Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hakim ve Savcı Kura Töreni’nde açıklamalarda bulundu. Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun geçen günlerde yaptığı bir açıklamaya üstü kapalı atıfta bulunarak, “Yargıya intikal etmiş süreçlerin siyasi malzeme haline getirilmesi, hakim ve savcılarımızın baskı altına alınması, aile ve çocukları üzerinden hedefe konulması sorumsuzluğun daniskasıdır” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Adli Yargı Hakim ve Cumhuriyet Savcıları ile İdari Yargı Hakimleri Kura Töreni’nde konuştu. Erdoğan, hakim ve savcılara hitap ederken dikkat çeken ifadeler kullandı.
Açıklamalarında, “Bugün yargı süreçlerine müdahale etmeye çalışan malum çevreler eski Türkiye’nin hayalini kurmakta, kendilerine sağlanan imtiyazları korumaya çalışmaktadır” diyen Erdoğan, konuya ilişkin sözlerinin devamında, “Türk yargısı sadece ve sadece Türk milleti adına karar verir. Türk milleti adına karar verenlere ise kimse ayar veremez” dedi.
‘ZULÜM İLE ADALET BİR ARADA BULUNAMAZ’
Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Zihin haritamızda zulüm ile adaletin bir arada bulunduğu tek bir nokta bile yoktur.
Adaleti diğer her şeyden üstün gören geleneğin bugünkü temsilcisiyiz. Birileri bunlara dudak bükerek küçümseyerek bakabilir. Bu asırlar boyu süzülüp bizlere ulaşan mükemmel bir birikimden bahsettiğimiz gerçeğini değiştirmez.
İSİM VERMEDEN İMAMOĞLU’NA YÜKLENDİ
Yargıya intikal etmiş süreçlerin siyasi malzeme haline getirilmesi, hakim ve savcılarımızın baskı altına alınması, aile ve çocukları üzerinden hedefe konulması sorumsuzluğun daniskasıdır.
Bugün yargı süreçlerine müdahale etmeye çalışan malum çevreler eski Türkiye’nin hayalini kurmakta, kendilerine sağlanan imtiyazları korumaya çalışmaktadır. En temel hukuk kaidelerini ihlal etmeyi kendilerine hak görüyorlar. Hukuk üstünlüğü ilkesinin kendilerini bağlamadığını düşünüyorlar. Ama yargının kapsama alanı dışında olmadıkları gerçeğiyle günden güne daha fazla yüzleşiyor, bunu kabul etmek zorunda kalıyorlar.
‘Ben istediğimi yapar, istediğimi tehdit ederim’ hoyratlığı hakikatin sert duvarına eninde sonunda çarpacaktır.
Türkiye’de kimse layusel değildir. Kimse kendini hukukun üstünde göremez. Hukuk başka bir şey kanun başka bir şey. Biz hukuku kanunun üstünde gören bir milletiz. Hukuk, hakkı hakkı olana teslim etmektir. daha önce de ifade ettim. Nezaket kuralları şartıyla yargının tasarruflarını eleştirebilirsiniz. Her kararı kayıtsız şartsız doğru kabul etmek zorunda değilsiniz. İtirazınızı kanuni yollardan yaparsınız.
‘YARGIYA KİMSE PARMAK SALLAYAMAZ’
Biz de eleştirdik. Doğru bulmadığımız yönleri kamuoyu ile paylaştık. Partimize ve şahsımıza yönelik hukuksuzluklar karşısında bile mücadelemizi hukuk zemininde verdik. Yargıya parmak sallama, yargıyı itibarsız hale getirme yoluna asla gitmedik. Türk milleti adına karar verenlere kimse ayar veremez.
Tek parti faşizminin, darbeci zihniyetin, vesayet odaklarının etkisinde kalan yargı eski Türkiye’nin yargısıdır. Bu yargı anlayışıyla biz de defalarca yüzleştik. Kimse hukukun üstünde değildir.
Türk yargısı sadece ve sadece Türk milleti adına karar verir. Türk milleti adına karar verenlere ise kimse ayar veremez.
Hukuk ve yargı sistemimizi insana hizmet eden işlevsel bir yapıya kavuşturmak adına çok önemli uygulamaları hayata geçirdik. Pek çok temel kanunu yeniledik. Hak arama yollarını açık ve işler tutarken sisteme yeni kurumlar kazandırdık. AYM’ye bireysel başvuruyla hak ve özgürlüklerin hukuki himayesini genişlettik.
Kamu denetçiliği ile idarenin demokratik denetimini başlattık. İstinafla iki dereceli yargılamadan üç dereceli yargılamaya geçtik.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***