10 yıl aradan sonra Abdullah Öcalan’ı ziyaret eden ilk siyasi heyet olan DEM Parti heyeti, İmralı Adası’na gidebilmek için ikinci kez Adalet Bakanlığı’na başvurdu.
Heyet, izin verilmesi halinde, ilk görüşmenin ardından yapılan temaslarla ilgili bilgileri Öcalan’la paylaşacak.
28 Aralık’taki ilk görüşmede Sırrı Süreyya Önder ile Pervin Buldan’ın yer aldığı Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Partisi) heyetine ikinci görüşmede, bir süre önce görevden alınan ve yerine kayyum atanan Mardin Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Ahmet Türk’ün de katılması planlanıyordu.
Ancak DEM Parti’den yapılan açıklamada başvurunun Buldan ve Önder tarafından yapıldığı belirtilerek, onaylanması halinde bu iki ismin ilk ziyaretteki gibi İmralı’ya gideceği kaydedildi.
DEM Parti ikinci görüşme için yaptığı yazılı başvuruya kısa sürede yanıt verilmesinin beklendiğini duyurdu. Ziyarete izin verilmesi halinde heyet, ilk görüşmenin ardından gerçekleştirdikleri temaslara ilişkin Öcalan’a bilgi verecek.
İkinci İmralı görüşmesiyle Öcalan’ın kurucusu olduğu PKK’ya ve hatta Suriye’nin kuzeyindeki PYD-YPG’ye nasıl mesajlar vereceği ise tartışma konusu.
Başvuru, geçen hafta Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile DEM Parti arasında polemik yaratmıştı. Adalet Bakanı Tunç, gazetecilerin sorusu üzerine, “İkinci görüşmeyle ilgili henüz bir talepte bulunulmadı. Talepte bulunulduğunda bunun değerlendirmesini Adalet Bakanlığı olarak gerçekleştiririz” açıklamasını yapmıştı. DEM Parti kaynakları ise, ziyaret trafiğiyle ilgili hükümet ile yürütülen görüşmeler çerçevesince yanıt beklendiğini ifade etmişti.
10 yıl aradan sonra Kürt siyasetinden bir heyetin Öcalan’la görüşmesine izin verilen süreç MHP lideri Devlet Bahçeli’nin 2024 yasama yılı açılışında DEM Parti sıralarına giderek, milletvekilleriyle tokalaşmasıyla başlamıştı.
Süreç nasıl ilerlemişti?
Tokalaşmayı Bahçeli’nin grup konuşmaları takip etti. Bahçeli, 15 Ekim’deki grup konuşmasında Öcalan’ın Türkiye’ye getirildiği zaman söylediği “hizmete hazırım” sözlerini hatırlatarak, Öcalan’a PKK’yı tasfiye etmesi çağrısı yaptı.
Bahçeli, “Türkiye’ye getirilirken, ‘her türlü hizmete hazırım’ diyen teröristbaşı, buyursun terörün bittiğini, örgütünün tasfiye edileceğini tek taraflı ilan etsin. Ama devletin terörle masaya oturmasını hiç kimse, hiçbir şart altında beklemesin, aklından dahi geçirmesin. Hodri meydan, kana değil kardeşliğe susadıklarını göstersinler” dedi.
Bahçeli’nin Ekim ayındaki çağrısının ardından 26 Kasım’da “İmralı’yla DEM Grubu arasında yüz yüze temasın gecikmeksizin yapılmasını bekliyor, çağrımızı kararlılıkla tekrarlıyoruz” demesiyle, heyetin İmralı’ya gitmesi söz konusu olmuştu. DEM Parti görüşme için Adalet Bakanlığı’na başvurmuş ve yılın son haftasında görüşme izni çıkmıştı.
Öcalan ne demişti?
İmralı’da 28 Aralık’taki görüşmenin ardından yapılan açıklamada, Öcalan’ın pozitif adımı atmaya ve çağrıyı yapmaya hazır olduğu belirtilerek “yaklaşımının genel çerçevesi” olarak adlandırılan bölümde önerileri şu şekilde sıralanmıştı:
“Türk-Kürt kardeşliğini yeniden güçlendirmek tarihi bir sorumluluk olduğu kadar tüm halklar için de kader belirleyici bir önem ve aciliyet kazanmıştır.”
“Sürecin başarısı için Türkiye’deki tüm siyasi çevrelerin dar ve dönemsel hesaplara takılmadan inisiyatif alması, yapıcı davranması ve pozitif katkı sunması elzemdir. Bu katkıların en önemli zeminlerinden biri de şüphesiz TBMM olacaktır.”
“Gazze ve Suriye’de yaşanan hadiseler göstermiştir ki, dışarıdan müdahalelerle kangrenleştirilmeye çalışılan bu sorunun çözümü artık ertelenemez bir hal almıştır. Bunun ciddiyetiyle doğru orantılı bir çalışmayı başarıya ulaştırmak için muhalefetin de katkı ve önerileri değerlidir.”
“Sayın Bahçeli’nin ve Sayın Erdoğan’ın güç verdiği yeni paradigmaya, ben de pozitif anlamda gerekli katkıyı sunacak ehil ve kararlılığa sahibim.”
