumu öğrendim. Sürekli iptal edilen sevkler yüzünden tedavi imkanını kaybedebilirim. İki küçük çocuğu olan bir anneyim ve yaşamak istiyorum.” dedi.
“…Sayın Vekilim, 10 ay sonra kanser olduğumu öğrendim. Sürekli iptal edilen sevkler yüzünden tedavi imkanını kaybedebilirim. İki küçük çocuğu olan bir anneyim ve yaşamak istiyorum. Kanserin hangi evresinde olduğumu bilmiyorum. Yaşadığım şiddetli ağrılar nedeniyle aylardır… pic.twitter.com/BswITvJjz9
— Ömer Faruk Gergerlioğlu (@gergerliogluof) February 7, 2025
“ŞİDDETLİ AĞRI NEDENİYLE UYUYAMIYORUM”
Yaşlı ve hasta mahpuslar için geçerli olan 5275 Sayılı İnfaz Kanunu’nun 16. maddesinden yararlanmak istediğini belirten Nene, “Kanserin hangi evresinde olduğumu bilmiyorum. Yaşadığım şiddetli ağrılar nedeniyle aylardır uykusuzum ve sürekli kustuğum için yemek yiyemiyorum. Zayıflama ve kilo kaybı yaşamaya başladım. İnfaz yasasında düzenlenen hasta ve yaşlılar ilgili infaz erteleme hakkında yararlanmak, cezanın tehiriyle tedavimi dışarda olmak istiyorum.” ifadelerini kullandı.
“ONKOLOG TEDAVİNİN ACİLEN BAŞLAMASI GEREKTİĞİNİ SÖYLEDİ”
Eşinin son durumu hakkında TR724’e konuşan M. Nene, şu bilgileri verdi: “Eşimin cezası geçen sene Ramazan Bayramı’ndan bir hafta önce onandı. Bir haftada sol göğsünde kitle çıktı ama doktora gidemedik, tedaviye başlamadan tutuklandı. Adana’da yaşıyoruz. Şu an yumurta büyüklüğünde kitle var. Kendisi geçen hafta kurula girdi. Onkoloji doktoru ‘Kesinlikle dışarda tedavi olman lazım, pet filmi çekilmesi ve hemen tedaviye başlanması lazım’ diye görüş bildirmiş. Ama kurul raporunun çıkması 1 ay sürüyor. Şu an kuruldan rapor bekleniyor. Jandarma sayısı az olduğu için sevkler hep iptal ediliyor, jandarmalar hep Suriye’ye gönderiliyormuş. Şubatta sevki vardı, yine iptal edilmiş.”
ZABİT KATİBİ OLABİLMEK İÇİN 7 KEZ SINAVA GİRDİ
Adana Adliyesi’nde zabit katibi olarak çalışırken hakkında soruşturma başlatılan Gülten Nene ilk olarak 2017’de tutuklandı. Bank Asya’da hesabının bulunması, kapatılan bir dershanenin danışmasında görev alması, eşinin kapatılan dershanelerde çalışması, ByLock iddiası gibi gerekçelerle 7 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan Nene hakkında bir tanık da ‘Dini sohbete gidiyordu’ diye ifade verdi. Üç ay hapis yattıktan sonra tahliye edilen Nene, cezası onanınca 19 Nisan 2024’te Adana’daki evinde tekrar tutuklanıp Tarsus Kadın Kapalı Cezaevine gönderildi.
Eşinin zabit katibi olabilmek için 7 kez sınava girdiğini belirten M. Nene, “Yedincisinde kazandı. Ne torpil bne de başka bir şey vardı ama maalesef inanmıyorlar.” dedi.
ANAYASADAKİ AF YETKİSİ UYGULANMIYOR
Anayasa’nın 104. maddesine göre Cumhurbaşkanı’nın “sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebiyle belirli kişilerin cezalarını hafifletmek veya kaldırmak” yetkisi bulunuyor. 3 Ocak 2023 tarihinde ise Adalet Bakanlığı tarafından yayınlanan genelgeyle savcılıklara, “Cumhurbaşkanının cezaları hafifletme veya kaldırma yetkisine ilişkin işlemleri, hükümlülerin talebi olmadan resen başlatma” yetkisi verildi. 28 Şubat davasından tutuklu hasta ve yaşlı tüm paşalar bu kanunla tahliye edilirken, aynı kanun diğer hastalar için uygulanmıyor.
HAK İHLALLERİNİ ANLATAN İBRETLİK BİR MEKTUP
İki çocuk annesi olan Gülten Nene, Ömer Faruk Gergerlioğlu’na yazdığı mektupta, 22 Nisan 2024’ten 6 Ocak 2025’e kadar adım adım nasıl hak ihlallerine maruz kaldığını anlattı:
“Meme kanseri olduğum patoloji sonuçlarıyla kesinleşmiş bir anneyim. Biri 8, diğeri 13 yaşında olan iki çocuğum var. Hastalığımla ilgili 10 aydır somut adımlar atılamamıştır.
