Gezi Parkı olaylarının planlayıcılarından olduğu gerekçesiyle hakkında başlatılan soruşturma kapsamında “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme” suçlamasıyla gözaltına alınan menajer Ayşe Barım tutuklandı.
Ayşe Barım, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, Gezi Parkı olaylarına katıldığı yönünde yazılı ve görsel medyada yer alan iddialar doğrultusunda başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınmıştı. Barım’ın İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’ndeki işlemleri tamamlandı. Sağlık kontrolünün ardından Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ne getirilen Barım, savcılıkta yaklaşık üç saat boyunca ifade verdi.
Savcılık, ifadesinin ardından Ayşe Barım’ı tutuklama talebiyle Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk etti. Sevk yazısında, Barım’ın, Gezi tutuklusu Çiğdem Mater Utku ve firari sanık Mehmet Ali Alabora ile birlikte, tutuklu sanık Osman Kavala’nın da yer aldığı bir grup içerisinde Gezi olaylarının planlayıcıları arasında bulunduğu belirtildi. Barım’ın, meşru hükümeti ortadan kaldırmaya yönelik olaylara yardım eden bir pozisyonda olduğu ve bu kapsamda soruşturmanın derinleştirildiği ifade edildi.
Sulh Ceza Hakimliği’nde savunması alınan Ayşe Barım, “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme” suçlamasıyla tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Ayşe Barım hakkındaki tutuklama sevk yazısının ayrıntılarına ulaşıldı.
Sevk yazısında, Gezi davasının firari sanığı Mehmet Ali Alabora’nın olaylarda aktif bir rol oynadığı, sosyal medya ve park içerisindeki açıklamalarıyla eylemleri büyütmeye çalıştığı ifade edildi.
Yazıya göre, Ayşe Barım ile Mehmet Ali Alabora arasında, eylemlerin gidişatına ilişkin fikir alışverişi yapıldığına dair iki tape kaydı tespit edildi. Görüşmelerde, eylemleri daha fazla büyütecek bir bildirinin yayınlanma zamanlaması tartışıldı.
Barım’ın, Gezi olayları sürecinde Çiğdem Mater Utku ile 2013-2014 yılları arasında 14 kez telefon görüşmesi yaptığı belirlendi. Ayrıca Barım’ın şirketine bağlı sanatçılarla Gezi olaylarının en yoğun olduğu günlerde sık sık iletişim kurduğu tespit edildi. Bu iletişimlerin, eylemlerin kitleselleşmesine katkı sağlamak amacıyla olduğu değerlendirildi.
Serbest Görüş:
‘HELPTURKEY’ KAMPANYASINA KATILMASI ‘ETKİ AJANLIĞI’ İMİŞ
Barım’ın şirketine bağlı oyuncuların, 2021’deki orman yangınları ve depremler sırasında “#HelpTurkey” kampanyasına eş zamanlı katıldıkları belirtildi. Bu durum, Türkiye’yi uluslararası arenada yetersiz göstermek adına bir girişim olarak nitelendirildi. Ayrıca, Barım’ın ofisinde yapılan aramalarda “Gezi işgali – Türk halkıyla dayanışma” başlıklı belgeler bulundu.
Yazıda buna ilişkin olarak, “şüphelinin şirket faaliyetlerinin yöneldiği etki ajanlığı amacı itibariyle ve kastını ortaya koyması açısından dikkate değer olduğu” ifadeleri kullanıldı. “Etki ajanlığı” suçlamasının halen tasarı aşamasında olmasına rağmen suçlama konusu yapılması dikkat çekti.
Savcılık, Ayşe Barım’ın olayları yönlendiren ve planlayan bir konumda bulunduğunu, kendisinin onay ve talimatlarının alındığını iddia etti. Barım’ın, oyuncuların toplumsal etki gücünü kullanarak eylemlerin kitleselliğini artırmayı amaçladığı ifade edildi.
HALİT ERGENÇ VE RIZA KOCAOĞLU’NA ‘YALANCI TANIKLIK’ SORUŞTURMASI
Sevk yazısında, Halit Ergenç ve Rıza Kocaoğlu’nun Mehmet Ali Alabora ile irtibatlarını inkar ettikleri için “yalan tanıklık” suçundan ayrı bir soruşturma başlatıldığı bildirildi. Ayrıca, Barım hakkında “haksız rekabet”, “şantaj”, “iş ve çalışma hürriyetinin ihlali” ve “vergi usul kanununa muhalefet” gibi suçlardan da inceleme yürütüldüğü bilgisine yer verildi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***