İhraç ettiğimiz tarım ürünleri, içerdikleri yüksek miktardaki zehirler nedeniyle birer birer dönüyor. Örneğin, AB’de 2016’da yasaklanan klorpirifos etil, Türkiye’de 2020’de yasak listesine alındı. Ancak yasak kararı kullanımını sonlandırmaya yetmedi. Klorpirifos etil hâlâ Türkiye’den ihraç edilen gıdalarda kalıntısı en çok çıkan pestisitlerden biri.
Tarım ve Orman Bakanlığı ‘tarımsal ilaç‘ ve ‘bitki koruma ürünü‘ demeyi tercih etse de aslında her biri pestisit. Yani kimyasal zehir. Kimi böcek, kimi ot, kimi mantar, kimi sürüngen, kimi kemirgen öldürüyor. Ancak zehir sadece tarım zararlılarını etkilemiyor. Toprağı, suyu, havayı ve kaçınılmaz olarak insanları da zehirliyor. Hasta ediyor.
Bakanlığın verilerine göre pestisitin yaklaşık yarısı Adana, Mersin, Manisa, Aydın, Bursa, İzmir ve Antalya’da kullanılıyor. İlk sıradaki Adana’yı yaklaşık 4 bin 460 tonla Antalya takip ediyor. Manisa 4 bin 165 ton, Mersin 4 bin 101 ton, Konya ise 2 bin 283 ton zehri, tarla, ağaç ya da seradaki ürünlere atıyor.
En çok mantar öldürücüler
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı verilerine göreyse dünyada olduğu gibi Türkiye’de de en büyük grubu fungisitler (mantar öldürücü) oluşturuyor. 2022’de toplam pestisit kullanımının yüzde 35,1 fungusitler, yüzde 26,3’ünü herbisitler (yabancı ot öldürücüler), yüzde 22’sini insektisitler (böcek öldürücüler), yüzde 4,5’ini akarisitler (akar öldürücüler), yüzde 0,5’ini rodentisitler (kemirgen öldürücüler) ve yüzde 11,6’sını diğerleri (bitki aktivatörü, bitki gelişim düzenleyici, böcek cezbedici, fumigant, nematosit, kükürt, madeni yağlar) oluşturuyor.
Türkiye’de 2019’da yapılan bir çalışmada analiz edilen gıda örneklerinin yüzde 49’unda sucul canlılar, arılar, su yosunları ve faydalı böcekler açısından çok zararlı, yüzde 42’sinde ise doğal hayatta biyolojik birikime neden olan ve toksik etkisi uzun süre kalıcı pestisitlerin kalıntısı tespit edildi.
2013 ve 2014’te yapılan bir başka araştırmada analiz edilen gıda örneklerinin yüzde 85’inde birden fazla sayıda pestisit kalıntısı bulundu. Tespit edilen pestisit sayısı iki ile 13 arasında değişiyordu.
Ziraat yüksek mühendisleri Dr. Belma Özercan ve Rahmi Taşçı’nın yaptığı Türkiye’de Pestisit Kullanımının İller, Bölgeler ve Pestisit Grupları Açısından İncelenmesi’ne göre Türkiye’de 1990’da yaklaşık 30 bin ton civarında pestisit kullanılırken, 2020’de rakam 54 bin tona yükseldi.
Yukarıda saydığımız illerde hektar başına kullanılan pestisit miktarı çok fazla. Antalya’da 2020’de hektar başına pestisit kullanımı yaklaşık 14 kg, Manisa’da 9 kg seviyesinde. Özercan ve Taşçı, “Pestisit kullanımının yoğun olduğu illerde halk sağlığı, biyoçeşitlilik kaybı, kimyasal kirlilik gibi önemli sorunların görülmesi bekleniyor” diyor.
*Türkiye’de bölgeler itibarıyla pestisit kullanımında Akdeniz Bölgesi 15 bin tonla ilk sırada yer alıyor. İkinci sırada 12,8 tonla Ege, üçüncü sıradaysa 9,5 tonla Marmara Bölgesi geliyor. Bu üç bölgede, Türkiye’de kullanılan toplam pestisit miktarının yüzde 69,6’sı atılıyor.
