Aşırı sağcı Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ), üç ana akım parti arasındaki görüşmelerin çökmesinin ardından bu hafta sonu ülkenin bir sonraki hükümetine liderlik etme konusunda ciddi bir şans elde etti.
Avusturya Cumhurbaşkanı Alexander Van der Bellen’in, Eylül ayında yapılan seçimlerde partisi ulusal mecliste en fazla sandalyeyi kazanan partiye Pazartesi günü koalisyon kurma görevini vermesi bekleniyor.
Cumhurbaşkanı ve Avusturya Özgürlük Partisi lideri Herbert Kickl bugün bir araya gelecek. İkili arasındaki görüşme, yeni bir hükümete giden yolda atılacak ilk resmi adım olabilir.
Özgürlük Partisi’nin yükselişi, Herbert Kickl’i şansölye pozisyonuna getirebilir ve bu durum Avrupa’da aşırı sağın yükselişi için kritik bir eşik olabilir.
Partisi 1950’lerde Nazi paramiliter polisi SS’in eski üyeleri tarafından kurulan Kickl, güçlü bir göçmen karşıtı bir kampanya yürüttü. Parti, Avusturya’daki göçmenleri suçlular ve sosyal yardım süngerleri olarak aşağılıyor.
The New York Times’ta yer alan habere göre, Kickl, yeni sığınmacı kabulünün geçici olarak durdurulması ve sığınmacıların Avusturya vatandaşı olmalarını yasaklayacak bir yasa çıkarılması çağrısında bulundu. Avusturya’yı bir kale haline getirme sözü veren Kickl’in partisi, kampanya konuşmalarında kendisini Alman faşizminin yükselişini çağrıştıran “Volkskanzer” kelimesini kullanarak tanıtıyor.
Avusturya’da baş harfleri ÖVP olarak bilinen muhafazakar Avusturya Halk Partisi’nin üst düzey bir lideri, seçim vaadinin aksine Özgürlük Partisi ile koalisyon görüşmelerine açık olduğunu duyurdu.
Avusturya’nın ÖVP’li Başbakanı Karl Nehammer Cumartesi günü hem başbakanlıktan hem de parti liderliğinden istifa edeceğini açıkladı.
Genel seçimlerde Avusturyalıların yüzde 29’u Özgürlük Partisi’ne oy vermişti. Avusturya hükümetini 2017’den bu yana yöneten ÖVP ise yüzde 26 oy almıştı.
2017-2019 arasında İçişleri Bakanlığı yapan Kickl başbakanlığında bir hükümetin göreve başlaması haftalar, belki de aylar alabilir. Avrupa’daki ilk açık aşırı sağcı hükümetlerden biri olacak bu hükümet, seçmenlerin göç ve ekonomik çalkantılardan nasıl mutsuz olduğunu ve giderek daha fazla aşırı sağa yöneldiğini gösteriyor.
Viyana Üniversitesi’nde siyaset bilimci olan Laurenz Ennser-Jedenastik, ÖVP’nin geçen yaz Özgürlük Partisi ile çalışmama taahhüdünün daha çok koalisyondaki en büyük parti olarak kalma ve başbakanlığı elinde tutma stratejisiyle ilgili olduğunu söyledi.
“Tüm bariyerler şimdi çok hızlı bir şekilde yıkılıyor – bu da bu dışlama stratejisinin ne kadar yüzeysel olduğunu gösteriyor” dedi.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***