RIHA – Tutsak dört oğlundan ikisinin gözaltında gördükleri işkence nedeniyle hastalandığını ve hayati riskleri bulunduğunu belirten Mehmet Arslan, tutsak çocuklarının tedavisinin sağlanması için İHD, ÖHD ve milletvekillerine çağrı yaptı.
Riha’nın Pirsûs (Suruç) ilçesine bağlı Ziyareta Mezin kırsal mahallesinden 18 Ekim 2018’de gözaltına alındıktan sonra tutuklanan Arslan kardeşlere dönük kötü muamele cezaevinde de devam ediyor. Fevzi (55), Ömer (36), Mehmet Haşim (46) ve Mehmet Kasım Arslan (32) kardeşler ile akrabaları Khlel Khlel (30), AKP eski Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’a dönük “suikast” istihbaratı iddiası üzerine gözaltına alındı. 15 gün boyunca Emniyet Müdürlüğü’nde tutulan 5 kişiye polislerin hazırladığı ifadeler zorla imzalatılmak istendi. 5 kişiye uygulanan ağır işkenceler, Adli Tıp Kurumu (ATK) tarafından 31 Ekim 2019’de hazırlanan rapora da yansımasına rağmen, 5 kişi 15 gün sonra çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı.
Urfa 2 No’lu T Tipi Cezaevi’nde tutulan 5 kişi hakkında hazırlanan iddianamede, gözaltına alınmaya gerekçe yapılan “suikast” iddiası yer almazken, kentte farklı tarihlerde yaşanan birçok olaya iddianamede yer verildi. Mahkeme, işkence altında alınan ifadeleri baz alarak, Fevzi ve Mehmet Kasım Arslan kardeşler ile Khlel Khlel’e “Devletin birliğini ve bütünlüğünü bozma, tasarlayarak kasten öldürme” iddiasıyla 3 kez ağırlaştırmış müebbet hapis cezası verdi. Ömer ve Mehmet Haşim kardeşlere ise “Tehlikeli maddeleri izinsiz bulundurma”, “tasarlayarak öldürmeye teşebbüs”, “kamu malına zarar verme ve ruhsatsız silahlara mermi satın alma” iddiasıyla 28’er yıl hapis cezası verildi.
Antep Bölge Adliye Mahkemesi 18’inci Dairesi, verilen 19 Şubat 2020’de onadı. İtirazda bulunulan Yargıtay da 17 Ocak 2024’de kararı onadı. Avukatlar, bunun üzerine Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurdu. Dosya halen AYM’de beklerken cezaların onaylanmasının üzerine 5 kişi tekli hücreye konuldu.
SEVK EDİLDİLER
Arslan kardeşler ile Kuzey ve Doğu Suriye’den yanlarına taşınan akrabaları olan Khlel Khlel’in mağduriyetleri tutuklanmalarından sonra da devam etti. Urfa 2 No’lu T Tipi Cezaevi’nden tutulan 5 kişinden önce Mehmet Kasım Arslan, 17 Aralık 2020’de Diyarbakır 1 No’lu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne sevk edildi. Ardından akrabaları Khlel Khlel, 29 Ağustos 2021’de Rize Kalkandere Cezaevi’nde sevk edildi. Fevzi, Ömer ve Mehmet Haşim kardeşler ise Haziran 2024’te Adana Suluca Y Tipi Kapalı Cezaevi’ne sevk edildi. 3 farklı kentte tutsakları olan aile görüşlere gitmekte zorluklar yaşıyor.
ÇOCUKLARINI GÖRMEYE GİDEMİYOR
Çocukları ve yeğenlerinin komplolarla tutuklandığını, sağlık sorunları nedeniyle çocuk ve yeğenleriyle görüşemediğini ifade eden Mehmet Arslan (84), “Ortada bir şey yokken, bir delil bulunmazken işkence ile tutuklandılar. Biz mağduruz” dedi.
Mehmet Arslan, İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) ağır hasta tutsak listesinden bulunan oğlu Fevzi Arslan’a 6 Haziran 2024’de “baş ağrısı” şikayetiyle gittiği hastanede, gözaltına alındığı dönemde uğradığı işkence nedeniyle “beyninde erime” başladığı teşhisi konulduğunu ifade etti. Teşhisin ardından oğlunun tedavisinin yapılmadığını belirten Mehmet Arslan, “Hastaneye götürmüyorlar, tedavi etmiyorlar. Düzgün bir tedavi olurlarsa belki iyileşir, ama tedavi etmiyorlar. Bunu yapmadıkları gibi bizden uzak kentlere gönderiyorlar. Benim sağlığım el vermiyor gidip görmeye, diğer aile bireylerimiz ise gitmek isteseler de ekonomik olarak durumumuz buna elverişli değil” ifadelerini kullandı.
‘BIRAKIN BİZ TEDAVİ EDELİM’
Doktorların 2 yıl ömür biçtiği oğlu Fevzi Arslan’ın, tüm çağrılara rağmen serbest bırakılmadığını aynı cezaevinden tutsak olan bir diğer oğlu Ömer Arslan’ın ise henüz tespit edilmeyen bir hastalığa yakalandığı ve hayati tehlikesinin bulunduğunu belirten Mehmet Arslan, “Bizi aradığında ‘Başım çok kötü ağrıyor, dilim şişmiş hep kusuyorum. Ayakta duracak halde değilim, acile götürüyorlar, ama muayene etmeden bir köşede bekletiyorlar. Son günlerimi yaşıyorum’ diyor. Boğazından hasta, ama ne hastası olduğu cezaevinden tespit edilemiyor. Bıraksınlar biz kendi imkanlarımız ile tedavi edelim. Ömer’i doktorlar tedavi etmek istemiyor. Tahlil için aldığı kan küplerini çöp kutusuna attılar. Doktorlar onur kırıcı sözler söylüyorlar. Oğlum en son görüşüne gidenlere ‘Ben bu acılara dayanamıyorum. Dilim çok kötü halde’ demiş. Belki de kanser belirtileridir. Oğlum Ömer hastaneye gidip detaylı tedavi olmalı detaylı tahliller yapılmalıdır” diye konuştu.
‘ADALET İSTİYORUZ’
İki oğlunun da gördükleri işkenceden kaynaklı çok hastalandığını ve hayati risklerinin bulunduğunu vurgulayan Mehmet Araslan, “İşkence yaptıkları günden bu yana sağlık sorunları sürüyor. Çocuklarımı göremeye gidemiyorum. Çocuklarımın aileleri var onlara bakmaktan zorlanıyoruz. Torunlarım okula gidiyor, ama ceplerine bir harçlık koyamıyoruz. Yetkililer sesimizi duysun. Benim çocuklarım bir karıncayı dahi incitmediler. Biz adalet istiyoruz. Çocuklarımdan kaynaklı geceleri gözlerime uyku giremiyor. Biz adalet istiyoruz” şeklinde konuştu.
Mehmet Arslan, İnsan Hakları Derneği (İHD), Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) ve milletvekillerinin cezaevine giderek tutsakların yaşadığı sorunları yerinde tespit etmesini ve sorunların çözümü için harekete geçmeleri çağrısında bulundu.
MA / Emrullah Acar
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***