“Heyet bu yaklaşımımı gerek devletle gerekse siyasi çevrelerle paylaşacaktır. Bunlar ışığında gereken pozitif adımı atmaya ve çağrıyı yapmaya hazırım.”
“Bütün bu çabalarımız, ülkeyi hak ettiği düzeye taşıyacak ve aynı zamanda demokratik bir dönüşüm için de çok kıymetli bir kılavuz olacaktır.”
“Devir Türkiye ve bölge için barış, demokrasi ve kardeşlik devridir.”
Heyet, görüşmenin detaylarını anlatmak için siyasi parti ziyaretleri yaptı
İmralı ziyaretinin ardından heyet görüşmelerinin detaylarını siyasi partilere anlatmak üzere görüşmelere başladı. Bir süre önce görevden alınan ve yerine kayyum atanan Mardin Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Ahmet Türk’ün de katıldığı heyet önce TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’u ziyaret etti.
Heyet daha sonra Milliyetçi Hareket Partisi (MHP), Gelecek Partisi, Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti), Saadet Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), DEVA Partisi ve Yeniden Refah Partisi başkan ve temsilcileriyle görüştükten sonra cezaevlerinde bulunan Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Leyla Güven ve Selçuk Mızraklı ile görüştü.
Gelişmelerle ilgili tavrı en çok merak edilen kişi Selahattin Demirtaş’tı. Görüşmenin ardından avukatları aracılığıyla bir açıklama yapan Demirtaş, “heyete, DEM Parti’ye ve İmralı adasında demokratik çözüm ve barış için çaba sarf eden Abdullah Öcalan’a desteğinin tam” olduğunu ifade etti.
CHP: “Sadece Abdullah Öcalan’ın mesajlarıyla ilerleme olmaz”
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ise “sadece Abdullah Öcalan’ın mesajlarıyla ilerleme olmaz” şeklindeki itirazını heyete aktarırken, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, şu kaygıları dile getirdi:
“Türkiye’nin 50 yıldır süren bir sorununu ortadan kaldırmak, annelerin gözünün yaşını dindirmek, yeni şehitlerimizle sarsılmamak, daha fazla kayıplar vermemek adına atılacak her türlü adıma CHP olarak katkı sağlayacağız. Özellikle şehit aileleri ve gazilerin de bu süreçte rencide edilmeden, dışlanmadan, endişeleri, korkuları, duyguları göz önüne alınarak ve onların da sürecin içinde sözlerini söyleyebilecekleri mekanizmaların oluşturulmasına yönelik önerilerimizi de ifade ettik.”
İYİ Parti ise heyet randevu vermedi. Genel Başkan Müsavat Dervişoğlu, “yeni paradigma” olarak da adlandırılan yeni süreçte kesinlikle İYİ Parti’nin rol almayacağını açıkladı. Dervişoğlu, “Yeni paradigmanın hedefinde Cumhuriyet var” iddiasında bulundu.
Erdoğan Diyarbakır’dan mesaj verdi
Görüşmeler ve açıklamalar sürerken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tavrı merak ediliyordu. Erdoğan süreçle ilgili çok fazla konuşmaması tartışma konusu oldu. Erdoğan ile MHP lideri Devlet Bahçeli arasında 9 Ocak’ta yapılan baş başa görüşmeyle birlikte Ankara kulislerinde Kürt sorunuyla ilgili yeni süreçte “umutsuzluk” atmosferi hakim olmaya başladı.
Sonrasında Erdoğan 11 Ocak’ta partisinin Diyarbakır’da İl Kongresine yaptığı konuşmada, son dönemdeki süreçteki tek amacı “yarım asırlık bölücü terör parantezinin kapatılması, tüm boyutları ve unsurlarıyla ebediyen tarihe gömülmesi” olarak açıklaması, “hayal kırıklığı” ve “umutsuzluk yaratıcı” olarak değerlendirildi.
“Bu Kürt kardeşlerimizle ilgili bir konu da değildir” diyen Erdoğan, “Altını çizerek ifade etmek istiyorum ki bu sadece ve sadece büyük ve güçlü Türkiye hedefinin önündeki en son engellerden birinin devreden çıkartılmasıdır. Sadece terör örgütünün tasfiye edilmesiyle sınırlı bir husustur” açıklaması yapmıştı.
Öcalan ev hapsine çıkacak mı?
Süreç boyunca birçok kesimini tartıştığı ve tepki gösterdiği konulardan biri de Öcalan’ın durumu oldu. Süreç sonunda Öcalan’ın ev hapsine çıkabileceği yorumları yapıldı.
Hükümete yakın isimlerden olan Hürriyet gazetesi köşe yazarı Abdulkadir Selvi, 15 Ocak’taki yazısını bu konuya ayırdı. Selvi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir grup milletvekiliyle yaptığı görüşmeye ilişkin bilgiler aktararak, “Erdoğan “Ev hapsi, mev hapsi diye bir şey yok. Adamın kendisi de çıkmak istemiyor. Bunlar nereden çıkıyor? Af diye bir şey yok. Bebek katiline af yok” diye yanıt vermiş. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a dönerek “Bunları halka anlatın” demiş” diye yazdı.