AGIRÎ – Ekonomik krizi kendi yaşamına yansıması üzerinden anlatan Agirîli yurttaş, “2000’de 8 ay çalıştım ve bu parayla 8 büyükbaş hayvan aldım. Şuan 8 ay çalışıyorum, bir tane büyükbaş hayvan alabiliyorum” dedi.
Yeni yılla birlikte vergi oranları artırıldı, yeni zamlar yapıldı. Zam ve vergi artışları, yıllardır ekonomik krizin pençesinde yaşam mücadelesi veren yurttaşların tepkisine neden oldu. Agirî’de yolcu taşımacılığı yapan Coşkun Yıldırım, “Yapılan zamlar geri alınsın eğer almazlarsa bu şartlarda çalışamaz ve kontağı kapatmak zorunda kalacağız. Ortada devlet diye bir şey kalmamış, kalan tek şey ise zamdır. Vergiye, yakıta ve neredeyse her şeye zam yapıldı. Bir yolcuyu Tûtax’a 80 TL’ye götürüyorum. Ancak bu fiyat mazot parasını bile çıkarmıyor. Geçen yıl yolcu ücreti 50 TL iken mazot 35 TL’ydi. Şuan ise yolcu ücreti 80 TL, mazot 50 TL’ye dayandı. Geçen yıl Mersin’den meyve taşıyan kamyon kirasına 10 bin verilirken bu yıl ise aynı araca 20 bin TL veriliyor. Mazot ve dolar artıkça ekonomi düzelmez” ifadelerini kullandı.
FAKİRLİK SIRADAN BİR DURUM OLDU
Ekonomik krizin vardığı noktayı kendi çalışma süreci üzerinden anlatan Seyfullah Koca, “2000 yılında 8 ay çalıştım ve bu para ile 8 büyükbaş hayvan aldım. Şuan 8 ay çalışıyorum bir tane büyükbaş hayvan alabiliyorum. Ekonomi öyle bir hale gelmiş ki fakirlik artık sıradan bir durum oldu. Zam geldiğinde fakir olan daha da fakirleşirken zengin de zenginleşiyor. Geçen yıl Tutax’a 40-50 TL ile gidiyordum bu yıl ise 80 TL yol parası ödüyorum. Fakir olan bir iki kez kente gelse bir hayvanını satmak zorunda kalıyor. Kalkınmanın yolu fakire el uzatmak, zamları indirmektir” diye konuştu.
Selahattin Çalış da sabah saatlerinde Panos’tan (Patnos) Agirî’ye geldiğini belirterek, “Yol ücretine 150 TL verdim. İş yok, güç yok ama zam ve pahalılık var” dedi.
‘ARTIK İNSANLAR BİR EKMEK ALAMIYOR’
Lokantada çalışan Kadir Karhan yeni yılda gelen zamlara tepki göstererek, “Daha yeni asgari ücret 22 bin TL oldu, ancak insanlar 25 bin ev kirası veriyor. Yani asgari ücretin arttırıldığı ilk gün bu kadar kira veren bir kişi, 3 bin TL eksiye düştü. İnsanların artık sosyal bir yaşantısı kalmadı. Kendileri özel uçağa binip adalarda çay ve kahve keyfi yaparken burada ise yurttaş 5 TL’ye çay içemiyor. Cebinde para olmadığı için çayı ikram etmemek için kaçıyor. İnsanlar artık bir ekmek alamıyor. Çorba bile 40-50 TL, ama insanların buna verecek parası yok. Sabah köyden şehre gelip akşama kadar yemek yemeden giden insanlar var. Çünkü cebinde para yok ve bir şeyler almak istiyor, ancak alamadan evlerine gidiyor. Ekonominin pek düzeleceğini sanmıyorum. Düzelmenin yolu halkın buna karşı çıkmasından geçer” diye ifade etti.
‘ÇOCUKLARIMIN KARNINI BİLE DOYURAMIYORUM’
18 yıldır taksicilik yapan Ethem Karahalman, şunları söyledi: “Özel Tüketim Vergisi’nin (ÖTV) fiyatı zaten yüksek ve bu verginin indirilmesi gerekirken yılın ilk gününde bir kez daha zam yapıldı. Bu vergi ile lastikten tutun, mazota, sigortasına kadar her şeye etki edecek. Bir arabanın fenni muayenesi 3 bin TL, trafik sigortası 25 bin TL, bu Allah’tan reva mı? Çanakkale Köprüsü’nü geçiyorlar, ben burada onların parasını veriyorum. Ben burada çocuklarımın karnını doyuramıyorum, ama müteahhitlere verilen köprülerin parasını, vergisini ben ödüyorum. Bir yandan BAĞ-KUR emeklisiyim ve aylık 12 bin 500 TL alıyorum, bir yandan da taksicilik yaparak zar zor evimi geçindirmeye çalışıyorum. İşsizlikten dolayı çocukları yurt dışına göndermek zorunda kaldım. Biz şuan evde 3 kişiyiz ve ben tek çalışıyorum. Artık bu zamlara yeter. Ekonomide bir iyileşme olmasını istiyoruz. Kar dahi yağdığında bir gün yerde kaldıktan sonra eriyip giderken zamlar ise hiç bitmiyor.”
‘BİR SEFERLE ANCAK BİR KOLİ YUMARTA ALABİLİYORUM’
Taksicilik yaparak geçimini sağlamaya çalışan Ethem Alptekin ise, gün boyu kazandığıyla ancak birkaç kilo elma ve portakal eve götürebildiğini söyledi. Aldığı paranın ne akaryakıta ne de arabanın tamirine yetiğini ifade eden Alptekin, şunları kaydetti: “20 yıldır bu işi yapıyorum ve her yıl bir önceki yılı arar hale geldim. Pahalılık almış başını gidiyor. En ucuz 5 litrelik yağ 300 TL, yumurtanın kolisinde 30 tane var, 155 TL. Kimsenin idare edecek durumu yok. Bir yolcuyu mahalleye götürüyorum 120 TL, bununla bir koli yumurta alamıyorum. Evde 8 kişiyiz aldığım para kaç güne yeter ki? Bu mazot fiyatları evimizi yıktı. Halk olarak artık perişan olduk. Biz, 8 kişilik bir aileyiz. Gerçek anlamda eğer yiyip içersek aylık mutfak giderine 40 bin TL bile yetmez. Hayvancılığın en fazla olduğu ve etin en fazla olduğu bir kente olmamıza rağmen et yiyemiyoruz. Ayda ancak bir defa eve et alabiliyoruz ya da alamıyoruz. Etin kilosu 500 TL olmuş. Günlük bazen siftah bile yapamıyorum. Günlük kazandığım 700 TL neye yetecek? Bunun zaten yarısı mazota ve tamire gidiyor.”
MA / Mehmet Güleş
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***