*Türkiye, pestisit kullanımı yönüyle dünya ortalamasının altında. Ancak bölgesel bazda incelendiğinde (özellikle Akdeniz Bölgesi’nde) dünya ortalamasının çok üzerinde pestisit kullanımının olduğu görülüyor. Bölgede ürün çeşitliliğinin fazla olması ve buna bağlı olarak da zararlı organizmaların çeşitlilik göstermesi ve pazara yönelik ürün veriminde kayıpların olmasının istenmemesi, yoğun pestisit kullanımını da beraberinde getiriyor.
*Dünya pestisit kullanımı 2019’da 2.69 kg/ha idi. Türkiye, pestisit kullanımı bakımından dünya sıralamasında 12’inci sırada yer alıyor. Dünya pestisitinin yüzde 1,23’ünü biz kullanıyoruz. Türkiye’de hektara pestisit kullanımı 2,2 kilogram.
*En az kullanılan bölgeyse Karadeniz (coğrafi yapısı nedeniyle tarım alanı daha az).
*Ürün ve zararlı organizma çeşitliliğinin yanısıra iklim değişikliği de zararlı organizmaların ortaya çıkış sürecinde farklılıklara ve zirai mücadele takviminde kaymalara neden olabiliyor. Sıcaklık ve yağış değişimleri nedeniyle ‘ilaçlama‘ (pestisit) tekrarlarının yapılması da üründe kalıntı risklerini beraberinde getiriyor.
Zehirli Pestisitlerin Türkiye’de kullanıldığı alanlar
*Glifosat: Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) kanser araştırma ajansı tarafından ‘muhtemel kanserojen’ olarak sınıflandırılıyor. Türkiye’de zeytin, üzüm, portakal, mandalina, fındık, elma, kayısı, şeftali, greyfurt, limon, asma yaprağı üretiminde kullanılıyor. Bayer tarafından üretilen Glifosat’ın 2018’deki cirosu 841 milyon dolar.
*Tiametoksam: Arılar başta uçucu böceklere zarar verdiği için AB’de tarım arazilerinde kullanılması yasaklandı. Syngenta şirketi tarafından üretilen zehir, Türkiye’de marul, soya fasulyesi, yağlık zeytin, mısır, karpuz, hıyar, patlıcan, biber, domates, patates, şeftali, armut ve elma başta olmak üzere çeşitli ürünlerde kullanılıyor. Ürünün 2018’deki cirosu 242 milyon dolar.
*Glufosinate: Avrupa Kimyasallar Ajansı’na göre ‘üremeyi riske atıyor.’ Türkiye’de zeytin, üzüm, erik, şeftali, kayısı, armut, kiraz, elma, limon ve turunçgillerde kullanılıyor. BASF tarafından üretilen Glufosinate’in 2018 yılı cirosu 227 milyon dolar.
Serbest Görüş:
*Klorantraniliprol: Su organizmaları için çok tehlikeli. Türkiye’de kullanılmasına izin verilen ürünler arasında en başta gelen pestisitlerden biri. Pamuk, şeker pancarı, mısır, yer fıstığı, mercimek, asma yaprağı, baş lahana, karnabahar, kornişon, hıyar, patlıcan, biber, domates, patates, ceviz, Antep fıstığı, fındık ve üzüm başta olmak üzere yaygın olarak tüketilen tüm meyve çeşitlerinde kullanılıyor. FMC tarafından üretilen Klorantraniliprol 2018’de 255 milyon dolarlık ciro elde etti.
*Siprokonazol: AB’ye göre ‘üremeyi riske atıyor’. Türkiye’de şeker pancarı, buğday, mısır, pirinç, asma yaprağı ve üzümde kullanılıyor. Corteva tarafından üretilen Siprokonazol 2018’de dünyada 144 milyon dolar ciro elde etti.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***