MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin PKK lideri Abdullah Öcalan için önce “Gelsin Meclis’te konuşsun, örgütün lağvedildiğini açıklasın, umut hakkından faydalansın” çağrısını yaptığı, ardından “DEM ile İmralı arasında bir an önce görüşme gerçekleşsin” açıklamasıyla devam eden süreçte, beklenen görüşme gerçekleşti. Sırrı Süreyya Önder ile Pervin Buldan’dan oluşan DEM Parti heyeti geçtiğimi cumartesi İmralı’ya giderek Öcalan’ın mesajını açıkladı.
Öcalan, “Sayın Bahçeli’nin ve Sayın Erdoğan’ın güç verdiği yeni paradigmaya, ben de pozitif anlamda gerekli katkıyı sunacak ehil ve kararlılığa sahibim. Gereken pozitif adımı atmaya ve çağrıyı yapmaya hazırım” mesajını gönderdi ancak “yeni paradigma”nın ne olduğu henüz bilinmiyor.
Gazeteci Mehmet Yılmaz da bu konuda kaleme aldığı yazısında bu yeni paradigmanın ne olduğunu kimsenin bilmediğine dikkat çekti ve “Bir yeni paradigma var, bu PKK’nın silah bırakmasını sağlayacak. Bu iş madem bu kadar kolaydı, niye bugüne kadar Abdullah Öcalan’ın yardımını istemediniz diye merak etmiyor da değilim. Ya Erdoğan, yıllar önce Bahçeli’nin aklına uyup, yere fırlattığı ip ile Öcalan’ı assaydı, ne olacaktı? Allah korumuş mu demeliyiz?” ifadelerini kullandı.
Yılmaz’ın T24′teki yazısı şöyle:
“Buradan anlıyorum ki Erdoğan ve Bahçeli’nin güç verdiği bir “yeni paradigma” var ve Apo da buna destek vermeye hazır.
Bu yeni paradigma nedir, kimse bilmiyor ama.
TBMM’deki partilerin yöneticileri de bilmiyor. Hatta iddiaya girerim ki bu iki liderin parti yöneticileri, milletvekilleri vs. de bilmiyor.
Bir “yeni paradigma” var, bu PKK’nın silah bırakmasını sağlayacak.
Abdullah Öcalan’ın buna destek olması bekleniyor ama Ahmet Türk gibi bir belediye başkanı keyfi bir şekilde görevden de alınabiliyor.
Hem “silahı bırak siyaset yap” diyeceksin hem de siyaset yapmaya kalkışanı da seçilse bile makamından edebileceksin.
İlginç bir durum vesselam!
Ama bu topraklarda her zaman her şeyin mümkün olabileceğini içten içe bildiğimiz için çok yadırgamıyor görünüyoruz.
Bu “yeni paradigmanın hâkim olduğu süreç” büyük ölçüde PKK’nın silah bırakıp, kendisini feshetmesine bağlı görünüyor.
Bunun için de Öcalan’ın bir çağrı yapması bekleniyor.
O da “ben bunu yapabilirim, sözümü de dinletirim” anlamında konuşuyor ama o zaman niye sözünü dinleteceği çağrıyı yapmıyor da “hazırım” diyerek karşılığında bir şeyler beklediğini ima ediyor?
‘ÖCALAN’DAN BEKLENEN….’
Abdullah Öcalan’dan beklenen şey, gücünü göstermesi!
Öcalan karşılığında bir şey almayı garanti etmeden böyle bir güç testine kalkışır mı?
Ya Kandil “hayır” derse?
Bundan başka planlar varsa da bunları bilmiyoruz; Bahçeli şimdilik bu kadarını söylüyor, Erdoğan onu bile söylemiyor.
Onun için bu gelişmelere bakıp heyecanlananları çok da iyi anlayamıyorum.
Elbette böyle derin bir problemin çözümü bir günde olabilecek bir şey değil.
Küçük küçük adımlar atılacak, onlar sonunda bir yere varacak. O varılan yeri herkes içine sindirecek sonra bunu başka küçük adımlarla gelinen yeni aşamalar takip edecek vs.
Serbest Görüş:
Ama belli ki atılması beklenen “ilk küçük adım”, PKK’nın silah bırakıp, kendisini feshetmesi!
Bu iş madem bu kadar kolaydı, niye bugüne kadar Abdullah Öcalan’ın yardımını istemediniz diye merak etmiyor da değilim.
Ya Erdoğan, yıllar önce Bahçeli’nin aklına uyup, yere fırlattığı ip ile Öcalan’ı assaydı, ne olacaktı?
Allah korumuş mu demeliyiz?
Bana öyle geliyor uzun süre havanda su dövülecek ve böyle bir barış ümidi canlı tutulmaya çalışılacak.
Tıpkı bundan önceki “barış süreci” gibi.
Erdoğan istediğini alabilirse adımlar küçük küçük de olsa atılmaya devam eder.
İstediğini alamayacağı ve bu işten siyasi zarar göreceğini gördüğü anda eskiye döneriz.
O zaman gelsin kürsüden ip atmalar, CHPKK’lar, belediye bütçelerini kemiren terör örgütü haşereleri iddiaları!”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***