22 Nisan 2024 tarihinde cezaevi doktorunun muayenesi sonucu sol memedeki kitle sebebiyle Tarsus Devlet Hastanesi Genel Cerrahi Bölümüne sevk edildim.
Sevklerin jandarma tarafından sürekli iptal edilmesi nedeniyle 5 Temmuz 2024 tarihinde yaklaşık üç ay sonra genel cerrahi bölümünde ilk muayenem yapılmış ve aynı gün Mamografi çekimi yapılmıştır. Ultrason çekimi yapılmadan cezaevine geri getirildim. Sürekli iptal edilen sevkler yüzünden ultrason çekimi ancak 11 Eylül 2024 tarihinde yaklaşık 5 ay sonra yapılabildi.
Ultrason doktoru kayıtlarda mevcut sağ Ece sol memede risk teşkil eden lezyonlar bulunduğunu biyopsi ve MR çekimi yapılması gerektiğini belirtmiş ve genel cerrahiye yönlendirmiştir.
Tarsus Devlet Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü sevkimi Mersin Şehir Hastanesi Genel Cerrahi Bölümüne yaptı. 7 Ekim 2024 tarihinde yaklaşık 6 ay sonra Mersin Şehir Hastanesi Genel Cerrahi Bölümünde tekrar meme muayenesi yapılmıştır. Uzman doktor sol memede bulunan kitlenin ultrason, mamografi sonuçları ve kitlenin konum ve görüntüsüne bakarak kötü huylu olabileceğini belirtmiş ve acil olarak biyopsi ve MR çekimi yapılmasını istemiştir. Aynı gün MR için kan alınmış fakat biyopsi ve MR çekimi yapılmamıştır.
Biyopsi ve MR için kurum idaresine sürekli dilekçeler yazdım. Sevklerin jandarma tarafından iptal edildiği bilgisini aldım. 6 Ocak 2025 tarihinde yaklaşık 10 ay sonra biyopsi yapılmış ve aynı gün cezanın tehiri için sağlık kuruluna çıkarılacağımı öğrendim. Ancak jandarma kendi planlamasına göre hareket ettiği için beni sağlık kuruluna çıkarmadan beni cezaevine geri getirmiştir.
13 Ocak 2025 tarihinde sağlık kurulu için tekrar hastaneye götürüldüm. Fakat jandarma beni cezaevi aracından sağlık kuruluna 11.45’te çıkarmıştır. Kurul saat 12.00’ye kadar çalıştığı için işlemlerim yapılmadan cezaevine tekrar geri getirildim. Sonrasında sevklerim de iptal edildi ve hastaneye bugüne kadar götürülmedim. Hala MR çekimi yapılmadı.
6 Ocak 2025 yapılan biyopsi işlemine ait patoloji sonucu çıkmış olup sonuca göre sol memede bulunan kitlenin kötü huylu olduğu ve kanserli tümörün yayılan cinste olduğu belirtilmiştir.
Patoloji sonucunu öğrenebilmek için revire dilekçe yazdım ancak cevap alamadım. Kurum müdürüne yazdığım dilekçe sonucu müdür ile görüştüm. Hastane sevkimin jandarma tarafından iptal edildiğini, jandarmaya dilekçe yazmam gerektiğini belirtti ve bu durumun kendileriyle alakalı olmadığını söyledi. Bu sırada ben patoloji sonucumu ve meme kanseri olduğumu ailemizde hekim olan yakınlarımızın takibi sonucu eşime bilgi verilmesiyle eşim tarafından öğrendim.
Adalet Bakanlığı’na ve Tarsus İnfaz Hakimliğine dilekçe yazarak infaz erteleme talebinde bulundum. Sayın vekilim 10 ay sonra kanser olduğumu öğrendim. Sürekli iptal edilen sevkler yüzünden tedavi imkanını kaybedebilirim. İki küçük çocuğu olan bir anneyim ve yaşamak istiyorum. Kanserin hangi evresinde olduğumu bilmiyorum. Yaşadığım şiddetli ağrılar nedeniyle aylardır uykusuzum ve sürekli kustuğum için yemek yiyemiyorum. Zayıflama ve kilo kaybı yaşamaya başladım. İnfaz yasasında düzenlenen hasta ve yaşlılar ilgili infaz erteleme hakkında yararlanmak, cezanın tehiriyle tedavimi dışarda olmak istiyorum.
19 kişi kaldığımız koğuşta tek tuvalet ve terk banyo kullanıyoruz. Enfeksiyon riski yüksek bir ortamdayım. Hayati tehlike arz eden bu durumuma acil olarak çözüm istiyorum.
Gereğini saygılarımla arz ederim.”
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***